Geçtiğimiz hafta sonu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, TARKEM ve İzmir Vakfı'nın ortaklığıyla düzenlenen Tarihi İzmir Rotaları Çalıştayındaydık. Konumuz Konak Pier’den başlayan ve Kadıfekale’ye kadar devam eden Tarihi Kemeraltı bölgesi ile ilgili rota planları ve detaylarını konuşmak oldu. Konusunda uzman onlarca kişi Havra Sokağı yakınındaki Portekiz Sinagogo’nda buluştuk. Amaç tek bakış açısı oldukça genişti.

Kimler yok ki; İzmir Kent Arşivi Müzesi, Deniz Ticaret Odası, Doğa Derneği, Efeler Yolu Derneği, EBSO, Ege Turizm Derneği, EGIAD, ETİK, İBB Akdeniz Akademisi, İzfaş, İzka, İzmir Esnaf ve Sanaatkarlar Odalar Birliği, İzmir Gourme Guide, İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İzmir Rehberler Odası, İzmir Ticaret Borsası, İzmir Ticaret Odası, Kemeraltı Esnaflar Derneği, Konak Belediyesi, Tursab, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ,Selçuk Belediyesi, Ortodoks Cemaati Vakfı, Kemeraltı Hayat Platformu, İzmir Valiliği, İzmir Musevi Cemaati Vakfı temsilcileri, tarihçiler, turizmciler…

Sabah 10:00’da başlayan oturum akşam 17:30’a kadar devam etti. Günün açılış konuşmasını yapan Başkan Tunç Soyer “Konak Pier'den Kadifekale'ye uzanan bu güzergâhta Kemeraltı belki de en kritik nokta. Dünyanın en eski ve en büyük açık hava alışveriş merkezi. Tek başına bu cümle bile aslında Kemeraltı'nı dünya markası yapmaya yetebilir. İzmir'in dünyaya söyleyecek çok sözü var ancak belki de en güzel sözü Kemeraltı üzerinden olacak" diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından gruplar halinde Kemeraltı başta olmak üzere İzmir’imizi konuştuk. Oturumlarda bizlerle beraber görev yapan moderatörlerimiz önceden belirlenen konu başlıklarına göre bizleri yönlendirdi. Başlıklarımız Hayatlar, Öyküler, Sesler, Kokulardı ki en son Kemeraltı için bugün temalı ana şema cümleleri ile günümüzü tamamladık. Kemerlatını oluşturan temalar bizler için nelerdir. Aradığımız, hatırlamaya veya hatırlatmaya çalıştıklarımız nelerdi onları konuştuk gün boyu. Alışveriş, sanat, lezzet, eğlenceler, ticaret, ibadet, düğün, bayram, cenaze, sokak satıcıları, sanatçılar, müzisyenler, mekanlar, oteller, meyhaneler, fırınlar, kahve, boyoz, söğüş, Basmane, Kadifekale daha neler neler.

Tunç Bey göreve geldiği günden bugüne İzmir’in daha fazla tanıtılması perspektifi ile Kent turizmini oluşturan değerler üzerinde çalışıyor ve anlatıyor. Planlar hep bu yönde. Bunun içinde en önemli merkezlerden ve şehrin simgelerinden. Bunun için gün boyu Kemeraltını konuştuk. Tahmin edeceğinizden daha fazla bir derinliği var Kemeraltının. Dünya şehirlerine baktığımızda şehrin tarihini oluşturan bir “Old Town” kavramı var. Kemeraltı İzmir şehri için kesinlikle bu. Kentin ana damarı olan ticaret, ibadet, alışveriş, sağlık, hukuk, yemek birçok şeyi içinde yüzyıllardır barındırıyor. İzmir bir liman şehri ve tarih boyunca liman İzmir’e sayısız bir miras taşımış.

İzmir’in merkezindeki Kemeraltı’da bu unsurların buluştuğu, yan yana geldiği, etkileştiği bir merkez olmuş. İzmir nüfusunu oluşturan tüm kültürel renkler vardı çalıştay da aynı Kemeraltı gibi. Bu konuda İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerini kutluyorum. Hemen hemen tüm unsurlar düşünülerek gün tasarlanmış ve davetliler çağırılmış. İzmir diyorsak Seferad Yahudi topluluğundan, Ermeni, Rum Ortodoks topluluklarından söz etmemek olur mu? Ticaretin, sanatın ve zanaatın içinde olan tüm din, meshep  ve ırkların yan yana buluştuğu hoşgörü alanı İzmir ve Kemeraltı.

Kemeraltı denildiğinde benim için hatıralar var yaşamadığım. Dedemler İzmir’de yaşamışlar uzun yıllar. Benim için dedemin varlığı Kemeraltı. Dedemin hatıraları. O sebeple hatıralar peşindeyim yaşamadığım. Yaşayan için coşkulu. Anlattığı zaman heyecanını görürdüm rahmetli dedemin. Tek tekçiler anlatırdı küçük lezzetlerle dip dibe. Hacmi küçük lezzeti dünyalarca büyük. Kokoreç, boyoz, söğüş, şambali lokma.. İşte ben ne zaman Kemeraltında olsam aklımda dedem ve hatıraları. Dayım için yapılan sünnet alışverişi. Yedikleri, içtikleri…

Kemeraltı konuştuk, yazıldı her şey. Kayıtları tutuldu. İşte bundan sonra her şey temenni ve dileklerde. Hepimizin arzuladığı Kemeraltı kavramı için yetkililere büyük iş düşüyor, başta Başkan Tunç Soyer’e. Her yerde anlattığı, arzu ettiği o güzel Kemeraltı Rotaları için iş eylem vakti. Başkan Çalıştayın sonunda bununla ilgili müjdeli bir haber de verdi. 3 Mayıs tarihi İzmirliler Günü olarak kutlanacakmış. Çalıştayda öğrendiğimiz İzmirde ses dediğimizde akla gelen ilk Rembetiko Müziğinin bu topraklardan çıktığı oldu. Hatta çalıştay sonunda Agora Minör grubunun harika remberiko ezgileri ile sona erdirdik. 3 Mayıs İzmir gününde şehrin her yerini rembetikoyla süsyeleyelim öneri bizzat Tunç Bey’den geldi.

Benim fikrim önce İzmir’linin kendi değerine sahip çıkması. Konak Pierden başlayıp Kemeraltının altını üstüne getirip gezmeleri. Hatta bunun için Belediyenin yapmış olduğu harika bir akıllı telefon uygulaması var. İzmir Tarih. Telefonlarınıza indirip bu rehber eşliğinde gezin derim. Gezerken de lezzetleri unutmayın.

Madem ki Kemeraltı Çalıştayındaydık bende öğle yemeği için kendimi attım sokaklara; Havra Sokağına yakın durağım Gül Kebap oldu. Kuruluş 1949. Evet Çanakkale Savaşı Gazisi Giritli göçmen Yüzbaşı Mehmet Ali Gülgeze tarafından kurulmuş. Şimdilerde dördüncü kuşak iş başında. Kuruluşundan bugüne servisinde kullandığı kalaylı bakır sahanları, domates sosu, döneri ve yağda köftesiyle döner kebabın İzmir’deki başarılı adreslerinden. Duvarındaki asılı olan Ahilik Nashihatı’nı sadece duvarında asılı bırakmamış ve Ahilik kültürünü yaşatmaya içselleştirmeye devam etmiş.

Dükkan erken saatlerde açılıyor ve çorba ile güne başlanıyor. Mekanın spesiyali döner ve “Bandır” köfte. Köfte kendi yağında bakır tavada pişiriliyor. Domates ile hazırlanan sosunda kemik ve et suyu var. Yine dönerinde kullandıkları sosta kesinlikle salça olmadığı ifade ediliyor. Tamamen domatesten elde edilen bir sos.

1949 yılından bugüne bir Kemeraltı ve İzmir klasiği olan işletmeye gitmeyen varsa öncelikli listesine eklesin derim.