Bu dünyada beni en etkileyen yerlerden birindeyiz bu ay, Kapadokya. Üstüne ne çok şey yazılmıştır. Ya da yazılmayı bekleyen ne kalmıştır. "Bu dünyada beni en etkileyen" cümlesi ne derece iddialı ise, aslında gidip gördüğünüzde cümlenin iddiasızlığını anlıyorsunuz. Harikulade bir coğrafyada yaşıyorsunuz.  Bunu net anlayacağınız yerdir Kapadokya. Çeşitli kaynaklarda Dünya harikaları listesinde yer alan Kapadokya, milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasandağ ve Göllüdağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu tabakanın rüzgâr ve yağmur aşındırması ile oluşan anlatılmaz yaşanır bir bölgedir.

Paleolitik dönemde ile yaşamın başladığı arkeolojik bulgularda ortaya çıkmaktadır. Hristiyanlık tarihi konusunda önemli bir bölge olan Kapadokya'da, Romanın baskısından kaçan Hristiyanların oluşturduğu yeraltı şehirleri, mağaralar ve peri bacaları içine oyularak yapılmış kiliseler bölgedeki en önemli tarihi miraslardır.

Anadolu'da bulunan birçok önemli yerleşke gibi Kapadokya'da bir ticari yol güzergâhında yer almıştır. Hititler döneminde ticaret ile gelişen bir yer haline geliyor. M.Ö 6 yüzyıllarda Pers İmparatorluğu egemenliğine geçtiği dönemde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelen Kapadokya ismini alıyor. Büyük İskender'in Pers egemenliğine son vermesi ile Kapadokya Krallığı oluşuyor. Romalıların bölgeye ve Kapadokya Krallığına egemen olması M.S 17 'yi buluyor. Kapadokya bölgesine M.S 3 yüzyıl ile başlayan dönemde Hristiyanlar yerleşmeye başlayıp, tüm öğretileri bu bölgeden yaymaya başlamışlar. Dönemin önemli örnekleri kaya kiliseleri ve yeraltı şehirleridir. Romanın ikiye bölünmesi ile Bizans egemenliğinde kalan bölgede 7.yy ilk yıllarında Kapadokya'da Bizans ve Arap Sasaniler arasında yoğun savaşlar yaşanmış. Bölge Sasanilerin eline geçmiş ve Halife Osman'ın Sasani Devletini yıkması ile bölge Bizans egemenliğine tekrar geçmiştir. 1071 yılında Alparslan'ın Anadolu kapısını aralaması ile 1082 yılında Kayseri'nin Selçuklular tarafından fethedilmesi ile Kapadokya tekrar el değiştirmiştir. Selçuklu devletinin Moğol kökenli İlhanlılar tarafından istila edilmesi sonucu Anadolu'da başlayan beylikler dönemi sonrası Osmanlı egemenliğine geçmiş. Özellikle Osmanlı bölgedeki Hristiyan nüfusa karşı Selçuklu döneminde olduğu gibi hoşgörülü davranmış, bölgedeki yaşam devam etmiştir.

Her zaman yazdığım, anlattığım şey bir yerleşkenin tarihi derinliği o yerin tüm karakterini oluşturmasıdır. Ne kadar derin ise o derece kökte müthiş bir hikâye çıkmaktadır. İşte bu perspektif ile bakarsanız yerleşkeye inanılmaz detaylar görebiliyorsunuz. Roma'nın baskısı ile yeraltına sığınan Hristiyan nüfusun oluşturduğu şehirleri gezin. İnanılmaz bir şey. Onlarca yıl toprak altında yaşamış bir inanç. Ve büyük bir motivasyon ile yaşanmışlılar. Yapacaklarınız listesinin başına muhakkak yeraltı şehirlerini gezmeyi yazın. Gezerken ben çok etkilendim. O inanç motivasyonunu anlamaya çalıştım. Müthiş bir yaşanmışlık ve mücadele tablosu.

Dünyanın en büyük ikinci kanyonu Ihlara Vadisini yapacağınız ziyaret listesine ekleyin. Vadi içinde yapacağınız uzun yürüyüşü unutamayacaksınız. Vadinin ortasından geçen Melendiz çayını takip ederseniz önünüze çıkan tarihi kiliseleri ziyaret edebilirsiniz.

Kapadokya denildiğinde tabi akla ilk gelen Balon gezileri oluyor. Uygun hava koşulları olması durumunda sabahın ilk saatlerinde tan ağarırken gökyüzüne çıkıyorsunuz ve unutulmaz bir anı ile hayatınıza bir deneyim ekliyorsunuz. Bizim seyahatimizde şansımız hava şartlarımız çok uygun olmaması ve güzel kızımız Bademizi bırakacağımız bir yakınımız olmaması ile Balon gezimizi önümüzdeki yıllara erteledik. Ama kalkan balonları izlediğimiz sabah, gökyüzünde olmasak ta hatıralarımız süslemekte.

Kapadokya demek toprak demek. İnsanoğlu inançları için toprağı oyup yer altında bir yaşam kurguladıysa bu tarihsellik bu topraklarda kalmış. Bu gelenek toprak işçiliğini tüm alanlara yaymış. Bunlardan biri de çömlek ve kil, seramik atölyeleri. Avanos bölgesinde onlarca çömlek atölyesi var. Buralarda sizde deneyim yaşayabilirsiniz. Yapacaklar listenize eklemenizi tavsiye ederim. Çamuru elinizde hissettiğinizde doğayı, peri bacalarını, yeraltı şehirlerini daha özel anlıyorsunuz.

Toprak notalarından bahsediyorsak,  akla gelen içecek tabii ki şarap oluyor. Bölge bulunan iki şarap üreticisinin şaraphaneleri ziyaret listenizde olmalı ve tadım yapmalısınız. Turasan ve Kocabağ şarapları bölge için önemli iki üreticidir.

Ne yemeliyiz?

Kapadokya'nın en önemli yemeği tabii ki Testi kebabıdır. Aslında Yozgat bölgesinde yoğun yapılan testi kebabını Kapadokya ile özdeşleştirende Avanos bölgesinde yoğun yapılan testi işçiliğidir. Kapadokya bölgesinde bulunan birçok restoran menüsünde bulunan Testi kebabı, soğan, kuzu eti, domates ve sarımsaktan yapılmaktadır. Fırında az ateşte uzun pişirme ile harika bir lezzet ortaya çıkarmakta. İyi yapılan bir testi kebabı denemeniz gereken listenizde önemli bir lezzettir.

Kapadokya tavsiyelerimiz

Seyyah Han Restoran

Çavuşin bölgesinde bulunan işletme uzun zamandır sosyal medyada takip ettiğimiz ve meraklandığımız işletmeydi. Testi kebabını ilk deneyimlediğimiz işletme oldu.  Testinin yanında iki duble sohbet ile harika bir sofra deneyimi için ajandanıza yazın. Ben ayrıca humus sever birisi olarak menünüzde olması gerektiğini düşünüyorum. Zira çok iyiydi.

Caverna Restoran

Ürgüp'te bulunan Yunak Otel içinde bulunan Caverna Restoran özellikle lezzeti ve servisi ile öne çıkan bir işletme olarak tavsiye edebiliriz. Dünya ve Akdeniz mutfağının lezzetleri ile nefis bir menü ile yerel lezzetlerin birleşimi ile harika lezzetler ortaya çıkmış. Bizim kuzu incik favorilerimizden oldu. Deneyimlemelisiniz diye düşünüyorum.

Tavacı Yılmaz (Yılmaz Turbo)

Anadolu'da lakap bazen isimin önüne geçiyor. Nevşehir sanayi sitesinin içinde bulunan Tavacı Yılmaz'da buna örneklerdendir. Turbo yılmaz olarak anılan mekânda Nevşehir tavasını nerede yeriz? Sorusuna cevap ararken karşımıza çıktı diyebiliriz. Bu arayış bizi Nevşehir sanayisinde ara sokakta Yılmaz ustanın dükkânına getirdi. Tavanın yanında harika pidelerinde de deneyimlediğimiz dükkânı yerel lezzetler için öneririz. Oldukça keyifli ve misafirperver bir işletme olarak notlarımıza düştü.

Kapadokya dönüşümüzü Kayseri'den yapacağımız için kendimize Kayseri'de de yarım günlük lezzet turu için vakit ayırdık. Kısa olan bu vaktimizi iyi değerlendirmek için hızlandırılmış bir Kayseri lezzet turu yaptık. Kayseri denildiğinde aklınıza ne geliyor diye sorsak en çok cevap aldığımız lezzetin başında sanırım Mantı gelir. Bizde aynı cevapları verdiğimiz için aklımızda duran midemizde dursun mantığı ile kendimizi mantının peşinde bulduk.

Gubate Restoran

Kayseri bölgesinde özellikle Çerkes kökenli nüfus yoğundur. Çerkes mutfağının en özel örnekleri de bölgede bulunmaktadır. Gubate Restoran da ismini bir Çerkes mutfağının en sevilen böreklerinden olan Gubate'den almıştır. Mekânda hem Çerkez hem de Kayseri yörelerine ait geleneksel yemeklere yer veriliyor. Bizim için mantı, yağlama, pastırmalı kuru fasulye, kaymaklı kalburabastı gibi yemekleri özellikle çok iyi diyebiliriz.

Taş Mekân Et Lokantası

Kayseri'den Erciyes dağına doğru giderken harika manzarası ile Taş Mekân Et lokantası bir diğer uğrak yerimiz oluyor. Özellikle kuzu pirzolası bizim için unutulmaz bir deneyimdi. Yediğim pirzola beni çocukluğumda yediklerimi götürdü.  Oldukça keyif aldığımız mekân bir diğer lezzet durağımızdır.

Hacı Steak House

Son zamanlarda oldukça popüler hale gelen Steak House kültürünün Kayseri'deki başarılı temsilcisi Hacı Steak House'tayız.  Oldukça geniş menüsüyle akıllarda yer edinen şık bir mekân Hacı Steak House. Akşam yemeği için menüsü zengin bir yer arıyorsanız kesinlikle Hacı iyi bir alternatif.

Menünün çoğu lezzetinde istiridye mantarını hissedeceksiniz. Kereviz çorbasından New York Roll ‘e,  Şato’sundan füme cheddar’ına, kuzu kafesinden anasonlu rezeneli sosisine ve hellimli sucuğuna kadar birçok seçenek mevcut. Aklınızda duracağına midenizde dursun.

Hisar Pastanesi

Kayserinin en eski Pastaneleri arasındaki işletme deneyimli personeli ve lezzetleri ile ağzınızın tadı için keyifli bir işletmedir. Biz ziyaretimizden çok keyif aldık. Birçok lezzetin üstüne bol köpüklü bir Türk kahvesi ve tatlı keyfi için çok keyifli bir adresti. Özellikle pasta ve pastane lezzetleri tutkunları için doğru adres.

Kapadokya’ya dünyanın açık hava müzesi denilse doğrudur. Her mevsimi ayrı güzel, baharda çiçeklerin süslediği, tabiatın uyanışının, sonbaharda sarı rengin kapladığı ayrı güzel topraklarıdır. Yazın sıcaklığı tüm keyfi ile gecesine başka bir duygu verendir, Kışın soğunun yanında tabiatın büyüleyici güzelliği size sıcaklık veren topraklardır Kapadokya. Derinkuyu ise tüm Kapadokya’dan farklı bir yer. Şehirde sizi tuhaf bir huzur karşılar. Uçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Kaymaklı, Ihlara, Gülşehir size tatmadığınız eşsiz duygular verir.

Kapadokya hikâyesi olan bir lokasyon. Her peri bacasının ayrı bir öyküsü var ve insan buna aşık oluyor. Kapadokya size masalsı bir hikâye vaat ediyor. Enfes gün doğumu ve batımları ile anlatılmaz yaşanır anlar sunuyor. Bugün size bu anları anlatmaya çalıştım. Dilerim bu nefis gezegeni ziyaret eder, keyfine varırsınız.

Afiyetle kalın.