CHP’de delege seçimlerindeki kavga, gürültü, listelerin açıkladığı deklarasyonlar, kimlerin ilçe başkanı olacağı bu dönem de konuşulmasına konuşuluyor ancak tüm bunlar “Kim il başkanı olacak?” sorusunun önüne geçmiyor/geçemiyor!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanları çalıştayında,  “İl kongrelerinde uzlaşı adayı arayacağız. Belediye başkanları sürece karışmasın” açıklaması aslında tartışmanın fitilini ateşlemişti. Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini Gündeme Bakış olarak ilk biz sizlere duyurduk! Hatta bu cümlelere inanamayanlar bile oldu! “Genel başkan öyle dememiştir” diye beni arayanlar hala hafızamda…

Kılıçdaroğlu’nun örgüte, “uzlaşı” adayı mesajının hemen ardından kentin iki tecrübeli ismi Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in, “Deniz Yücel aday olursa destekleriz” açıklamasıyla tartışma farklı bir boyuta kazandı ve her geçen gün büyüyerek devam etti.

Gelecek vaat eden siyaset muhabiri arkadaşım Halil İbrahim Güler, “Kılıçdaroğlu o görüşmede ne dedi?” başlığı ile çok güzel bir kulis haber toparladı. Okumanızı tavsiye ediyorum!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile son görüşmesini yaklaşık 10 gün önce yaptı. O görüşmeyle ilgili iki iddia var. Milletvekilleriyle, ilçe ve belediye başkanlarıyla, il yöneticileriyle özelikle bu konuyu konuştum. Herkes iki iddayı duymuş desem yanlış olmaz ama doğruyu bilen sayısı az! Birinci ağızdan öğrenilmediği için de duyum yorumlanıyor.

“Kılıçdaroğlu Deniz Yücel’in göreve devam etmesini istiyor. Bu sefer adayını işaret edecek” değerlendirmeleri yapılıyor! Bu doğru olduğunu söyleyenlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla!

Şuanda il kongresine hazırlanan başını CHP İzmir eski İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ve arkadaşlarının çektiği partililer Kılıçdaroğlu’na rağmen mi çalışma yapıyor? Ya da böyle bir algı mı yaratılmaya mı çalışılıyor?

Kılıçdaroğlu’na rağmen” çalışma yapıldığını söyleyenler/iddia edenler Nalbantoğlu’nu tanımıyor! Kendisinin il başkanlığı benim de muhabirlik dönemimde gazeteci-siyasetçi ilişkisini yaşadık ki bu hala devam ediyor. Nalbantoğlu’nu tanıdığımı düşünüyorum! 30 ilçenin 29’unu kazanılmasına büyük katkı sağlayan, seçimin kaptanı Nalbantoğlu, yanılmıyorsam 2010 kongresinde il başkan adaylığına hazırlanıyordu.

Kongre öncesi 512 delegenin imzasını cebine koydu! Son olarak da Tire delegelerinin imzasını almak için yola düştü. O sırada genel merkezden bir telefon! Telefondaki genel merkez yöneticisi Nalbantoğlu’na, “Genel başkan Ekrem Bulgun’un il başkanı olmasını istiyor” dedi. Nalbantoğlu da “Seve seve. Genel merkezin istediği bizim için emirdir” yanıtını verdi ve kongrede aday olmadı.

2010’da böyle “erdemli” bir davranış sergileyen bir partilinin bugün en yakın çalışma arkadaşı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmuşken, CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun başarısı için yoğun mesai harcamışken; “farklı” davranabileceğini öngörmek en hafif tabiriyle saflık olur!

İl kongresine hazırlanan ekipten birçok isimle konuştum. “Şuana kadar Genel Başkanımızın kongreye yönelik işaret ettiği bir isim yok” bilgisini aldım.

Bu bilgi (genel başkanın kendisini işaret ettiği) aslında Deniz Yücel’de de yok!

Tüm konuşulanlar az önce de ifade ettiğim gibi iddia ya da öngörü!

Tabi şunu da sormak lazım! “Deniz Yücel’le uyumlu çalışamayacağını Kılıçdaroğlu’na söyleyen ve bu konuda dik duran Tunç Soyer, CHP liderinin başka bir isim bildirmesi durumunda ne yapar?”

Bu konuda bana kalırsa cevap tek ve net: “Soyer, Kılıçdaroğlu ne derse onu yapar. Çünkü onunla yol yürümek istiyor. “Rağmen” hiçbir hareketin içerisinde yer almaz”

CHP’de il başkanlığı için “net” bir durum yok! Kılıçdaroğlu’nun kongre sürecinde bir aday işaret edeceği yüksek sesle dile getirilse de bu olmayabilir!

Sözün özü işe şu; parti lideri birisini işaret ederse o il başkanı olur!

Nokta.