Yaprakları barışın simgesi olan, sağlığa faydaları saymakla bitmeyen zeytin ağacının hasat coşkusunu hem Ayvalık hem de Milas’ta yaşadım. Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın’ın davetiyle katıldığım Ayvalık Zeytin Hasat Festivali Cumhuriyet Bayramı ile bütünleşerek büyük bir şenliğe dönüştü. Milas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Reşit Özer’in davetlisi olarak yer aldığım 5. Milas Hasat Şenliği ise bu bölgenin zeytin ve zeytinyağındaki iddiasını göstermesi bakımından oldukça etkileyici idi.

Ayvalık’ta 15. kez düzenlenen festival, Ayvalık Ticaret Odası tarafından iyi organize edilmişti. Ayvalık denilince zaten ilk akla gelen dünyanın belki de en kaliteli zeytinyağı bu festival ile her yıl bir kez daha ön plana çıkmış oluyor. Festival kapsamında birçok etkinlik gerçekleştirildi. Zeytin ve zeytinyağı markaları Ayvalık Çarşısı’nda küçük bir alanda kendilerini tanıtmaya çalışırken, kalabalık nedeniyle oldukça sıkıntılı anlar da yaşadılar. Ayvalık’ta dördüncü nesil üreticilerin daha iyisi için verdikleri mücadele de takdir edilecek nitelikte idi. 

Şenlikten festivale

Ayvalık’ta bulunduğumuz süre boyunca Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın’ın bütün misafirlerle yakından ilgilenmesi dikkatimizden kaçmadı. Büyükçıvgın, 14 yıldan beri “hasat şenliği” olarak bilinen etkinliği festivale dönüştürerek ilgiyi ve tanınırlığı daha da artırmayı amaçladıklarını söyledi.

Bu yıl “Her Hasat Bir Barış Çağrısı” sloganını kullandıklarını, bu sayede zeytin ağacının barışın simgesi olduğunu bir kez daha göstermek istediklerinin altını çizen Büyükçıvgın, bundan sonraki dönemde de Ayvalık Zeytinyağına Avrupa Birliği Tescili alarak bütün dünyaya tükettirmek istediklerinin kaydetti. Festivalde Türkiye’de zeytinyağı denilince ilk akla gelen isimlerden biri olan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet’in de zeytinyağı sektörü ile ilgili değerlendirmelerini ve öngörülerini dinleme fırsatım da oldu.

Mücevheri daha iyi işleyelim
Ayvalık’ta bir kez daha bu mucize ağacın ülkemiz açısından ne kadar önemli olduğunu ve Türkiye’nin dünyada bu ağaçtan elde ettiği zeytin ve zeytinyağı ile her alanda nasıl daha iyi bir noktaya ulaşabileceğine bir kez daha şahit oldum. Tabii bu konuya devletimizin de daha yakından şahit olmasını bekliyoruz. Avrupa Birliği zeytinyağına kilo başına 1.3 euro destek verirken, biz sadece seksen kuruş destek veriyoruz. Bu destek ne yazık ki zeytinyağında dünyada söz sahibi olabilecek potansiyele sahip bir ülke için yeterli değil. Umarım bir gün zeytinyağı devletimiz tarafından stratejik bir ürün olarak kabul edilir de, bu mücevherimizi daha iyi işleyerek kendi markalarımızla dünya pazarlarına ulaştırıp ülkemize daha çok katma değer sağlayabiliriz.

Milas’ta hasat coşkusu
Milas’ta da zeytinyağı hasat şenliği büyük bir coşku ile kutlandı. Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer başta olmak üzere Milas’ın önde gelen isimleri zeytin ve zeytinyağında Milas’ın adının daha da öne çıkması için çalıştıklarını belirttiler. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı şenliklerde Milas Cumhuriyet Meydanı’nda zeytinyağı sektörü ile ilgili markalar ürünlerini tanıtma imkanı da buldular. Stant açan isimlerden biri de Muğla Ticaret Borsası Meclis Başkanlığı görevini de sürdüren Uzunyuva markasının sahibi Uğur Özen idi. Özen ile standında sohbet etme imkanı buldum. Özen, Milas’ın zeytin ve zeytinyağı potansiyelinden bahsetti. Memecik zeytininden elde edilen yağın aroması ve kalitesi ile Türkiye’nin çok önemli bir değeri olduğuna işaret eden Özen, bu değerin hakkının verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bölgede markalaşmaya önem verdiklerini de anlatan Özen, markalaşarak zeytinyağında katma değerin daha da artırılabileceğini vurguladı. Milas’ta katıldığım hasat şenliği oldukça renkli geçerken, zeytin hasadında kadın emeğinin ne kadar önemli olduğuna da şahit oldum. Şenlik kapsamında Uyku Vadisi Tarım Kooperatifi’nin kurduğu zeytinyağı tesislerinin de açılışı yapılırken, zeytinyağında birlik olmanın, güç birliği yapmanın ne kadar güzel markaları ve tesisleri ortaya çıkardığını bir kez daha gördüm. Katıldığım 2 hasat şenliği de ölmez ağaç zeytinin bu ülke için ne kadar kıymetli olduğunu ve bu kıymeti çok iyi değerlendirmemiz gerektiğini bana bir kez daha hatırlattı. Umarım bu konuda yetkili mercilerde bu kıymeti daha iyi anlayarak, gerekli destekleri bu sektöre sağlarlar.