Meli ve malı ile süslenen cümleler... Aslında yaşamımızda ne kadar da çoklar. “Bu sınavdan 100 almalısın. Çocuğumu en iyi okullarda okutmalı, en güzel kıyafetleri giydirmeliyim, en iyi yemekleri yedirmeliyim. Yarın iş yerinde bütün işlerimi bitirmeli, haftasonumu rahat geçirmeliyim” ve daha niceleri.

Albert Ellis buna “ -meli -malıcılık” demiştir. Yaşamımıza yerleşmiş bu kalıp cümleler aslında farkında olmadan üzerimizde bir baskı oluşturmakta bizi öfkelendirmekte ve kendimize duyduğumuz öz saygıyı incitmektedir. Bunca -meli, - malı ile başlayan cümleler kurup gün içerisinde yapmak istediklerimizi gerçekleştiremediğimizde istemsizce kendimize kızarız.

Bir anne “en iyi anne ben olmalıyım” düşünce kalıbına dahil olduktan sonra hayalini kurduklarını çocuğu üzerinde gerçekleştiremeyince kendini ve yapabildiklerini sorgulamaya başlayabilir. Ya da çocuklarınıza “yarın ki sınavdan yüksek not almalısın yoksa karnende notların düşük gelecek” vurgusunu yaptıktan sonra çocuk, olası bir aksilikte hedeflenenin altında performans sergilediğinde zaman içerisinde performans kaygısı yaşayabilir veya özgüveninde azalmalar gözlemlenebilir.

Peki bunun yerine ne yapmalıyız?

Öncelikle yaşamımızda olabildiğince kendi üzerimizde ve başkaları üzerinde baskı yaratabilecek olan -meli, -malı cümlelerinin yerini farklı cümlelere bırakabiliriz.

“Yarın sınavdan yüksek not almalısın” yerine “sanıyorum yarın olacak sınav senin için önemli. Biraz daha gayret edersen senin için daha iyi olabilir” gibi alternatif cümleler geliştirebiliriz. Böylece olası bir düşük notta çocuk kendini suçlamayacak biz de kendimizi yüksek nota şartlandırmadığımız için şaşırmamış olacağız.

Farkında olmadan gün içerisinde kendimizi ne çok baskılıyor ve otomatik düşünce kalıpları yaratıyoruz değil mi? Çok önemsiz de görünse aslında kurduğumuz cümleler kendimize ve çevremize verdiğimiz mesajları da dolaylı yoldan etkileyebiliyor. Bu nedenle önemli olan içerik demeyelim anlatım biçimlerimize de dikkat edelim. Sözlerimi bitirmeden önce de benim de bu anlamda farkındalığımı arttıran Dr. David BURNS ‘ün yazdığı İyi Hissetmek kitabını da sizlere önereyim.

Keyifli okumalar, bol sevgiler...