İlk iki yazımda özfarkındalıktan ve –melileri ,– malıları yaşamımızda ne kadar çok kullandığımızdan bahsetmiştim.

-Meliler ve –malılar bizde bilişsel çarpıtmalara yol açıyor ve üzerimizde baskılar yaratıyor demiştik. Bugün de başka bir bilişsel çarpıtma modeli olan” genellemeler”den bahsetmek istiyorum. Yaşadığımız birçok duygunun ardında düşüncelerimiz vardır. Aslında duygularımızın belirleyicisi düşüncelerimizdir. Düşüncelerimizi kontrol edebiliyor olmak eş zamanlı olarak duygularımızı da kontrol edebileceğimiz anlamına gelir.

Yaşamımızda başımızdan geçen tek ya da birkaç olayın ardından kendimiz ve çevremizle ilgili olumsuz düşüncelere kapılmak genellemedir. Örnek vermem gerekirse ilk defa izlediğim fantastik bir filmi beğenmemiş ardından “fantastik film izlemeyi hiç sevmem” demeye başlamıştım. Çok uzun yıllar ne fantastik film izledim ne de fantastik kitaplar okudum. Yaşım ilerledikçe akranlarımdan geride kaldığımı ve jenerasyonumun hayran olduğu karakterleri hiç tanımadığımı fark ettim.

Çok kısa bir zaman önce tekrar fantastik filmlere fırsat verince sevebileceğimi anladım. Küçük yaşta yapmış olduğum genelleme aslında sevebileceğim bir aktiviteyi elimden almıştı.

Başka bir örnek verecek olursak utangaç bir genç, hoşlandığı kişiye flört teklif ettiğinde ret cevabı alırsa o da uzun yıllar boyunca: “Hiç flörtüm olmayacak, mutlu olmayı zaten hiç hak etmiyorum ki, mutlu olamayacağım ki, yaşamım boyunca hep yalnız ve mutsuz kalacağım” diyebilir.

Çarpıtılmış düşüncelerinde bir kişi tarafından reddedilen gencimiz her zaman böyle olacağını, dünyadaki tüm insanlar tarafından reddedileceğini kendi düşüncesine hapsetmiş olacaktır.

Aslında tüm kötü hislerimiz, tüm olumsuz düşüncelerimiz çarpıtılmış bilişsel düşünce kalıplarımızın birer sonucudur. Bu olumsuz düşüncelere çok maruz kalan bireylere, zamanla depresif eğilimler ya da acı verici duygular da eşlik edebilir.

Zamanla bu tip depresif duygu durumlarını yaşayan bireyler bu durumları yalnızca kendileri yaşıyormuş gibi hissedebilirler. Sanki bütün kötü olaylar önlenemez şekilde onların başına geliyor, dünya üzerinde bunca olumsuzluğu bir arada yaşayan tek ümitsiz vakaymış gibi hissedebilirler. Aslında bu düşünce kalıpları kişinin zihinsel süreçlerinde oluşturduklarıdır.

Bu süreci yönetirken; içimize dönüp böylesine çökkün hissettiğimiz anları düşünelim. Bize böylesine olumsuz hissettiren düşünceler neydi? Kötü duygu durumumuzun sebebi bu düşüncelerimiz olduğuna göre onları yakalayıp değiştirmeye çalışmak da bizim elimizde.

Sevgiler!

İyi okumalar!