Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, yönetimiyle birlikte 2 gün sürecek Bergama programının ilk gününü bugün gerçekleştirdi. Başkan Yücel’e, CHP Genel Başkan Başdanışmanı Mahir Polat, Milletvekilleri Bedri Serter, Atila Sertel, Kamil Okyay Sındır, Özcan Purçu, Bergamalı olan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Bergama Belediyesi önceki Başkanı Mehmet Gönenç eşlik etti. Heyet, Bergama’da programına Kurfallı’da bir köy kahvesinde, muhtarları ve çiftçileri dinleyerek başladı. Muhtar ve çiftçilere seslenen CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Türkiye’nin birçok noktasında çıkan yangınlara dikkat çekerek, “CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Bugün Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı olarak, milletvekillerimiz, yönetimimiz, kadın, gençlik kollarımızla 2 günlük Bergama programımızın ilk günündeyiz. Programa buradan, Kurfallı’dan başlayalım istedik. Bu 2 günlük programda yaklaşık 40 tane köy ziyaretimiz var. Muhtarlarımız, üreticilerimiz, köylülerimizle bir araya geleceğiz. Bugün, Türkiye’nin birçok yerde yangın var, ormanlarımız yanıyor, içimiz yanıyor. İnsanlarımız hayatını kaybetti. Bergama 1 şehit verdi. Bugün şehidimizin ailesine taziye ziyaretinde bulunacağız” dedi. BAŞKAN YÜCEL, “HERŞEYE PARA BULUNURKEN, UÇAĞA NEDEN BULUNMUYOR” Başkan Deniz Yücel, Türk Hava Kurumu uçaklarının neden kullanılmadığını sorarak, “Gönül isterdi ki bu yangınlar kısa sürede söndürülsün, iş bu noktaya varmasın. Ama birtakım eksiklikler, pervasızlıklar, birtakım adamsendecilikler, baştansavmacılıklar bu olayı bu noktaya getirdi. Her yaz Türkiye yangınlarla uğraşıyor ama böyle bir yangın görmedik. Akdeniz’de, Ege’de Türkiye’nin birçok yerinde ormanlarımız yanıyor. Neden Türk Hava Kurumu’nun uçakları kullanılmıyor? Her şeye para buluyorlar ama söndürme konusunda helikopter, söndürme uçakları için para bulamıyorlar. Bizim gençlerimiz, insanlarımız hayatını kaybediyor. Geleceğimiz yanıp, kül oluyor ama umutsuzluğa kapılmayacağız. Türk Milleti her zorluğun üstesinden geldiği gibi bu zorluğun da üstesinden gelecek. O güce sahibiz, o insan kaynağına sahibiz. Bugün Bergama programımıza buradan başladık. Bamya üretimi siz daha iyi biliyorsunuz emek, fedakarlık istiyor. O emeğin, o fedakarlığın karşılığını bulması ülkemizin koşullarında çok da mümkün değil. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne yapabiliriz, üretici için, sizler için ne yapabiliriz, Bergama - Bakırçay için ne yapabiliriz, milletvekillerimizle birlikte sizleri dinelemeye geldik. Sizin söz almanızı, görüşlerinizi, eleştirilerinizi duymamak istiyoruz, sizlere ve bölgeye katkı sağlamak istiyoruz” diye konuştu. “BAMYA ÜRETİCİSİ PARA KAZANAMIYOR” Başkan Deniz Yücel’in konuşmasının ardından muhtarlar, talep ve şikayetlerini CHP heyetine aktardı. Bamya üreticisinin para kazanamadığına vurgu yapan çiftçiler, “Bamya üreticisi, mazot parasını bulamıyor. Masraflarımızı karşılayamıyoruz. Pamuk üreticisi, buğday üreticisi aynı durumda. 1 torba kuzu yemi 200 TL. Büyükşehir burada hiç yatırım yapmıyor. Büyükşehir’in burada hiçbir çalışması yok, ben buradan arz ediyorum. Burada bazı rantçılar var, üreticiyi sömürüyorlar” dedi. “ÖZENDİRME YAPILSIN” Ürünün kaç para edeceğini bilmediklerini aktaran bir çiftçi, “Domates ektik, hasadımız bitti, kuruttuk, çuvallara koyduk, fiyatı belli değil. Gübre zamlanıyor, mazot zamlanıyor. Bizim ürünün döküldükten sonraki fiyatı belli değil. Pamuk şu anda para ama çiftçide var mı yok. Ben geçen seneki pamuktan iyi para kazandım çünkü Şubat’a kadar bekleyebildim, iyi paraya sattığım halde yeni dönemi kurtarmayacak. Çok iyi paraya satsak da bir sonraki dönemi düşünüyoruz. Sezona borçla başlayan üreticiyi düşünemiyorum bile. Hep inşallah maşallaha dökmeye başladık işi. Sıkıntılarımız büyük. Kooperatifleşme çok önemli ama insanlar birbirine yanaşamıyor. Borçlu giderse beni götürür korkusu var. Burada büyüklerin bir şeyler yapması lazım. Önce her yerde ova yollarımız asfalt oluyor, insanlar sonra tarıma özeniyor. Bu önden özendirme burada da yapılabilirse iyi olur” dedi. “DERELERİMİZ KİRLİ” CHP heyeti, çiftçi ve üreticilerin ardından, muhtarlar dinledi. Bakırçay’ın kirliliğine vurgu yapan bir muhtar, “Yolun kenarında dere var, kaç yıl oldu yapılmadı. Derelerin suyu simsiyah akıyor, hiçbir belediye başkanı Bakırçay’ın suyunu temizleyelim, kömür tesislerini düzene sokalım demedi. Köyümüzün o kadar çok sıkıntıları var ki, hangi birini söyleyeyim? Milletvekillerini seçimden seçime gördüm. Kaygılarımız var” dedi. “MEZARLIĞI OLMAYAN KÖYLERİMİZ VAR” Başka bir muhtar ise, “Muhtarlarımızın sorunu çok. 60 dilekçe yazıp sonuç alamayan muhtarlarımız var. Birçok muhtarımızın binası yok. Bir muhtarımız ‘gelen misafirleri ben evimde ağırlıyorum’ diyor. Talepte bulunmuş 2 buçuk yıldır alamamış. Bu sorunların bir an önce çözülmesini istiyoruz. Mezarlığı olmayan köylerimiz var. Küçük olan yerlerdeki hizmetler yavaş yürüyor. Ayrım yapılmasın, eşit davranılsın bu konuda sizlerden yardım bekliyorum” dedi. “SUYU OLMAYAN MAHALLEMİZ VAR” Bozyerler Mahalle Muhtarı Cevdet Değirmenci, "Ben mahalleme su veremiyorum, İZSU’ya gidiyorum ben oraya giremem diyor. Karayollarına gittim, İZSU bana başka alternatifle gelsin diyor, İZSU biz bunu yapamayız diyor. Ege’nin göbeğinde bir mahalle susuz” diye konuştu. BAŞKAN YÜCEL: “İSTEDİĞİNİZ ZAMAN BENİ ARAYIN” Çiftçi ve muhtarların taleplerini dinleyen Başkan Deniz Yücel, talepleri aldığı notlar doğrultusunda, gerekli bildirimleri yapacağını ifade etti. İletişim bilgilerini de muhtarlar ve çiftçilerle paylaşan Başkan Yücel, “Beni istediğiniz zaman arayabilirsiniz, her türlü sorununuzu, talebinizi iletebilirsiniz. İlçe Başkanımız da burada, biz her zaman sizin yanınızdayız. Taleplerinizin hepsinin notunu aldım, en kısa sürede çözülmesi için ilgili görüşmeleri yapacağım” dedi. SERTEL, “YAT SAHİBİNE İNDİRİM VAR, ÇİFTÇİYE YOK” İzmir Milletvekili Atila Sertel ise, “İl Başkanımız Deniz Yücel başkanlığında, Bergama’da 2 gün çalışacağız. Yaklaşık 60 köye gideceğiz ve insanlarımızı dinleyeceğiz. Edindiğimiz bilgileri mecliste ve her platformda anlatacağız. Bizim milletvekilleri olarak görevimiz halkın içinde olmak. Ben arkadaşlarımla beraber uzunca süredir tatil de yapmadan 6 yıldır Türkiye’nin her yerine giderek sorunları çözmeye çalıştım. Bölgedeki sorunları az çok duyuyorum. 250 dönüm civarında bamya ekimi var burada, 2020 yılında bu bölgeden 14 liraya bamya sattınız ama bu sene 5-8 liraya bamya satıldı. Aslında bamyanın sadece işçilik maliyetinin 10 lira olduğunu biliyoruz. Türkiye’de tarım ekenin dert biçtiğini biliyoruz. Bunları mecliste anlatıyoruz. Tüm tarım kesimlerinin ürünlerinin para etmediğini anlatıyoruz. Ama biz bunları anlatırken, AKP bize ‘Sen ne konuşuyorsun tarım kesimi mutlu, Biz kırsaldan oy alıyoruz, siz yalan söylüyorsunuz’ diyorlar. Bize laf atıyorlar, bizi yalan söylemekle itham ediyorlar. Yatlara, uçaklara indirimli mazot verenler çiftçiye normal fiyattan veriyorlar. Üreticiye teşvik vereceğine götürüp yat sahibi zengine yüzde 50 indirimle mazot veriyor. Milletvekilleri aldığı maaşı halkla beraber yiyor. Bir bürokrat, emlak bankın genel müdürü 14 ay görev yaptı, Deniz Aksu 694 bin lira 14 ayın tazminatını aldı. Bugün polis, asker, orman işçisi, mühendisi hangi biri 30 yıl çalıştığı halde kim 130 bin liradan fazla tazminat alabiliyor” diye sordu. “NEDEN, ERDOĞAN’I KONUŞMUYORUZ” CHP’li Sertel sözlerini şöyle sürdürdü: Buraya 5 çakal gelip bamyaya 4 lira fiyat veriyor, çaresiz veriyorsunuz. Kooperatifçilik önemli. Belediye öncülüğüne inanıyorum, sizi anlıyorum ama köylü, üretici de bilinçli olmalı. Büyükşehir isteyen tüm çocuklara süt dağıtıyor, neden Konya, Malatya, Antep’te dağıtılmıyor? İzmir’de bütün çocuklara süt dağıtılıyor, Belediyemiz çiçekçiliği destekliyor. Siz kooperatif kurmak isteyin, biz Büyükşehir Belediye Başkanıyla beraber keşke bamyayı kurutabilsek, köylü zenginleşse diyoruz. Sizden 5 liraya bamya alanın vicdanı yok. Tüketen de üreten de mağdur. Sorun da çözüm de sizin elinizde” dedi. Milletvekilleri maaşlarını eleştiren bir muhtara yanıt veren CHP’li Sertel, “3 maaş alan AKP’liler var. Hiçbir arkadaşımızın alnında leke yok. Kimse 2 yıl çalışıp emekli olmuyor, bu yalanı unutun. 2 yıl çalışan milletvekili emekliliği hak etmiyor. 30 yaşındaki milletvekili 51 yaşına kadar beklemek ve primini ödemek zorunda. TRT genel müdüründen tutun bütün banka müdürleri, Ziraat Bankası 750 milyon Demirören’e kredi verdi. Artık çiftçinin değil tüpçünün bankası oldu Ziraat Bankası. Aynı banka çiftçiye 71 milyon lira kredi vermiş, aynı Ziraat Bankası çiftçinin tarlasını ipotek altına alıyor, 50 bin lira kredi verip 5 bin lira masraf kesiyor. Neden bunları konuşmuyoruz burada? Bize destek verin arkadaşlar. Bizi arayın, sorunlarınızı gündeme getirmezsek bize yazıklar olsun. Biz iş takipçisi değiliz. Türkiye yanıyor diyorsunuz, ormanlarımızı 3 tane Rus uçağına teslim etmişiz. Kendinize 13 uçak alacaksınız. Uçacaksın, ormanlar yanarken 3 Rus uçağına Türkiye’yi teslim edeceksiniz. Neden Erdoğan’ın israfını dile getirmiyoruz? Türkiye soyuluyor. Biz bu soygunu önlemeye çalışıyoruz. Tarım Bakanının çiftçiyle hiçbir ilgisi yok. Ormanlar yandı, bu bölgelerin imara açılmasını Turizm Bakanlığına bırakıyoruz dediler" MAHİR POLAT, “MEMLEKET YANIYOR, BUNLAR SAÇINI TARIYOR” CHP Genel Başkan Başdanışmanı, Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, “Her Cumartesi burada birkaç köyde oluyoruz. Tarlaya girdik, beraber bamya topladık. Sizden aldığımız sorunları meclise taşıdık. Barajdan bahsettiniz, ben geçtiğimiz yıl Tarım Bakanlığı’na soru önergesi vermişim. 10 bin metreküp suyu, buradaki sadece 1 şirkete ücreti mukabilinde yatırmış. Yani bunların gözü suda da her şeyde de rantın peşinde, burada sormamız gereken soru, gübre, mazot giderlerini kim yükseltiyor? Biz bunlara neden ses çıkartmıyoruz? Biz kooperatifleşirsek bunlara dur diyebilecek miyiz? Bunlara bakacağız. Benim çalışma konum, yüksek lisans tez konum kooperatifler ve yerel yönetimler işbirliği. Türkiye’de, dünyada hiçbir yerel yönetim İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıklarını yapmadı. Evet, yeterli olmayabilir, daha fazlasını istiyor olabiliriz, Türkiye’de ve dünyada hiçbir yerel yönetim, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı kadar üretim yolu yapmadı, asfaltlamadı. Yeterli olmayabilir, elbirliğiyle düzeni değiştireceğiz. Çünkü biliyorsunuz ki İzmir’in bütün kaynakları, İzmir’e akması gereken para, yerel yönetimlere akmayıp, merkezi hükümet tarafından başka yerlere gidiyor. Biz artık bu soygun düzenine son vermek zorundayız. Karşıyaka’nın bir köyüne çıkacağız, vatandaş, ‘Kardeşim burada ne işiniz var, memleket yanıyor, gidin doğudan, Karadeniz’den oy isteyin’ diyor. Biz de şaşırdık ne yapacağımızı, buraya geliyoruz abi niye gelmiyorsun diyor. Biz iktidara gelmek zorundayız. Memleket yanarken bunlar saçını tarıyor” dedi. SINDIR, “BÖYLE ÜLKE YÖNETİLMEZ” CHP Milletvekili Kamil Okyay Sındır, yaptığı konuşmada, “Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, paramız var ithal ediyoruz’ diyor, bunun arka planında yatan ise ‘param var, benim çiftçim umurumda değil’ demek. Ülkenin tarımını, çiftçisini güvence altına alması gereken, çiftçinin girdi maliyetlerini kontrol altında tutması, teşvik vermesi gereken Tarım Bakanı bunları söylüyor. Vatandaşın, sağlıklı, ucuz gıdayla ulaşabilmesi de Tarım ve Orman Bakanının sorumluluğundadır. Böyle ülke yönetilmez. Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın tek başına hükümet. Böyle bir ülke yönetimi olmaz. Ezilen halkı, üreticiyi, esnafı, işsizi, yoksulu, emekliği düşünen yok. Varsa yoksa 5’li çete, ithalatçı lobileri… Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Aliağa-Bergama-Çandarlı hattı var, uzatılması bekleniyor, İZBAN bir şirket bunun yarı ortağı İzmir Büyükşehir Belediyesi diğer ortağı Devlet Kara Yolları, Büyükşehir Belediyesi, bu hat için kira ödüyor. Bu hat, Aliağa’dan Bergama’ya ne zaman ulaşacak, herkes sanıyor ki Büyükşehir yapmıyor, Büyükşehir’le hiç alakası yok. Aliağa- Çandarlı-Bergama için, Bakanlığın bütçeye koyduğu, bin TL; asgari ücretin üçte biri, yani hükümet ‘beni ilgilendirmiyor, ben buraya yatırım yapmayacağım’ diyor. Yıllardır halk bekliyor, bu bir devlet yatırımı” diye konuştu. SERTER, “HALA BUNLARA OY ATANLARA YAZIKLAR OLSUN” Bedri Serter ise“Buraya gelmeden önce, bamyanın faydaları nelerdir diye baktım, kolesterol, böbreğe faydalı. bunu pazarlayacaksınız. Tabi ki muhtarlara büyük görev düşüyor. Burada mutlaka kooperatifin oluşması gerekir. 40 ton diyorsunuz, demek ki Türkiye’nin bamya ihtiyacının büyük bölümü buradan karşılanıyor. Siz bu bamyayla ilgili başka alternatiflerde yaratıp, kooperatifi geliştirebilirsiniz. Elimizdeki malın kıymetini bilmek mecburiyetindeyiz. Bizim hedefimiz, tek adam rejimini bitirmek. Hepinizi çok seviyoruz. Biz bu toprakların insanlarıyız. Sorunlarınızı kaldırıp kaldırp havaya kafanıza vurmak için değil, sorunlarınızı çözeceğiz. Biz iktidar olarak çıkarsak karşınıza ve sorunlarınızı çözemiyorsak bir daha seçmeyin. Türkiye yanıyor, bunlar otobüs üstünden millete çay atıyor, daha ne olsun! Türkiye yanıyor, içimiz yanıyor, hala mı bunlara oy atılacak, yazıklar olsun atanlara.” Dedi.