Milletevkilliği aday adaylığını açıklayan Alçay şunları kaydetti: Benim için hem tatlı bir hem de büyük bir heyecanın farklı duygular hissettirdiği bugünde yanımda olan herkese teşekkür ediyorum. 18 yaşıma adım atmaz CHP çatısı altında genç ve heyecanlı bir üye olarak mücadeleye başladım. Güzelbahçe Gençlik Kolları’nda başladığım bu mücadelede üst üste 4 dönem boyunca 5 il başkanım ile birlikte bugüne kadar il yönetim kurulu üyeliği görevini yerine getirdim. Bugün itibari ile aday adaylığı için istifalar genelgesi doğrultusunda sorumluluk ile adalet ve demokrasi huzur iktidarın bir tuğla koyabilmek için geceli gündüzlü çalıştığım il yönetim kurulu üyeliğimden ayrılıyorum. Bugün burada yaşadığım hüznün sebebi bu ayrılık. Bu ayrılış bana inana herkes için yeni bir başlangıç anlamına gelmektedir. MİLLETİN VEKİLİ OLMAK İSTİYORUM! Alçay şöyle devam etti: Bugüne kadar aldığım tüm sorumlulukları daha da artıracak halkın iktidarı ile karanlık günleri geride bırakacak bir Türkiye sevdası ile milletin vekili olmak istiyorum. Halkımızın yarınından endişe duymayacağı pazara çarşıya gitmekten korkmayacağı bir milletin vekili olmak istiyorum. Bozuk eğitim sisteminin en büyük mağduru olan gençleriminiz hayal kurmaktan korkmadıkları, aldıkları eğitim doğrultusunda istihdam edildikleri, fikirlerinden dolayı yargılanmadıkları bir özgürlüğe kavuşacakları bir memleket hayaliyle milletin vekili olmak istiyorum. 88 yıl önce bugün Türk kadının verilen seçme ve seçilme hakkının tam olarak yaşatılabilmesi için milletin vekili olmak istiyorum. Öncelikli olarak kadınların, gençlerin sesi olmak için, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve İzmir’in evladı olarak CHP İzmir Milletvekili aday adayı olduğumu sizlerle paylaşmaktan onur duyarım. 11 yıldır bana parti içinde bana birbirinden önemli sorumluluklar veren Ali Engin, Bedir Serter, Alaattin Yüksel, Deniz Yücel ve tüm yönetim kurulu üyelerime ve beraber çalıştığım tüm milletvekillerine teşekkür ederim. Özellikle üzerimden desteğini asla eksik etmeyen Güzelbahçe Örgütü’me. Mustafa İnce’ye, Ednan Arslan, Kazım Çan ve Çağlayan Bilgen’e teşekkür ederim.