CHP kurultayda Genel Başkanlığa aday olan Mersin eski Milletvekili Prof. Aytuğ Atıcı, SMS atarak ve telefonla arayarak toplantıya davet etti. CHP İzmir İl Başkanlığı’nda gerçekleşen toplantıda Atıcı ‘katılım’ şoku yaşadı. 56 seçilmiş kurultay delegesinden sadece 5’inin Atıcı’yı dinlemeye geldiği öğrenildi. Atıcı’nın buluşmada ‘değişim’ mesajları verdiği, Genel Başkan olması halinde öbek örgütlenmesine ağırlık vereceğini söylediği öğrenildi. KATILIMA AZ DEMEK DOĞRU DEĞİL ‘İzmir Kurultay Delegelerinden toplantıya az sayıda kişi katıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna yanıt veren Atıcı, “Katılıma az demek doğru değil. Çünkü kurultay delegeleriyle sadece yüz yüze görüşmek şeklinde gitmiyor çalışmalarımız, telefonla sosyal medya üzerinden farklı mekanlarda pek çok alanda görüşmelerimiz devam ediyor. Bir kişinin bile katılmış olması, bizi dinlemeye değer görmüş olmaları çok önemlidir. Kurultay delegelerimizin tamamı beni yeni tanımıyor, yıllardır zaten biliyorlar tanıyorlar, bizim çalışmalarımızı değerlendiriyorlar, manifestoyu defalarca gönderdim. Ne ben yeniyim ne onlar yeni. O yüzden, fikirlerim kurultay delegeleri tarafından net bir şekilde biliniyor” dedi. CHP’YE TEK ADAYLI KURULTAY YAKIŞMAZ! Kurultay Delegelerinin iki önemli sorumluluğu olduğunun altını çizen Atıcı’nın açıklaması şöyle: “Kurultay delegelerimizin 2 sorumluluğu var. Birincisi; evrensel demokrasi sorumluluğudur. Bu da kurultayımızı tek adaylı değil çok adaylı yapmanın yolunu açmaktır. Bunun için de imza vermeleri gerekiyor. Buraya gelip imza vermeyen olabilir, gelmeyip imza veren olabilir. Sonuçta, evrensel demokrasiyi yerine getirmek için imza vermek gerekir. Bu onların sorumluluğundadır. Tek adaylı bir kurultay CHP’ye yakışmaz! Ancak uzlaşı olursa tek aday olabilir. Ona bir itirazım olmaz. Uzlaşı olabilir. Ne olur? Sayın Genel Başkan der ki; ‘Ben çekiliyorum, Aytuğ Bey tek girsin’ denir, başka aday çıkmazsa bu antidemokratik bir uygulama değildir. Ama birden çok uygulama var ve adaylar yarışmaya yakıştığı halde yarışa sokulmazsa o zaman bu değerlendirilmesi gereken bir durumdur. İkinci sorumluluk ise; yeterli imzayı bulduktan sonra yarışa soktukları adaylar arasında en iyisini seçip partinin başına getirmek ve partiyi iktidara taşımaktır.” İMZA İZMİR’DEKİ CHP’LİLERİN İMZASI! Atıcı ayrıca, “İzmir son derece önem verdiğimiz bir il. Demokrasi ve cumhuriyetin en önemli savunucularından birisi konumunda. O nedenle hepimizin gözü elbette ki buradadır. Ve buradaki delegasyonun fikirleri yönlendirmeleri çok önemlidir. Arkadaşlara yapacaklarımı anlattım. Onlar da sorular sordular. Daha önümüzde 1 aya yakın bir süre var. İki önemli görevleri olduklarını söyledim. Evrensel demokrasi görevi ve sorumluluğu ile parti görevidir. CHP kurultayının birden fazla adayla yapmak sorumluluktur. Eğer adaylar yarışa girmeye yakışıyor ve layık ise imza vermek gerekiyor. İmza verip, destek olduktan ve yarışa soktuktan sonra da en uygununu seçmenin görev olduğunu söyledim. İmzanın aslında İzmir’deki CHP’lilerin imzası olduğunu ifade ettik” dedi. İLK İMZAYI KILIÇAROĞLU’NDAN İSTEMİŞTİM, İZMİR’DE DE TUNÇ BEY’DEN İMZA İSTEDİM! Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’den imza istediğini aktaran Atıcı, “İzmir kendine yakışanı yapacaktır. Tunç Bey’in kendisi de delegedir. Genel başkanın da imzası vardır. Ben ilk imzayı görüştüğümüzde sayın genel başkandan istedim. Aynı şekilde Tunç Bey de kurultay delegesidir, onun da imzasını istedim. Verirler vermezler takdir onların olacaktır" ifadelerini kullandı.