CHP’nin, AK Parti’nin ülkenin ve vatandaşın önünü açacak tüm mega projelerine karşı çıkarken, elindekini avcundakini heykele yatırdığını söyleyen Kişili; CHP’li Belediyelerin 2019 yılından bu yana millete hizmet adı altında 17 Milyon TL’lik bütçeyi heykellere yatırdığını açıkladı. Başkan Kişili yaptığı açıklamada, CHP’li Büyükşehir Belediyesi’nin ihalesine çıktığı ‘Deprem Anıtı’ndan önce; neredeyse yarısından çoğu dönüşüm gerektiren İzmir’in gecekondu gerçeğine yoğunlaşmaları gerektiğini belirterek, şunları söyledi; “Depremden hasar gören binalar için emsal artışı yapmaktan kaçıp, sonra da eksik gedik, göstermelik bir girişimle sınırlı bir çözüm ürettiler. ‘Binalar da insanlar da bekleyedursun, biz önce anıtımızı dikelim’ demişler. Bu nasıl bir yerel idare anlayışıdır, nasıl bir öncelikler tespitidir, akıl almıyor! Şehrin gerçeklerinden, deprem meselesinin ciddiyetinden öyle uzaklar ki. Yaptırmayı planladıkları anıtın bedeli; 400 Bin TL. Borç içinde yüzen bir belediye olarak ve bu bütçeyi depremzedelerin ihtiyaçları için kullanmak dururken, onlar yine heykel peşinde. CHP, İzmir’e eser kazandırmak isterken önce halkın yararını gözetecek. İzmirlilerin gerçek ihtiyaçlarını bilecek.” Yaşayan heykeli kaderine terk etmişler! 2017 yılında CHP’li Bayındır Belediyesi’nin destekleriyle yaptırılan Türkiye’nin ilk yaşayan heykelinin Kültürpark’ta, kendi kaderine terkedildiğini söyleyen AK Parti İzmir İl Tanıtım ve Medya Başkanı Dilaver Kişili; “Zeynep Teyze’nin kemikleri sızlıyordur!” dedi. Kişili açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü; “Bayındırlı çiftçi Zeynep Çakır’dan esinlenerek yapılan heykelin hali içler acısı. Dilinden tarım yatırımlarını, çiftçiyi düşürmeyen CHP’li Büyükşehir Belediyesi, maalesef Zeynep Teyze’ye elini uzatmıyor. Heykel kırılmış, dökülmüş bir vaziyette. Hatta, tabiri caiz ise ölüme terkedilmiş. Bu tablo karşısında; büyük bir heykel aşkı taşıyan CHP’yi; şehirdeki tüm heykelleri saydırmak için ihale açan ve bunun için 171 Bin TL ödeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni anlamak gerçekten zor. Sanata ve sanatsal üretime asla karşı değiliz. Ancak, anlamsız, yersiz, bakımsız eserlerin muhataplarını da eleştirmek hakkımız.”