Kopenhag’da Kur’an-ı Kerim’e yönelik aşağılık saldırının bugün de tekrar etmesi üzerine Danimarka’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı bir kez daha Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

Söz konusu diplomata, Türkiye’nin bu eylemleri en güçlü şekilde kınadığı ve protesto ettiği bir kez daha vurgulandı, Danimarka makamlarını bu saldırıların durdurulması amacıyla somut tedbirler almaya çağırdığı hatırlatıldı.

Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği ile bazı Müslüman ülkelerin Büyükelçilikleri önünde Kur’an-ı Kerim’in yakılması eylemlerine devam edilmesi üzerine, Danimarka’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı 18 Ağustos’ta ve dün de Dışişleri Bakanlığına çağırılmıştı.

“KUTSAL KİTAPLARIN YAKILMASI SUÇ SAYILABİLİR”

Danimarka’da bulunan Southern Denmark Üniversitesinde Hukuk Profesörü Sten Schaumburg-Muller, ülkede yaşanan Kur’an-ı Kerim’e yönelik eylemlerin yasaklanması için yasal seçeneklerin bulunduğunu belirtti.

Danimarka’da ifade özgürlüğü bahanesiyle Kur’an-ı Kerim’e yönelik eylemlerin devam etmesine ilişkin konuşan Schaumburg-Muller, “Kuran’ı Kerim’in veya diğer kutsal kitapların halka açık şekilde yakılmasını yasaklayacak herhangi bir adım, ifade özgürlüğünün kabul edilebilir bir ihlali olacaktır.” dedi.

Schaumburg-Muller, hiçbir ülkede “mutlak ifade özgürlüğünün” bulunmadığını vurgulayarak, her zaman sınırlamaların olduğunu söyledi.

Ülkede Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına yönelik bir kısıtlama getirilmesi gerektiğini düşünen Schaumburg-Muller, “İfade özgürlüğü üzerinde ciddi bir kısıtlama yapılmadan, Kur’an-ı Kerim yakılmasının yasaklanması için yasal seçenekler bulunuyor.” ifadesini kullandı.

Schaumburg-Muller, Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’in yakılmasında “belli bir ölçüde Müslüman karşıtlığının” olduğunu kaydederek, “Yani İslam’a karşı bir düşmanlık var, bence bu çok açık.” şeklinde konuştu.

Danimarka hükümetinin kamuya açık yerlerde kutsal kitapların yakılmasını suç sayabileceğini belirten Schaumburg-Muller, ifade özgürlüğüne derin bir kısıtlama getirmeden, bunun kolaylıkla yapılabileceğini vurguladı.

Schaumburg-Muller, “Halka açık yakma eylemlerinin kolaylıkla suç sayılabileceğini düşünüyorum. Prensipte bu ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal ancak kesinlikle kabul edilebilir bir ihlal.” dedi.

Danimarka’nın belirli koşullar altında kısıtlamalar getirilebileceğine de değinen Schaumburg-Muller, bu kısıtlamaların sadece özel durumlarda geçerli olmasının “tartışmalı” olduğunu söyledi.

Schaumburg-Muller, bu tür eylemlerin yalnızca büyükelçiliklerin önünde yapılmasıyla sınırlandırılmasının işi oldukça zorlaştıracağına dikkati çekti.

KUR’AN-I KERİM’E YÖNELİK PROVOKASYONLAR

İsveç ve Danimarka’da son dönemde Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılar yoğunlaşırken bu provokasyonlara izin verilmesi tepkiyle karşılanıyor.

Danimarkalı aşırı sağcı politikacı ve Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, 2022’de Paskalya tatili boyunca İsveç’in Malmö, Norköpin ve Jönköping kentleri ile başkent Stockholm’de Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonlarını sürdürmüştü.

Paludan, 21 Ocak’ta Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği ve 27 Ocak’ta Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yakmıştı.

Stockholm’de yine Salwan Momika, Kurban Bayramı’nın birinci gününe denk gelen 28 Haziran’da, Stockholm Camisi önünde polis koruması altında Kur’an-ı Kerim’i ateşe vermişti.

Momika, 20 Temmuz’da da Irak’ın Stockholm Büyükelçiliği önünde, 31 Temmuz ve 14 Temmuz’da İsveç parlamentosu önünde polis koruması altında Kur’an-ı Kerim’i ve Irak bayrağını ayaklar altına almıştı.

İran asıllı Bahrami Marjan ise Stockholm’ün Angbybadet sahilinde 3 Ağustos’ta polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakmıştı.

Son olarak Momika adlı şahıs İran’ın Stockholm Büyükelçiliği önünde yine polis korumasında Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırı düzenlemişti. (AA)