Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili ve görevinden geçici olarak uzaklaştırılan Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar'ın avukatı Murat Aydın, işleyen sürece ilişkin açıklamada bulundu. Aydın, Kayalar'ın görevden uzaklaştırılmasına yönelik işlemin iptali için açılan davanın İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesinin ardından yeni bir dava açacağını, yeni davanın Kayalar'ın görevden uzaklaştırılma süresinde yapılan uzatmaların hukuka aykırılığına ilişkin olacağını kaydetti. 

"SORUŞTURMA SÜRECİ CEZALANDIRMA ARACI HALİNE GELDİ"

Aydın, Kayalar hakkında açılmış bir ceza davası olmadığına dikkat çekerek, "Mustafa Başkan hakkında bir ceza soruşturması yürütülüyor, Menderes Başsavcılığı tarafından. O soruşturma hala devam ediyor. 2 yılı aşkın süre geçmesine rağmen hala soruşturmayı tamamlamadılar. Soruşturma uzayıp duruyor. Soruşturma sürecinin kendisi bir cezalandırma aracı haline gelmiş durumda. Böylesi bir suçtan, böylesi önemli bir kamu görevini yapan birisine yönelik soruşturmanın daha hızlı ve daha etkin şekilde yapılması gerektiğini düşünüyoruz. O soruşturma devam ediyor, henüz Mustafa Başkan hakkında açılmış bir ceza davası yok" dedi. 

"RET KARARINI İSTİNAFA TAŞIDIK"

Aydın, İdare Mahkemesi tarafından açığa alma işleminin iptaline ilişkin talebin reddedilmesini istinafa taşındığını anlatarak, "Bu ceza soruşturmasını gerekçe gösteren İçişleri Bakanlığı başkan hakkında geçici görevden uzaklaştırma kararı ya da bilinen adıyla açığa alma kararı verdi. Biz bu açığa alma kararına karşı İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtık. Geçtiğimiz hafta bu davanın reddi kararı bize geldi. İdare Mahkemesi bu işlemin iptaline ilişkin talebimizi reddetti. Bu karara karşı da istinafta itirazımızı dile getirdik, dilekçemizi verdik" diye konuştu. 

"İKİSİ BİRBİRİNDEN FARKLI DAVALAR"

Av. Aydın, ikinci davadan umutlu olduğunu aktararak, "Bir süreç daha yürüyor başkan hakkında. İçişleri Bakanlığı yasa gereği açığa alma kararını 2 ayda bir inceleyip tekrar karar veriyor. Bunu 3 defa yaptı ve bu süreç toplam 9 ayı buldu. Son olarak Ocak ayının başındaki uzatma kararına karşı da şu an bir dava hazırlığındayız. Bugün ya da Salı günü dilekçemizi vereceğiz. Aynı davayı bir daha mı açıyoruz, yine reddedilmeyecek mi diye düşünülebilir, bu aynı dava değil, geçen davada açığa alma işleminin hukuka aykırılığını ileri sürmüştük. Şimdi açığa alma işleminin hukuka aykırılığını ileri sürdüğümüz gibi bu işlemin 3 kere uzatılmasına yani açıktaki süresinin uzun sürmesinin hukuka aykırılığını, bunun halkın oylarıyla ve belli bir süre için seçilmiş belediye başkanını görev yapamaz hala getirmesinin hukuka aykırılığını ileri sürüyoruz. Diğeri, bu geçen 8 aylık süre içinde soruşturma dosyasında açığa alma kararına dayanak oluşturan soruşturma dosyasında meydana gelen değişiklikleri dile getirdiğimiz süreçti. Açığa alma işleminin hem hukuksuz, hem uzun süreli hem de soruşturmanın geldiği aşama itibariyle de soruşturmanın niteliğine uygun ağırlıkta olmadığını ileri sürüyoruz. Dolayısıyla bu açtığımız ikinci davada daha farklı ve daha fazla itiraz nedenlerimiz olacak, ben bu ikinci davadan daha umutluyum. Savunularımız ve beyanlarımız çok açık, ortada" ifadelerini kullandı. 

"RÜŞVET İDDİASI DÜŞTÜ"

Aydın açıklamasını şöyle sürdürdü: 

İçişleri Bakanlığı soruşturmanın sürdürülmesi ve delillerin karartılmaması gerekçesine dayandı ama, delillerin  tümü toplanmış durumda ve hepsi savcılıkta. Hepsi başkanın görevde olduğu sırada ve onun imzasıyla savcılığa gönderildi. Artık bir delil karartılması söz konusu değil. İkincisi de, başkan hakkındaki soruşturma rüşvet alma suçlamasıyla yapılmışken, sonradan soruşturma dosyası 3'e ayrıldı. Bu dosyada başkan hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 2 ayrı dosya oluşturularak, İçişleri Bakanlığı'ndan izin talep edildi. Bu neden önemli; başkan hakkındaki iddia rüşvet iddiasından düşmüş oldu, görevi kötüye kullanma şeklinde daha basit bir suçlama oldu. Biz o suçlamanın da gerçekleşmediğini düşünüyoruz ama soruşturmanın derecesinin düşmesi ve izne tabi haline gelmesi, açığa alma hukuksuzluğunu daha da belirgin hale getirdi. Ben zaten daha ilk gün, 'Buradan bir rüşvet soruşturması çıkmaz, buradan görevi ihmal, kötüye kullanma tartışması yapılabilir ki; oradan da suç çıkmaz, tartışma ya da yargılama da açığa alma işlemini gerektirmez' demiştim. O yola doğru gidiyoruz. 

"SEÇİMLERİN ANLAMI KALMAZ"

Birçok belediye başkanı hakkında benzer suçlardan soruşturma ve yargılama var ama onlar hakkında açığa alma işlemi yok. Olmasın da zaten, açığa alınsın demiyoruz, doğrusu budur diyoruz. Çünkü belediye başkanı belli bir süre için halkın oylarıyla göreve seçilir. Siz onun hakkındaki her suçlamada açığa almaya başlarsınız, o zaman süreç işleyemez hale gelir ve halkın oylarıyla seçilmesinin anlamı kalmaz. Bir kişi seçilir, iktidar bu kişinin seçildiği partiyi beğenmez ve açığa alır. O zaman seçimin anlamı kalmaz. Seçimde kaybettiğini masada kazanmaya çalışmaktır bu. Nitekim, AK Partili bazı belediye başkanları hakkında rüşvet suçundan davalar var, hatta verilmiş mahkumiyet kararları var. Ancak bu verilmiş mahkumiyet kararları kesinleşmedi, yani henüz mahkum değiller, sanık olarak yargılanıyorlar ve onlar hakkında bir açığa alma kararı vermedi İçişleri Bakanlığı. Doğru olarak vermedi, onların yargılandıkları sırada onlar da açığa alınsın demiyorum, açığa alınmamalıdır. Mahkeme kararını vermelidir. 

"SÜREÇ AK PARTİLİ VE CHP'Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA AYRI İŞLETİLİYOR"

AK Partili belediye başkanlarına ayrı, CHP'li belediye başkanlarına ayrı süreç ilerliyor. Şu an AK Parti'den seçilmiş belediye başkanlarına yönelik hakkında soruşturma var diye açığa alma işlemi yok. Hakkında ceza davası açıldığı için açığa alma işlemi yok, hakkında mahkumiyet kararı verildiği için açığa alma işlemi yok. Mahkumiyet kararı kesinleşince zaten yasa gereği düşecek başkanlıkları ve açığa alma işlemine gerek yok. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı'nın bu kararı siyasi saiklerle verilmiş bir karar diye düşünüyoruz. Hukuki olarak da Sayın Kayalar hiçbir suçtan mahkum olmayacak ve beraat ile bitecek bu davalar. Ancak ne olacak halkın oylarıyla seçilen bir başkan olarak belli süre görevini yapamaz hale getirilmiş olacak. Bu hem onun haklarının ihlali anlamına gelecek hem de ona oy veren yurttaşların seçme hakkının ihlali anlamına gelecek. Bir belediyenin vekil başkanla yürütülmesinin sonuçları ve sorunlarına ilçe halkı maruz kalacak. Erkan (Özkan) Başkan elinden geleni yapıyor, tam bir yetkiyle mümkün olduğunca çalışıyor ama vekil olmasının neticede bürokraside ve halk üzerinde bazı etkilerini yaşıyordur. Bu açığa alma kararı aslında Menderes halkını cezalandırıyor. Sonunda da Menderes halkının hizmetlerini tam olarak alamaması ile sonuçlanıyor. Konu hem hukuki, hem toplumsal sonuçları bir durum. 

"ADALET GEÇ GELİYOR"

Sonunda doğruyu bulacağız ama hep böyle oluyor. Adalet mekanizması doğru işlemeyince sonunda doğruyu da bulsak, insanlar zarar görmüş oluyor. Haklar kaybedilmiş oluyor, adalet geç geliyor, geç gelen adalet adalet olmuyor.