Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - Türkiye’de hayvancılık sektörü şap hastalığına karşı büyük bir savaş veriyor. Tarım Bakanlığı tarafından başlatılan aşılama çalışmaları devam ediyor ancak Doğu Anadolu Bölgesi’nde başlayan şap hastalığı Ege Bölgesi’ne de yayıldı. Üreticiler damızlık hayvanlarını ağlayarak kesmek zorunda kaldıklarını anlatırken, sektör temsilcileri et fiyatlarında artışın başladığını, süt veren hayvanların da kesildiği için süt fiyatlarında çok ciddi artışlar geleceğine dikkat çekiyor.

KARAKÜLÇE: “HASTALIĞIN NEDENİ KAÇAK HAYVAN GİRİŞLERİ”
İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Selçuk Karakülçe, İzmir’in Türkiye’nin en önemli süt üreticilerinden olduğunu vurguladı. Hastalığın İzmirli üreticide ağır mağduriyet yarattığını anlatan Karakülçe, “SAT-1, SAT-2 diye iki şap virüsü tipi var. Biz Afrika–Orta Doğu–Asya hattında olduğumuz için sınır güvenliğimiz önemli. Bu sadece Tarım Bakanlığı’nın değil, aynı zamanda Savunma ve İçişleri Bakanlığı’nın da görevi. Sınırları kim koruyacak! O bölgelerde bu işlerin tam ehemmiyeti olmadığı için kaçak hayvan girişini engelleyemiyoruz; bu nedenle hastalıklar bize kolayca geliyor. İlk çıkış noktası Hakkâri, Kars, Iğdır, Ardahan ve Artvin… Bu iller bu hastalıktan büyük zarar gördü. Bu süreçte bizim gözbebeğimiz Şap Enstitümüz var, aşıyı geliştirdiler ama süreçte geç kalındı” dedi.
“İZMİR SÜT AMBARI”
Hayvan hareketliliğinin zamanında kısıtlanmadığını dile getiren Karakülçe, “Doğu Anadolu’da bu hastalık ortaya çıktığında Bakanlığın bu bölgede hayvan hareketlerini engellemesi gerekiyordu, fakat Bakanlık hayvan hareketlerini serbest bıraktı. Bizim kurban alışkanlıklarımız koyundan çıkıp hisseyle büyükbaşa yöneldi. Doğu ve İç Anadolu bölgesinden buraya besi hayvanı taşıyoruz. Bu bir alışkanlık hâline geldi: Kurban biter, dam temizlenir, gidip Muş, Bitlis, Bingöl, Ağrı’dan hayvanlar alınıp buraya getirilir. Hayvan hareketi olunca, sınırlarımızı da tam koruyamadığımız için şap hastalığı yan ülkelerden bize geldi. O gelen noktalarda bu hastalığı sönümlendiremedik. Buradan Türkiye’nin besi ambarı olan bölgelere yayıldı, oradan da süt ambarı olan İzmir’e geldi” diye konuştu.

“ŞAP HASTALIĞI AVRUPA’DA SİLİNDİ”
Aşılamanın tek başına çözüm olmadığını kaydeden Karakülçe, “Her insanda aşı farklı reaksiyon gösterir; bu hayvanlar için de böyle, aşılama tedbirlerden biridir ama tek başına yetmez. Bu hastalık nedeniyle Trakya bölgemizde de şap görüldü. Şap görülen damlarda hayvanlar kesiliyor. Avrupa’da şap hastalığı tarihten silindi. O hastalık oraya taşınmasın diye Trakya bölgesinde hastalığın sönümlendirilmesi için her yıl para ödeniyor Avrupa tarafından. Biz ise ithalatta ikinci ülkeyiz; et ithalatında birinci olmaktan öteye geçemeyiz” ifadelerini kullandı.

“ET VE SÜT FİYATLARI ARTACAK”
Salgının et ve sür fiyatlarını önemli ölçüde artıracağını da belirten Karakülçe, “Üretici şap hastalığıyla uğraşmaktansa hayvanları kesime gönderdi. Süt ambarı Ege Bölgesi… Konya biraz bizi geçti ama Ege hâlâ çok önemli bir noktada. Dolayısıyla ineklerin kesime gitmesi nedeniyle et ve süt fiyatlarında net bir artış göreceğiz. Süt verecek hayvanlarımızı kesmek zorunda kaldık. Üretici canından bezdi, hem ekonomik hem manevi olarak… Ciddi bir ekonomik kaybımız var; ekonomistler bile bu kaybı kolay kolay hesaplayamaz” açıklamasında bulundu.

VETERİNERLER ODASI BAŞKANI ÖZKAN: “BASKI ALTINA ALINDI”
İzmir Veterinerler Odası Başkanı Selim Özkan, “Biz oda olarak, bizden yardım istenildiği an yardıma hazırız. Tarım Bakanlığı’nın kendi aşılamaları devam ediyor, özel veteriner kliniklerinde de aşı var, aşılama yapılıyor. Hastalık büyük ölçüde baskı altına alındı. Söz konusu salgının nedeni yeni bir suş olduğu için, devlet bu suşa göre yeniden aşı üretiyor. Bunu Covid gibi düşünün: Ortada suş var ama aşı yok, suş farklı. Bu da zamansal olarak elimizi bağlıyor ama ikinci aşılama sürecindeyiz, hızlıca aşılar yapılıyor ülke genelinde” dedi.

“AŞILAMA YÜZDE 120’LERİ GEÇTİ”
Özkan, şap hastalığının hayvanlar üzerindeki etkilerini de anlatarak, “Hayvanlarda verim kaybı, süt kaybı, yeme–içme problemi oluştuğu için damlarda üreticiler ciddi kayıplar yaşıyor. Hayvan şap olduğunda ciddi et ve süt kaybı meydana geliyor. Ülkemizde şap gerçeği var. İzmir, Tarım İl Müdürlüğü tarafından öncelikli bölge olarak ele alındı. Şu anda aşılama oranı yüzde 120’leri geçti” diye konuştu.
“BİZLER DE GÖNÜLLÜ OLARAK YARDIMCI OLUYORUZ”
“Aşılama burada çok önemli” diyen Özkan, “Devlet zaten programlı aşılama yapıyor. Havadan, kuştan, coğrafi olarak ülkemiz her taraftan giriş–çıkışa müsait; virüs taşınabiliyor. Bizde görülmeyen bir etken maddeden kaynaklanan şap virüsünün ortaya çıkması, pandemiyle benzerlik gösteriyor. Pandemide de önce aşı yoktu. Burada devlet hızlı şekilde hastalıklı hayvanlardan alınan numunelerle aşı üretti ve her yere gönderiyor. Veteriner hekimler özelde de aşılama yapıyor. Bizler gönüllü olarak da üreticilere, Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine yardımcı oluyoruz. Karşılık beklemiyoruz, ücret talep etmiyoruz. Bu konu ülkemizi ve çiftçimizi ilgilendiriyor, biz de üstümüze düşeni yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“SUÇU HAYVANLARDA DEĞİL İNSANLARDA ARASINLAR”
Son zamanlarda ortaya atılan, “Büyükbaş hayvanlar iklim krizini tetikliyor, sera gazı üretiyor, yapay et üretilmeli ve büyükbaş hayvanlar yok edilmeli” söylemlerine istinaden şap hastalığın bilinçli şekilde yayıldığı iddialarını da değerlendiren Başkan Özkan, “Sadece Türkiye’de olması şapın, bu ihtimali ortadan kaldırıyor. Dünyanın başına gelmiş en büyük felaket insanoğlu… Hayvanların hiçbir suçu yok. ‘Hayvanlar iklim krizine sebep oluyor’ diye yapay ete yönlendirilip kartellere alan açmak istiyorlar. Hayvanlar sera gazı salıyor diye bir çalışma vardı; ancak uzman meslektaşlarımız yapay et üretiminin hayvanlardan daha fazla salınım yaptığını ortaya koydu. Bunun dünya çapında da çalışmaları var. Suçlu aramak için hayvanlara değil insanlara baksınlar” çıkışında bulundu.
“VETERİNER HEKİMLERE İTİBAR EDİN”
Özkan, üreticilere de önemli uyarılarda bulunarak, “Şapla ilgili ve veteriner hekimlikle ilgili konularda bu işin uzmanları var; onlara itibar etsinler. Gereksiz insanlar açıklama yapıyor. Veteriner hekimler dışında yapılan açıklamaların çoğu sansasyonel. Bilgi ve bilim tektir; veteriner hekimlerin söylediklerine itibar etsinler. Diğer açıklamaların çoğu yanlış bilgi içeriyor” dedi.

KASAPLAR ODASI BAŞKANI ŞENKARA: “ÜRETİMDE GERİLEME VAR”
İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, “Fiyatlardaki artışın nedenini sadece şap hastalığına bağlamak doğru değil. Şap hastalığında karantinalar yapılır, karantina bekletilir hayvanlar ve hastalık geçince de hayvan çıkışı yapılır. Ancak 2010 yılından beri dişi hayvan kesiminden ötürü üretim durdu. TUİK verilerine göre yüzde 20’nün üzerinde üretimde gerileme söz konusu olsa da reelde çok daha fazla. Biliyorsunuz ette ithalata dayalı bir sistemimiz var, fiyat regülasyonu için ancak bu durum ilk etapta fiyatı stabilize ediyor gibi gözükse de, enflasyonun da etkisiyle tam tersi yönde fiyatlarda patlama noktasına geliyor” dedi.
“ESKİDEN 1 KİLO ALAN ŞİMDİ YARIM KİLO ALIYOR”
Kasapların da işlerinin düştüğüne vurgu yapan Şenkara, “Bizlerin müşterisi zaten sabittir ama müşterinin geliri yükselmediği için alım gücünde düşüş oluyor eskiden 1 kilo alan şimdi yarım kilo alıyor, yarım kilo alan 250 gram et alabiliyor. Çünkü emekli maaşları beklenilen düzeyde yükselmedi, çalışanlar için de aynı durum var. Bu da vatandaşın alım gücünü düşürüyor” diye konuştu.

ÜRETİCİ KASAP KILINAK: “ET ARZINDAKİ AZALMA FİYATLARI ARTIRDI”
Aynı zamanda üretici olan sektör temsilcilerinden Hizmet Kasap’tan Kemal Kılınak, şap hastalığının fiyatlara etki etmeye başladığını kaydederek, “Et bulmada sıkıntı var, insanlar malını kestiremiyor, mezbahaya mal çekilmiyor. Fiyatlara şimdiden 50-60 TL civarında zam geldi. Satışlarımızı etkiliyor hem gelen zam hem de hastalık. Bizler de hayvanı seçerken çok dikkatli olmamız gerekiyor, aşı yapılan hayvanın 21 gün karantinada beklemesi gerekiyor. O süreyi doldurmadıysa o hayvanı kesmek tehlikeli oluyor. Şap hastalığında hayvanda ateş olur, etinin kalitesi ve tadı düşer ama insana herhangi bir etkisi olmaz sağlık açısından. Virüsün versiyonları var, buna halk arasında ‘şap’ deniyor. Bu hastalıkta hayvanın dili ve ağzı yara oluyor, bu da yemek yiyip gelişmesine engel oluyor, hayvanı mutsuzluğa sevk ediyor. Biz kontrolünü yapıp, 21 gün bekletip öyle kesiyoruz. Bu da et arzında bir azalma ve fiyatlarda yükselmeye neden oldu” ifadelerini kullandı.





