Hale Halime YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız ve eşi Gamze Yıldız’la sıcak bir sohbet gerçekleştirdik. Tanışmalarından evliliklerine, belediye başkanlığı sürecinden aile yaşamlarına uzanan bu samimi röportajda hem aşka hem de hayata dair çok şey bulacaksınız.
“KONGREYE GİTMEYE GÖNÜLSÜZDÜM AMA GAMZE’Yİ GÖRÜNCE KALDIM”
Nasıl tanıştınız?
Onur Emrah Yıldız:
Amcam beni CHP ilçe kongresine zorla davet etti. Benim de aslında hiç gidesim yoktu ama gittim. Babam başka bir listeyi destekliyor, Gamze’nin annesi başka bir listede aday. Ayaklarım geri geri giderek gittim ama kongrede Gamze’yi görünce kaldım. O dönem sadece Facebook sayfası var, araştırdım, arkadaşlık isteği gönderdim. Ancak hiç yazmadım. Yaklaşık 1-2 ay sonra “Merhaba” yazdım. Kahve içme teklifinde bulundum.
Siz kongrede Onur Emrah Bey’i fark ettiniz mi, dikkatinizi çekti mi?
Gamze Yıldız:
Ben o dönem CHP Çiğli Gençlik Kolları’nda yöneticiydim. Kongrede Onur’u görünce dikkatimi çekti. Daha önce hiç görmediğim bir simaydı. Kendisi Büyükşehir’de memurdu. Çiğli sınırı içinde çok denk gelmemiştim, acaba dışarıdan gelen delegasyonla mı geldi diye düşündüm.
Onur Emrah Yıldız:
Sadece bu mu dikkatini çekti? (Gülüyor)
Gamze Yıldız:
Tabii ki ne kadar yakışıklı olduğunu da düşündüm. Salona girdiği an fark ediliyordu boyu, posu… Farklıydı.
“FACEBOOK İSTEĞİYLE BAŞLAYAN YOLCULUK 4 AYDA EVLİLİKLE SONUÇLANDI”
"Bir Facebook isteğiyle başlayan yolculuk dört ayda evlilikle sonuçlandı."
Facebook’ta arkadaşlık teklifini görünce ne hissettiniz?
Gamze Yıldız:
Sevindim ama hemen kabul etmedim. Yaklaşık 1 ay bekledi istek. Kısa bir geçmişini araştırdık, kimdir diye baktık. Bizim daha sonra öğrendiğimiz bir tesadüf de oldu; kayınpederimle benim babam siyasi arkadaşlık yapmış. Kayınpederim zaten kamuoyunda tanınmış bir insan. Anneme sordum. Tanıdığını ve çok iyi bir aile olduğunu söyledi. İsteği kabul ettim ve konuşmaya başladık.
İlk görüşme nasıl gerçekleşti?
Onur Emrah Yıldız:
Benim göğsümde bir rahatsızlık vardı, spor yaparken bir rahatsızlık oluştu ve tedavi oldum. Yazlıktaydım, sahil kenarında kısa şort ve üzerime gömlek giymiştim. Gömlek, Kadir İnanır’ın 1970’lerdeki gömleği gibi, göğsü açık yarıya kadar ve pansuman belli oluyor. Böyle bir fotoğraf attım, arkadaşlarım da “Geçmiş olsun, neyin var?” gibi yorumlar yapıyor. Bunları sadece Gamze’nin dikkatini çeksin diye yaptım. Gamze de o dönem KPSS’ye hazırlanıyormuş, 1 gün sonra gördü ve yazdı. Ben de kolum, bacağım kopmuş gibi ajitasyon yaptım. Kahve içmeye ikna ettim. Ege Üniversitesi’nde buluşup kahve içtik.
Ben tesadüflere inanan bir insanım. Üniversiteyi Sivas’ta okudum. Sivas benim hayatımda önemli, Sivas’la bağım oluştu ve ben Sivas’tan döndükten sonra da “Bu şehirle bağım olmalı” diye istedim. Hep dua ettim; evlenirsem eşim Sivaslı olsun, benim görüşümde olsun ve öğretmen olsun… Gamze’yle tanıştım, nereli olduğunu sordum; Sivaslı, birinci çinko… Görüşümüz zaten aynı, bir de öğretmen… O an “Biz evleneceğiz” dedim ve hemen tepki gösterdi. Ama 4 ay sonra evlendik.
Gamze Yıldız:
Çok ajite ettiği için endişelendim, merak ettim, kahve de içmek istiyorum. Buluştuk, bunları konuştuk. “Biz evleneceğiz” dedi. Ben de “Bu nasıl bir ego?” dedim, kabuğuma çekildim. Ama Onur’un, hayatla ilgili öyle bir şansı olduğuna inanıyorum. Hayatımızdaki her kritik olayda şansı yaver gider. Çok temiz kalpli bir insan ve evren onun yardımcısı oluyor. O iyi niyeti ve o şansı hayatın her alanında onu destekledi, umarım hep böyle olur.
“TEKLİF YÜZÜĞÜ KAYBOLDU”
Evlenme teklifi nasıl oldu?
Gamze Yıldız:
Onur çok romantik bir insan. Sert gibi görünür ama inanılmaz merhametli, duygusaldır. Evlenme teklifi çok komikti…
Onur Emrah Yıldız:
Tarihi Asansör’de bir arkadaşım şefti. Ona durumdan bahsettim, evlenme teklif edeceğimi söyledim, hazırlıklarımızı yaptık. Gamze’yi aldım, yolda saçma bir sebepten kavga çıkarttım.
Gamze Yıldız:
Yolun yarısına geldik, “Ben yemek yemeyeceğim” dedi. “O zaman neden yemeğe gidiyoruz?” diye kızdım.
Onur Emrah Yıldız:
Sadece bu da değil, yol boyu huzursuzluk çıkardım, gerginlik yarattım. Gamze de hazırlanmış, süslenmişti.
Çok da iddialı bir yüzük aldım, yolda moralini bozuyorum sürekli. Mekâna gittik, oturduk. Ben hâlâ gergin takılıyorum. İçeri gittim, pastayı aldım, geldim, bir serenat ve “Benimle evlenir misin?” dedim.
Gamze Yıldız:
Yere çökerek evlenme teklif etti, ben ona şaşırdım zaten. Ben utandım, çok gencim, “Kalk, yerde durma” diyorum…
Onur Emrah Yıldız:
Sonra o yüzük ne oldu? AVM’nin lavabosunda yüzüğü çaldırdı. Bırak elini yıkadığın yerde yüzüğü lavaboya, git elini kurulamaya… Şu an bile sinirim bozuluyor.
Gamze Yıldız:
Birkaç adımlık yerdi el kurutma cihazı, bir kadın da tuvaletten çıkıp gidiyordu. Ben arkamı döndüm, yüzük yok, güvenlikleri aradık, karakola gittik ama bulunamadı. Onur da “Canın sağ olsun” dedi.
Onur Emrah Yıldız:
Ama içimden bir şey koptu yani… (Gülüyorlar)
Gamze Yıldız:
Başka yüzük aldı.
“BEN SENİN HEM EŞİN HEM DE BABANIM”
Onur Emrah Yıldız evde nasıl biri?
Gamze Yıldız:
Biz kısa sürede evlendik. Ben öğretmenim ve Bitlis’e atanmıştım. O buradaydı. Evde çocuklarıyla çok ilgili bir baba. Belediye başkanı olduktan sonra zamanı daha kısıtlı tabi, o yüzden ekstra çaba sarf ediyor. Kısa da olsa geçirdiği vakti kaliteli geçiriyor. Maddi ve manevi olarak çok cömert bir baba.
Ben 6 yıl önce babamı kaybettim. Çok duygusal bir insanım. Babamın ardından bir yazı paylaşmıştım ve Onur bana bir şairimizin dizeleriyle “Ben senin hem sevgilin, hem eşin, hem ağabeyin, hem de babanım” dedi… Ve gerçekten de öyle oldu. Hiçbir zaman bana babamın yokluğunu hissettirmedi… (Gözyaşlarını tutamadı.)
Onur gerçekten babacan bir insan. Annesine de, kardeşine de, babasına da babadır. Benim anneme de babadır. Annem eşini kaybetti, ona da kucak açtı. Allah onun ayağına taş değdirmesin.
“GAMZE DÜNYAYA ANNE OLMAK İÇİN GELMİŞ”
Gamze Hanım nasıl bir eş?
Onur Emrah Yıldız:
Gamze için söylenecek çok şey var ama en çok şunu söylemek isterim: Gamze dünyaya anne olmak için gelmiş bir kadın. Fedakâr bir anne. Çocuklarıyla bu kadar ilgili olması beni çok mutlu ediyor.
Benim hayatım stresli, inişli çıkışlı, zor... Son 1 yıllık süreçte de her kadının yaşadıklarının fazlasını yaşıyor. Benim korkum ve endişem şu: Acaba benim verdiğim bir karardan dolayı onlar üzülüyor mu? Bu muhakemeyi yapınca ben de üzülüyorum.
Herkese karşı iyi niyetli, paylaşmayı seven bir eşim var. Kötü niyet bilmez, kötülük bilmez. Onun dünyası çocukları. Çocukları mutlu oldu mu, dünyanın en mutlu insanı Gamze oluyor.
“EV İŞLERİNDE İDDİALI DEĞİLİM AMA YEMEK YAPABİLİRİM”
Onur Bey ev işlerine yardımcı olur mu, yemek yapar mı?
Onur Emrah Yıldız:
Ben üniversitede bulaşık yıkamamak için 4 sene boyunca yemek yaptım. Yağı dök, soğanları kıy at, kavur, salçasını at, üstüne de hangi yemeği yapacaksan onu koy, suyunu kat ve kaynat. Ama evde Gamze varken yemek yapmayı hiç denemedim; hakaret olur diye…
Gamze Yıldız:
Onur Başkan ev işlerini hiç sevmez. Ben de titiz bir insanım. O evdeyken temizlik yapmıyorum, birlikte güzel vakit geçiriyoruz. Ama “Bugün evde neden yemek yok?” demez, “Dışarıda yiyelim” ya da “Dışarıdan söyleyelim” der.
Onur Emrah Yıldız:
Saç, kıl, tozdan nefret ederim.
“TÜRK ERKEĞİ KISKANÇTIR, KORUMACI BİR GELENEKTEN GELİYORUZ”
İlişkide kim daha kıskanç?
Onur Emrah Yıldız:
Ben! Türk erkeği kıskançtır. Kıskanç olmayan erkekte bence genetik bir sorun vardır. Bu topraklar her ne kadar Batı’ya açılsa da, kurucu Cumhurbaşkanımız bizi ne kadar Batı’ya örneklese de, biz Orta Asya’dan gelen bir genetikle yaşıyoruz. Oba kültüründen gelmişiz; akın ederek, savaşarak topraklar elde etmişiz. Bu coğrafyada yaşayan erkeklerin en büyük özelliği, bulunduğu evde korumacı olmayı sevmesidir. Ben eşimi seven ve kıskanan bir adamım.
Benim kurallarım vardır. Bir kadınla göz göze gelmeyi tercih etmem, kafamı eğerim; yanlış anlamasın, rahatsız olmasın diye. Nezaket sınırını aşmamaya çalışırım her zaman. Bu 14 ayda bazı şeyler olmuş olabilir, çünkü normal bir süreçten geçmedim.
Gamze Yıldız:
Ben çok kıskanç bir insan değilim ama normal, günlük yaşantımda da değilim zaten. Ne bir arkadaşımı ne başka bir şeyi kıskanırım. Biz kendi aramızda da konuşuyoruz bunu. Bazen Onur, “Kıskandığını belli et” der. Herhalde birbirimizi dengeliyoruz. Bu biraz da güvenden kaynaklanıyor. Kendisi de çok dikkat eder.
Onur Emrah Yıldız:
Benimle çalışan bir kadın varsa hep onun ailesine hesap verecek gibi davranırım. Eşini, kızını, kardeşini insanlar bizimle çalışması için gönderiyor. O benim için kapsayıcı bir durum. Onun başına bir şey gelse ben kendimi sorumlu hissederim. Onlar da benim kardeşim, aynı çatı altındayız.
“HAYATIMIZ SADE, MAHALLEMİZ AYNI. HİÇ DEĞİŞMEMEK İSTİYORUM”
Belediye başkanı seçildikten sonra hayatınızda neler değişti?
Gamze Yıldız:
Ekstra bir değişiklik olmadı çünkü Onur Bey her zaman iş yapmayı, hizmet etmeyi seven bir insan ve hep yoğun çalışıyordu, hep sahadaydı. Ben kendisini tanıdım tanıyalı sahadaydı, hayatımızı buna göre şekillendirdik. Benim anaç bir karakterde olmam yükümü ağırlaştırdı ama mutlu da oluyorum o insanların hayatına dokundukça. Çünkü kendisi mutlu oluyor ve ben de onun mutluluğuyla mutlu oluyorum.
Çocuklarım babalarını daha az görüyor, biz belki daha az görüşüyoruz ama kendisi bunu telafi etmek için elinden geleni yapıyor.
Çocuklarım babalarını az görüyor ama seçim çalışmaları sırasında billboardlarda hep babalarını gördüler. Aren çok küçüktü ama Canali bizimle seçim çalışması yaptı. Mahalle mahalle gezdi. Bunu hayatı boyunca hatırlayacak. Canali’nin okulunu ziyaret etti Onur, Canali’nin mutluluğu paha biçilemezdi.
Onur Emrah Yıldız:
Ortalama dünyada 6-7 milyar insan yaşıyor. Dünyada kaç milyar tane insandan, kaç milyonu en güzel dizeleri söyledi, en güzel felsefeyle aşkı, özlemi tarif etti bilmiyorum… Ama dünyada kapladığımız zaman dilimi 3-4 saniye arasında değişiyor. Gamze benim hayatımın 3-4 saniyesini oluşturuyor, o yüzden benim için en büyük aşk.
Çocukluğumdan beri dar gelirli insanların yaşadığı bir gecekondu mahallesinde büyüdüm. Bugünümde her yaşamın avantajlarını ve dezavantajlarını çok daha iyi görüp, yorumlayabiliyorum. Zaman zaman daha iyi olabileceğini düşündüğüm anlar da oluyor ama belediye başkanlığının halka verebileceği en güzel mesaj şu: Bir genel bir de yerel siyasetçi vardır. Yerel siyasetçiler halka en yakın olanlardır. Bizim hayatlarımız dokunulabilir, sarılınabilir, hesap verilebilir, ulaşılabilir.
Bizim sade bir yaşamımız var. Hâlâ aynı evde, aynı mahallede oturuyorum. Komşularımla sohbet ediyorum. Belediye başkanı da olsanız görev süresi sonunda normal hayatınıza geri döndüğünüzde insanların “Başka bir havadaydın” dememesi gerekir. Ben gittim, 1 ya da 2 dönem yaptım, hiç değişmeden geldim dedirtmek istiyorum.
Ben bir çocuğun, engellinin, bir garibanın hayatını değiştirebiliyorsam benim için önemli olan o. Parklar yine yapılacak, o yola o asfalt yine dökülecek… Bunlar rutin. Fark yaratan, bir çocuğun hayatına bir renk bırakabilmek.