Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, Çiğli'de yapılmak istenilen basın açıklamasında çıkan arbededen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'ne kesilen cezaya, İZSU'dan gelen 'Kasten ceza kesiliyor' açıklamasına ve annesine yönelik küfür, hakaret içeren mesajlara varana kadar birçok konuda birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sosyal medyadan küfürlü mesaj gönderen 51 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu kaydeden Sürekli, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, belediye işçilerine "Kerem Ali Sürekli'ye tepkinizi gösterin" içerikli mesaj çekildiğini öne sürdü.  

"GÜVENİLİRLİĞİNİ YİTİRİRSİN"

İZSU Genel Müdürlüğü'nün "Kirlilik" nedeniyle kesilen cezaya ilişkin yaptığı "Kasten ceza kesiliyor" açıklamasının "Algı" yaratma çabası olduğunu belirten Sürekli, "Yine yalan, İZSU algı siyaseti yapıyor. Belediyenin kamu kurumu siyaset yapıyor. Kamuoyunun dikkatini başka yere çekiyor. CHP'nin Türkiye'deki yalan siyasetinin bir yansıması olarak görüyorum. Bakanlık ceza keserken bilmiyor mu? Sayın İZSU Genel Müdürü yenisin daha, bir heyecanla da geldin. Bir bülten hazırlatırken bak! Yapılan işlemlere bak. Sen İZSU'nun halini çok iyi biliyorsun. Bu açıklamayı yaptırtma sonra boşa düşersin, güvenilirliğini, inanılırlığını yitirirsin. Sen bir bürokratsın. Çevreyi kirleten 3 bin 743 tesise 420 milyon ceza yazıldı. Bunlardan biri İZSU. İZSU'nun çevreyi kirlettiğini siz kendiniz de söylüyorsunuz. Çevreyi kim kirletiyor? Büyükşehir Belediye Başkanının açıklamalarına bakın. Arıtma tesisi kirletiyor diye Tunç Soyer söylüyor, '4. faz yapılmadığı için, teknoloji yenilemesi yapılmadığı için yeterli çalışmıyor' diyor. Böyleyken uzaydan mı gelip cezayı kestiler. Sen de teknik elemansın İZSU. Ayıptır, yazıktır, yeter artık yalan söylemeyin. Bırakın artık yalanı! Ha böyle devam edin, millet yemiyor, inanmıyor. 7 ay sonra sandıkta boyunuzun ölçüsünü alacaksınız" dedi. 

"ÇEVREYİ KİRLETEN CEZAYI ALIR"

Çevreyi kirleten tüm kurum ve özel işletmelere partisine bakılmaksızın işlem yapıldığını kaydeden Sürekli, "İzmirliler sizin hizmetinizden dolayı size oy vermiyor. İdeolojiden dolayı oy alıyorsunuz. İzmirlilerin tercihi de başımızın üstüne, siyasi tercihlerinden dolayı size 20 yıldır yerelde görev veriyorlar. Yoksa sizin İzmir'i rezil ettiğinizi, kokuttuğunuzu, yollarını çamur içinde bıraktığınızı, kentsel dönüşümü yapmadığınızı İzmirliler biliyor ve şikâyet ediyor. Gereğini de yapacaklar. 2023'te fişeğini yapacaklar, 2024'te de gereğini yapacaklar, siz böyle devam edin. Yalan söyleyin. Kapatın olayların üstünü. Yalan bir açıklama, gerçeği yansıtmıyor. Körfezi Çiğli arıtma büyük ölçüde kirlettiği için ceza kesilmiş. Türkiye genelinde incelemeler sürüyor. Gediz'i de inceliyorlar. Her siyasi partiden kim çevreyi kirletiyorsa özel, tüze herkes cezayı alır" diye konuştu. 

"ÇEVRE KATLİAMI YAPILIYOR"

Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinin yüzde 30 kapasite ile çalıştığını ve yüzde 70'li kanalizasyon atığını körfeze bıraktığını aktaran Sürekli, "O tesis çalışmıyor. Yüzde 30 kapasiteyle çalışıyor ama 2-3 boyutu var olayın. Çalışmaması var, çalışan yüzde 30'dan çıkan atıkların bertarafında da sıkıntı var. Kurutma ünitesi hiç çalışmıyor. 4. fazı 10 yıldır yapmadılar. Ağustos ayında yine ihaleyi iptal ettiler. Teknoloji yenilemesini yapamadılar ve yüzde 30 kapasiteye düşürdüler İzmir'in kanalizasyon atıklarının yüzde 30'u arıtılıyor, yüzde 70'ini denize bırakmışlar. İzmir'in devası kanalizasyon atıklarının yüzde 70'i denize bırakılıyor. Kanalizasyon içerikleri Çiğli Arıtma Tesisi önüne bırakılıyor ve İzmir berbat kokuyor. O yüzden deniz marulları sık sık çıkmaya başladı. Kirlilik bir yandan, koku bir yandan, burada çevre katliamı yapılıyor. Arıtılanları kurutma tesisi çalışmadığı için körfezde bir bölüm yapıp depolayıp üstünü kireçle örttüler. Burası da doldu artık. Şimdi bunu Muradiye'de özel bir tesise götürüp kurutuyorlar. Çift yönlü çevre katliamı var. Körfezin kirliliğinde Büyükşehir'in yönetiminde olan 99 derenin ıslah edilmemesi var. Bunun dışında da yağmur suyu ve kanalizasyon hatlarının birbirinden ayrılması gerekiyor, ayrılması gerekenin bugüne kadar sadece yüzde 15'i yapıldı. Vah vah İzmir! İzmir'i ancak AK Parti kurtarır" açıklamasında bulundu. 

"ÇALIŞANLARA ZULMEDEN GÜVENLİK AMİRİ VAR"

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'ın "Açıklama yapacakları yeri gizlediler" eleştirisine de yanıt veren Sürekli, "Yalanların başında da çevre ile ilgili bir ekip var Büyükşehir'de. Bu ekip sadece 'kirletme' yanlış tespitini yapsa iyi, bu ekibi başkan iyi bilir. Bu ekibin diğer görevi de provokatörlük. Biz bugüne kadar yerinde 10 - 11 basın açıklaması yaptık. Sevgili Murat Bakan sen avukatsın, incele, araştır ondan sonra açıklama yap. Sana böyle demagoji yapmak yakışmıyor. Bizim 11 tane basın açıklamamız var, biz ilin önünde buluşuyor gidiyoruz. Kimden neyi saklayacağız? Biz klasik yerinde açıklamamızı yapacaktık o gün de gittik. Benim evime yakın, ben evden çıktım gittim. Yolun kenarı. Orada o nizamiye yasal değil, zaten işgal etmişler orayı. Biz farkındalık oluşturmak için muhalefet etmek istediğimiz konunun yerinde yapıyoruz açıklamamızı. Biz gittik, tedbirler alınmış. O danışman kadrosu var ya, tabi danışman diyoruz ama sorumlu Belediye Başkanıdır. Orada 'Ben CHP Genel Merkezi'ne de çok yakınım' deyip, İZSU çalışanlarına zulmeden bir güvenlik amiri var. Onu biliyorlar. Ben arabadan indim, bütün güvenliklerin elini sıktım, esas bu işi organize eden güvenli amiri, Büyükşehir Danışman kadrosuyla irtibatta herhalde, içeride gizleniyor, yok orada. Sonradan gördük içeride, 'Siz kimsiniz' dedik, ayrıldı hemen oradan ve açıklama yapmadı. Suçlu ve güçlü" ifadelerini kullandı. 

"KANUNSUZ EMİR UYGULANMAZ"

Çiğli'de yaşanan arbedenin detaylarını anlatan AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, "Güvenliklerin elini sıkıp, halini sordum ama baktım karşı duruş var. Çevik kuvvetin terör olaylarına müdahale etme pozisyonunu almışlar. Ben şaşırdım ama yine bir şey demedim. Grup Başkanvekilimiz Özgür Bey ve İl Başkan Yardımcılarımız kibarca böyle durmayın, bu ekranlara kötü yansıyacak dedi. Baktım, çok ters cevaplar veriyorlar. Güvenlik görevlileri emir kulu ama askerlikte ve polislikte de kanunsuz emir uygulanmaz. Bir yanlış yapılıyorsa inisiyatif almalılar. O arkadaşlar da o yönden hatalı. İzmir'de AK Parti'nin 500 bin üyesi var, 500 bin İzmirliyi temsil ediyorum ben. İktidar Partisinin il başkanıyım. Böyle bir harekete tahammül etmem mümkün değil. Sözle arkadaşları uyardım ancak benim kelimelerimde 1 tane hakaret yok. En serti, 'suç duyurusunda bulunalım' cümlem" dedi. 

"BİZİ YOLDAN GEÇİRMEDİLER"

Açıklama alanının kamuya açık yol olduğunu ve bunun da belgeli olduğunu belirten Sürekli, "Orada o arkadaşlar hatalı da olsa, yanlış bir talimatı yanlış şekilde uyguladılar ama niye ceza alsınlar. Dava açmadık. Kadastro da inceleme yaptı, orası yol, yolun kenarına nizamiye kurmuşlar, kurulamaz, yanlış. Çiğli Kaymakamlığı raporunda da belirtildiği üzere, İZSU'nun nizamiye kurduğu yerin kadastral yolda kaldığı tespit edilmiştir. Uyduda da belli, girip baksınlar. Bizi yoldan geçirmediler, yolda bize fiziki güç kullanma teşebbüsünde bulundular. Biz şikayet etsek 1 yıldan 3 yıla kadar, fiziki güç kullanıldığı da belli 5 yıla kadar bu arkadaşların yargılanması ihtimali ortaya çıkar. Benim vicdanım buna elvermedi" diye konuştu. 

"SOYER SORUMSUZCA TWİT ATTI"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in attığı twiti hatırlatan Sürekli, "Hal böyleyken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, 'Ak Parti il başkanı ve ekibi arıtma tesisimize izinsiz girmeye çalışıyor ve görevini yapan emekçilerimize zorbalık yapıyor' yazmış. Hiç yakışıyor mu bu, girmeye çalışmıyorum yoldayım ben. 'Belediyemizden izin isteseydiniz verirdik hatta ben de gezdirebilirdim' diyor. Ben arıtmada gezip ne yapacağım. Ben arıtmadan 3 kilometre uzakta yolda basın açıklaması yapıyorum. Gezmem de zaten, Zaten Bakanlık yetkilileri denetleme yapıyor. Ben sizin Genel Başkanınız mıyım kamu kurumuna baskın yapacağım. 'Ancak çalışanlarımıza yaptığınız zorbalığı asla hoş görmeyiz. Suç duyurusunda bulunacağız' diye devam ediyor Büyükşehir Belediye Başkanı. İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanının sorumsuz, olayı araştırmadan incelemeden yaptığı açıklaması. Burası bir yol bilmiyor ki..." dedi. 

"TALİMATI KİM VERDİ?"

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden tüm belediye çalışanlarına "Kerem Ali Sürekli'ye tepki gösterin" içerikli mesaj atıldığını öne süren Sürekli, "Ama bunun bir sonucu var, öyle kolay değil bu işler. Bu açıklamayı yaptınız mı, ondan sonra kim talimat verdiyse Büyükşehir'den danışman ekibi de olabilir, Tunç Soyer'in görevidir, büyükşehirden tüm büyükşehir çalışanlarına mesaj atılıyor. Bu yazdığının aynısı ve AK Parti İl Başkanına tepkinizi gösterin diyorlar. Tahrik var. Suç işlemeye taammüt var. Bu çok ciddi, ben bunun peşini bırakmayacağım. Sonra 51 tane çoğu fake olan hesap benim ölmüş anama küfür ediyor. Yazık değil mi Tunç Bey, ayıp değil mi Tunç Bey! Sen benim anama niye küfür ettiriyorsun! 'Yok öyle bir şey ettirmedim' diyor. Attığı twit ettirmektir. Bu ettirmektir, ayıptır. Kim verdi bu talimatı, büyükşehirden işçilere mesaj çeken kim, 'Kerem Ali Sürekli'ye tepkinizi gösterin' talimatını veren kim sizin açıklamanızdan sonra. Ayıptır ya. Benim 500 bin üyem var, teşkilatlarım var, ben mesaj çeksem ne olur Tunç Bey, sen yürüyebilir misin İzmir'de! Ayıp değil mi bu! Senin ölmüş annene, eşine yakışır mı bize, yazıklar olsun" ifadelerini kullandı. 

"DENİZ YÜCEL HUKUKÇUYA YAKIŞIR DAVRANDI"

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in olayı bir hukukçuya yakışır biçimde ele aldığını aktaran Sürekli, "Hakkını vereyim, aynı süreçte ben Deniz Yücel Bey'i aradım. Kendisine bilgi verdim nezaketle. Bizim aramızda 'Kırmızı telefon hattı' dediğimiz şakayla karışık bir şey var. Kritik durumlarda birbirimizi ararız. Sakinleştirmek, sağ duyuya çağırmak için, şehrimiz için, ülkemiz için birbirimizi ararız. Sonuçta ikimiz de İzmir'e, ülkemize hizmet etmek isteyen siyasileriz. Bunu çok yaparız. İdeolojilerimizden taviz vermeyiz ne Deniz Bey 1 adım geri gider ne de ben. Herkes de bilir, kendi ideolojimiz, siyasi düşüncelerimiz için en ön safta yer alırız ama bu gibi durumlarda irtibat halinde olmakta fayda vardır. Deniz Bey'i ben aradım, bilgi verdim. Teşekkür ediyorum benim bilgime itibar etti 'Ama ben de bir araştırayım' dedi. Sonra bana bir şey söylemedi ama Deniz Bey'in twiti malum. Deniz Bey'in twiti serin kanlı, bir hukukçuya yakışır, sorumlu bir twit. Tunç Soyer'in twiti tahrik, taammüt, suç işlemeye tahrik içerin bir twit. Bundan sonra Tunç Bey ile de görüştüm. Aradım, 'Gelseydiniz' dedi bir yorum yapmadı. 1 saat sonra Tunç Bey beni aradı ' Sizin ne kadar üzüldüğünüzü anladım ben de üzülüyorum' dedi. Bu ikimizin arasında kaldı, İzmirliler bunu bilmiyor. Yani Tunç Bey de olayın içeriğini öğrendi ama olan benim ölmüş, mezardaki anneme Büyükşehir'den çekilen mesajla küfür edilmiş oldu" diye konuştu. 

"51 KİŞİ HESAP HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde bir danışman kadrosu olduğunu ve  bu kadronun Soyer'i yanlış yönlendirdiğini savunan Sürekli, "Bizim Büyükşehir'in hiçbir tesisine gitme, girme teşebbüsümüz olmadı, olmayacak. Biz farkındalık oluşturmak amacıyla sorun olan yerlerin yakınlarında basın açıklaması yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Hiçbir izne gerek yok ancak bu olayda Sayın Tunç Soyer'den şunu bekliyorum. Attığı twit de duruyor, o haksız twit duruyor, altındaki küfürler de duruyor ve bize başka kanallardan yapılan küfürler de var. Cumhuriyet Savcılığı'na 51 tane hesabı verdik. Bunların çoğu fake çıkacak ama emniyet araştıracak bulacak bunları. Hiçbir yere kaçamaz o troller. Büyükşehir'in danışman kadrosu yarın size de küfür edilir, hukuktan, serin kanlılıktan, sağduyudan ayrılmayınız. Başkanı yanlış yönlendiriyorsunuz, bu sizin sorununuz ama kişisel haklara tecavüz etmeyin" ifadelerini kullandı. 

"ÖLMÜŞ ANNEME KÜFÜRÜ HAZMEDEMEM, GEREĞİ YAPILMALI"

Sürekli açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Benim Soyer'den beklentim şu: Kendisini yanlış yönlendirdiler, bu twiti attı ve 51 kişi benim ölmüş anneme küfür etti. Bunu hazmedemem. Gereğinin yapılmasını talep ediyorum. Twit duruyor! Büyükşehir'den kim çalışanlara mesaj attırdı, kim, 'Kerem Ali Sürkeli'ye tepkinizi dile getirin yani küfredin' dedi. Büyükşehir'den giden mesaj elimizde. Zaten belli sistemde, bu mesajın talimatını kim verdi, başkan mı, danışmanlar mı, İZSU Genel Müdürü mü, güvenliklerin bağlı olduğu İZENERJİ Genel Müdürü mü? Kim verdi bu emri? Ben bununla ilgili bir hareket bekliyorum. Çiğli'de güvenlikleri tahrik eden, yönlendiren bürokratla ilgili işlem yapılmasını bekliyorum. Bütün algıyı güvenlik görevlilerinn mağduriyetine çevirmek istediler. Böyle bir şey yok, benim gittiğim her yerde hangi partiden olursa olsun emekçilere saygım sonsuzdur. Ben onları rencide edecek bir şey yapmadım, onlar yanlış talimat aldı ve o talimatı uygularken yanlış yaptı. En azından ufak bir nüansla yumuşatabilirlerdi. Onların da yanlışı var ve bu yanlışı da görmezden gelemeyiz. Sonuçta biz büyük bir linçe, hakarete uğradık. Bunun sorumlusu Tunç Bey'in twiti ve bilmedikleri için milletvekillerinin attığı twitler"

"ORASI BABALARININ ÇİFTLİĞİ DEĞİL"

Haklıyım, hakkımı da yedirtmem. Şahsen yedirtebilirim ama 500 bin AK Partili üyenin temsilciyim. Onların hakkını yedirtmem. Büyükşehir'den atılan mesaj tahrik içeriyor. Hukukta illiyet bağı vardır, bunu Deniz (Yücel) Bey de, Murat (Bakan) Bey de bilir. Büyükşehir'den tepkinizi gösterin diye mesaj çekilebilir mi, orası bir kamu kurumu değil mi? O zaman Çevre, şehircilik İl Müdürlüğü'nden çekilsin, 'Bunlar körfezi kirletiyor, çevre suçu oluşuyor, tepkinizi koyun' diye... Aynı değil mi? İl Müdürlüğü de kamu kurumu, Büyükşehir de... Orası babalarının çiftliği değil, böyle bir mesaj atamazlar. Suçlular, gereğinin yapılmasını bekliyorum. Hukuki olarak güvenlik görevlilerine zarar gelmemesi için çalışıyoruz, onları ayırıp mesajı attıranlar, talimat verenler için ne yapabiliriz diye bir çalışmamız var. Çağrım Sayın Tunç Soyer sizedir. Gerçekleri anlattım. Deniz (Yücel) Bey de biliyor. Gidin sorun kendisine hukukçu olarak, gereğini yapın”