GÜNDEME BAKIŞ – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, gazetecilerin CHP lideri Özgür Özel’e yönelik yapılan saldırıyla ilgili sorularını yanıtladı.  “Hem üzüldüm hem de endişelendim ama kendisini görünce rahatladım” diyen Tugay, “Dün İstanbul’daydım. Morali gayet yerindeydi, fiziksel olarak da hiçbir sorunu yoktu. Konuştuğumuz aman kendisi de zaten basına açıkladı, şunun üzerinde çok durdu; Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinin kaldırıldığı gün Yavuz Top’un evine gittik beraber, değerli sanatçımızın kaybedildiği günün ertesi günü ve taziye ziyareti yapıldığı zaman, yani böyle bir zamanda bu saldırı Sırrı Süreyya Önder’in anısının önüne geçmesin dedi.  Ben o asil duruşu nedeniyle kendisine minnet duydum” dedi.

BİRİLERİ BAZI KELİMELER KULLANIYOR VE…

Tugay, şunları söyledi:

“Diğer taraftan olaya bakınca şu düşünülüyor, birileri bazı kelimeler kullanıyor ve bunlar provokasyona neden oluyor. İnsanları saldırı yapabilecek hale getiriyor. Siyasilerin ve devlet yöneticilerinin bu tür bir dilden uzak durması gerekiyor. Eğer herkes bu şekilde konuşursa bundan etkilenen bazı insanlar benzer eylemler içerisinde her zaman olabilirler.

SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİRENLE İLGİLİ İKİ İHTİMAL VAR

Kamu görevlisine siyasetçiye saldırmak ülkede yapılabilecek en vahim hatalardan biri. Çünkü güncel sorunları yetkilendirilmiş insanlar çözecek. Herkes birilerinin fiziksel saldırısına maruz kalırsa bu işler yapılamaz. O yüzden korunması gerekiyor. Bizler sadece konuşuyoruz. Siyasilerin konuşmaları saldırı sebebi olmamalı. Kışkırtıcı dilin, ayrıştırıcı dilin terk edilmesi lazım. Bu ülkede farklı görüşlerden insanlar konuşmaya devam edeceğiz. Demokrasi öyle güzel ki farklılıklarımızdan zenginlik çıkaracağız ve en iyiye ulaşacağız. Kişisel çıkarların çatıştığı bir şey değildir siyaset. Siyaset dediğimiz şey ülkenin daha iyi olması için yapılan bir iştir. Bu gerçeklikten kopmamamız gerekiyor. Saldırıyı gerçekleştiren kişiyle ilgili iki ihtimal var; ya birilerinin sözlerinden etkilendi ya da birileri tarafından yönlendirildi. İkincisinin doğru olduğunu düşünmek istemiyoruz. Ama diğer taraftan da bu tür organizasyonların olabileceğini geçmişten de biliyoruz.

Türkiye’nin bunlardan kurtulması lazım. Son seçimde Türkiye’nin birinci partisi olmuş bir partinin Genel Başkanına böyle bir saldırı asla kabul edilemez. Biz bunu önemli bir sorun olarak görüyoruz. Tekrarının olmaması için herkes üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Devletin yöneticileri tutumunu ona göre belirlemeli, kimseye karşı kışkırtıcı dil kullanmamalılar. Diğer siyasi partilere de aynı sorumluluk düşüyor. Siyaset yapıyorum diyen kişi başkasını incitecek söylem içinde olmamalı, ülkenin yararını gözetmeli, yapıcı olmalı.