İzmir

Rene Kres’i anma etkinliği: Sanat ve barış bir arada

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Karaburun’un Ambarseki köyünde yalnızca bir anma töreni değil, yürekleri buluşturan bir direniş vardı. 3K Karaburun Kavimler Kapısı Tiyatro Atölyesi, sahnesini bir ustaya, bir dostun hatırasına adadı. Rene Kres… Kelimelere ihtiyaç duymadan barışı anlatan, sessizliğin ezgisiyle dünyaya seslenen bir sanatçı.

Abone Ol

Hollanda’dan gelen dostları, Türkiye’den sanatçılar ve barışseverler onun evrensel mesajını yeniden haykırmak için buluştu. Şıh Ali Yalçıner’in uyarlayıp yönettiği Mürüvvet Barış’ın oynadığı “Martı-Maria” ile Öykü Kaya’nın yönettiği Fatma Özer, Işın Özkan, Zerrin Özirs Öztan’ın oynadığı Çehov’un “3 Kız Kardeş” oyunları sergilendi.

Şef Ercan Gürkan yönetimindeki “rit.m.aster” grubunun şarkılarıyla etkinliğe renk kattığı etkinlikte Vicdan Pullukçu da şiirler seslendirdi.

3K Mimast Kadınları geçtiğimiz yıllarda kaybettikleri ekip arkadaşları Remziye Ulusal’a, Bertolt Brecht’in savaş karşıtı şiirlerinden hazırladıkları küçük bir kolajla selamlarını ve özlemlerini yolladılar.

Zeynel Abidin Fidan da etkinlik için Rene Kres’in ölümsüz karelerinden oluşan bir fotoğraf sergisi hazırladı. Fidan’ın özel seçkisi Kres’in anısına bir saygı duruşu niteliğindeydi.

Bu çok renkli buluşmada perde kapanırken bile salonda kalan ses, Kres’in sessiz çığlığıydı:

“Sanat, savaşın diline karşı direnen en güçlü barış dilidir. Yaşasın Barış…”

Bir İnşaatçı: Köprüler Kuran Elçi

Rene Kres, yalnızca bir pandomim sanatçısı değildi. O, bir kültür ve gönül inşaatçısıydı. 1995’te kurduğu köprü, Bornova ile Amsterdam’ı, Türkiye’deki kültürel çeşitlilikle dünya sanatını birleştirdi. Çocukların ufkunu genişleten bu köprü, sessizliğin gücüyle konuşmayı, bedenin diliyle evreni anlatmayı öğretti.

Onun mirası, kızı Sheila Kres’in Amsterdam’da başlattığı Türkçe seçmeli dersle sürüyor. Bu yalnızca bir dil dersi değil; babasının vizyonunun yaşayan bir anıtı. Farklılıkların barış içinde yan yana yaşayabileceğinin kanıtı.

Kres’in felsefesi basitti ama derindi:
“Sanatın dili, insanlığın ortak vicdanıdır. Sessizlik, tüm gürültüleri bastıran en kalıcı sestir.”


Baharın Sessiz Vedasına Yolculuk

Ne yazık ki barışı savunan bu yüce kalp, savaşın gürültüsünden çok daha yorucu olan sağlık sorunlarına yenik düştü. Baharın uyanışıyla birlikte, 21 Mart 2024’te, Amsterdam’da 82 yaşında hayata veda etti. Nevruz’un coşkusunda yapılan bu veda, aslında onun hayat felsefesinin bir özeti gibiydi: Ölümde bile yeniden doğuşun, umudun izi vardı.

Kızı Sheila, bu derin kaybı şu sözlerle paylaştı:


“Bu sabah erken saatlerde babamı kaybettik. Huzurla ayrıldı. Son günlerinde hep minnettar ve sevgi doluydu. Hiç şikâyet etmedi. ‘Kalbinizde sevgiyi ve barışı taşımaya devam edin’ diyordu. Işıklar içinde uyusun, hep kalbimizde.”

“Divane Derviş”: Sessiz Çığlığın Ardından

Rene Kres, kendisine “Profeet-Dwaas” (Divane Derviş) derdi. Çılgınlığı, umutsuzluğa rağmen barışa inanmasıydı. Dervişliği ise sessiz sanatıyla karanlığı yırtarak insanlığa yol göstermesiydi.

Bugün bedenen aramızda olmasa da mirası Karaburun’un rüzgârında, Amsterdam’ın dingin kanallarında, Bornova’da sanatla büyüyen çocukların ellerinde yaşamaya devam ediyor. Sessiz çığlığı, hepimizin içinde bir barış elçisi olma sorumluluğu olarak yankılanacak.

Işıklar içinde uyusun. Sessizliği, hiç susmayacak bir barış türküsü olsun.