Olay, şubat ayında İnönü Caddesi'nde meydana geldi. Fen Bilimleri Temel Lisesi 4'üncü sınıf öğrencisi Soykan Özgizler, babası Sertaç Özgizler ile sürekli içki içmesinden rahatsız olduğu için tartışmaya başladı. Tartışma sırasında da alkollü olan Sertaç Özgizler, mutfaktan aldığı bıçakla oğlunu kalbinden bıçakladı. Kanlar içinde kalan Soykan, can havliyle evden çıktı. Ancak koşarak indiği, birinci katta yığılıp, kaldı. Bina sakinlerinin ihbarıyla gelen sağlık ekibi, Soykan'ın hayatını kaybettiğini belirledi. Gözaltına alındıktan sonra tutuklanan baba Sertaç Özgizler hakkında 'Çocuğunu kasten öldürmek' suçundan dava açıldı. 'TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME' DİYE DEĞERLENİRİLİP, CEZA VERİLMEDİ Olaya ilişkin İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, duruşma savcısı, sanığın oğluna yönelik eyleminin olası kastla gerçekleştiğine kanaat getirip, müebbet hapis cezası verilmesini talep etti. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen de sanığın işlediği suç bakımından indirim uygulanmadan cezalandırılmasını istedi. Mütalaaya karşı son sözü sorulan sanık Sertaç Özgizler, "Benim oğlum ölmüş, ben zaten gitmişim. Ben oğlunu çok seven bir babayım. Ben ona zarar vermedim" dedi. Sanık avukatı da tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, müvekkilinin eyleminin 'kasten öldürme' suçuna değil, 'taksirle ölüme sebebiyet verme' eylemine uyduğunu öne sürdü. Ölenin, sanığın oğlu olması bakımından cezaya yer olmadığını savunan sanık avukatı, beraat ve tahliyesine karar verilmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, sanık Sertaç Özgizler'in oğluna yönelik eyleminin 'taksirle ölüme sebebiyet verme' niteliğinde olduğuna ve maktülun oğlu olması nedeniyle mağdur olduğuna kanaat getirerek ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti. Sertaç Özgizler'e ruhsatsız bıçak taşıma ve bulundurma suçundan verilen 5 ay hapis ile 20 gün adli para cezası da ertelendi. Sanığın tutuklu kaldığı sürede göz önüne alınarak tahliyesine karar verildi. Öte yandan, mahkeme heyetindeki bir üye hakim, karara muhalefet şerhi koydu. Üye hakim gerekçe olarak ise sanığın duruşmalarda çelişkili ifadeler vermesini gösterdi. TEKRAR HAKİM KARŞISINA ÇIKTI Soykan Özgizler'in annesi Sibel Dalgıç, eski eşi Sertaç Özgizler'in ceza almamasına tepki gösterdi. Acılı anne Dalgıç'ın avukatlığını yapan Rezan Epözdemir, mahkemenin kararını İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşıdı. Sanığın yargılama sürecinde alınan ve çelişki barındıran savunmaları, tanık beyanları ile dosya değerlendirildiğinde 'kasten öldürme' suçundan cezalandırılması gerektiğini belirten Rezan Epözdemir karara itiraz etti. İstinaf mahkemesi de kararı bozdu. 'BEN YILIN BABASIYDIM, SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM' Bugün İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, sanık Sertaç Özgizler, şikayetçi anne Sibel Dalgıç, taraf avukatları ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı. Sanık Sertaç Özgizler ifadesinde, eşi Sibel Özgizler'in kendilerini 2014'te terk ettiğini ve o zamandan bu yana oğlu Soykan Özgizler'e hem analık hem de babalık yaptığını belirterek, "Dava konusu olay meydana geldiğinde bıçak oğlumun elindeydi. Oğlumla aramda hiçbir husumet yoktu. Apartman sakinleri beni yılın babası bile seçmişti. Ben şu anda yaşar durumda değilim. Oğlumun ölümüyle benim de hayatım bitti. Suçlamayı kabul etmiyorum" diye konuştu. SON SÖZÜ 'ADALETİNİZE SIĞINIYORUM' Sibel Dalgıç ise ifadesinde, Soykan'ı kasten öldürmek suçundan Sertaç Özgizler'in cezalandırılmasını talep etti. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ise sanığın 'alt soya karşı kasten insan öldürme' suçundan cezalandırılması ve lehine indirim maddelerinin uygulanmamasını istedi. Sanık Sertaç Özgizler'in oğluna yönelik 'tahrik altında alt soyu öldürmek' suçundan cezalandırılmasını talep eden duruşma savcısı, sanığın tutuklanmasını istedi. Mahkeme heyetinin son sözünü sormasına üzerine Sertaç Özgizler, "Adaletinize sığınıyorum" dedi. İYİ HAL İNDİRİMİ İLE 20 YIL HAPİS Mahkeme heyeti, 'alt soyunu öldürme' suçundan Sertaç Özgizler'e 24 yıl hapis cezası verirken, daha sonra olayda ilk haksız hareketin kimin tarafından kaynaklandığının kesin olarak belirlenemediği gerekçesiyle, iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 20 yıl hapis cezasına düşürdü.