Koç, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemiz, bir zamanlar dünyanın kendi kendine yetebilen 7 ülkesinden biriyken, bugün birçok tarım ve hayvancılık girdisini ithal eder hale gelmiştir. Oysa Türkiye, toprak yapısı, iklimi ve coğrafyası itibarıyla tarım ve hayvancılığa en elverişli ülkelerden biridir. Ancak bilinçsiz ve plansız politikalar, bizi dışa bağımlı hale getirmiştir. Tohumdan gübreye, hayvandan zirai ilaca kadar üretim için ihtiyaç duyduğumuz pek çok malzemeyi artık dış ülkelerden alıyoruz.”
Bugün İzmir’de yaşanan su krizinin de bu plansızlık zincirinin bir halkası olduğunu belirten Koç, “Küresel ısınma, kuraklık ve yanlış su politikaları nedeniyle artık su fakiri bir ülke konumundayız. İzmir gibi bir şehirde musluklardan su akmaması, hem kent hem de tarım açısından ciddi bir alarmdır. Yıllardır ‘Milli Su Politikası’ çağrısı yapıyoruz. Ancak hâlâ ‘su akar, Türk bakar’ anlayışıyla zaman kaybediyoruz” dedi.
“SADECE ELEŞTİRMEK YETMEZ, ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ DE HAZIR”
Murat Koç, yıllardır sel ve kuraklık felaketlerinin ardından yalnızca geçici çözümlerle yetinildiğini belirterek, kalıcı ve bilimsel altyapı yatırımlarının yapılması gerektiğini vurguladı. 2020 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı'na sunduğu önerilerin bazı bölgelerde başarıyla hayata geçirildiğini hatırlatan Koç, Trakya örneğini şöyle anlattı:
“Trakya’da her yıl kış aylarında yaşanan sel felaketlerinin ardından, dönemin Tarım Bakanı Sayın Faruk Çelik’e Meriç Nehri’nin yatak değişimi ve fazla suyun barajlarda toplanması önerisini sundum. Bu öneri dikkate alındı ve uygulandı. Bugün Trakya’da geçmişteki gibi sel felaketleri yaşanmıyor. Aynı modeli şimdi İzmir ve benzeri riskli bölgelerde uygulamak zorundayız.”
Öte yandan ormanlarımızda da kışın yağan yağmuru göletler şeklinde biriktirerek yazın ormanı yangınlarına müdahalede kullanabiliriz.
“DAĞLARA BARAJ, OVA’YA DÜZENLEME: SUYU ZİYAN ETMEYELİM”
Koç, özellikle dağlık bölgelerde yağışların etkin şekilde toplanabileceğini ve taşkınların önlenebileceğini belirtti. İzmir’de yaşanan su krizine çözüm olarak şu önerileri sundu:
Dağlar arası yağmur suyu toplama depoları ve küçük barajlar inşa edilmeli.
Dere yatakları yeniden düzenlenmeli, temizlenmeli ve ikinci su depolama alanlarına dönüştürülmeli.
Yeraltı su kaynaklarının yeniden beslenmesi için planlı su yönetimi stratejileri oluşturulmalı.
Kritik sel bölgelerinde acilen taşkın önleme barajları ve kanalları devreye alınmalı.
“Bugün İzmir’de yaşanan su kesintileri sadece bir altyapı sorunu değil, aynı zamanda gelecek nesillerin yaşam hakkını ilgilendiren stratejik bir güvenlik meselesidir. Suyu hem taşkından korumalı hem de tarımda akıllı bir şekilde kullanmalıyız. Aksi halde ne kentlerimizde su kalır ne de tarlalarımızda bereket…”
“SORUN VARSA ÇÖZÜM DE VARDIR”
Murat Koç, sözlerini şu çağrıyla tamamladı:
“2020 yılından bu yana tüm Türkiye için bu uyarıları yapıyor ve çözüm önerilerimi ilgili kurumlarla paylaşıyorum. İzmir’deki su krizinin bir son uyarı niteliğinde değerlendirilmesi gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Sayın Tarım ve Orman Bakanımıza bir kez daha çağrıda bulunuyorum: Yağışların bol olduğu dönemlerde suları depolayalım, taşkınları önleyelim, tarımı ve insanımızı koruyalım. Sadece bugünü değil, gelecek nesilleri de düşünerek hareket etmek zorundayız.”





