İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Avcılar'daki Yeşilkent İBB Fakir Baykurt Kütüphanesi'ni ziyaret etti.

Kütüphanede bulunan bir grup öğretmenle sorunları üzerine sohbet eden  İmamoğlu, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ile birlikte, İBB Meclisi'nden imar bekleyen Yeşilkent Mahallesi temsilcileriyle toplantı yaptı.

Ardından Avcılar Marmara Caddesi'nde kendisini bekleyen coşkulu kalabalıkla buluştu.

Konuşmasına, İBB olarak Avcılar'da yaptıkları hizmetleri anlatarak başlayan İmamoğlu, depremden dolayı yıkılan Hacı Ahmet Tükenmez Camii'nin temelini seçimden sonra, 2-3 hafta içinde atacaklarını söyledi.

“METRO HATTI TEK BİR İMZAYI BEKLİYOR”

Ülkeyi yöneten iktidarın ikiyüzlü bir politika izlediğine dikkat çeken İmamoğlu, şunları kaydetti:

Göreve geldiğim ilk günden itibaren, rafa kaldırılmış olan Sefaköy- Avcılar-Beylikdüzü metrosunu yapmak için, can havliyle çalışıyoruz.

Projelerini bitirdik, kredi anlaşmalarını da toparladık. Ama 2 yıldır, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planı'nın içine Sefaköy- Avcılar-Beylikdüzü metro hattını almıyorlar.
Yani Küçükçekmece’yi, Avcılar’ı, Beylikdüzü, Esenyurt, hatta Büyükçekmece, Başakşehir’i cezalandırıyorlar. Bu metro hattının yapılması için tek şey yapacak; bir imza. Tek bir imza. Bakın kefil değil, imza.

İstatistiğe giriyor. Bunu bile siyaseten, bu halkın metroyla buluşması için atmayan aklı, pazar günü evine yollayın, evine.

Size söz; partisi bizden değil diye, hiçbir şehri cezalandırmayacağız. Bunlar yaptılar. Onun için ne yapacağız? Pazar günü gideceğiz, mührümüzü Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğu yere, hep birlikte basacağız.

“FİTNEDEN, YALANDAN, İFTİRADAN GERİ DURMUYOR”

İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

Bazıları ne yapıyor son günlerde? Sırf koltuğunu korumak için; fitneden, yalandan, fesattan, iftiradan geri durmuyor.

Hani diyor ya; ‘Montaj işi, şu işi, bu işi' diyor. Ya Allah aşkına, bir Müslüman yalan konuşur mu? İftira atar mı? Bakın, bunlar büyük yalan. Büyük günah. Af olmaz. Kul hakkı yemek, büyük günah. İftira atmak, büyük günah. Yalan konuşmak, büyük günah.

Kalkacaksınız siz, Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘terörist' diyeceksiniz. ‘PKK’yla ilişkili' diyeceksiniz. Kalkacaksınız siz, onun yanındaki bizlere, ‘terörist' diyeceksiniz. Bakın; bizim insanlarımızı zehirliyorlar. Bizim insanlarımızı, bu yalanlarıyla birlikte aldatıyorlar.

Sadece onunla da değil… Bakın; hemen öğle namazını müteakip, bu güzel caminin (Avcılar Merkez Ulu Camii) önünde size hitap ediyorum. Allah aşkına, milletin inancıyla sizin derdiniz ne? Siyaseti, kutsalımız olan bu caminin içine niye sokuyorsunuz?

Biz camiyi nasıl biliriz? Safa oturursun, Yaradan'ın önünde belediye başkanı da bir, esnaf da bir, cumhurbaşkanı da bir, işçi de bir, emekçi de bir. Orası eşitlenme yeri.

Allah’ın yeri. Allah’ın evi orası. Oradaki vaiz koltuğu, peygamber efendimizin koltuğu. Orada siyaset yapmaya kalkanları, siyaset yapanları koruyanları, siyaset yapanları orada ödüllendirenleri kınıyorum. Sizi Allah’a havale ediyorum. Allah sizi ıslah etsin diyorum. Başka hiçbir şey demiyorum.”

“TÜRKİYE EKONOMİSİNİ YERLE BİR ETTİLER”

Bu millet, gerekeni sandıkta yapacak. Bu millet, hakkını verecek. Bakın sevgili dostlar; burada esnaflar var, iş insanları var, tüccarlar var. Bu insanlar, büyük bir ekonomik kriz yaşıyor. Bakın orada döviz bürosu var.

Bugün bankadaki döviz kuruyla, döviz bürosundaki kur arasında ciddi farklar var. Bankalar, Merkez Bankası, artık döviz bürolarından, Tahtakale’den para satın alır hale geldi. Bakın; Türkiye ekonomisini yerle bir ettiler.

Paramızı pul ettiler. Memleket, bütün değerlerini kaybederken, ekonomik olarak da yoksullaştı.

Şunu unutmayın; tek sebebi var: Bu çöp rejim, bu kötü sistem bu memleketten adaleti de götürdü, bereketi de götürdü. Şansı, sevgiyi, saygıyı da götürdü. Şimdi bizi büyük bir sıkıntıya soktu. Bakın iddiayla söylüyorum: uluslararası, ulusal, içeride, dışarıda itibarı kalmayan kurumlarımız oluştu. Kızılay gibi, AFAD gibi. Bütün bunların sorumlusu, bu sistem ve bu sistemi yöneten akılda. O aklın tek derdi şu: Koltukta kalmak. O aklın tek derdi şu: Liyakatli, bu memleketin insanları yerine; eşini, dostunu, akrabalarını koltuğa oturtmak.

Ne yapacağız? Bu pazar günü, o bir avuç insanı da o bir avuç insandan faydalananları da evlerine göndereceğiz, iktidara milleti getireceğiz

“OLMAZ ÖYLE ŞEY!”

Bana oy vermeyenler ‘kötü', bana oy verenler ‘iyi'. Olmaz öyle şey. Oy verir, vermez; birbirimizi sevelim. Birbirimizi sayalım. Vallahi de billahi de biz birbirimize yeteriz. Bu milletin parası da kendine yeter, pulu da kendine yeter, aklı da kendine yeter. Bu, bütün akılların kendinde olduğunu zanneden o tek kişilik akıl, derhal evine gitmeli.

Eğer pazartesi günü, bankalarda milletin parasını çekemediği, ekonomik krizin daha derinden hissedildiği bir süreç istemiyorsak, milletin aklıyla, ekonomiden sosyal yaşama, kültürel hayattan yoksulluğun giderilmesine, işsizliğin ortadan kaldırılmasından deprem bölgesindeki o can yoldaşlarımızın, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına, bütün sorunlarımızın yanı sıra bu mülteci ve sığınmacı konusunun, bu şehirden ve bu ülkeden ortadan kalkmasına hep birlikte hep birlikte imza atmak istiyorsak, çok çalışmak zorundayız

“86 MİLYON İNSANIMIZIN İKTİDARINI BAŞLATACAĞIZ”

Unutmayın; bu seçim, bir cumhurbaşkanının değiştiği seçim değil sadece. Bu seçim, sadece bir parti gidip, bir partinin geldiği seçim değil.

Bu seçim, milletimizin geleceğinin seçimi. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğinin seçimi. Geleceğimiz için oy kullanacağız. Milletimizin ayağa kalkmasını sağlayacağız coşkuyla. Size söz; pazartesi sabahı, bambaşka bir güne uyanacaksınız.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapıp Çankaya’ya, Atatürk’ün evine yollayacağız. Ama aynı zamanda, 86 milyon insanımızın iktidarını başlatacağız. Allah, bizi mahcup etmesin.