Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ- Cumhuriyet Halk Partisi Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu ve eşi Gözde Gruşçu, GÜNDEME BAKIŞ’a samimi açıklamalarda bulundu. Tanışmalarından, evliliklerine giden süreci içtenlikle anlatan genç çift, amaçlarının hiçbir zaman para, pul olmadığını, her daim halka hizmet hedefiyle hareket ettiklerini, ilişkinin dinamiğinin de ortak hedefler olduğunu vurguluyor. Seçim çalışmalarıyla başlayan flört döneminin başka bir seçim çalışmasında evlilikle sonuçlandığını aktaran Gruşçu çifti, “Evlendiğimizde sadece L koltuğumuz vardı, yatağımız, halımız bile yoktu. Evlendik ve ertesi gün Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmaları için sahaya indik. Balayı bile yapamadık” diye konuştu. İyi bir partili olan Gözde Gruşçu, hem Çağrı Gruşçu’ya hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne duyduğu aşkla, yoğun tempodan hiç yorulmadığını ve çok şanslı olduğunu aktardı. Genç çiftle söyleşimize, tanışma hikayelerini dinleyerek başladık.  

Nasıl tanıştınız? 

Çağrı Gruşçu: Güzel bir tanışmamız oldu. İyi bir tesdüf… Ben o zaman İzmir Kent Konseyi’nde yürütme kurulu üyesi olarak görev yapıyordum. Kent Konseyi’nin 4 katlı binasının olduğu dönemlerden bahsediyoruz. Bütün çalışmaları takip ediyor, çalışma gruplarını ziyarete gidiyordum.  

Gözde Gruşçu: Ben de Halkla İlişkiler ve İletişim Çalışma Grubu başkanıydım. Konseydeki çalışmaların medya tanıtımına katkı sunuyordum. Doğa çalışmaları yapmak üzere 111 ülkede deniz ve sahil temizliği hareketinin koordinasyon toplantısında tesadüf üzeri ilk kez bir araya geldik.  2 gün sonra AR-GE toplantısında tekrar görüştük.  

Çağrı Gruşçu: 3 Mart günüydü. O toplantıya ben ilk girdiğimde hemen Gözde’nin yanına oturmuştum. Uzun bir toplantı masasında, geldim onun yanına oturdum. Tabi tanışmıyoruz… 

Gözde Gruşçu: Etraf boş, kocaman bir masa… 

Çağrı Gruşçu: Artık ne derler, bir kıvılcım mı derler, ilk etapta oldu. Sağ olsun kendisi toplantıda beni çok ağırlamaya çalıştı. “Bir şey yer misiniz, içer misiniz?” gibi ilgilendi, hem oldukça fazla… 2 gün sonra AR-GE toplantısında tekrar karşılaştık. İyi bir çalışmaydı. Zaten ben Kent Konseyi Başkanı olduğumda da aynı AR-GE ekibiyle çalışmaya devam ettim. Elektrikli araba üretimi yapıyordu arkadaşlar, çok yetenekli bir takım. Şu an özel bir şirket kurdular. 5 Mart günü tekrar karşılaştığımızda biraz daha birbirimize ısındık, karşılıklı heyecan oldu ve görüşmeler başladı.  

Kahve içmeye mi davet ettiniz, yemek daveti mi oldu, nasıl açıldınız? 

Çağrı Gruşçu: Kent konseyi çalışmaları devam ediyordu. Genelde toplantılarda görüşüyorduk. Toplantı sonrasında da ekiplerle beraber yemek yeniliyordu, çay, kahve içiliyordu. O sosyalleşme ortamında sıcaklık arttı. 

Gözde Gruşçu: 2 yıl gibi bir süre, hiç baş başa kalmadık. Hep kalabalık bir grupla birlikteydik. 

Sizden hoşlandığını anlıyor muydunuz? 

Gözde Gruşçu: Hayır, hiç anlamadım. (Gülüyorlar) Hatta ilk ben belli etmiş olabilirim. 

İlişki nasıl başladı? 

Gözde Gruşçu: İlişki tanışmamızdan yaklaşık 2 yıl sonra, Çağrı başkanın konsey sürecinde yaşadığı haksızlıklar karşısında ona daha çok destek olmam gerektiğini düşündüğüm bir süreçte, yine birlikte çalışırken başladı. 

Çağrı Gruşçu: Ya aslında içten içe ikimiz de birbirimizden hoşlandığımızı biliyoruz ama bu işi ciddiyetle ele alıp, bir ilişki yürütelim noktasına gelmemiştik. 2 yıl sonra geldik.

Gözde Gruşçu: Ben üniversite üçüncü sınıftaydım. Hedefim yurtdışına gitmekti, dolayısıyla burada bir ilişkiye başlayıp, arkamda kalsın istemiyordum. Okul hayatım çok önemliydi. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde okuyordum. Aynı zamanda Kamu Yönetimi Mezuniyetim var. O dönem ikimizin de farklı hedefleri vardı. Okul, sanat, sivil toplum çalışmaları hayatımda büyük bir zamanı kaplıyordu ve hiçbir şeye zamanım olmuyordu. Hatta son sınıftayken evden her sabah 7 buçukta çıkıyordum, okul, çalışmalar, film çekimleri, kurslar... eve dönme saatim gece 23:00’ı buluyordu. Böyle yoğun bir tempodaydım. Bir ilişkiye zamanım yoktu.  

Çağrı Gruşçu: Bir de şöyle bir durum vardı, Gözde, alanı sinema olduğu için genel olarak İstanbul’da, şehir dışında ya da yurt dışındaydı. Uzun metraj film çekimleri, belgesel çekimleri, uluslararası projeleri oluyordu, çok yoğundu. 

Türkiye’de kalmaya karar verirken, Çağrı Gruşçu’ya olan duygularınız kararınıza etki etti mi? 

“TÜRKİYE’DE ÇAĞRI BAŞKAN İÇİN KALDIM” 

Gözde Gruşçu: Çok… Konsey seçimleri sürecinde birlikte çalışıyoruz. Delegasyon çalışmalarını yaptık. 1 ay sonra seçim olacaktı ve ben İstanbul’a kendi işimi yapmaya gittim. Sette tatil günümüz, Çağrı Başkan’dan mesaj geldi. “ Delegasyonda 93 STK kabul edilmiyor” dedi. İlk uçakla İzmir’e geldim ve yanımda sadece sırt çantam vardı. Öyle geldim ve 1 buçuk sene İzmir’den gidemedim. Bavulum, evim, eşyalarım İstanbul’da kaldı.  

Çağrı Gruşçu: Mesleği, kariyeri gereği şehir dışında olmak zorunda olmasa çok daha önce başlayabilirdi belki. Ben de bir yandan siyaset yapıyorum, bir yandan kariyer hedeflerim doğrultusunda çalışıyorum. O süreç içinde sık görüşemedik. İzmir’e geldi ve bir daha gidemedi (Gülüyor) 

Gözde Gruşçu: Kent Konseyi seçimlerinde birlikte çok iyi çalıştık ve ondan sonraki tüm seçimlerde birlikte çalıştık. Evlendikten sonra seçim çalışmalarına devam ettik.  

Çağrı Gruşçu’yu başarılı buluyor musunuz, eleştirileriniz oluyor mu, sizin de uzmanlık alanınız medya, yönlendirme yapıyor musunuz? 

Gözde Gruşçu: Önerilerim mutlaka oluyor fakat, eleştiri olarak değil. Zaten, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirlediği söylem ve duruş doğrultusunda, parti politikalarının izinde gidiyoruz. Bu konuda iyi bir takipçi. Basın açıklamaları konusunda eleştirim olmuyor, sadece önerilerim oluyor. Ne haddime eleştiri (Gülüyor) Bizim evde başkanlık sistemi var… 

Çağrı Gruşçu: Ama tabi başkanın kim olduğu tartışılır… En son söz olarak “Tamam hayatım” diyen mi yoksa o son sözden öncekini söyleyen mi. 

Evlendiniz… Peki ya sonra ? 

“EVLENDİK VE SAHAYA İNDİK” 

Gözde Gruşçu: Biz, 2018 Ocak ayında nikah tarihi aldık. 24 Haziran… Yani zaten bizim flört başlangıcımız da bir seçimle olmuştu, evlenme sürecimizde de Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı. Mart ayında erken seçim açıklandı tam nikah günümüz. Ertelesek olmayacaktı, çünkü bizim o seçim sürecini birlikte geçirmemiz, birlikte çalışmamız gerekiyordu. Öne çektik ama hiçbir hazırlığımız olmadan. Çok yoğunduk, Çağrı Başkan, yeni ilçe başkanı olmuştu. Hemen arkasından erken seçim açıklandı. 20 Mayıs Pazar günü evlendik. Pazartesi günü birkaç parça eşya gelecekti, onu bekledik ve Salı günü sahaya indik.  

Çağrı Gruşçu: Balayı falan yok. 

Gözde Gruşçu: Tamamen seçim çalışmalarımıza odaklandık.  

Çağrı Gruşçu: Hala telafi de edemedim balayı olayını. 

Gözde Gruşçu: 3 yıl geçti. (Çağrı Gruşçu’ya dönerek, Başkanım ben balayını geçtim de, tatile de razıyım artık” diyor)  İkinci günü sahaya indik,  seçime kadar çok yoğun çalıştık. Seçim çalışmaları bir taraftan da Ramazan ayına denk gelmişti, çok zorlu bir süreçti. Sabah saat 8 gibi evden çıkıyoruz, çalışmalara başlıyoruz, akşam belediyenin iftar programına katılıyoruz. O zaman Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’tı ve kimseye haksızlık olmasın diye 111 mahalleye de aynı menüyü vermişti. O Ramazan her gün aynı menüyü yemiştik. Düşünce aslında güzel ama… Biz Sema Başkan’ı yalnız bırakmak istemediğimiz için sürekli yanındayız. Çağrı Başkan da oruç tutuyor, bütün gün çalışıyor. Akşam iftar yapıyoruz. Bir de Çankaya’da seçim koordinasyon merkezimizi de açmıştık, “24 saat açık olma” hedefimiz vardı. İftardan sonra sahuru da seçim koordinasyon merkezinde yapıyorduk, sabaha karşı 3-4 gibi eve gidiyorduk. Az bir uyku ve ertesi gün aynı tempo, evliliğimizin ilk ayı böyle geçti. Seçim bitti arkasından “İmza süreci” oldu. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na destek için ilk otobüs kaldıran ilçe biz olduk. Çağrı Başkan arayarak, genel merkezin önünde oturma eylemi başlayacağını söyledi genel başkana destek olmak için 4 otobüsle apar topar yola çıktık, Ankara’ya gittik. Yanıma yine sadece cüzdanımı, telefonumu ve şarj aletimi aldım. O kadar alışkanlık haline geldi ki, ne zaman ne olacağını bilmiyoruz. O yüzden şarj aletimi hiç unutmam. Oturma eyleminde Çağrı Başkan iyi bir konuşma yaparak gençleri, oturma eylemini bitirmeleri için ikna etti. Biz gittikten sonra oradaki oturma eylemi son buldu. Genel Başkanımızla bir irtibat sağladılar. Oradaki gençlere çay, kahve götürdük. Bunun ardından da yerel seçim süreci başladı.  

Çağrı Gruşçu: Biz çalışmayı seviyoruz. Aldığımız sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirme etiğine bağlıyız. O gün bugündür hep çalışıyoruz, balayına gidemedik, bu işin cilvesi bu. 

Peki, bu durum size “Keşke” mi dedirtiyor, yoksa “İyi ki” mi ? 

Gözde Gruşçu: İyi ki, diyoruz. İçsel tatminim çok yüksek. Biz sivil toplumda bir araya geldik. Sivil toplumda olma amacımız zaten hizmet etmek, kamuya yarar sağlamaktı. Benim sivil toplum yaşantım lisede başladı. 28 yaşındayım, yaklaşık 15 yıldır sivil toplum çalışmaları yapıyorum. Bizim en iyi anlaştığımız noktalardan biri, topluma hizmet edebilmek.  

Çağrı Gruşçu ev işlerine yardım eder mi? 

“KİMSE PARTİMİ BENİM YANIMDA ELEŞTİREMEZ” 

Gözde Gruşçu: Çağrı Başkanın yüzünü görmek benim için çok güzel, zaten yüzünü görebilmek için bu kadar parti çalışmalarına katılıyorum. (Göz atıyor ve gülüyor) Ev işlerinde Çağrı Başkan elinden gelen her şeyi yapıyor, yapmak istiyor ama ben ona kıyamıyorum. Zaten 40 derece sıcakta çalışıyor, alanda, sahada, takım elbisenin içinde, rahatsız edici ayakkabılarla… Dışarıdan belki kolay geliyor, fotoğraflara bakıp o anı hemen tüketiyoruz sosyal medyada, basında ama yaşarken öyle olmuyor. Çünkü tek tek her insana dokunduğunu, gözünün içine baktığını, dinlediğini biliyorum ve bu beni çok etkiliyor. Hem saygımı hem sevgimi arttırıyor. Ben çok partizanım. Başta sempatiyle başlayan bu süreç partizanlığa kadar gitti. O ayarı nasıl kaçırdım bilmiyorum. Kimse benim yanımda Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiremez. Çağrı Başkan’ı da şöyle eleştirmelerine izin verebilirim, eşim olarak ama ilçe başkanım olarak eleştirtmem. İlçede ve çalışmalarda parti büyüğümdür hep “Başkanım” derim. 

Çağrı Gruşçu evde yemek yapar mı? 

“ÇOK YETENEKLİ” 

Gözde Gruşçu: Evet yapar, bu konuda da çok başarılır. Ben Çağrı Başkanı çok yetenekli buluyorum. Sadece yeme konusunda değil, ev işleri konusunda, bir şey bozulduğunda, elektrik-elektronik ya da her şeyi tamir eder. Bugüne dek eve hiç tamirci çağırmadık. Bana flört ederken, tamir yapabildiğini söylüyordu, ben inanmıyordum. Şu ellerin güzelliğine bakar mısınız, “Çağrı Gruşçu’nun elini tutarak, bize gösteriyor” çok güzel, çok kibar elleri var, bu ellerle nasıl yapabilir diyordum. 

Çağrı Gruşçu: Ben lise yıllarına kadar, babamın işinden dolayı inşaatlarda çalıştım. Babam uydu sistemleri, güvenli sistemleri, bilgisayar server sistemleri kuruyordu. Biz de inşaatlarda bu işlerin taahhüt işlemlerini yapıyorduk. Çok uzun süre çalıştığım için elim elektronik, elektrik, inşaat işlerine çok yakın. Bu işleri yaptığımız nişanlı olduğumuz dönemlerde anlatıyordum, inanmıyordu. Ellerime bakıyordu, “Ya sen bu işleri nasıl yapabilirsin” diyordu. Evlendikten sonra gözleriyle gördü. 

Gözde Gruşçu: Gerçekten çok maharetli. Biz mobilyalarımızı alırken, tahmin edersiniz ki balayına bile zaman ayıramamış bir çift olarak, mobilyacıları gezerek, günlerce karar aşaması gibi bir süreç yaşamadık. Ev eşyalarımızı bile yoğunluktan taksit taksit tamamladık. Evlendiğimizde sadece bir tane L koltuğumuz vardı. Yatağımız, halımız, hiçbir şeyimiz yoktu. O, L koltukta yatıyorduk. Ev bomboştu. Zamanla tamamladık. Kitaplarımız çok, evde en çok yer kaplayan şey kitaplardı, kitaplık almamız gerekiyordu. Fırsatımız olmadığı için bir program dönüşü İkea’dan aldık. Hepsini evde kendisi yapıyor. Çok maharetli, 3 boyutlu düşünme yeteneği çok gelişmiş. Sanatsal anlamda da çok yetenekli. Piyano çalan bir başkan. Resim yeteneği de çok iyi, sesi de çok güzel. Doğum gününde, ilçe örgütümüz Çağrı Başkana ud armağan etti. Müzikle ilgilenmek Çağrı Başkanı rahatlatıyor. Siyasetle ilgilenen, yoğun tempoda olan insanların mutlaka sanatla uğraşmasını öneriyorum. Yoksa hanımlara eziyet oluyordur. Gözde Gruşçu evde nasıl bir eş? 

“ÇOK ŞANSLIYIM” 

Çağrı Gruşçu: Eşim harikulade. Sadece ev işleri, yemek değil bu harikuladelik. Benim eşim en büyük, en baş destekçim. Destekçi olmak ile bir hayata eşlik etmek arasında fark var. Bir hayatı birlikte yürütürsünüz, asgari müştereklerde bir araya gelirsiniz. Anlaşmak önemlidir, uyumlu olmak, geçinmek önemlidir ama bunların yanı sıra hayatı sürdürürken, birlikte kaygılanıp, birlikte hayal kurmak, yaşanan stres ve olumsuzluklara göğüs germek, bu sıkıntıları el ele giderebilmek çok başka bir şey. Birbirinizle bir bütün olmak çok başka bir şey, yan yana durabilmek, yol arkadaşlığı yapmak çok başka şeyler. Biz yol arkadaşıyız, yoldaiız. Her şeyle yakından ilgileniyor. O da hayatını başka türlü yaşayabilir, kendi kariyerine odaklanabilir ama her şeyden fedakarlık yaparak, her koşulda benim yanımda ve destekçim olan bir insan. Gözde, benden çok daha farklı yetenekleri olan, benim boşluğum olan her yerde beni tamamlayan biri. Benden daha zeki bir kadınla birlikteyimi çok şanslı olduğumu düşünüyorum. 

Gözde Gruşçu: Aynı hedefleri güdüyoruz. İyi bir hayatın, mutlu ve huzurlu bir toplumdan geçtiğine inanıyorum. Hiçbir zaman bizim derdimiz, para, pul, zenginlik olmadı. Birçok kişinin hayali, yat, kat gibi dünyevi şeyler. Bizimse hiçbir zaman ideallerimiz bu noktada olmadı. Mesela hükümetin yaptığı gibi sarayda yaşıyorsunuz ama halk fakir… İnsanlar yokluktan, yoksulluktan, yolsuzluktan bıkıp, çaresiz kalıp intihar ediyorlar. Sarayın kalın duvarları ardında güvenle yaşayıp, sokağa koruma ordusuyla çıkmanın, bir gün onlara sirayet edeceğine inanıyorum. Nasıl etmesin? Güzel bir hayat yaşamanın, refahı bölüşen, özgür, adeletin kişilere göre değil hukunun üstünlüğüne göre bir ülke yaratmaktan geçtiğine inanıyorum. Bizim mücadelemiz yan yana, omuz omuza böyle bir ülkenin Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde can bulabilmesi yönünde devam ediyor.  

İkinizde yoğun çalışıyorsunuz, eve gittiğinizde ne yapıyorsunuz? 

Gözde Gruşçu: Uyuyoruz… 

Çağrı Gruşçu: Gerçekten öyle, sabah erken çıkıp, gece çok geç saatleri bulan çalışmalar yürütüyoruz. Eve çok geç geldiğimiz için dinlenmeye ayırabileceğimiz çok az zamanımız oluyor, o vakti de kaliteli geçirmeye çalışıyoruz. Boş gün yakalayabiliyorsak, günü sadece birbirimizle geçirmeye gayret ediyoruz. Çalışıyoruz, çalışmalarımın en büyük destekçisi eşim. Siyasetçi profili olarak zaman, efor, stres yüküne katlanmanın dışında sosyal, özel hayatından, zamanından fedakarlık yapıyor. Her şeyden fedakarlık yapıyor ve hem manevi olarak bana destek oluyor hem de fiilen yaptığımız bütün çalışmalara destek oluyor. Sosyal medya alanında, dijital işlerde, görsel tasarımda çok iyidir. İşini disiplin ve titizlikle yürüten bir insan, bu nedenle benim tüm çalışmalarıma fiilen destek oluyor. En büyük destekçim. 

Gözde Gruşçu: Sadece Çağrı Başkanın eşi olduğum için verilen bir destek değil, ben bu örgütün bir parçasıyım. Çağrı Başkanın liderliğine inanarak, güvenerek bu çalışmaları yapıyorum.  

Çağrı Gruşçu: Bizim siyaset anlayışımızda da bu var. Ben Sivil Toplum Kuruluşlarından gelen birisi olarak kolektif bütünlüğe, birliğe çok inanıyorum. Sadece lider üzerinden yürütülen siyasetin değil, yeni argümanlarla hareket ederek, kolektif bütünlükle siyasetin yapılması gerektiğine inanıyorum. Eşim de o kolektif bütünlüğün içinde, bizimle çalışan tüm arkadaşlarımız, komisyon başkanlarından tutun, basın çalışmalarını yürüten arkadaşlarımıza kadar  tüm ekip arkadaşlarımız bütünlükle çalışıyorlar. Bir karar alınacağı zaman, hep birlikte oturup karar alıyoruz. “Benim dediğim olsun” demiyoruz. Ben bütün düşünceleri, görüşleri dinlerim, elbette bir süzgeçten geçirip karar verme aşaması var ama her konuda kolektif bütünlükle hareket ediyoruz.  

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir örgütünü nasıl buluyorsunuz? 

“MİLLET İTTİFAKI İKTİDARA YÜRÜYOR” 

Gözde Gruşçu: İzmir’de iktidarız. Son dönemlerde, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da söylediği gibi Cumhuriyet Halk Partisi iktidara yürüyor. Tüm örgütümüz inanılmaz bir tempoyla çalışıyor, bu zaten sahaya da yansıyor. Hem alan çalışmaları hem akademik çalışmalar çok yoğun. Ben şanslı bir azınlıktayım. İzmir’de ve Konak’ta yaşıyorum. Benim kentimde örgüt, belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz halkla iç içe… Genel Başkanımız, sizler de görüyorsunuz, başkaları gibi yanında koruma ordusuyla sokaklarda gezmiyor, bizim Genel Başkanımız İzmir’de ve tüm illerde halkla iç içe, dinliyor, anlıyor, anlatıyor. Hep sahada… İl Başkanımız Deniz Yücel, ilçe örgütlerimiz, belediyelerimiz de Genel Başkanımızın izinden gidiyor. Ben önümüzdeki seçimlerde çok güzel şeyler olacağını düşünüyorum. Millet İttifakı ilk seçimde iktidar olacak.  

Çağrı Gruşçu: Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olacak çünkü Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’deki tüm sosyal kesimlerin sesidir. Bütün sosyal kesimler şu anda Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olmasını istiyorlar. Çok ciddi, derin bir yoksulluk, işsizlik var. Bugün 39 milyona varan bir işsiz sayısından bahsediyoruz. TUİK’in verdiği 18 milyon gibi bir rakam, yoksulluk sınırı altında 39 milyon insan var. TUİK’in verdiği bu çarpıcı rakam bile eksik. Esnafımız evine ekmek götüremiyor. Bir tarafta öğrenim gören çocuklarımız var, bu çocuklarımızın bir çoğu yatağa aç giriyor. Toplumsal bir erozyon var. Türkiye toplumsal, sosyal, ekonomik olarak çok büyün bir buhranın içinde. Bu sorunların çözülebilmesi açısından biz herkesi ziyaret ediyoruz. Özellikle Konak olarak esnafı, sanayiciyi, iş dünyası temsilcilerini, Sivil Toplum Kuruluşlarını, muhtarlarımızı, spor kulüplerimizi ve vatandaşlarımızı evlerinde ziyaret ediyoruz. Her kesimin yaşadığı sorunları yerinde görüyoruz. Onlara kendilerini yaşadıkları zulümden kurtaracak yegane partinin Cumhuriyet Halka Partisi, tek ittifakın Millet İttifakı olduğunu anlatıyoruz. Her gittiğimiz yerde CHP’ye ciddi bir ilgi var ve daha önce AK Parti’ye oy vermiş, farklı partilere oy vermiş ama artık mevcut iktidara olan güvenini yitirmiş çok büyük bir kitle var. Emeklilerimiz var, geçinemiyorlar. Emekli vatandaşlarımız evlerine kiloyla değil, sayıyla meyve sebze alıyor. Emeklilerimiz bunu hak etmiyor.  

Göçmen politikalarıyla ilgili düşünceleriniz nedir? 

“İNSANCA YAŞAM HAKLARI SAĞLANMALI VE HELALLEŞİLMELİ” 

Çağrı Gruşçu: Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşüne harfiyen katılıyorum. CHP iktidar olduğu andan itibaren elbette bir helalleşme söz konusu olacak. Çünkü, bu memlekette yaşayan, farklı ülkelerden buraya göç etmek zorunda kalmış vatandaşların, kendi ülke ve topraklarında yaşamak isteyeceklerini biliyoruz. Bayram sürecinde gördük, nasıl ki, kendi eş, dost, akrabalarıyla bayramlaşmak için kendi ülkelerine akın ettilerse, aynı şekilde kendi topraklarında yaşamak, akrabalarıyla birlikte olmak isterler. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Tabi ki bu olaya insani boyutta bakmak zorundayız. İnsanca yaşam hakkını da savunuyorsak şayet, bu noktadan da bakmak önemli. Şu anda Türkiye’nin refah ve kalkınmasıyla ilgili ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bunun bir parçası olarak Suriyeli mülteciler sorumlu olarak görülüyor. Suriyeli ya da tüm mültecilerle ilgili, AK Parti iktidarının politikaları hem mültecilerin şu anda tartışılmasını sağlamıştır hem de sorunların çözümü noktasında açmazlar yaratmıştır. Bu işin birinci derecede sorumlusu AK Parti iktidarıdır. Biz birtakım olumsuzluklardan göçmen ve mültecileri sorumlu tutmak yerine AK Parti iktidarını sorumlu tutmalıyız. Vicdan çerçevesinde bakarsak, iyi bir altyapıyla,  “Hadi gidin” demektense, onların insanca yaşam hakkını tesis edecek imkanları sağladıktan sonra gerekli helalleşmeyi yapmak gerekir.  

Gözde Gruşçu: Sorunun asıl kaynağına bakmak gerekiyor. Günümüzde yaşanan göçmen sorunu iktidarın yanlış politikalarının neticesidir. Sonucu değiştirmek için nedeni yani yanlış politikaları uygulayanları değiştirmek gerekiyor. Sorunun asıl kaynağını oluşturan nedeni ortadan kaldırırsak, sorunu da çözmüş olacağız.