Konuyla ilgili açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, basın kartlarına ve gazetecilere ilişkin üç ayrı soru önergesi ile 11 ayrı soru sorduğunu ancak sadece bir sorusuna yanıt aldığını belirterek, “Kasım 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a basın kartlarıyla ilgili üç ayrı önerge verdim. Cevaplar süresi geçtikten sonra geldi o da eksik geldi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra basın kartı iptal edilen gazeteci sayısını sordum. Yanıt yok. FETÖ ile iltisaklı olduğu için basın kartı iptal edilen gazeteci sayısını sordum. Yanıt yok. FETÖ ile iltisaklı olduğu için basın kartı iptal edilenlerin isim ve kurum listelerini paylaşacak mısınız dedim. Yanıt yok. İletişim Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığında kaç kişinin basın kartı var diye sordum. Ona da yanıt yok. Basın kartlarına ilişkin son durumu öğrenmek ve kamuoyunu aydınlatmak adına 11 ayrı soru sordum. Yalnızca bir tanesine cevap alabildim. Lutfettiler ve Türkiye’deki basın kartlı gazeteci sayısını 17 bin 618 olarak açıkladılar” diye konuştu.

Başta Cumhurbaşkanlığı ve diğer bakanlıkların işlerine gelen soruya yanıt vermeyi, diğer “can sıkıcı” soruları ise görmezden gelmeyi alışkanlık edindiklerini ifade eden Sertel, Milletvekillerinin Anayasa’dan aldığı soru önergesi hakkının iktidar tarafından bilinçli bir şekilde engellendiğini söyledi.

“İLETİŞİM BAŞKANLIĞINDA BUGÜN BAŞLA YARIN KARTINI AL”

Sertel, şunları söyledi:

“Basın kartı sayısına ve iptallere ilişkin bilgilerin şeffaf olarak İletişim Başkanlığı’nın sitesinde yayınlanması gerekirken, FETÖ nedeniyle hangi gazetecilerin basın kartının iptal edildiği ve hangilerine geri iade edildiği açıklanması gerekirken bizlerin Anayasal hakkı da görmezden geliniyor ve önergelerimize ya hiç yanıt verilmiyor ya da üstünkörü yanıtlarla geçiştiriliyor. Bu düzen değişecek. Yıllarını gazeteciliğe vermiş çok sayıda ismin basın kartı başvurusu gerekçesiz bekletilirken, İletişim Başkanlığı’nda yeni işe başlayanların dahi basın kartı aldığı iddiaları var. Cumhurbaşkanlığı’nda kaç kişinin basın kartı olduğu bilinmiyor. Tüm milli, manevi değerlerimizi yıpratan, tüm kurumların içini boşaltıp liyakatı rafa kaldıran bu iktidar ne yazık ki basın kartını da işlevsiz hale getirdi. Belirli şartlar altında ve gerçekten gazetecilik yapanlara verilmesi gereken basın kartını İletişim Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığında peynir ekmek gibi dağıtır oldu. Az kaldı. Basın kartı yeniden hak ettiği değere ve olması gereken renge kavuşacak.”