Aykut POLATLI/GÜNDEME BAKIŞ - CHP eski İl Başkanı Asuman Ali Güven CHP'nin İzmir'de aldığı oy oranını değerlendirdi. İzmir'de CHP ve ittifak partisinin birlikte 30'da 30 yapacakken 25'te kalmasını ortalama bir sonuç olduğunu hatta birnevi başarısızlık olarak öne sürülebileceğini dile getirdi.
Güven, "İzmir'de 22 ilçe bizdeydi. şimdi ittifakın artı biriyle beraber 25 ilçe bizde. Biraz daha gayret etseydik, çaba sarfedip, süreci doğru yönetseydik sonçlar daha iyi olurdu. İzmir'de 30'da 30 alma şansımız vardı. Bu yönüyle İzmir'deki seçim sonuçlarını başarılı demek doğru değil. Ortalama sonuçtur. Hatta beklenenin altında bir sonuçtur. 30'da 30 alma avantajı vardı ama değerlendiremedik. Buradaki en önemli sorumlu il başkanıdır. Hata ve eksiklikler bu seçimde ancak 25 ilçenin alınmasını sağladı 5 ilçeyi ise açıkçası kaybettik. Genel merkez bunun değerlendirmesini yapacaktır. Eğer ki sonuç iyi olarak değerlendirilirse bu başarı il başkanına mal edilecektir tam tersi olarak kabul edilirse bunun sorumlusu olarak yine il başkanı olacaktır" diye konuştu. 

SAHAYA ÖNEM VERMEDİK
CHP İzmir yönetiminin saha çalışmasına yeterince önem vermediğini de dile getiren Güven, "İl başkanlığının saha çalışması konusunda yetersizlik olduğunu düşünüyorum. Daha iyi bir saha çalışması yapılabilirdi. Seçimlerde asıl olan oluşturulacak olan havadır. Çıkıp il başkanı 30'da 30 yapıcağız deyip kuru kuruna söylemesinin değeri yoktur. Benim gördüğüm İzmir'de o hava yeterince oluşturulamadı. Onun içinde 25'te kalındı" dedi.

İL BAŞKANI TARAF OLDU
İl başkanının burada ilk en önemli hatasının aday belirlenmesinde yaşandığını da söyleyen Güven, "CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in daha objektif bir şekilde hareket etmesi bekleniyordu. Taraf olmaması gerekiyordu. Bu seçimlerde kendi istediğini aday yapma noktasında değilde kazanacak adayı seçmek gerekiyordu. Özellikle kırsaldaki zor ilçelerde çok daha dikkatli ve objektif davranmak gerekiyordu. Bu seçimlerde aday seçerken daha demokratik davranılabilirdi. Bir önseçim yapılabilirdi. Anketler dendi, aday belirlemede bir takım kıstaslar kullanılacak dendi ama bunların hiçbiri hayata geçirilmedi. Meclis üyeleri belirlenirken daha dikkatli davranılabilir liyakata daha dikkat edilebilirdi. Aday belirleme sürecinde de geç kalındı" diye konuştu. 

KEŞKE KİRAZI VERMESEYDİK
Seçim günü Kiraz'da CHP'den istifa edip DSP'ye geçen ve DSP'den aday olarak yarışan Salim Özkarakaş konusuna da değinen Güven, Kiraz'ın ittifak çerçevesinde İYİ Parti'ye verilmesinin hata olduğunu belirterek bunun sonucunun seçimlerde görüldüğünü söyledi. Güven, "Aday belirlenmesi noktasında adayların ne kadar önemli olduğunu Kiraz'da gördük. Orada arkadaşımız çok güzel bir çalışma başlatmıştı CHP'nin adayı olarak... Herkes Kiraz'da CHP adayına inanmıştı, kazanacağız demişti. Biz tuttuk orada İYİ Parti'ye verildi. İYİ Parti'nin belirlediği aday ise oraya uygun değildi. CHP'den ayrılan arkadaşımız DSP'ye geçti, çok yüksek de oy oranı aldı. Bu tip kritik olan ilçelerde aday çok önemi olduğunu gördük. CHP keşke Kiraz'ı vermeseymiş Kiraz 'ı alacakmışız" dedi.

BAYIRDIR BAŞTAN KAYBEDİLDİ
Bayındır'ın CHP'den AK Parti'ye geçemesini de değerlendiren Güven, seçimin baştan kaybedildiğini belirterek şunları söyledi: 
"Bayındır apay süredir sıkıntılar var. Kongrede seçilmiş ilçe başkanı seçimin en başında istifa etti, "Ben bu adayla seçim kazanamam. Ya bu adayı değiştirirsiniz ya da ben bırakıyorum" dedi. Orada parti içinde baştan bir kopukluk oluştu. Zaten Bayındır en zor ilçelerin başında gelen bir yerdi. Bunlara meydan verilmemeliydi. Zor bir ilçede birliktelik sağlayamazsan seçimi kaybedersin. Bayındır baştan kaybedildi."