Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Körfezi’nde yaşanan kötü koku ve alg patlamalarıyla ilgili tartışmalar sürerken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan önemli açıklamalarda bulundu. Özkan, körfezdeki kirlilik seviyesinin kritik düzeye ulaştığını ve ekosistemdeki dengenin ciddi şekilde bozulduğunu ifade etti.

Bilim Kurulu Uyesi Prof Dr Ozkandan Izmir Korfezi Uyarisi Denge Bozuldu Besin Ve Organik Madde Yuku Artti 2

Bakanlığın bilim kurulu kararıyla Bayraklı’da kil dökme uygulamasının pilot bölge olarak seçildiği süreçte, Prof. Dr. Özkan körfezin mevcut durumu, alınan önlemler ve yapılması gerekenlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“KİL DÖKME İŞLEMİ ORTAMINA GÖRE DEĞİŞİR”

Prof. Dr. Özkan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kil dökme talebinin ardından Bakanlığın bilim kurulundan görüş istediğini belirterek, “Bakanlık, ‘pilot bölge seçin, uygulamasını ve ardından da izlemesini yapın’ dedi. Kil dökme işlemi yararlı mı, ortamına göre değişir. İç körfez gibi dinamik bir ortamda bunu yapmak için önce akıntı hızını ölçmek gerekiyor. Kil döktüğünüz yerde akıntı varsa ve çamurun üzerine döküyorsanız, bu tam tersi sonuç verir. Kısa vadede iyileşiyor gibi olur ama ileride 10–15 yıllık süreçte kötü sonuçlar da doğurabilir. Bunun için izlenmesi gerekiyor. Bu soruya net cevabı izleme çalışması sonucunda verebiliriz” dedi.

“KÖRFEZ ALARM VERİYOR”

Körfezin uzun süredir ciddi çevresel sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Özkan, “Konuyla ilgili pek çok hocamız ve uzman arkadaşlarımızla birlikte Körfez'de çok sayıda çalışmalar yapılmıştır. 40 yıl boyunca yapılan çalışmalara istinaden, körfez kirlilikte alarm veriyor ve dikkat edilmesi önem arzetmekte diye defalarca gerek çalışmalarımızda gerekse bilimsel toplantılarda bunu belirttik. Burada sadece Bakanlık veya belediyeye iş düşmüyor. Halkın iyi şekilde bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

“FABRİKA ARITMALARININ İYİ ÇALIŞMASI LAZIM”

Özkan, özellikle kentleşmenin hız kazandığı İzmir’de, kanalizasyon sisteminin eski olduğunu ve arıtmaların standartlara uygun çalışmasının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

“Bence en büyük handikap dereler. İzmir kentleşmede hız kaydetti, bunun sonucunda da arıtma tesislerinin çok iyi çalışır durumda olması gerekiyor. İç körfezin kenarında organize sanayi bölgesi var. Buradaki fabrikaların arıtma tesislerinin çok iyi kontrol edilmesinin yanı sıra duyarlılığı artırmak da gerekiyor” diye konuştu.

Özkan ayrıca, derelerden insan kaynaklı atıksu girişinin halen devam ettiğini belirterek, noktasal ve yayılı kara kökenli kirliliklerin acilen kontrol altına alınması gerektiğini ifade etti.

“Bu kirliliklerin çok hızlı bir şekilde standartlara uygun arıtılması, körfeze girişlerin mutlaka standartlar çerçevesinde yapılması, kollektör hattının elden geçirilmesi ve derelerin rehabilitasyonuna hız verilmesi gerekiyor” dedi.

“ALG PATLAMALARI ARTIK UZUN SÜRÜYOR”

Özkan, İzmir Körfezi’nde yaşanan alg patlamalarının geçmişte de görüldüğünü ancak bugün bu patlamaların daha uzun sürdüğünü ifade etti. Özkan, “İzmir körfezinde alg patlamaları hep vardı ama patlamanın ardından 1 hafta – 10 gün içinde bu süreç bitiyordu. Şu anda en büyük sıkıntı, alg patlamalarının uzun sürmesi ve peş peşe alg patlamalarının yaşanması. Bunun nedeni, besin ve organik madde yükünün körfezde fazla olması. Bu yükün dış kaynaklardan geldiğini görüyoruz. Besin yükü ve organik madde fazlalaştığında, alg patlamasının ardından oksijensizlik yaşanıyor ve ani balık ölümleri kaçınılmaz hale geliyor” ifadelerini kullandı.

“DERELERİN BETONLANMASI TAMAMEN YANLIŞ”

Derelerin altının betonla kaplanmasını da eleştiren Özkan, bu uygulamanın körfeze zarar verdiğini söyleyerek “Derelerin altının betonlanması tamamen yanlış. Çünkü dereler betonlandığı zaman, organik madde ya da besin maddeleri dere tataklarında tutunamıyor. Organik yük doğrudan körfeze ulaşıyor ve bu da körfezin sahip olduğu organik madde yükünü kat be kat artırıyor. Bir an önce bu uygulamanın bertaraf edilmesi gerekiyor” dedi.

“YANGINLAR DA ETKİLİ OLABİLİR”

Prof. Dr. Özkan, son yıllarda yaşanan orman yangınlarının da körfezdeki ekosistemi etkileyebileceğine dikkat çekerek, “Orman yangınları göz ardı ediliyor. Orman yangınlarındaki kül materyali, azot, fosfor gibi elementleri içeriyor ve atmosferik koşullarla körfeze taşınarak yük oluşturmuş olabilir” ifadelerini kullandı.

“DENİZ SUYU ARITILABİLİR”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın deniz suyu arıtma açıklamasını da değerlendiren Özkan, “Yurt dışında bunu yapan ülkeler var. Su kıtlığı sadece İzmir ya da Türkiye’de değil, dünya genelinde yaşanıyor. Sularımızı dengeli şekilde kullanmamız gerekiyor. Halkı bu konuda bilinçlendirmemiz şart. Kirli suların, deniz suyunun içme suyu olarak kullanılabildiğini, yurt dışında bazı ülkelerin bunu yaptığını duydum. Ancak bunu da yapabilmemiz için mutlaka izleme ve denetimle desteklenerek yapılmalı” şeklinde konuştu.

“KÖRFEZE BİR YERDEN KARIŞIM OLUYOR”

Körfezdeki sistemin dışarıdan müdahaleyle bozulduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Körfez içine bir yerden bir karışım oluyor ki, sistemi bozuyor, besin yükü ve organik madde artıyor. Denge bozulmuş ki biz bu olumsuz süreçleri görebiliyoruz.”