Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Gençlik Sofrası İzmir programında gençlerle bir araya gelerek sahur yaptı. Dağ'ın programına Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, İzmir Milletvekili ve Konak Belediye Başkan Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı, İl Başkanı Bilal Saygılı ve Gençlik Kolları İzmir İl Başkanı Recep Tayyip taslak eşlik etti.

HEYET COŞKUYLA KARŞILANDI

Dağ'ın gençlik sofrasına yoğun katılım olurken, salona ekstra masalar kuruldu. Gençlik teşkilatları ise İzmirli gençlere yer vererek programı ayakta takip etti. Heyet yoğun alkışlarla coşkulu şekilde karşılandı. Gençlik Kolları İl Başkanı Recep Tayyip Taslak, "31 Mart akşamında gençlerin verdiği destekle İzmir'i AK Belediyecilik anlayışıyla buluşturacağız" dedi. 

"ENERJİ KAYNAKLI CARİ AÇIK PROBLEMİMİZ VAR"

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye ve İzmir'e yönelik önemli mesajlar vererek çalışmalarını anlattı. Coşkulu kalabalığı "Muhteşem enerjiniz var, burası İzmir ve inanılma bir enerjiniz var. Sizlerden enerji almaya geldik" sözleriyle selamlayarak, "Ben Türkiye'nin enerji vizyonuyla alakalı, Türkiye Yüzyılı'na dair hedeflerimizle ilgili sizlerle hasbihal etmek isterim. En önemli konulardan biri Türkiye'nin büyüyen ekonomisi, dinamik nüfusuyla artan enerji talebimiz var. Bizim birinci işimiz artan enerji talebimizi karşılamak. Türkiye ekonomisinin de en önemli konusu enerjide dışa bağımlılık.  Türkiye maalesef kullandığı enerjinin 3'te 2'sini ithal ediyor. Doğalgazın neredeyse tamamını, petrolün yüzde 92'sini, kömürünü ve madenlerinin büyük kısmını maalesef ithal etmek yoluyla karşılıyor. Bu nedenle her sene biz, enerjiye ve maden ithalatına 10 milyarlarca dolarlık fatura ödüyoruz. Bu faturaları ödeyerek, cari açık veriyoruz ve bu cari açık bizim ekonomimizdeki en kırılgan, bizi en zorlayan konulardan biri haline geliyor. Bugün Türkiye'de döviz bir problemse, enflasyon problemse, bunların temelinde yatan konu; Türkiye bu kadar üretmesine rağmen, İzmir bu kadar üretmesine rağmen, hala enerji kaynaklı carı açık problemimiz var. Dolayısıyla hem artan talebimizi karşılamak, hem de  dışa bağımlılığımızı düşürmekle alakalı gece gündüz gayret ediyoruz, çalışıyoruz" dedi. 

"İZMİR MERKEZLİ YENİLENEBİLİR ENERJİ POTANSİYELİMİZİ HAYATA GEÇİRMEK İSTİYORUZ"

Bakan Bayraktar, "Bir diğer konu, Hamza Dağ Başkanımız da değindi. Cumhurbaşkanımız 2021 yılında hepimizin önümüze büyük bir hedef koydu. Bu sizlerin hayatını bugün ve bundan sonra da çok etkileyebilecek bir konu. Türkiye önümüzdeki 30 yılda karbon nötr bir ekonomi olacak. Bu ne demek? Türkiye 30 yılda karbon emisyonlarını nötr hale getirecek ve daha çevreci, daha yeşil, daha yenilenebilir enerjiyi kullanan bir ülke haline gelecek. Bu üç konuyu dikkate aldığınızda, bizim gece gündüz, 7 /24  çalışmamız gerekiyor. Biz AK Parti olarak, hükümet olarak, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nı, enerjinin de yüzyılı yapacak projeleri hayata geçiriyoruz. İzmir'de hedef olarak Hamza Dağ Başkanın ifade ettiği gibi; bütün yenilenebilir kaynaklarını, güneşini, rüzgarını - ki İzmir'de özellikle rüzgâr enerjisi son derece yüksek potansiyele sahip, jeotermal enerjisini, biyokütle enerjisini  mutlaka en üst seviyede ekonomimize kazandırmalıyız. İlk yapmamız gereken şey bu,  onun için Hamza Dağ Başkanımın yenilenebilir enerji ihtisas bölgesi çok önemli. Onu sadece elektrik üretmek için değil, aynı zamanda bir sanayi, Çandarlı Limanı'nın olduğu havzada rüzgar tribünlerinin kanatlarının imalatının yapıldığı, inşallah ihracatının yapıldığı, genç kardeşlerimize istihdam imkanı oluşturabilecek, binlerce yeni iş imkanı olacak bir alanda İzmir merkezli yenilenebilir enerji potansiyelimizi hayata geçirmek istiyoruz" dedi. 

"GABAR'DAKİ PETROL ÜRETİMİNİ GÜNDE 100 BİN VARİLE ÇIKARTACAĞIZ"

"Türkiye mutlaka doğalgaz ve petrole olan dışa bağımlılığını düşürmek zorunda" diyen Bayraktar, "Bunun için ne yapıyoruz? 2016 yılında yine Hamza Başkanımızın bahsettiği milli maden politikası vizyonu çerçevesinde, biz kendi gemilerimiz, mühendislerimiz, teknik personelimizle hem Aldeniz hem de Karadeniz'de doğalgaz ve petrol araması yaptık. 2016'da kendi gemilerimizle başladığımız ve şu anda dünyanın en büyük filosuna sahip olduğumuz Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamit Han gemileriyle Karadeniz ve Akdeniz'de gidilmedik yer bırakmadık. Bu çalışmaların sonunda 2020'nin sonunda bu stratejimiz netice verdi ve biz Cumhuriyet tarihinin en büyük doğalgaz keşfini, Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahası adını verdiğimiz sahada yaptık. O dönemde bunu gündeme getirdiğimizde; ilk önce 'bu gemileri almaya gerek yok, siz bunları kiralayın, sondajı yapın, bulursanız ala, bulmazsanız da sonuçta kiralık gemidir geri gönderirsiniz' dediler. Biz, 'Hayır, bu gemileri biz kendi filomuza katacağız. Bu kabiliyeti, sondaj yapabilmeyi, denizin 2 bin 500 metre olduğu lokasyonlarda 3 - 4 kilometre aşağı kadar biz bunu kazacağız. Sadece Karadeniz'de değil, Akdeniz'de de kazacağız' dedik ve o gemilere sahip olduk. Akdeniz'de, Kıbrıs adasının güneyinde dahi lokasyonlara gittik ve sondaj yaptık. Mavi Vatan düsturu kapsamında her lokasyonda olduk. Yani orada bizim sadece donanmamız yok, aynı zamanda sondaj ve sismik gemilerimiz var. Başka bir şey daha söylediler; 'Siz arayamazsınız' dediler, aradık, 'arasalar bile bunlar bulamaz' dediler. Ağustos ayında Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini Sayın Cumhurbaşkanımız milletimizle paylaştı. 'Ya bunlar bulsa bile, bunu çıkartamazlar, bunu üretemezler' dediler çünkü bu zordu. Ama çok şükür, 3 yıldan kısa süre içinde, biz o gazı 2 bin 100 metre deniz derinliğinin olduğu, karaya 170 kilometre mesafede ürettik, borularla Zonguldak Filyos limanına getirdik. Bugün evlerimizde 1.4 milyon hane halkına yetecek kadar gazı, Sakarya gaz sahasında üretiyoruz. Denizlerdeki bu aramaların yanında, 2016'daki stratejimizde bir unsur daha vardı. 'Biz Türkiye'de girilmemiş hiçbir coğrafya bırakmadan kendi petrolümüzü, doğalgazımızı arayacağız' dedik. Gabar'da, Gabar demek bir dönem terördü, şimdi buralarda 35 tane sondaj kuyusu var. Şırnak'ta Gabar'da Türkiye bugün günde 37 bin varil petrol üretiyor. İnşallah 2024 sonunda bunu 100 bin varile çıkaracağız. Ülkemiz büyük, ekonomimiz büyüyor, ihtiyaçlarımız artıyor. Dolayısıyla bizim daha çok Gabar keşfine, daha çok Sakarya keşfine ihtiyacımız var. O yüzden durmak yok, yola devam diyoruz. Gece gündüz çalışmaya gayret etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

"GELİŞMİŞ ÜLKELERDE NE VARSA TÜRKİYE'DE DE OLMALI"

Hedeflerini anlatan Bayraktar, "2053 yani önümüzdeki 30 yılda hem karbonnötr olmak hem de Türkiye'yi enerjide bağımsız kılma, dışa bağımlılığımızı bitirmek hedefiyle yola çıktığımız bu mücadelede, üçüncü en önemli husus nükleer enerji. Nükleer enerji Türkiye'nin neredeyse 70 yıldır yapmaya çalıştığı konu. 1950'lerde başlamış hikâye, hemen hemen her iktidar döneminde bunu yapmak istemişiz ama başaramamışız. 1970'lerde Mersin Akkuyu Sahası, nükleer saha olarak tespit edilmiş. Bunu da yapmak AK Parti'ye Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığında nasip oldu. 2010 yılında, uluslararası anlaşma yoluyla, Rusya Federasyonuyla yapılan anlaşmayla, biz şu anda  Mersin Akkuyu'da nükleer santral yapıyoruz. Birileri bize 'nükleer santral yapmayın, ihtiyaç yok, şöyle tehlikeli' derken, birkaç ay önce Dubai'de Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında bütün dünyanın gelişmiş ülkeleri ' dünyanın iklim değişikliğiyle, küresel ısınmayla mücadele edebilmesi için mevcut nükleer gücü 3 kat artırması lazım' dediler. Biz de tam da bunu söylüyoruz, Türkiye'nin de bu kapsamda nükleer sahip olması lazım. Gelişmiş ülkelerde ne varsa, Avrupa'nın ortasında, Fransa'da ne varsa, Amerika'da Çin'de ne varsa Türkiye'nin de ona sahip olması lazım. Gelecek Türkiye Yüzyılında, yenilenebilir enerjisini azami şekilde kullanan, sanayisini, büyük bir istihdamı ve ihracatı hedefleyen, kendi petrolünü, gazını üreten, nükleer enerjiden  elektrik üreten bir Türkiye sizleri bekliyor. Bizden sonra bayrağı sizler devraldığınızda böyle bir Türkiye'yi daha ileri götüreceksiniz, daha güçlü, dirayetli bir ülke haline inşallah getireceksiniz. Bizim Türkiye hayalimiz, sevdamız, hedeflerimiz enerjide budur" açıklamasında bulundu. 

I M G 8721~1

"BÜYÜK YATIRIMLARDAN BAHSEDİYORUZ AMA ŞEHİRLERİMİZ GECEKONDU"

Büyük yatırımların gelebilmesi için o kentteki vizyon ve gelişimin de uygun olması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, "Türkiye'nin yeraltı zenginlikleri çok, bereketli bir ülkeyiz, bunları da ekonomimize kazandırmamız lazım. Bu vizyonu ortaya koymak, tek başına yeterli değil. Bunları yaparken, yatırımları, projeleri gerçekleştirirken bunları yaptığınız şehirlerin bu vizyona uygun şekilde gelişmesi gerekiyor. Bu bahsettiğimiz projeler önümüzdeki 15 yıl için yaklaşık 200 milyon dolarlık bir yatırım hedefi demek. Böyle bir yatırımı, bunu mutlaka yabancı, dış sermayeyi çekerek yapmamız lazım. Bu sermayenin geleceği, yerli, yabancı uzmanların çalışacağı şehirlerimizi de ona göre yapmamız lazım. Onun için biz 'üçlüyüz güçlüyüz' diyorlar. Bizim şehirlerimizin de bu vizyona uygun anlayışla yönetilmesi gerekiyor. Düşünün bu kadar büyük dünya çapında projelerden, devasa yatırımlardan bahsediyoruz ama şehirlerimiz adeta gece kondu konumunda. Sizce böyle şehirlere yatırım gelir mi? Gelmez. Oraya getireceğiniz mühendis, uzman, ailelerin yaşayacağı ortamlar, şehrin trafiği, şehrin mekansal planlaması, şehrin dönüşümünü başarmış olmanız gerekiyor. Ancak böyle şehirlere hizmet gelebilir, böyle şehirlerde insanlar huzur içinde yaşayabilir. İlçelerimiz, büyükşehirlerimiz mutlaka bu anlayışla daha modern, daha çağdaş, daha çevreci, daha kaliteli sunan mekanlar haline gelmek zorunda. Büyük Türkiye vizyonuna uygun belediyecilik vizyonuna ihtiyaç var" diye konuştu. 

"MAKRO PROJELERLE EŞGÜDÜM İÇİNDE BELEDİYECİLİK ANLAYIŞINA İHTİYAÇ VAR"

Bakan Bayraktar şunları kaydetti: 

Hamza Başkanımız inovasyon dedi. Bizim hem yerel hem de genelde yapmamız gereken en önemli alanlardan bir tanesi. Büyük makro politikalarla eşgüdüm içerisinde, uyum içinde, aynı hızla aynı adım sayısında bir belediyecilik anlayışına ihtiyaç var. 

"DOĞALGAZ ERİŞEMİYOR ÇÜNKÜ DÜZGÜN İMAR YOK"

Doğalgaz arıyoruz, bulmaya gayret ediyoruz ama bu kadar doğalgaz talebinin artma sebebinin temeli; 2002 yılında yine Cumhurbaşkanımız tarafından atıldı. 2002 yılında Türkiye'de sadece 5 ilde doğalgaz vardı. Bunlardan biri de İzmir, İstanbul, Ankara, Eskişehir ve Bursa. Türkiye'nin geri kalanında doğalgaz yoktu. Cumhurbaşkanımız 'Tüm Türkiye'ye, 81 ile doğalgazı götüreceğiz, kadınlarımız için kullanımı daha kolay. Bu yakıtı onlara götüreceğiz' dedi. Bu büyük ve zorlu bir hedefti. Çünkü Türkiye'nin  coğrafyası büyük, topografyası zorlu ama bugün Türkiye'de 81 ilde doğalgaz var, 867 yerleşim yerinde doğalgaz kullanılıyor. Nüfusumuzun yüzde 82'sinin doğalgaza erişimi var. Elbette hedef doğalgazı herkese ulaştırabilmek. Doğalgaz, yerel yönetimlerle doğalgaz dağıtım şirketlerinin etle tırnak gibi bir arada olmasını gerektiren bir iş.  Muhtelif yerlere gidiyoruz; hala doğalgazın erişmediği yerler var. Çünkü doğru düzgün imar, mekansal planlama yok, kentsel dönüşüm yok.

"HİZMETE HASRET KALAN İZMİR MAKUS TALİHİNİ YENECEK"

Biz doğalgaz şirketine 'buraya bu gazı derhal götüreceksin' diyoruz. Adamlar kazmaya başlıyor, belediyenin de yapması gereken belli başlı işler var. Hak getire' Belediye bunu yapmadığı zaman o sokak tozdan, dumandan, çamurdan geçilmiyor. Bu defa vatandaş hizmet götürülürken mağdur ediliyor, başka bir çilenin içine düşülüyor. Yani bizim hayatımızı kolaylaştıracak, almamız gereken hizmetlerde dahi maalesef belediyelerin bu vizyonsuz, belediyelerin insanı merkeze koymadığı, iş yapma dertlerinin olmadığı bir yaklaşımda bu hizmetlerde de aksama oluyor. İnşallah önümüzdeki dönemde yıllardır hizmete hasret kalan, hizmet belediyeciliğinden nasibini alamayan bu güzel şehir, bu müstesna şehir, İzmir bu makus talihini yenecek.

"BU ŞEHRE BU ANLAYIŞ YAKIŞMIYOR"

Başta İzmir'deki genç kardeşlerin olmak üzere tek engelimiz ideolojiye takılmayıp, daha pragmatik olmaları. Lütfen kendinizi düşünün. Sizden önemli bir şey yok, size en çok hizmet edecek kimse, vizyonu olan, eser ve proje anlayışına sahip kimse, kim size projelerini sunuyorsa, bunları yapabileceğine güvendiğiniz kimse onu desteklemeniz lazım. Ben artık bunun olacağına yürekten inanıyorum. İzmir için bu çok önemli, İzmir çok uzun yıllarını kaybetti. İstanbul ve Ankara'da AK Parti belediyeciliği sonucunda oluşan 25 yıllık hizmet mirası yenmeye başladı, üstüne bir şey konmadı ama İzmir çok geri kaldı. Bu şehre bu anlayış yakışmıyor. İnşallah 31 Mart'ta İzmir gerçekten kendi kaderini kendisi çizecek. Burada bir vizyonu, hizmet anlayışını ortaya koyan belediyeciliğe oy verecek. İnşallah Hamza Dağ Bey, büyükşehir belediye başkanı olarak buraya çok güzel hizmetler yapacak. Tabi ki güzel İzmir'in güzide ilçesi Konak'ta da bir kadın eli değecek, Ceyda Hanım buraya çok güzel hizmetler yapacak.

ÇANKIRI: " TEK DÜŞMANIMIZ İDEOLOJİ"

Konak Belediye Başkan Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı gençlere yaptığı konuşmada, "Emeklerinizin hiçbiri karşılıksız kalmayacak, hep beraber zafere ulaşacağız. Sizleri çok seviyoruz. İzmir gençliği başarıyı 31 Mart'ta destan halinde yazacak. Tek bir düşmanımız var ideoloji, bunu aşarsak, yapacağımız hizmetleri sahada anlattığımızda inanın ki başarıyı yakalayamamamız için sebep yok. 5 dakikayı bile heba etmeden çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.

c

Bilal Saygılı, "Seçim arifesindeyiz. Hepimiz çalışıyoruz. Hepinizden istirhamım hiçbir zaman kibre kapılmayalım, kibir en büyük düşmanımız. Kardeşlik hukukumuzu koruyalım. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil eden neferler olarak, temsil yeteneği güçlü olan insanlar olmalıyız. Ardından tebliğ yapmalıyız. Toplumun tüm katmanlarını kucaklarsak Allah da bize en güzel şekilde mükafatını verecektir. Biz gayretle çalışırsak mükâfat bizim olur, karşımızdaki diğer gruplar daha yukarıda çalışırsa mükafat da onların olur. Gençlerimize çok güveniyoruz" açıklamasında bulundu.