Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Çevreci Avukat Arif Ali Cangı, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya'nın "Urla planları" üzerinden kendisine yönelik yaptığı eleştirilere sert yanıt verdi. Kaya'nın Urla Planlarını eleştirdiğini ancak Buca Planlarına sarıldığını kaydeden Cangı, 'AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, adımı anarak,  "kültürel sit alanına hançer saplandı ve şahsa milyarlık rant sağlandı. Odalar nerede, çevreci olduğunu söyleyen avukatlar Şehrazat Mercan ve Arif Ali Cangı nerede? Neden sesleri çıkmıyor? Urla'da cambaza bak cambaza oynanıyor” demiş. Sayın Kaya, anlaşılan bizi  'Kamunun bekçi köpeği', hukuksal deyimi ile 'Sivil denetçi' olarak görmüş, 'Kültürel varlıklar ranta kurban ediliyor, neden müdahale etmiyorsunuz' diye bize laf atmış. Öncelikle böyle bir misyon biçtiği için teşekkür ediyorum, ancak sataştığı siyasi karşıtlarının suç ortağı gibi göstermesini külliyen reddediyorum. Merkezi olsun yerel olsun iktidarların doğal ve kültürel varlıkları yağma ve talana açmasına hep karşı çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz" dedi. 


"EL İNSAF HER OLAYA YETİŞEMİYORUZ"

Cangı açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Urla'daki olayla ilgili ayrıntılı bilgi sahibi değilim, kendisinin  dediği gibi önce sit derecesi düşürülmüş ardından planlama süreci işletilmiş. Ortada bir suç varsa, faili tek değil çok, koruma derecesini düşüren Koruma bölge kurulundan başlamak, ardından bunu fırsata çevirenlere yönelmek gerek. Ama bizim bir suçumuz yok. Tek suçumuz  Kaya’nın sözüyle  buna neden müdahale etmediğimizdir. El insaf biz de insanız her olaya yetişemiyoruz. Hele hele son dönemlerde, onların iktidarı süresince doğal ve kültürel varlıkları talana ve yağmaya açan politika ve uygulamalarından dolayı bir gün orada bir gün buradayız.   Dediğim gibi Urla iskele planlaması konusunda  doğrudan bilgi sahibi olmadığım ve konuyla ilgili bilgi aktarımı ve hukuksal yardım talebi olmadığı için daha ayrıntılı bir şey diyemiyorum.

"CEZAEVİ YAPILAŞMAYA AÇILMIYOR MU?"

Sayın Kaya, Urla planını kıyasıya eleştirirken, Buca cezaevinin yerine yapılan plana sımsıkı sarılmış. Oysa bir İzmirli olarak savunulacak bir yanı yok. Cezaevinin yeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından  yapılan planlamada  yapılaşmaya açılmıyor mu? Buca’da yaşayanların fikrini almadan, afet anında toplanma alanı olabilecek, kentin yeşil alan ihtiyacını karşılayacak yaklaşık 80 bin metrekarelik eski Buca Cezaevi alanı yeniden yapılaşmaya açılmaya çalışılmıyor mu?  Buna göre alanın neredeyse yüzde 70’lik bölümü yüksek bir yoğunlukla 25 metre yüksekliğinde ticari inşaat yapımına uygun şekilde planlanmasının savunulacak yanı olabilir mi? Planlama yetkisi belediyedeyken bu alanın rezerv alan ilan edilmesi ile yetkinin bakanlığa geçmesini İzmirliler neden istesin ki?

"ZOR İŞTİR!"
Diğer yandan Buca cezaevinde yaşananlar ne kadar ağır olursa olsun bu kentin belleğini oluşturmuyor mu? Burası aynı zamanda tarihsel bellek  alanı olarak da planlanamaz mı? Burada yaşanan işkencelerin, idamları bir daha yaşanmaması için böyle bir şey neden  düşünülemez? Kamu yararına olan Buca Cezaevi’nin yerinin bundan sonra kentin nefes aldığı alana dönüştürülmesidir. Sayın Kaya, kültürel ve doğal varlıkların korunması zor iştir, önce küçük ve dönemsel menfaatlerden arınmak gerekiyor"