Bu köşede son birkaç yazımı ekonomiyi de yakından ilgilendiren siyasete ayırmıştım. Bunda da tabii ki bitmek bilmeyen seçim trafiğinin payı büyüktü. 31 Mart yerel seçimleri, ardından gelen tartışmalar ve yenilenen İstanbul seçimi. Bu yılın ilk 6 ayını seçim tartışmaları ile kapadık. Seçimler bitti ama siyasetçiler, çıkan sonuçlarla sistem ve erken seçim tartışmalarını sürdürüyor. İş dünyası ile vatandaşın derdi ise her zaman olduğu gibi bir türlü sıra gelmeyen ekonomi. Ekonomi yönetimi bu konuda adımlar atacağını ifade ediyor ama önümüzdeki günlerde neler olacak göreceğiz. Kısmi rahatlamalar ile dövizde bir gerileme gözükse de bunun arkasının gelip gelmeyeceği konusunda herkes çekimser.

Rakamlar şaşırtıyor

Seçimler bitince tabii ilk karşımıza çıkan şey ise seçim dönemi boyunca ertelenen zamlar oldu. Çay, şeker, akaryakıt ve elektrik gibi temel ihtiyaç malzemelerinden başlayarak her şeye zam gelmeye başladı. Bu zamlar hem iş dünyasının hem de vatandaşların tepkilerine neden oldu. İş dünyası artan maliyetler ile iş yapamaz hale geldiğini ifade ederken, vatandaş ise bu zamlarla ay sonunu nasıl getireceğini daha fazla düşünmeye başladı. Zam alacak olan emekliler, işçiler memurlar ise enflasyon rakamını dört gözle bekliyor. Enflasyon rakamlarını açıklayan TÜİK ile ilgili de kamuoyundaki tartışmalar herkesi şaşırtıyor. Vatandaş çarşıda pazarda gördüğü fiyat artışlarını TÜİK hesaplamalarında göremeyince rakamlara anlam veremiyor. Tabii sabit gelirlilerin maaş artışları da açıklanan enflasyon oranlarına göre yapıldığından, işler iyice karışıyor.

İş dünyasının zam isyanı

İş dünyasına adına açıklama yapan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise kur, faiz, enflasyonla birlikte artan finansman maliyeti ve artan hammadde fiyatlarına, elektriğe yapılan son zam da eklenince üretimi sürdürmenin ne kadar zor olduğunun altını çiziyor. Yorgancılar, “Son 14 aydır İmalat Yöneticileri Endeksi PMI 50 barajının altında seyrediyor. Son açıklanan Mayıs verisi 45,3. Benzer şekilde imalat sanayi üretim endeksi, son 8 aydır negatifte ve tüm bunların sonunda, işsizlik oranı yüzde 14 seviyesinde. Hükümetin verdiği teşvik ve destekler de bu zamların gölgesinde kalıyor. Uluslararası rakiplerimizle rekabet gücümüz de her geçen gün azalıyor. Bütçe ile ilgili bir sorun yaşanıyorsa, bu yük sanayicinin üstüne yüklenmemeli. Kamu harcamaları açısından bir seferberlik ilan edilebilir. Zira, ülke ekonomisini iyileştirecek olan, sürekliliği sağlayacak olan üretimdir, üreticidir” diyerek zamların açtığı yaraları ortaya koymuş.

Tedbirler bekleniyor

İş insanları için zamlar maliyet artışı ve rekabet gücünün zayıflaması iken, vatandaşlar için ise her geçen gün yaşam şartlarının ağırlaşması demek. Zamlar umarım bir işe yarar. Hükümetin önümüzdeki günlerde hem iş dünyasını hem de vatandaşları rahatlatacak tedbirleri alacağını düşüyorum. Yaşadığımız ortamda bu çok zor olsa da, bizi yönetenler ya bu konuda çözüm üretecek, ya da geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu sorunları çözeceğine halkı inandıran yeni isimler ve yöneticiler ile değişim gündeme gelecek.

Volkswagen seferberliği

İzmir iş dünyası bugünlerde Alman otomotiv devi Volkswagen yatırımını Ege Bölgesi’ne kazandırmak için seferberlik içinde. İzmir Başkanlar Kurulu, uzun zamandır takip ettikleri yatırımın Ege Bölgesi’ne getirilmesi için sessiz ve derinden bir çalışma yürütüyor. 1990’lı yıllarda Opel fabrikasının kentte yarattığı heyecanı yeniden yaşamak istiyoruz. Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun, yatırımın Torbalı’ya gelmesi için çalışıyor. Bursa, Manisa’da yatırımı bölgelerine çekmek için lobi yapıyorlar. Öncelikle Volkswagen yatırım için Bulgaristan yerine Türkiye’yi seçer, sonrasında da Ege Bölgesi’nde bir yere bu yatırımını yapar. Umarım Opel gibi Volkswagen markasını da otomotiv altyapısı olan bölgemizde ülke olarak ekonomide sıkıntı yaşadığımız bir dönemde görme şansına ulaşırız.