Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Kovid-19'un dünyada yarattığı pandemi ve ardından yaşanan enflasyon artışı otomotiv sektörünü sarstı. Piyasada sıfır araç sıkıntısı yaşanırken, ikinci el araç fiyatları yaklaşık 3 katına çıktı. Hem üretim hem de fiyatlar noktasında çalkantıları atlatamayan araç sektörü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ÖTV oranlarını belirleme yetkisini alması ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "ÖTV indirimi" açıklaması sonrası neredeyse tamamen durdu. Araba almak isteyen vatandaş "Acaba ÖTV iner, fiyatlarda indirim olur mu" ve "Banka kredi faiz oranları düşer mi" sorularının yanıtını aramaya başladı.
"10 YILLIK ORTALAMANIN YÜZDE 21,3 ALTINDA"
1982 yılında Skoda, Lada, Isuzu otomobilleri bayiliklerini alarak Otomotiv sektörüne giren, 1990 yılında Türkiye'nin ilk Hyundai bayiliğini alan, 1998 yılında Türkiye'nin en büyük otomotiv plazasını İzmir'de açan Alaattin Yüksel sıfır ve ikinci el araç piyasasına yönelik önemli açıklamalar yaptı. Otomotiv grubunda Mitsubishi ve Honda Motosiklet markalarını da Yükseliş Şirketleri bünyesine katan, 2005'te Ege Bölgesi yedek parça tedarikçiliğine başlayarak, yedek parça satışında Hyundai ve Kia bayileri arasında Türkiye birincisi, Dünya ikincisi olan Yüksel 2022 yılında araba satışlarının dip yaptığını kaydetti. Yüksel, "Otomobilde 2021 Ağustos ayına göre 2022 Ağustos ayında satışlar yüzde 21,3 azaldı. Satışların 10 yıllık ortalamalarında yüzde 21,1 azalma meydana geldi geçtiğimiz Ağustos ayında" dedi.

"FİYATLAR 3 KAT ARTTI"
Yüksel 2022 yılının otomotiv sektörünün en kötü yılı olduğunu anlatarak, "2011 yılında otomobil piyasasında toplam 864 bin satış olmuş. Son 3-4 yıldır 2011 yılında satılan araçtan daha az araç satılıyor Türkiye'de. 2015-16-17'de 1 milyonlara yaklaşan satış oldu, 2017'den sonra 2018'de 420 bine düştü, 2019'da 479 bin, sonra 700'lere çıktı ve hala 2017 ve önceki yıllardaki rakamlara ulaşamamışız. Bu sene de ulaşamayacağız, hatta bu sene geçen yılın da altında kalacak. 2023'de böyle geçecek gibi gözüküyor. Yani 6 yıl boyunca 2011 yılındaki rakamdan daha az satış var Türkiye'de. 2021 yılında pandemi kapanışlarına rağmen bu yıldan daha çok satış oldu. Fiyatlar 3 kat arttı, enflasyon yüzde 80 diye söyleniyor ama 1 - 1,5 yılda fiyatlar otomobilde 3 katına çıktı. 2016 - 2017'de satışların 1 milyona yaklaştığı yıllarda Dolar - Euro kuru 3-4 liraydı. Şimdi 20 liraya dayandı. Kurların yükselmesi otomobil fiyatlarının yükselmesinde çok büyük etken" açıklamasında bulundu.
"CARİ AÇIKTAN KORKUYORLAR, SATILMASIN İSTİYORLAR"
Hükümetin bilinçli olarak araba satışlarını engellediğini savunan Yüksel, "Satışların düşmesinin nedeni sadece fiyatlara bağlı değil, kurlara bağlı olarak vergiler de çok yükseldi. ÖTV'de dünya lideriyiz. ÖTV artı KDV en ucuz arabada bile fiyatı yüzde 100 fark ettiriyor. Banka kredilerine ulaşılamıyor. Sürekli düzenleme yaptılar, baskı altına aldılar aslında otomobil satışlarını durdurmaya da çalıştılar. Devletin en çok vergi topladığı sektör burası. Politika olarak cari açıktan korktukları için sanıyorum mümkün olduğunca az satılsın diye bir politika izlediler. Bunu nereden çıkartıyorsun derseniz, kredilerle çok oynadılar. Otomobil sektörü ivme kazandıysa, yüksek satışlar oluyorsa ya hemen üzerine vergi koyup ÖTV'leri artırdılar ya kredilerle oynadılar. 60 ayı geçen krediler vardı şimdi yok. Kredilerde alınabilir faiz oranları yok, çok yüksek faiz oranları var. Bunun yanında bankalar taleplerin çoğunu reddediyor. Kredi vermek istemiyor. Bizim yüksek bulduğumuz faizlerle bankalar satmak istemiyor. Bankalar başka alanlarda Merkez Bankası'ndan yüzde 13,5'la alıp, çok daha yüksek oranlarda tahvil satın alarak mesela kazanıyorlar sanıyorum" diye konuştu.
"YÜKSEK FİYATTAN SATMIYORUZ"
Yüksel açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Serbest piyasa ekonomisinde fiyatı belirleyen arz ve talep dengesidir. Bir takım baskılarla etkilenmeye çalışılıyor, arz talep dengesizliğinin olduğu, çip sorunu olduğu, lojistik sorunu olduğu dönem yaşadık. Şimdi Rusya - Ukrayna Savaşı var 17 kamyon fabrikasının bombalandığı ve bu durumun 500 bin araç üretimini etkileyeceği söyleniyor Avrupa'da. Bunlar da etkenler, birçok neden var. Hammaddelerde inanılmaz yükseliş var, demirde, çelikte, kaporta aksamında. Hem kur arttı hem de kur bazında bunlar arttı. Dolayısıyla fiyatlar arttı. Fiyatların artmasına rağmen daha az araç geldiği için kıymetli satıyorduk, hatta yok satılıyordu. Galerilerde araçlar daha yüksek fiyatlarla satılıyor diye hükümet önlem bile aldı, yasa çıkardı 6 ay ve 6 bin kilometrenin altında olan araçlar satılamayacak diye... Bu tedbirlerle piyasayı düzenlemek mümkün değil, biz bunu aslında Yükseliş Hyundai olarak 1 yıldır yapıyoruz. Biz satışlarımızı liste fiyatından yapıyoruz. Yüksek fiyattan satmıyoruz. Biz liste fiyatından bizden alıp yüksek fiyatla dışarıda satmasınlar diye sözleşme imzalatıyoruz, '6 ay satmayacağım' diye... Ancak bunlarla önlenemez, siz serbest piyasa ekonomisindeyseniz, piyasa kendini kendi düzeltecek"
"238 SEKTÖR STOKÇU, KAÇAKÇI OLDU"
Dünyanın en yüksek vergileri bizde... Yılbaşı sıralarında maliyeyi görevlendirdiler. Bütün bayilere, sıradan herkese 2 minibüs dolusu memur geldi, bahçenize her yere baktı, evraklarınıza baktı. Bizde bir şey yok. Bu durum patates, soğan ile başladı, patates soğanın zaten depolanmadan satılması mümkün değil ama patates, soğan depolarını bastılar. Marketlerde 3-5 çeşit un var, onları gramla ölçtüler. Ben iş dünyasının içinden aramın iyi olduğu bir AKP milletvekilini aradım, 'Ne oluyor, zabıta önlemleriyle bu işlerin yapılamayacağını biliyor olmanız lazım' dedim. '238 sektör var denetlenen, üzerine gidilen' dedi bana. Türkiye'nin 238 sektörü birden stokçu, kaçakçı mı oldu yani, ne oldu? Biz çok uzun seneler, Pandemi Haziran'ına kadar zararına otomobil sattık burada, öyle acımasız bir rekabet var ki piyasada. Liste fiyatının altında satıyorduk, oradan yüzde 2-3 prim alalım bize yeter diyorduk, onu bile alamadığımız, zararına sattığımız dönemler oldu. O zaman kimse 'neden eksiye satıyorsunuz' diye sormadı. Firmalar bize liste verir, tavsiye edilen satış fiyatıdır o, onun üzerine çıkmayız. Bu bir meslek ahlakıdır aynı zamanda. Bilemiyorsunuz, geliyor sizden ikinci elde satmak için yakınını göndererek alıyorlar ve dışarıda satıyorlar. Bir dönem bunlar da yaşandı. Biz burada liste fiyatından sıfır olarak satıyoruz, aynı arabanın ilanı çıkıyor, ikinci el ve sizden 100-200 bin lira yukarıda. Burada bizde varken neden oradan alsınlar onu da bilemiyorum ama demek ki yetişmedi. Bizde bulamayınca gidip oradan almak zorunda kaldılar, kalıyorlar. Yani bunu yatırım aracı olarak kullananlar oldu. Ben meslek kesimi olarak kimseyi suçlamak istemem ama bunu yapanlar oldu. Şimdi yeni alınan önlemler ve satışların düşmesiyle normal hale dönüştü.
"SEKTÖRDE UZUN VADELİ PLANLAR YAPILMALI"
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "ÖTV" açıklamasının piyasaya etkisinin sorulması üzerine konuşan Yüksel, "Bu bizi bir süre etkiledi, onun durgunluğu yaşandı kısa bir süre 'Acaba öyle bir şey olur mu' diye ama orada Kılıçdaroğlu'nun kast ettiği hemen bugünden yarına yapacağı bir şey değildi zaten. Belki de şunu kast etti, cezaların silinmesi, KYK borçlarının affedilmesi noktasında bunları yapacağız dedi ve iktidar yaptı. Bunun için böyle konuşursa AKP'nin bunu yapabileceğini düşündüğü için de öyle demiş olabilir. Biz o gün de bir vergi indirimi beklemiyorduk, bugün de beklemiyoruz. Çok yüksek vergiler bundan şikayetçiyiz. Şunu vurgulamak gerekiyor ki; otomobil sektörü Türkiye'nin en önemli sektörü. En yüksek ihracat yapan sektör, en yüksek istihdamın sağlandığı sektör. Sadece bayilerde çalışanlar değil, fabrikaları ayrı, bunun dışında tedarikçiler, kaporta malzemesi, sacı, boyası, kablosu, lastiğiydi dünya kadar sektörü ilgilendiren ve istihdam yaratan bir ana sektör. Böyle bir sektörde uzun vadeli planlar yapmanız gerekiyor. Bizde tam tersine bakıyorsunuz, bir akşam yatıyorsunuz ve sabah kalktığınızda ÖTV yüzde 45'ten yüzde 80'e çıkmış. Olacak şey değil! Ya da bu durumun tam tersi olmuş, piyasa durmuş, satış olmuyor.
"MATRAH DÜZENLEMESİ YAPILMALI"
Piyasadaki sorunları sıralayan Alaattin Yüksel, "Otomobil az geliyor, çip krizi, konteyner, lojistik, kablo, diğer madenler az üretiliyor ve az olduğu için ne gelirse satılıyor. Devletin en yüksek vergiyi aldığı sektör otomobil sektörü. Türkiye'de tahsil edilen toplam ÖTV'nin yüzde 38'i otomobilden tahsil ediliyor. Toplam vergi gelirin yüzde 6,08'i otomobilden geliyor. Bizim işletmemizden 2021'de 120 milyon vergi alındı. Devletin veznesiyiz yani. Bu sene bir misli daha artacak, 200- 250 milyon gibi bir vergi... Böyle bir alan var, bu şekilde çalışıyorken neden ÖTV'yi indirsin! İndirmez hükümet bunu. ÖTV geçmişte önce silindir hacmi üzerinden oranlanıyorken, sonra matraha bağlı hale dönüştürüldü. 1600 cc'ye kadar olanlardan 'Şu kadar alıyoruz' diyordu devlet. Naci Ağbal döneminde matraha bağladılar. Fiyatı 40 - 50 bin liraya kadar olanlarda yüzde 45 ÖTV, 70 bin liraya kadar olanlarda yüzde 50, ondan sonra yüzde 80'e fırlıyordu. Onun sakıncalarını görerek arayı doldurdular, 60-70-80 şeklinde... Bugün ise halkın alacağı en ucuz otomobillerde bile ÖTV yüzde 80'lerde. Matrah güncellemesi yapılıyordu fakat hızlı satışlar olduğu için arada bunları yapmadılar. Matrah güncellemesi yapılabilir çünkü yapıldığı zamanki otomobil fiyatlarıyla bugünkü fiyatlar arasında uçurumlar var. Yüzde 45'le artık alabileceğiniz araç yok, yüzde 2 seyrinde. Yüzde 150-200'e varan KDV hariç ÖTV'si olan araçlar var. Matrah güncellemesi yapılınca halkın satın alabileceği araçlar birazcık daha ucuzlayacağı için devlet topladığı ÖTV'yi artırabilir diye düşünüyorum" dedi.
"ÖTV DÜŞERSE ARAÇ SAYISI ARTAR"
Yüksel, "Halkın artık araba alabilecek gücü yok, satışların düşmesinin bir nedeni tedarik ama bir nedeni de gelir dağılımdaki dengesizlik, adaletsizlik, uçurum... Orta sınıf yok oldu. Orta sınıf bugün elektrik, doğalgaz parasını nasıl ödeyeceğim diye düşünüyor. Araba alacak insan sayısı inanılmaz derecede düştü. ÖTV düşerse, araç alabilecek insan sayısı da yükselir hem siz daha çok vergi toplarsınız hem de araca ulaşabilen insan sayısı artar" açıklamasında bulundu.
"ENFLASYON OLAN ÜLKEDE FİYAT DÜŞMEZ"
"Banka faizleri seçim öncesi düşer mi" sorusunu da yanıtlayan Alaattin Yüksel, "Kredilerle ilgili bir şey yapmaları çok mümkün görünmüyor şu anda, hükümet istemiyor da sanırım. Çünkü cari açıkta dengesizlik yaratıyor. Biz solar kurunu konuşuyoruz ama Türkiye'nin şu anda en büyük sorunlarından biri de enflasyon. Ücretleri artırıyorlar ama ücret artışlarıyla yetişilemeyecek boyutlara geldi enflasyon. Bence hükümetin enflasyonu düşürme gibi bir niyeti de yok. Seçime giderken enflasyonu düşürmeye çalışmayacak hükümet. Aldıkları her karar enflasyonu daha da yükseltiyor. Neden bunu yapıyorlar; çünkü yüksek enflasyonla pazar hareketli olur. Otomobilden örnek verecek olursak insanlar yatırım aracı olarak da alıyorlar. Zam gelmeden, daha fazla artmadan bu ürünü alayım diye tahrik eder enflasyon, piyasa hareketli olur ve büyüme sağlanır. Bu yüzde 6,5 -7 büyümeler enflasyona bağlı büyümeler. Büyümeyle de işsizliği belli bir noktada tutmaya çalışıyorlar. Bu döngüde sorunu sabit gelirli insanlar yaşar, onu da seçime giderken çok yüksek zam oranlarıyla kontrol etmeye çalışıyor. Biz bunları 80 - 90'larda da yaşadık. Özal döneminde yüzde 80 zam yapıldı ücretlere seçime giderken. Ben hala Kasım'da seçim olabileceğini düşünenlerdenim, olmazsa yılbaşında büyük bir ücret zammı beklenebilir. Otomobil almak isteyen vatandaş hiç beklemesin bugünden alsın. Enflasyon olan bir ülkede fiyat düşmez" dedi.
"İKİNCİ ELDE FİYAT DÜŞÜŞÜ BEKLEMİYORUZ"
Yüksel ikinci elde de fiyatların düşmeyeceğini aktararak, "Şu anda ortada yeteri kadar sıfır araç yok, gelen satılıyor. Sıfır araçta yeterli stok birikmezse ikinci elde fiyatlar düşmez. Sıfır araç satışında düşme var ama ikinci el araç satışında artış var" diye konuştu.
"TOGG HALKIN ALACAĞI BİR ARAÇ OLMAYACAK"
Milli araba TOGG ile ilgili görüşlerini de paylaşan Yüksel, "TOGG'un piyasa çıkmasına daha en az 1 - 1,5 yıl var. Güzel gözüküyor, gerçekten güzel bir otomobil yapılıyor ama orta sınıfın, halkın satın alabileceği bir araç olmayacak" açıklamasında bulundu.





