Halil İbrahim GÜLER / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi Temmuz ayı olağan meclis’inde İzmir Büüyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, Buca Metrosu Projesi ile ilgili yaşanan sorunları anlattı.
Buca Metrosu Projesi’nin ÇED raporundan onay aldığını kaydeden Gökçe, “Buca Metro Projemizin ÇED’i Altyapı Genel Müdürlüğü onayı öncesi alınmıştır. Mevzuat gereği ÇED raporu olmayan projeleri Altyapı Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirmeye alınmaz. Bu projenin ÇED raporu AYGM’nin projeyi onaylandığı 27.12.2017 yılından önce alınmıştır. Tekrar neden gönderilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Strateji Müdürlüğü bizden yeniden ÇED istediği için yeniden gönderilmiştir. 2010 -2015 arasında geçen süre proje yapım süresi değildir. Sebebi 2010’da bir kanun değişikliğidir. Kanun değişikliğinin sebebi de Ankara Metrosu’nun yarım kalmasıdır. Bir yasa değişikliği yapılarak, yarım kalan metroların ya da Büyükşehirler’de yapılmak istenen metroların Ulaştırma Bakanlığı’na bildirilmesi isteniyor. Bunların bildirilmesi halinde ulaştırma bakanlığı özellikle üç büyükşehirde metro yapmak istediğini ifade ediyor. Büyükşehir belediyesi o tarihte bakanlığa bizim elimizde metro yapılmaya müsait alanlar bunlardır diyerek etaplar halinde yerlerini bildiriyor. Bir yanıt alamıyor. Bu süre içerisinde İstanbul ve Ankara’da bakanlık tarafından metro yapımları başlıyor. Bunun üzerine bizimkileri ne yaptınız diye bir kez daha soruyoruz. Bir yanıt alınamayınca. Halkapınar-Otogar ve Üçkuyular-Narlıdere Metrosu’nun yatırım programına girebileceği ve Buca Metrosu'nun da buna dahil olabileceği yönünde bir yazı gelince bakanlıktan. Bir süre de bunun için bekleniyor. Bunun için de bir yanıt alınmayınca 5 yıl sonra Büyükşehir Belediyesi bu projeleri biz yapalım kararı alıyor. Devamında Narlıdere projesi bitiriliyor,  kredisi bulunuyor. İhalesi yapılıyor ve yapımına başlanıyor. Aynı süreç Buca Metrosu için de başlıyor. Aralarında yaklaşık 6-8 aylık bir periyot var. Bu süre sonunda aradaki fark şudur. Bizim mevzuatımız gereği Ulaştırma bakanlığı projeleri onaylayan fizibilite veren kurumdur. Bu bakanlık onay verdikten sonra projeyi gerçekleştirmek için uluslar arası bir kaynak bulamazsanız, yapmanız geren ülkenin yatırım programına girmeyi beklemektir. Yatırım programıma girmek demek proje garantisi demek değildir. Projelerimizin hiç birinde devlet garantisi yoktur. Biz devlet ve hazine garantisi istememekteyiz. İsteğimiz yatırım programına girmektir. Aradaki farkın sebebi de yeni bir sisteme geçildiği için artık Kalkınma Bakanlığı kalmamıştır. Yaklaşık iki buçuk üç ay içinde bu bakanlığın yerine hangi birimin bakacağı belirlenememiştir. O birim öğrenilir öğrenilmez üç defa yazı gönderilmiştir. Yazıya gelen cevapta istenenler arasında ÇED raporunun da gönderilmesi istenmiştir.  Biz de bunları yeni başkanımız Tunç Soyer’in imzasıyla yeniden gönderdik. Projenin maliyet değişikliğinin nedeni, proje yapıldığında dolar döviz kuru 3.73 iken, projenin kabul edildiği tarihte ise 5,67 olmuştur. Bu hususlar giderilmeyecek düzeyde değildi. Proje eksiksiz olarak tamamlanmıştır. Depolama alanından kaynaklanan maliyetin revizyon yapılarak giderilecek bir sorun olduğunu yeniden hatırlatmak isterim” dedi.

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLE…
Metro için Dokuz Eylül Üniversitesi ile yer tahsisi ile ilgili son durumu anlatan Gökçe “Dün itibariyle Dokuz Eylül Üniversitesi’nen çok değerli Genel Sekreteri bir heyet ile ziyarete geldi. Sebebi ise Güzel Sanatlar Fakültesiyle ilgili bir yenileme isteğiydi. O konuda da bir mesafe kat ettiğimizi eklemek isterim. Bu ziyarette biz de Buca Metrosu Mevzusunu açtık. Bir sitemimiz olduğunu Buca Metrosu’nda yaşadığımız problemi ilettik. Ayrıca Narlıdere Metrosu için üniversite hastanesi içindeki otoparkı bize vermelerini istedik. Hastaların en yakın şekilde hastaneye ulaşmalarını istediğimiz söyledik. Ayrıca metro yapılırken yeraltı otoparkı yaparak üniversiteye terkini gerçekleştireceğimizi söyledik. Ancak Üniversite bunu kendi olanakları açısından ve hastanenin 2,5 yıl otoparksız kalmasını göze alamadığı için reddetti. Ben de benzer bir durumun Buca Metrosu Depolama alanı için olduğunu ve bize olumsuz yazı geldiğini söyledim. Haberi olmadığını söyledi. Hakikatten de haber yok. Bir önceki yönetim döneminde gelmiş yazı. Ben ilgili yazıyı kendisine ulaştırınca orası bize ait değil. Orman’a ait bir arazi'dedi. Bizim elimizdeki tapu kayıtlarına göre arazi Hazineye ait ve üniversiteye tahsis edilmiş. Öyle olduğu içinde o zamanın rektör yardımcısı imzasıyla bize olumsuz yanıt vermiş. Bahsedildiği gibi yanlış yere başvurma durumu yoktur. Sayın Genel Sekreter biz de buranın sizin kullanımına sunulması için muhafakat veririz dedi. Kendisine teşekkür ediyorum. Eğer bir revizyonla maliyetleri indirecek bir durum olursa biz de çalışmalara devam ediyoruz” diye konuştu.