GÜNDEME BAKIŞ - Ege Bölge Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, Gazeteci Onur Çakır'ın sorularını yanıtladı. Yorgancılar EBSO seçimlerinde, Türkiye'nin ekonomik politikalarına, OSB'lerden, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Brüksel'de açtığı İzmir evine yönelik ekonomi dünyası işbirliğiyle neler yapılacağına dek birçok konuda özel açıklamalarda bulundu.

"GÜNEŞ ENERJİ SİSTEMİNİ DEVLET DESTEKLEMELİ"
Günümüzün en çok üstünde durulması gereken konusunun "Enerji" olduğunu vurgulayan Yorgancılar, kendi elektriğini üreten sanayicileri devletin teşviklerle desteklemesi gerektiğini kaydetti. Yorgancılar, sanayi kuruluşlarının kendi tüketimlerinin gerektirdiği kurulu güçten daha fazla kurulu güce sahip lisanssız olarak güneş enerjisi santrali (GES) kurma ve fazla elektriği sisteme satmaya imkan tanıyan düzenleme değişikliğini ve EPDK'nın bir miktar fazla elektriğin satılması ve onu aşan kısmın da bedelsiz olarak sisteme verilmesine imkan tanıyan bir taslağı da değerlendirerek, "Türkiye'de en büyük cari açık verdiğimiz ürünlerden biri enerji. Enerjide bizim birkaç alternatifimiz var. Hidroelektrik, nükleer - şu an devreye girmedi - jeotermal, RES ve doğalgaz çevrim santralleri. Doğalgaz çevrim santralleri tamamen dışa bağımlı, yağmur olduğunda hidroelektriklerden oldukça verim alabiliyoruz. Bunun dışında da en aktif olan elektrik fiyatlarındaki sürekli zamlardan dolayı güneş sistemleri. Özellikle Ege Bölgesi'nde güneşin yoğun olduğu bölgede, sanayicilerin en çok yaptığı yatırımların başında güneş enerji sistemleri geliyor. Kendi yapıp oradan fabrikasının elektrik ihtiyacını karşılıyor. Devletimizin bu konuda çok daha geniş teşvikler vermesi lazım. Enerji, çünkü sanayide çok kullanılıyor. Özellikle demir çelik, cam, çimento gibi sektörlerde enerji kullanımı çok daha fazla ve büyük, bu açıdan desteklenmesi gerekiyor. Enerjiyle ilgili söylemek istediğim konu bu, bizim için önemli, cari açığı düşürmesi açısından güneş, rüzgar, jeotermal enerjinin desteklenmesinin önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum" dedi. 

"SANAYİCİ EKONOMİ POLİTİKALARINI YILLIK BAZDA GÖRMELİ" 
Tüm dünyanın mücadele ettiği enflasyona yönelik Türkiye'de atılması gereken adımlara yönelik konuşan Yorgancılar, "Enflasyonda 6. ay sonu itibariyle açıklanan rakamlarda ÜFE ile TÜFE'nin yüzlerin üzerine çıktığını gördük. İşin en tehlikeli kısmı ÜFE ile TÜFE arasındaki makastan kaynaklanıyor. Geçmiş yıllara bakarsanız ÜFE ile TÜFE arasındaki rakam fazla değildi ama bugün baya bir açık durum var. Bu da tabi ki otomatik olarak fiyatlara yansıyor. Enflasyonu olumsuz yönde artıran değerler bunlar. Bizim enflasyonu aşağıya indirebilmemiz için fiyat artışlarını aşağıya çekmemiz lazım. Bu da öngörülebilirlikle ortaya çıkacak, plan proje ile ortaya çıkacak bir yapı. Yani, hükümetimiz 3 yıllık orta vadeli program açıkladı; ben kendimi hükümetin yerine koyuyorum; dünyaya baktığımda bütün dünyada bir enflasyon var, bununla sadece Türkiye savaşmıyor. Bütün dünyada enflasyonla mücadele için büyüme oranları aşağıya doğru revize ediliyor. Çünkü paranın değerli olması gerekiyor ki; enflasyonun alım gücünün değeri aşağıya doğru insin. Bu açıdan üretimler aşağıya inerse, bizi burada ne rahatsız eder? Türkiye'nin ihracattaki en büyük payı Avrupa ülkelerine olduğu için oradaki daralma bizim ihracatımızı da olumsuz olarak etkileyebilir. Çin'de de bir daralma olursa bu bizim ekonomimize olumsuz yansıyacağı için açıklanacak olan programları sanayici yıllık bazda görebilirse, 2022 yılındaki enflasyonun ne olacağını, döviz kurlarının, faizlerin ne boyutta olacağını görürse; 2 yıllık yatırım yapma imkanı söz konusu olabilir" ifadelerini kullandı. 

"ALTERNATİF PAZARLARDA BOY GÖSTERMELİYİZ"
Turizm ve ihracata yönelik açıklamalarda bulunan Ender Yorgancılar, "Türkiye'de turizm Eylül sonuna kadar devam eder, turizm gelirlerimiz en yükseğe çıkar; ondan sonra da yine kongre turizmleri, yurtdışından gelenler olur. Antalya'da Ekim'in 25'ine kadar denize girme imkanı var. Turizm gelirleri bittikten sonra, kış ayları geliyor. Turizm gelirlerini inşallah bu sene iyi rakamlarla kapatırız ki; o zaman döviz ihtiyacımız da aşağıya doğru inecektir. Elbette 250 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var, onu gerçekleştirmek için üretim ağırlıklı bir model çizmeliyiz. Yurtdışından talep olduğu müddetçe, şu anda sanayinin önemli bir kısmı ihracata çalışıyor. Burada bir daralma olmadığı müddetçe sanayide ben üretimin çok fazla aşağıya ineceğini tahmin etmiyorum ama AB'deki düşüş bizim ihracatımızı da olumsuz etkiler. Bu açıdan da alternatif pazarlarda mutlaka boy göstermemiz lazım" diye konuştu. 

"ÇIKIŞLARIMLA İLGİLİ TEPKİLER OLUYOR"
Yorgancılar yaptığı açıklamaların hükümete eleştiri olarak algılandığının hatırlatılmasının üzerine ise; "Bugün baktığınızda enflasyon oranımız, benim söylediğim rakamlarla aşağı yukarı aynı. Eleştiri yapmak ya da bu şekilde değerlendirmek bana doğru gelmiyor. Ben olması gereken, yapılması gerekenlerle ilgili fikrimi beyan ediyorum. Ne için; ülkemiz için, devletimiz için, hepimiz için... Çıkışlarımla ilgili olumlu olumsuz tepkiler tabi ki oluyor" ifadelerini kullandı. 

TEKRAR ADAY OLDUM ÇÜNKÜ 
EBSO seçimlerine yönelik de bilgi veren Yorgancılar, "Ben aday olmayacağım dediğimde 2 arkadaşım aday oldu, onlardan bir tanesi yönetim kurulu başkanlığına, bir tanesi de meclis başkanlığına. Bu arkadaşlar çalışmalarına başladı, İbrahim Gökçüoğlu Bey meclis başkanlığıyla ilgili çalışmalarına devam ediyor ve adaylık süreci de devam ediyor. Muhsin Dönmez arkadaşımız aday olduktan sonra geri çekildi, kendi isteğiyle. Ben adaylığımı daha o dönemde açıklamamıştım.  Dolayısıyla Muhsin arkadaşımız geriye çekildikten sonra tabi ki orada İbrahim Bey'in de meclis başkanlığı söz konusu olunca, başka bir aday da olmayınca benim bir karar vermem gerekiyordu. O dönemde de Rıfat Beyin, Mahmut Bey'in, Işınsu Hanımın, Yusuf Bey'in, Jak beyin, bütün STK başkanlarımızın mesajları var, birçok eski başkanlarımızın devam konusunda mesajları oldu. Bunun üzerine ben de kaldım, tekrar aday oldum" dedi. 

"KAZANIRSAM EBSO KAYDEBERESEM AİLEM KAZANIYOR"
EBSO Başkanı Yorgancılar, önce aday olmaması ardından aday olmasına ilişkin ise, "O andaki verdiğim karar oydu, verdiğim kararın yanlış olduğunu söylemiyorum ki... 2 arkadaşım devam etmiş olsaydı, Muhsin arkadaşımız vazgeçmemiş olsaydı bugün o başkan adaylığına devam edecekti. Tabi ki doğru olan, doğru işi yapacak olan herkesi desteklerim ben. Seçimi kazanırsam EBSO kazanıyor, kaybedersem ailem ve eşim kazanıyor. Ama ailem benim hiçbir zaman için bu tip görevleri alırken bana 'Girme yapma, şunu yap' diye bir baskı yapmadı. Sadece fikirlerini söylerler, çok yoruluyorsun, çok vakit harcıyorsun derler. Bende ilk seçildiğim zamandaki heyecan ve çalışma gücünden fazlası var. Allah sağlık verdiği müddetçe ben zaten çalışmak için dünyaya gelmişim. Ben son 10 senedir üye memnuniyet anketi yaptırıyorum, ilk geldiğimde memnuniyet oranı yüzde 80.2 idi şimdi yüzde 97'lere çıktı. Bizim üyelerimiz bu oranı uygun görüyorlarsa, onlar memnun oldukça ben de bu oranı görünce daha büyük bir şevkle çalışıyorum" açıklamasında bulundu. 

"KENDİME GÜVENMESEM SEÇİME GİRMEM"
Yorgancılar kendi adaylığına yönelik bir mutabakat olup olmadığına ilişkin ise, "Mutabakat diye bir şey olmaması gerekir. TOBB'a bağlı odaların seçimleri en demokratik seçimlerdir. Bizim meslek komitelerimiz seçiliyor, benim kendi meslek komitemde diyelim ki 120 tane üye var, 150 üye 5 kişiyi seçiyor, o meclisi seçiyor, meclis delegeleri, delegeler başkanı ve yönetimi seçiyor. Mutabakat dediğin zaman kendime güvenmesem zaten seçime girmem" ifadelerini kullandı. 

"AYRILIKTA AZAP VARDIR" 
EBSO Başkanlığına adaylığını koyan Mustafa Karabağlı'nın hatırlatılması üzerine konuşan Yorgancılar, "Ege Bölgesi Sanayi Odası meclisine seçilmiş, bu dönemde seçilecek 109 meclis üyemizin her bir tanesinin başkan adayı olma hakkı vardır. Çıkabilir, o da meclis üyesi arkadaşımız, başkan adaylığını açıkladı, ben kendisine mecliste de başarılar diledim. Üçüncü bir aday da çıkabilir ama ben tahmin etmiyorum. Ben hep şunu ifade ettim; birlikte rahmet ve bereket; ayrılıkta azap vardır. Birleşmek bereketi ortaya çıkartıyor. İzmir'de Mahmut (Özgener) Başkan ve diğer başkanlarımızla aramızda olan uyumdan kim kazandı? 4 yıldır İzmir'e baktığınızda İzmir kazandı, İzmir kazanınca ülkeye katkısı oldu. Ayrı olsaydık, İzmir'de bunların ayrı olduğu süreçler de yaşandı. O süreçlerde kaybeden İzmir oldu. Ayrılığın olması değil de birlik beraberlik içinde yürümeyi ben her zaman için tercih ederim" dedi. Yorgancılar, daha önce 3 kişiyle başkanlık yarışına girmiş olduğunu 2 adayın aldığı oydan daha fazla oy aldığını kaydederek, seçim sonucunun herkes için iyi olacağını söyledi. 

"YENİ DÖNEMDE İLK İŞ EBSO BİNASI"
EBSO binası depreme dayanıksız olduğu için boşaltılmıştı. Yeni dönemde ilk iş olarak yeni bir EBSO binası için harekete geçeceğini anlatan Yorgancılar, "Önümüzdeki mecliste seçildikten sonra ilk çözeceğimiz konulardan bir tanesi, bir hizmet binası yapılacak. Projelerimizi çizdirdim. Mimarlık firmalarından projeler geldi, bununla ilgili komite kurmuştuk, komite 3 tanesini beğendi. Yeni dönemde bir an önce yapıp bitireceğiz. Ekim sonuna doğru askı süreçleri biter. Bizde mimari projesi hazır, tabi ki bunun statik, elektrik projelerinin de çizilmesi lazım. Onlar biter bitmez ihaleye çıkar başlatırız. Aynı bu binamız gibi 8 kat olacak, oranın kullanım amacını Atatürk OSB'de yapılacak olan binayla senkronize olmuş bir yapıda yapacağız. İlk seçildiğimde bina yapacağım. Bugün inşaat fazla uzun sürmüyor, 1,5 yılda biter" diye konuştu. 

"ORTAK ÇALIŞMA PLATFORMU OLUŞTURDUK"
Geçtiğimiz günlerde Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i  makamında ziyaret ederek, Brüksel'de açılan İzmir evinine yönelik görüşme gerçekleştiren Yorgancılar, süreçteki gelişmeleri aktararak, "Biz İzmir evinin Brüksel'deki faaliyetleriyle ilgili Mahmut Başkanla birlikte Tunç Başkanı ziyaret ettik. Bakın artık dünyada ülkeler değil şehirler yarışıyor. Şehirlerin yarıştığı bir ortamda İzmir'in yarışabilmesi için, açılmış olan merkezdeki arkadaşımıza ben İzmir'in nasıl marka şehir olabilirliği ile ilgili fikirlerimi anlattım ve çok etkilendi. Benim bu konuda hazırlanmış 60 sayfalık bir sunumum var. Bu sunumu da Tunç Başkanımıza, o gün Mahmut Bey ile birlikte gittiğimizde sundum. Dedim ki Amsterdam, Milano, New York, Şikago, Londra, Paris nasıl marka şehir olmuş, neler yapılması gerekiyor... Bu sunumu paylaştım, kendisi çok teşekkür etti, 'İnceleyeceğim' dedi. Şimdi Brüksel'deki arkadaşımız da İzmir'e gelecek, Ticaret Odası, Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve ilgili arkadaşlarla bir toplantı yapıp belediyemizin de katkılarıyla İzmir'e katkı sağlamak için ortak çalışma platformumuzu oluşturacağız" dedi. 

"ANKARA DAVETİ VALİ BEY'DEN GELDİ"
"İzmir heyeti olarak Ankara'ya giderek görüşmeler gerçekleştirdiniz, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'ı ziyaret ettiniz ve masada İzmir vardı. Bu heyette İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in olmaması eleştirildi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Yorgancılar, "O daveti yapan, organize eden, randevuyu alan Vali (Yavuz Selim Köşger) Bey'di. Dolayısıyla biz de gittik, ne için gittik, İzmir için gittik, lojistik köyü kurmak için gittik. Benim de davet edilmediğim yerler oluyor, Tunç Başkanla karşılaştırmak için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın, benim de davet edilmem gereken yerler oluyor ama etmiyorlar. Buna gönül koymam gerekmiyor benim ama o daveti yapan ben değilim, Mahmut (Özgener) Başkan değil. Valiliğimizin organize ettiği bir davetti o. Gittik, Bakan Bey ile görüştük, ben soru sormadım. Bunun altında farklı bir şey aranmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

"ALİAĞA VE BERGAMA'DA OSB'YE İHTİYAÇ VAR"
Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ihtiyacı için İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin ile yaptığı görüşmeye yönelik de bilgi veren Yorgancılar, "Suphi Bey ile toplantı yaptık. Kendisi çalışmalar yapmış ama yapılan çalışmaların eksik olduğunu gördüm, onlardan yeni bilgiler istedim. Bizim vermemiz gereken bazı bilgiler vardı, onları ilettik. Şu anda tekrardan çalışıyorlar. Bizim acil ihtiyacımız olan Aliağa Bölgesi var, Bergama bölgesi var. Kemalpaşa'daki OSB tamamen kamudan ziyade şahıslara ait olduğu için orada kamulaştırma yerleri yok ama Aliağa ve Bergama'da talep var. Kamunun yerleri olması lazım, kamunun içinde özelin de oluyor, kamulaştırma alanı yapıldığı takdirde çok daha kolay oluyor. Eksik bilgiler vardı onları yolladık, çalışacaklar" dedi. 

"İYİ BİLDİĞİM İŞİ YAPMAK İSTERİM"
Milletvekili ya da belediye başkanı olacağına yönelik iddiaları da değerlendiren Yorgancılar, "Ben yıllardan beri oda başkanlığı yaptığım süre içinde, daha önce de belediye başkanlığı, milletvekilliği ile ilgili değişik partilerden birçok talep oldu ama ben oda başkanı olduğum için bir yerde görevimi bitirmeden başka yere aday olmam. O zaman burayı basamak olarak kullanmış olurum. X partiden ziyade beni buraya seçen bir üye var. Kaç yıllığına seçmiş; 4. O zaman sormazlar mı 'Ender, sen burayı basamak yaptın, bizim oylarımızı aldın, biz sana inandık, seni başkan yaptık, sen bizi bıraktın milletvekili oldun, belediye başkanı oldun' demez mi? Ben bildiğim işi iyi yapmak isterim" yanıtını verdi. 

"DÜNYA BİZİ EN İYİ ODA İLAN ETMELİ"
Yorgancılar, EBSO'nun Asya - Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu tarafından en iyi oda ilan edilmesine yönelik ise, "Neden dünya etmedi ben ona bakıyorum. 1 senede bizim odamız hem şehrin, hem bölgenin hem de Türkiye'nin en mükemmel odası seçildi. Biz Akdeniz Üniversitesi'nin Türkiye'deki çevre ödülünü aldık. Birinci olduk. Biz Asya- Pasifiğin en iyi odası seçildik, hizmet anlayışımızla yaptık bunu. Neden ben Asya Pasifik'te kalayım ki... Çünkü benim akreditasyonlarım en tepede, onun üstü yok. Ben Avrupa'daki Paris, Londra'daki odanın verdiği hizmeti vermiş, verebilir durumdayım" dedi. 

"ENFLASYON DÜNYADA KONUŞULUYOR"
Türkiye'deki faiz ve enflasyon ilişkisini de değerlendiren Yorgancılar, "Faiz ve enflason uzun yıllar Türkiye'de konuşulmuyordu. Kredi fazileri 13-14'tü; enflasyon 10-12'ydi. Neden son 1 senedir konuşuluyor enflasyon? Sadece Türkiye'de mi değil; bütün dünyada konuşuluyor enflasyon. Bizdekinin oranı yüksek. Dolayısyla enflasyon yükseldiği zaman faziler de yükseldi. Fiyatlarımız da yükseldi. O yüzden bunu aşağıya indirebilmek için ekonomi politikalarımızı yeni baştan güncellememiz gerekiyor. Orta vadeli programımızı güncellememiz gerekiyor. Sabit; diye bir şey kalmadı politika faizi 14, kamu alacakları hükümette 19'dan 30'a çıktı. Yani aslında sabit değil" açıklamasında bulundu.