GÜNDEME BAKIŞ-İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım ayı beşinci oturumu Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yokluğunda Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleşti. Meclise, Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Barosu ile imzalayacağı protokol hakkında AK Parti ve CHP grubu arasında yaşanan tartışmalar damga vurdu. Büyükşehir Belediyesinin şiddet mağduru kadınlara yönelik güçlendirme ve farkındalık çalışmalarının etkili bir biçimde yürütülmesi için İzmir Barosu ile Ortak Hizmet Protokolü imzalaması hakkındaki önerge mecliste tansiyonu yükseltti. Hukuk Komisyonunda AK Partili üyelerin muhalefet şerhi koyduğu önerge, mecliste AK Partili ve CHP’li meclis üyeleri arasında tartışmalara neden oldu.

AK PARTİ’DEN İZMİR BAROSU’NA TEPKİ
İzmir Barosu ile Ortak Hizmet Protokolüne ret oyu vermelerinin gerekçelerini açıklayan AK Partili Meclis Üyesi Burçin Kevser Tourchian, “Komisyonda ret oyu vermemizin gerekçeleri var. Birincisi, protokolün esasına ilişkin… İkincisi ise AK Parti grubu olarak siyasi duruşumuz gereği ve aslında ret oyu vermemizin de yüksek sebebini oluşturan şey; protokol esasıyla ilgili de bir önceki belediye başkanı ve bir önceki baro başkanı döneminde yapılmış bir protokol. Burada süre ve aynı zamanda içerik açısından muğlaklık olması, sürenin bir yıla düşürülmüş olması, fesih edile hakkı verilmesine rağmen taraflar irade beyanında bulunmazsa bir yıl daha uzayacağı şeklinde karar bağlanmış olması, bizim esasa yönelik itirazlarımızın en önemlilerini oluşturuyordu. Hukuk Komisyonu ve AK Parti grubu olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız. Özellikle kadına karşı fiziksel, duygusal, psikolojik, ekonomik fark etmez ya da kimden nasıl geldiği önem arz etmeksizin şiddetin karşısında olduğumuzu beyan ediyoruz. Ülkemizin birliği ve bütünlüğü, ulusal ve uluslararası güvenliği söz konusunda ortak sorumluluklarımız ve hassasiyetlerimiz var. Protokolün yapıldığı İzmir Barosu en son Barış Pınarı Harekâtı’nda hem twitter üzerinden hem de internet sitesi üzerinden bir açıklama yaptı. Burada kullanmış olduğu ‘siyasi iktidarı daha fazla can kaybı yaşanmadan savaşa son vermeye çağırıyoruz’ ifadesini hiçbir şekilde kabul etmediğimizi, bu sebeple de, bu cümleyi ve savaş söylemini geri çekmediği takdirde baroyla yapılacak hiçbir protokol iş ve eyleme kabul oyumuz olmadığını bildirmek istiyoruz” diye konuştu.

“İKİ KURUMU BİRBİRİNE KARIŞTIRAMAYIZ”
AK Parti Grubu’nun yaklaşımını doğru bulmadığını belirten CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, “Baro hukuk alanında çalışan bir meslek kuruluşudur, burası da yerel yönetimler alanında çalışan bir belediye meclisidir. Her iki kurumu birbirine karıştıramayız. Baronun kendi faaliyetleri çerçevesinde yaptığı söylemler, icraatlar baroyu ilgilendirir. Biz yerel yönetimler olarak baronun faaliyetlerinden ve söylemlerinden dolayı neden yerel hizmet yönünü açmayalım, herhangi bir protokol yapılması önüne geçecek bir konu değil. Birbirinden çok daha farklı alanlar. Bu yaklaşımı doğru buluyorum. Protokolde esasa yönelik sıkıntı yoktur. Geçmiş dönemlerde yapılmış ve yeniden süre uzatımı ile meclisimize gelmiş bir protokol. Bir yıl süresince yapılır taraflar fesih etmediği süreyle uzar. Bu tamamen hukuki bir konu... Belediyemizin kadınlara yönelik yaptığı hizmetlerde kadın sığınma evi, kadın danışma merkezleri vardır. Bizim kadın sığınma merkezlerinde ve kadın şube müdürlüğünde hukukçularımız bulunmaktadır. Hukukçu arkadaşlarımız ücretsiz ve gönüllü hizmet veriyor. Bu protokolün kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda önemi büyük” açıklamasında bulundu.

 “İZMİR BAROSU’NUN REKLAM AJANSI DEĞİLİZ”
İzmir Barosu’na eleştirilerde bulunan AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal da, “Biz burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve şanlı silahlı kuvvetlerimizin terör odaklarına yapılmış operasyonla ilgili destek açıklamalarımızı yapmıştık, meclis heyeti olarak desteğimizi belirtmiştik.. Demokrasi, özgürlük ve farklı düşünmek demek Türkiye Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetlerini işgalci bir ordu gibi göstermek değildir. Bu ne demokrasiye ne özgürlüğe sığar. Bu konuşmadan ötürü baro tarafından disiplin soruşturmasına maruz kalabilirim ama hiç önemli değil. İzmir Barosu 1908 yılında kuruldu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında ve kurtuluşunda ciddi bir mücadele verdi. Ama maalesef ki bugün bulunduğu yer, bu mücadeleyi verenlerin kemiklerini sızlatıyor. Bu kadar hassas bir konuda protokol hazırlanırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne verilmiş olan yükümlülükler var; merkeze ilişkin bilgilerin yer aldığı afişleri olanaklar dahilinde tasarlar. Belediye tarafından tasarımı yapılmış olan afişlerin asılmasını sağlar. Merkeze ait tanıtım broşürlerini olanaklar dahilinde bastırır ve dağıtılmasını sağlar. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak İzmir Barosu’nun reklam ajansı değiliz” ifadelerini kullandı.

ÖNERGE OY ÇOKLUĞUYLA GEÇTİ
Hızal’ın konuşmasının ardından CHP’li bazı meclis üyelerinden ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de İzmir Barosu’nun da reklama ihtiyacı yok” şeklinde yanıtlar geldi. İki siyasi partinin meclis üyeleri arasında yaşanan tartışmaların ardından önerge oy çokluğuyla kabul edildi.