Sisam açıklarında 30 Ekim’de meydana gelen ve yıkıcı etkisi en çok Bayraklı ilçesinde görülen 6.9 büyüklüğündeki deprem sonrasında İzmir yaralarını sarmaya çalışıyor. Her 100 yılda bir 7 büyüklüğünde depremin yaşandığı İzmir’de kentin nasıl bir gelecek planlamasıyla büyüyeceği sorusuna yanıt aranıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, önce durum saptaması yapacaklarını, devamında her türlü kararı cesurca alacaklarını vurguladı, “Yetkilerimiz çok sınırlı ama üzerimizde bir kentin ve milyonlarca insanın sorumluluğunu hissediyoruz” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'la konuştu. Başkan Soyer, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açıkladığı “bir yılda 5 bin yeni konut” projesi hakkında, “Bunu kamuoyuna yaptığı açıklamalardan öğrendik. Ancak sorun şu aşamada oturulamayacak olan binalardan çıkmış olan 11 bin ailenin gereksinimine karşılık verilerek çözülmüş olmayacak. Bakanlık 2 bin yerinde, 3 bin de rezerv yaratarak 5 bin konut inşa edecek. Bu durumda bile 7 bin aile açıkta kalıyor. Biz önümüzdeki on yılları, hatta yüzyılları hedefleyen bir başlangıç istiyoruz, öneriyoruz. Ben belediye başkanlığı ömrümü buna adayacağım.” dedi.

Ekimden sonra günlük çalışma mekanı olarak burası seçilmiş. Soyer’in son duruma ilişkin verdiği bilgiler ve çözüm planı şöyle:

* Hiçbir kurumun tek başına altından kalkamayacağı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bunu, belediye, merkezi hükümet ve vatandaşla birlikte aşacağız.

* Gerçek şu ki; İzmir’in yapı stoku envanteri yok. İlçe belediyelerine yazdık, her ilçe durumunu bildirecek. Önce genel durumu ortaya çıkaracağız.

* Şu anda 130 bin 921 binaya ilişkin hasar tespit çalışması yaptık. İşe 1999 öncesi yapılardan başlayacağız. İzmit depremi sonrasında daha hassas bir dönem başladı. Önceki binalar daha fazla risk taşıyor.

* Belediyeler sadece çöp toplayıp su getiren, altyapı yatırımı yapan kurumlar değildir, olmamalıdır. Her şey bir yana halk bizden daha fazlasını bekliyor. Bunu depremde gördük. Büyükşehir, vatandaş, bakanlık üçgeninde bu süreci aşacak bir planlama gerekiyor. Yeni bir finans sistemi kurmalıyız, burada herkes elini taşın altına koymalı. Ana üçgenimiz de şöyle: İmar envanteri, finansman modeli, sorumluluk paylaşımı. Ben bundan sonraki süreçte bu sorunu çözmeyi merkeze alacağım.

* Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un beni makamda ziyaret etmesini önemsiyorum. Daha ilk gün başlayan koordinasyon devam ediyor. Buna kimsenin toz kondurmaması gerekir. Ben üzerime düşeni yapacağım. Bu uyumu İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de gözeteceğiz.

* Ne yerel ne genel yönetim, öncelik bilim. Bilim ne diyorsa onu rehber edineceğiz. 20’yi aşkın şehircilik, yer bilimleri ve inşaat alanında çalışan bilim insanlarıyla toplantılar yaptık. Bir bilim kurulu oluşturacağız. Onların rehberliğinde yürüyeceğiz.

BAYRAKLI’NIN GELECEĞİ

* 1985 yılında çıkan İmar yasası ve 1959 yılında çıkan afet yasasına göre hareket ediyoruz. Bir yerel yönetim reformu yapılarak bunlar yenilenmeli.

* Kentsel dönüşüm yeniden tarif edilmeli. Mevcut yasalar kentsel gelişimi yönlendirmekten uzak, yoruma açık ve girift.

Soyer’in genel duruma ilişkin değerlendirmelerinden sonra Bayraklı’nın durumunu anımsattık. Bu bölge Yamanlar Dağı’ndan gelen üç derenin biriktirdiği alüvyonlu, sulak alan üzerinde kurulu. Mevcut yüksek yapılara ek olarak 40’a yakın yeni inşaat söz konusu. Depremden sonra en az bir saat yüksek yapıların olduğu alanlarda trafik kilitlenmişti. Soyer şu değerlendirmeyi yaptı:

“Burada her türlü kararı alma iradesine sahibiz. Cesur kararlar alacağız. Zira tablo bunu gerektiriyor. Her şeyi ama her şeyi gözden geçireceğiz. 25 binlik imar planları, yeni kentsel gelişim alanları, akla ne geliyorsa... Bu konuda hiçbir dokunulmazlık tanımıyoruz. Asıl olan İzmir’de yaşayan yurttaşların can güvenliğidir, huzurlu yaşamasının sağlanmasıdır. Şu gerçek: İzmir, afetlere karşı kırılgan bir şehir. Buna göre hareket edeceğiz. Doğaya meydan okunmaz. Doğayla doğanın kurallarına uyarak adım atılır. İzmir’de başaracağımız yeni şehircilik adımları tüm Türkiye’ye örnek olabilir.”

‘ÖMRÜMÜ ADAYACAĞIM’ 

Soyer, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un diyalog kapısını açık bırakmasını önemsediğini vurgularken “bir yılda 5 bin yeni konut” projesinden haberdar olup olmadığı sorusuna şu karşılığı verdi:

“Bunu kamuoyuna yaptığı açıklamalardan öğrendik. Ancak sorun şu aşamada oturulamayacak olan binalardan çıkmış olan 11 bin ailenin gereksinimine karşılık verilerek çözülmüş olmayacak. Bakanlık 2 bin yerinde, 3 bin de rezerv yaratarak 5 bin konut inşa edecek. Bu durumda bile 7 bin aile açıkta kalıyor. Biz önümüzdeki on yılları, hatta yüzyılları hedefleyen bir başlangıç istiyoruz, öneriyoruz. Ben belediye başkanlığı ömrümü buna adayacağım.”

340 KENTTEN YARDIM

İzmir’de depremin hemen sonrasında başlayan yardım kampanyaları anında gereksinim sahiplerine ulaştırıldığı halde depolara sığmayan bir yoğunluk var. Soyer bunu şöyle değerlendirdi:

“Vicdanlar ölmemiş. Bunu gördük. Arkadaşlar dökümünü yaptı, Türkiye’den ve dünyadan 340 şehir dayanışmaya katılmış. Evinde yaptığı salçayı gönderenden fabrikasından yüzlerce beyaz eşya gönderene kadar her şey var. Bize düşen de bunu iyi organize etmek, bir topluiğnenin dahi nerede gerekiyorsa oraya gitmesini sağlamaktı. Bunu yaptık. Afete karşı kenetlenebiliyoruz. Şimdi sıra çözüm için kenetlenmekte.”