GÜNDEME BAKIŞ- CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, KRT TV’de katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu.

İZMİR’DE BİR MUTABAKAT VAR
İzmir’de delegelerin kurultayda ortak karar alarak Genel Başkanı Kemal Kıılçdaroğlu’na destek vereceklerini belirten Yücel, “Kurultay delegelerimizle bir araya geldik.  Kurultayla ilgili, ilçe başkanlarımızla, belediye başkanlarımızla kurultay delegelerimizle istişare ediyoruz.  Ama tabi kurultay konusunda irade ortaya koyacak olan kurultay delegelerimizdir. Onlar da kendi ilçelerinin, örgütün beklentilerini bizlere aktarıyorlar. İzmir’de bir mutabakat, bir konsensüs var. İzmir delegasyonu Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan olması, genel başkan adayı olması konusunda hemfikir. Bunun dışında, Parti Meclisimiz, Yüksek Disiplin Kurulumuz seçilecek. Aday olmayı düşünen arkadaşlarımız var, bize ulaşan arkadaşlarımız var. Biz bunları hem kendi ilimizin kurultay delegeleriyle hem de Genel Başkanımızla paylaşıyoruz” dedi.

CHP İKTİDARA YAKIN
Yücel, “Özellikle 31 Mart yerel seçimleri ve 23 Haziran İstanbul başarısı ve  sonrasında yakın zamanda covid-19 salgını sürecinde CHP’li belediyelerin adeta başarı hikayesi yazmış olmaları, dolayısıyla bizim bunu iktidarla taçlandırmamız gerekiyor. Biz kurultay sürecine böyle bakıyoruz. Bizim önceliğimiz CHP’yi iktidara taşıyacak ve bu devleti yönetecek kadroların seçileceği bir kurultay. İlk genel seçimde CHP ama tek başına ama aynı hassasiyetleri paylaşan diğer siyasi partilerle birlikte Türkiye’yi tek adam yönetiminden kurtaracak” dedi.

 CHP’Lİ BELEDİYELER ENGELLENİYOR
CHP’li Belediye başkanlarının pandeme sürecinde halka dokunmaya çalıştığını fakat iktidar partisi tarafından engellendiğini ifade eden Yücel, “İzmir’de uzun yıllardır yerel yönetimlerde gerek büyükşehir belediyemiz gerek ilçe belediyelerimizde Cumhuriyet Halk Partililerin yönettiği bir kent. Dolayısıyla İzmir’in bu konuda avantajları var ama ekonomik krize İzmir’in yerel yönetimler olarak çözüm üretmesi söz konusu değil. Hepimiz gördük, yaşadık. Sadece İzmir için geçerli değil ama pandemi sürecinde CHP’li belediyelerinin belediye başkanları inisiyatif alarak, tüm imkansızlıklara rağmen belediyenin tüm imkanlarıyla halkın temel ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını, halka dokunan ve gerçekten toplum yarar işler yaptıklarını ancak bundan iktidarın nasıl rahatsız olduğunu, türlü türlü engellemelerle karşılaştıklarını hepimiz gördük, yaşadık. Bazı konular var bunların genel iktidara gelmeden çözmemiz mümkün olamayacak. Şunu söylüyoruz; biz bu ülkeyi yönettiğimizde, iktidara geldiğimizde bir İzmir örneği var. İstanbul, Sayın Ekrem İmamoğlu göreve geldikten sonra 25 yıl süren bir yağma ve talan düzenini bozdu. Yine Sayın Mansur Yavaş, diğer belediye başkanları, bu dönem kazanılan belediyelere baktığımızda her şeyden önce toplum, halkın, vatandaşların yararının ön planda olduğunu görüşüyoruz. Bakıyoruz, belediye başkanı CHP’li olan ancak belediye meclisi Cumhur ittifakında olan belediyelere yönelik belediye meclis başkanlarını, doğal meclis başkanlarını engellemeye yönelik yasa değişikliği hazırlarını yapıldığını düşünüyoruz. Açıkçası toplumun tüm kesimleri görüyor ve yaşıyor. Biz İzmir olarak daha şanslıyız. Türkiye’nin gözbebeği diyebileceğiz, demokrasinin, hoşgörünün ve barışın, cumhuriyet değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine her zaman bağlı olan bu konuda net bir tavır gösteren bir kent İzmir. Ancak belediyelerin sınırlı imkanlarıyla ekonomik krizin, istihdamın tek başına çözülmesi mümkün olamıyor. Özellikle Büyükşehirlimizin geçmiş dönem Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu döneminde başlattığı yerelde kalkınma, yerel üreticiyi koruyan ve üretmeye teşvik eden kooperatifleri destekleyen hizmetleri ve yatırımları vardı. Bu dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer bunu daha da ileriye götürdü. Üreticiyi destekleyen yerel üretici ve çiftçiden alımlar yapan pandemi döneminde Büyükşehir Belediyemizin örnek çalışmaları oldu. Dolayısıyla biz bu konuda örnek olan, hem insanıyla hem yerel yöneticileriyle hem de toplumsal huzurun, barışın ve hoşgörünün olduğu bir kent olmasıyla İzmir örnek bir kent” dedi.

SOYER YIPRATILMAYA ÇALIŞILIYOR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in AKP tarafından yıpratılmaya çalışıldığının altını çizen Yücel, “Geçtiğimiz aylarda başlayan ve devam eden her fırsatta özellikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e yapılan haksız saldırılar, eleştiriler, hedef göstermeye yönelik bir takım algı operasyonları yapılmaya çalışılıyor. Bakıyoruz bunları kim yapıyor; koca koca adamlar. AKP’nin yöneticileri, milletvekilleri, hatta ve hatta genel başkan yardımcıları… Ama biz bu sığ tartışmalara, algı operasyonlarına yaparak, ülkenin asıl sorunlarını, asıl gündemini değiştirmeye yönelik yapay faaliyet ve tartışların peşine takılmıyoruz. İzmir’de bir kısım camilerde “çav bela” şarkısı çalındı. Çok provokatif, çok önemli bir olaydı. Bu olayda İzmir’in seçilmesi diğer taraftan çalınan şarkı olarak Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in seçim çalışmalarında kullanmış olduğu ‘çav bela’ şarkının çalışması, yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen hala faillerinin bulunmamış olması, tamamen Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediyesi Başkanımızı yıpratmaya yönelik, hedef göstermeye yönelik, inançlar konusunda hassas olan belli bir kesime hedef göstermeye yönelik bir çalışmaydı. Dediğimiz biz bunların peşine takılmıyoruz.

ERKEN SEÇİM HABERCİSİ
Yücel son olarak, “Yine Türkiye gündemini değiştirmeye yönelik Ayasofya konusu aylardır konuşuluyor. Açıkçası Türkiye’nin bütün sorunları bitti, Ayasofya’nın ibadete açılması mı kaldı diye düşündürüyor insan. Bu inanç konusunda, ibadet konusunda insanların kutsal değerlerinin bu şekilde siyaset malzemesi yapılması hiçbir dönem ülkeye fayda sağlamadı. O dönem kim iktidarsa, iktidarını koruması için belli bir süre faydası olabilir ama Türkiye’ye faydası yok. AKP iktidarının iktidarlığını korumak için çok yollara başvuru yaptığını düşünüyoruz. İster İstemez Ayasofya’nın ibadete açılması, sanki bir erken seçim habercisi veya erken seçim yatırımı gibi görünüyor” dedi.