GÜNDEME BAKIŞ- İzmir’in önemli su havzalarından Efemçukuru’nda yaklaşık 9 yıldır altın madenciliği faaliyetinde bulunan Kanadalı Tüprag şirketine kapasite artırımı için ÇED Olumlu Kararı verilmesinin ardından karara iptal davası açan İZSU’ya destekler sürüyor. Davaya ilişkin 16 Ekim’de yapılacak keşif incelemesi öncesinde Efemçukuru için El ele Hareketi temsilcileri İZSU’nun davasına destek amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Güney Kapısı önünde yapılan açıklamaya Efemçukuru için El ele Hareketi temsilcileri, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Türk Mühendisler Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir Oda Temsilcileri, çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkan Yardımcıları ve İlçe Başkanları katıldı. Basın açıklamasını Efemçukuru için El ele Hareketi Sözcüsü Barış Özer okudu. Açıklamada, bölgedeki madencilik etkinliklerinin yeraltı suları ve tarım toprakları kirliliği bakımından risk oluşturduğu belirtildi.

“İZSU’NUN YANINDA YER ALIYORUZ”
Yüz İzmirli ve 10 avukatla davaya müdahil olduklarını ve İZSU’nun yanında olduklarını belirten Efemçukuru için El ele Hareketi Sözcüsü Özer, “İzmir'in su havzası Efemçukuru'nda Kanadalı Tüprag şirketi 9 yıldır altın çıkarıyor. Şirket şimdiye kadar yarattığı kirlilik ve risk yetmiyor gibi bir de kapasitesini 2,5 kat artıracak, bunun için ÇED olumlu kararı aldı. İzmirliye temiz su sağlamakla görevli İZSU bu ÇED olumlu kararının iptali için dava açtı. 16 Ekim'de bu davanın keşfi var. Bizler İzmir'in yüzü 100 İzmirli 10 avukatla bu davaya müdahil oluyoruz, İZSU’nun yanında yer alıyoruz” dedi.

“YERALTI SULARI VE TARIM TOPRAKLARI İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR”
Efemçukuru'nda altın çıkarılmasını istememelerinin sebeplerini açıklayan Özer, “Efemçukuru'nda kaya arsenikten zengin. Orada değil altın madeni taş ocağı bile açılamaz, çünkü bu madencilik etkinlikleriyle ağır metal içeren minerallerin suda çözünürlükleri artıyor ve yeraltı sularının kirlenmesi kaçınılmaz oluyor. Cevher ayrıştırıldıktan sonra geriye kalan ezilmiş ufalanmış parçalanmış öğütülmüş atık toprak ağır metallerce zenginleşmiş olacağından hem yüzey hem yeraltı suları ve hem de çevredeki tarımsal toprağın kirletilmesi için önemli risk oluşturuyor. Ayrıca cevheri zenginleştirmekte kullanılan notasyon (yüzdürme) ve kalsinasyon (kavurma) işlemleri sırasında azot bileşikleri havaya karışıyor ve asit yağmurları olarak civara yağıyor. Asit yağmurları da topraktaki ağır metalleri çözüyor ve suyun, toprağın kirlenmesine neden oluyor. Yani milyonlarca yıldır doğayla barışık, sessiz yaşayan ağır metaller hareketlendiriliyor, uyuyan canavar uyandırılıyor. Yani bizim altın işletmesine asıl karşı çıkma nedenimiz ağır metaller. Bu ağır metaller (arsenik, çinko, kurşun, demir) vücuttan atılamıyor, birikerek farklı sistem kanserlerinden nörolojik bulgulara, anemiden anomalili bebeklere pek çok hastalığa neden oluyor. Ağır metallerin dünya kabuk ortalamasının çok üstüne çıktığı yani yarattığı kirlilik 2015 yılındaki keşifte DEÜ bilirkişilerinin raporlarıyla kanıtlanmıştı. “Keşif sırasında kuru atıktan alınan örnekte bulunan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından As, Cd, Cu, Pb, Mn, Ni, Se, S, Zn elementlerinin DKO seviyelerini aştığı, bu elementler arasında As, Cd, Cu ve Zn elementlerine ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde olduğu, özellikle Cd (1397 ppm) ve Cu (7806 ppm) metallerinin DKO değerlerinin çok üzerinde olduğu" belirtilmişti. Bu 5 yıl içinde kirlilik mutlaka daha da artmıştır” diye konuştu.

“ALTINCI ŞİRKET KENTİMİZİ TERKEDENE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK”
Davaya ilişkin 16 Ekim’de gerçekleşecek olan Efemçukuru keşfine tüm İzmirlileri davet eden Özer şunları söyledi:
“Su fakiri İzmir'de 300 bin kişinin su ihtiyacını karşılayacak Çamlı barajı madenin hemen yanında diye yaptırılmıyor, Gördes ten su getirilmeye çalışılıyor. Su hayattır, bütün yurttaşların sağlıklı temiz suya ulaşma hakkı vardır. Bu hakkımız için bu davada İZSU’nun yanında yer alıyoruz. 16 Ekim'deki Efemçukuru keşfine bütün basın mensuplarını ve duyarlı yurttaşlarımızı bekliyoruz. Altıncı şirket güzel kentimizi terk edene kadar suyumuzu, toprağımın, yani geleceğimizi koruma mücadelemiz sürecek.”