GÜNDEME BAKIŞ – Urla eski Belediye Başkanı Burak Oğuz’un FETÖ’den tutuklanmasının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Burak Oğuz’un referansı kim?” diye sormuştu. Dağ’ın bu açıklamasına CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, sert bir yanıt vererek, “Darbeye kalkışanlara kim referans olmuştur” demişti.

AK PARTİLİ DAĞ'DAN 'URLA' ÇIKIŞI: REFERANS OLAN İSİM KİM? HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ!

YÜCEL'DEN AK PARTİLİ DAĞ'A ÇOK SERT FETÖ YANITI: "DEVLETİN TANKIYLA DARBEYE GİRİŞENLERE KİM REFERANS OLMUŞTU?" HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ!

AK PARTİLİ SÜREKLİ DE TARTIŞMAYA DAHİL OLDU! 

Sürekli, “Son olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın Oğuz’un başkan adaylığı referansını sormasına karşılık yapılan açıklamaların ise süreci baltalamaya yönelik ve durumdan siyasi yarar ummak anlamına geliyor. Ortada ciddi bir suçlama var. Yargı süreci devam ediyor. Aslında başından itiberen de meseleyi yüksek perdeden dillendirmeme hassasiyeti içerisindeyiz. Aynı hassasiyeti, kendisini sahiplenenlerin de göstermesi gerekir. Ne yazık ki CHP,  olup biteni başından itibaren inkar ve ört bas etmeye çalışan bir tavır içinde. Kamuoyunu aydınlatmak adına bazı soruları sormak zorunluluğu doğuyor. Genel Başkan Yardımcımız da haklı olarak bunu yapmıştır.” diye konuştu.

HAİN DARBE GİRİŞİMİNİ TANIMAYAN BİR YAPININ BU KADAR ÖZGÜVEN İÇİNDE OLMASI DA ANLAŞILIR DEĞİL”
AK Parti İzmir İl Başkanı Sürekli sözlerine şöyle devam etti:

“İddianamede delillerle desteklenmiş çok ciddi iddialar olmasına karşın, masumiyet  karinesine saygı duyduğumuz için bu olayı çok yüksek perdeden siyasi bir söylem haline getirmemeye gayret ettik. Ancak ciddi ithamlar söz konusu. CHP’nin de bu olay üzerinden siyaset yapma eğilimi ve manipüle eden tavrı açısından soru sormak oldukça doğal. Soruya soruyla cevap vererek meselenin aslını perdelemeye çalışmak da doğru değil.  Sorulan soruyu yanıtlamak yerine saldırıya geçmek doğru değil.  Geçmiş tabi ki ortada.  İş bu süreç üzerinden siyaset yapmaya gelirse elbette söylenecek çok söz olur. 27 Mayıs, 12 Mart, 28 Şubat, 27 Nisan’a sahip çıkan, 15 Temmuz’a ise kontrollü diyen;  hain darbe girişimini tanımayan bir yapının bu kadar özgüven içinde olması da anlaşılır değil. Malum 15 Temmuz sonrası bile Sayın Genel Başkanlarının, FETÖ’nün yayın organlarının kapatılmasını, FETÖ’nün kitaplarının toplatılmasını eleştiren söylemleri olmuştu.  O yüzden kimseyi hedef alarak bu açıklamayı yapmıyoruz. Biz bu işin gerçeklerinin, perde arkasının peşindeyiz. Liderimizden en sade üyemize, vatandaşlarımıza kadar darbe gecesi tankların karşısına dikilip darbeyi savuşturmuş bir parti olarak o kadarına da hakkımızın olduğunu düşünüyoruz”