GÜNDEME BAKIŞ- CHP’den istifa edip Memleket Hareketi’ni kuran Muharrem İnce’nin A takımında yer alan Cüneyt Oğuz’dan beklenen hamle geldi. Memleket Hareketi’nin İzmir koordinatörü Oğuz, CHP’den istifa ettiğini açıkladı.

 Oğuz’un yaptığı açıklama şu şekilde:
“Türkiye Cumhuriyeti devleti son dönemlerde büyük bir yapısal değişim yaşamaktadır. Devlet,  yüzünü çağdaş aydınlık dünyaya ters çevirmiş tek adam rejimiyle yönetilmektedir. Bu durum ülkemizde ekonomiden sağlığa, eğitimden adalete kadar her alanında büyük tahribatlar yaratmış ve ülkemizin varlığını ve geleceğini tehdit etmektedir.

PARTİ İÇERİSİNDEKİ DEMOKRASİYİ YOK ETTİLER
Mevcut durumdaki sorunları ve onları doğuran sebepleri doğru kavrayan, iyi anlatan, sorunları yerinde çözebilen, Cumhuriyet değerlerine bağlı kalarak Türkiye’nin önünü açacak alternatif politikaların üretilmesi gerekmektedir. CHP tam da bu noktada hem kurtuluşun hem de kuruluşun partisi olma özelliğiyle tüm halkımızın güvencesi ve umudu olabilecek politikaları üretmek zorundadır. Ata mirasımız CHP yönetiminin maalesef ülke sorunlarına çözüm üretmekten uzak, tüm enerjisini partideki koltuklarını koruma yönünde kullandıklarını ve hatta bunun için parti içerisindeki demokrasiyi yok ettiklerini ve mevcut düzenin bir parçası olduğunu üzülerek görmekteyiz.

MİRASYEDİLER GİBİ…
Mustafa Kemal Atatürk’ün benim iki büyük eserimden biri dediği Cumhuriyet Halk Partisi, maalesef bu gün kurucusunun adını söyleyemeyenler tarafından yönetilmektedir. Parti üst yönetimi tarihin kendilerine yüklediği sorumluluktan çok uzakta bu duruma sessiz kalıp durumun parçası olmaktadır. Bu yönetim anlayışına karşı duran ve onu değiştirmek isteyen partililer cezalandırılmakta ya da siyasi mefta haline getirilmektedir. Demokratik olarak parti içerisinde bir mücadeleye girmenin önü kapatılmış, yeni siyasetçilerin yetişmesi engellenmiştir. Temsiliyet ve atamalarda itaatkarcılık, dar ekipçilik, altkimlikçilik, hemşehricilik ön plana çıkartılmış; ideolojik bağlılık, emek ve liyakat göz ardı edilmiş, 97 yıllık ulu çınarın gövdesi köklerinden kopartılmıştır. Kongrelerde yapılan tek adam dayatmacılığıyla örgütün iradesine zincir vurulmuş ve yaratılan bu koşullar için hep bahaneler uydurulmuştur.  Bir asırlık partiye büyük zarar veren bu ilkesiz yönetim anlayışı, mirasyedi gibi partiyi bitirip tüketmekte, ancak hala koltuklarını bırakıp gitmemektedirler. Adaylık belirlemelerinde atamayla saptanan başkanlar,  keyfiyetçi yaklaşımlarla yönettikleri belediyelerde örgüt hassasiyetinden uzak kararlar almaktadır. Emekçi Atatürkçü gençlere sahip çıkamayan bu vefasız anlayış, CHP değerlerine zarar vermekle kalmayıp Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerin de geleceklerini yok etmektedir. Bu vesile ile geçtiğimiz hafta Kocaeli’de yaşamına son veren Tugay Adak kardeşimizi de anmak istiyorum. Kendisine Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine de sabırlar diliyorum. Özeleştiri vermesini bilmeyen ve bizim de kime hizmet ettiğini anlamakta güçlük çektiğimiz bu yapı Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Özgürlükçü, Demokrat ve Laik seçmenin oylarını istismar etme noktasına gelmiştir.

URLA VE MENEMEN KİMLER YÜZÜNDEN KAYBEDİLMİŞTİR?
CHP Urla ve Menemen belediye başkanlıklarını ne sebeplerle ve kimlerin yüzünden kaybetmiştir? Hala cevap verilememiş ve ne İzmirlilerden ne de bu ilçelerdeki seçmenlerden bir özür bile dilenememiştir. Teşekkür bilmez, özür bilmez, nezaketten uzak vefasız ve bir o kadar da güvensiz ol?muş bu parti yönetimi mevcut durumda hala bir özeleştiri verememiştir. Kişisel koltuk hırsı, parti çıkarı ve memleket menfaatinin önüne geçmiştir. Uluslararası ilişkilerde ülke menfaatlerini korumak yerine düşmanımın düşmanı dostum anlayışına bürünmüş, milli birlik ve beraberliğimizi tehdit edici düzeye getirmiştir.

PARTİDEN İSTİFA EDİP, MEMLEKET HAREKETİ’NE DEVAM EDİYORUM
Bu siyaset anlayışı halkta karşılık bulmamakta, seçmene güven vermemekte hükümet kanadının ekmeğine yağ sürmektedir. 19 yıldır ülkemizi yöneten AKP iktidarı bu süre zarfında Cumhuriyetimizde derin tahribatlar yaratmıştır. Bu tahribatlar hepimizin hayatını doğrudan etkileyerek geleceğimizi çok ciddi anlamda tehdit etmektedir. CHP’nin kuruluş değerlerine ve ilkelerine bugün olduğum gibi yarın da sonuna kadar bağlı olacağımı burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Mühüm olan memlekettir, mühüm olan vatandır. Mevzu vatan ise gerisi teferruattır. Atatürk’ün en önemli eseri olan varlığını  ve gücünü Kuvayı Milliye ve Milli mücadeleden alan Türkiye Cumhuriyeti’ni bugünkü tehditlerden kurtarmak ve yüceltmek için tüm benliğimle kuruluş değer ve ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğum Cumhuriyet Halk Partisi’nden tüm bu sebeplerden dolayı ayrılıyorum. Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalmayı ve bu yolda yürümeyi koşulsuz amaç edinen Sayın Muharrem İnce’nin önderliğinde başlatılan Memleket hareketinde siyasi hayatıma devam edeceğimi tüm kamuoyuna duyuruyorum.  Bizler bölen değil birleştiren olacağız 83 milyon insanımızı adaletli, güven içerisinde geleceğe umutla bakan bir ülkede yaşatacağız. Barışacağız, Büyüteceğiz, Bölüşeceğiz. Çocuklarımıza yurt dışında yaşama hayali değil ülkelerinde güzel gelecek hayalleri kurduracağız. Yaşasın çağdaş, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti”