Partinizin İzmir’deki aldığı sonuz sizi mutlu etti mi? Seçim önceki 30-0 iddianız vardı ama 25-5 bitti…
CHP’nin güçlü olduğu ve Türkiye’ye umut olduğu bir kentte yaşıyoruz. Siyaset bir iddia işidir. Gerçekleşmesi olası bir iddiadır. Ama her zaman hedefler gerçekleşmeyebilir. CHP olarak 28 ilçede aday gösterdik. 24 ilçede seçimi kazandık. İYİ Parti de bir ilçede seçim kazandı. Kayıp 8 ilçenin 5’ini geri aldık. Bergama’yı kaybedilmesi bizim için sürpriz oldu. Orada adayla ilgili bir yanlışlık yok. Her türlü araştırmayı yaptırdık. Son düzlükte yaptığımız anket sonuçlarında da İdris Bey açık ara öndeydi. Belki de son 10 günlük süreç iyi değerlendirilemedi. Bugün de olsa İdris Bey’in aday olması noktasında önerimizi yineleriz. İzmir’de aldığımız sonuç tabii ki beni tatmin etmedi. Biz laf olsun diye 30’da 30 demedik. Diğer ilçeleri de alma hedefindeydik. Ama istediğimizi tam olarak alamadık. Bir insanın başarılı veya başarısızlık noktasında kendisini değerlendirmesini doğru bulmam.  Örgüt gerekli değerlendirmeyi yapar. Genel başkanımız seçim sonrası arayıp tebrik etti. Seçim öncesi ’11-12 ilçe kayıp’ diye olumsuz bir hava yaratıldı. Hem parti içerisinde hem parti dışından bu yapıldı. Sonuç çok farklı gelişti. Tunç Soyer’le rekor düzeyde bir oyla seçim kazanıldı. Aynı şekilde Urla, Gaziemir, Selçuk, Karabağlar, Bayraklı ve Buca’da beklenenin üzerinde farkla seçim kazanıldı. Sonuçlardan bir memnuniyet olduğunu görüyorum.

Aday belirleme süreci çok uzun sürdü. O süreçte perdenin arkasında neler yaşandı? Sizin etkiniz ne oldu?
Her şeyden önce il başkanlığı görevini kutsal bir görev olarak görüyorum. Aday belirleme sürecinde de bu olaya böyle baktım ve partimizin başarısına olumsuz yansıyacak herhangi bir tasarruf, davranışta bulunmadım. Aday belirleme süreci elbette zor bir süreçti. Birçok isim aday gösterilmedi. ‘ben neden aday gösterilmedim?”, ‘Acaba İl ve ilçe başkanı beni istemedi mi?’ diyerek bir kırgınlık yaşamış olabilirler. Bu gayet insani bir duygudur. Örgütün başı olarak en çok eleştiriyi bizim almamız doğaldır. Ne İl başkanının, ne ilçe başkanının ne de milletvekilinin aday belirleme yetkisi yoktur. Ancak etkimiz elbette olmuştur. Neticede mevcut il başkanıyım. Sorumlulukların bir tanesi de budur. Alternatif isimlerle ilgili genel başkanımıza ve genel başkan yardımcılarımızla paylaştım. Bunların bir kısmı kabul gördü, bir kısmı görmedi. Bazı ilçelerde net bir şekilde ciddi tavır koymuşuzdur ama aday belirleme yetkisi genel başkanımız ve PM’ye aittir. Önerilerimiz büyük ölçüde dikkate alınmıştır. Bazı yerlerde alınmamıştır. 

Abdül Batur’un Konak’tan aday yapılmasının önünü açan formülün sahibi siz misiniz?
Büyükşehir için birbirinden değerli aday adayları vardı. Son süreçte iki isim kaldı. Tunç Soyer ile Abdül Batur. İkisi de kendi ilçelerinde başarılı hizmetler veren isimlerdi. Tabii ki biri aday gösterilecekti. Büyükşehir’e aday gösterilmeyen ismin metropol ilçelerinden birinde aday gösterilmesini  genel başkanımıza önerdim. Genel başkanımız da bu öneriye sıcak baktı. Genel başkanımızın kararıyla Abdül Bey Konak’ta aday gösterildi ve rekor oyla seçildi.

Tunç Bey’in Büyükşehir aday olacağını ne zaman öğrendiniz?
İşin o kısmı bizde kalsın. Genel başkanımızla aramızda geçen olay ve süreçler... Genel başkanımızın uzun süredir Büyükşehir için Tunç Bey’i düşündüğünü parti kamuoyu bunu biliyordu. Başka isimlerle ilgili genel başkanımız benim fikrimi aldı. dediğim gibi Tunç Bey düşünülüyordu. Bunun izdüşümünü kamuoyu gibi biz de görüyorduk.

Selçuk’ta belediye başkanı Filiz hanımın aday gösterilmesi için çok mücadele ettiniz. Özel bir sebebi var mıydı?
Filiz Hanım’ın doğru aday olduğunu düşünüyordum. Her zaman sorumluluk almak lazım. Bazı insanların siyasette önünün açılması gerekiyor. Bazı insanların potansiyelini görürsünüz ve çok başarılı olacağını önceden sezersiniz. Filiz Hanım böyle bir arkadaşımız. Kendisini Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğinden tanınıyor. Genel başkanımızın da kadın aday sayısını artırma niyeti vardı. 2009-2014 yıllara arasında Selçuk’ta, 2014-2019 arasında da Büyükşehir Belediye meclis üyeliği yapmış deneyimli bir isim Filiz Hanım. Selçuk’ta da alınan sonuçtan gurur duyduk.

Ödemiş adayınızı neden değiştirdiniz? Sosyal medyada yaptığı paylaşımın etkisi var mı?
Etkili olmuş olabilir. Bu yüzden mi değiştirildi bilemiyorum. Ödemiş önceki adayı da sonradan aday gösterilen Mehmet Eriş de çok değerli bir isim. Aday değişikliği bizim dışımızda gelişen bir olay. Değişikliğinden önceden haberimiz olmadı.

Peki Bayraklı’da ne oldu?
Cevat Durak PM’den geçmedi. Genel başkanımız Cevat Durak isminin PM’ye yeniden getirebilir diye düşünce vardır. Ancak PM’ye aynı ismi getirmek ya da atamak doğru bulunmadı. Serdar Bey de il yöneticiliği yapmış eğitimci bir arkadaşımız. Bayraklı’yı belli kesimler riskli gösteriyordu ama ciddi bir oy oranıyla seçimi kazandı. Kendisi önerdiğimiz isimlerden bir tanesiydi.

Bornova’da Olgun Atila'nın aday olması için çok bastırdınız...Bunun nedeni neydi?
Olgun Atila’nın başarılı bir belediye başkanı olduğunu düşünüyorum. Siyasette olması gerektiğini, en az bir dönem daha yoluna devam etmesi gerektiğini düşündüm. Genel başkanımıza bu yönde görüş bildirdim hatta ısrarcı oldum. Ancak kabul görmedi. Buradan Mustafa İduğ’un doğru isim olmadığı anlamı çıkartılmasın. Mustafa İduğ da göğsümüzü kabartan bir sonuç aldı. Onun başarılı işler yapacağına inanıyorum.

Buca’da ne oldu da aday değişti? Bunun perde arkasını sizden dinlemedik…
Buca adayının değiştirilmesi tamamen parti içi bir konu. Kimse son dakika aday değişikliği olmasını istemez. Basına yansıdığı gibi genel başkanımızın yanıltılması söz konusu değil. Genel başkanımızın  talimatıyla, genel başkan yardımcılarımızın imzasıyla Erhan Kılıç aday gösterildi. Aday değişikliği bir gün önce oldu. Bunun değişik sebepleri vardır. Ancak konu kapanmıştır. Erhan Kılıç için başarısızlık bekleyenlerin beklentilerini boşa çıkarmıştır. Kimse CHP’nin üzerinde değildir. Görevler, mevkiler gelip geçicidir. Ancak CHP’nin kurumsal kimliği kişilerin üzerindedir. Belki de sorduğunuz sorunun cevabı bu cümlenin içinde saklıdır. Genel başkanı ilçesinde, ilçe başkanı; ilde de il başkanı temsil eder. Bunu da kimse unutmamalıdır. 

Bazı ilçeler başkanlarının aday belirleme süreci dışında tutuldukları noktasında serzenişleri olduğu iddiası var. Ne diyeceksiniz?
Böyle bir şey söz konusu değil.  İlçe başkanlarımız sürecin başından beri içindeydi. Her ilçe başkanının gönlündeki kişi aday gösterilmemiş olabilir. Ama bir oranlama yaptığınız zaman ilçelerin yaklaşık yüzde 70 oranında ilçe başkanlarımızın da istediği kişilerin aday yapıldığını söyleyebilirim. Meclis üyesi aday belirleme süreci için biraz daha sıkıntılı oldu diyebiliriz. Önerilen çok sayıda isim vardı. Burada bir uzlaşı sağlamak kolay değildi ama bu uzlaşıyı mümkün olduğunca sağladığımı düşünüyorum.

Meclis listelerinde bazı ilçelerin yetkisini neden siz aldınız?
Öyle gerekti. Meclis listelerinin gününde ve saatinde yasal süre dolmadan verilebilmesi için böyle bir yetkinin alınması gerekiyordu.

Belediye başkanlarının birçoğu belediyelerde değişiklikler yapıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok doğal. Herkes kendi ekibiyle çalışmak ister.

Bu yılın sonunda il kongresi olacak. Aday mısınız?
Bir kariyer planlaması ile siyaset yapan bir kişi değilim. Görevimizin başındayız. Yakın zamanda bir seçim atlattık. Kongreler yapılır, o günler gelir, süreç ne getirir ne götürür o zaman bakarız.

Kemalpaşa AK Parti’nin kalesi olarak değerlendiriyordu. Burada seçim kazanmak sizin için sürpriz olmadı mı?
Hayır olmadı. Daha büyük farkla alacağımızı düşünüyorduk. Elimizdeki veriler bunu gösteriyordu. Son süreçte bazı eksiklikler nedeniyle fark azalmış olabilir.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı? 
Bir kişinin kendisinin başarılı ya da başarısız olmasıyla ilgili değerlendirme yapması doğru ve etik değildir. Bir insanın böyle bir değerlendirme yaparken objektif olacağını düşünmüyorum. Bizi de mevcut il başkanı olarak başarısız göstermek isteyen arkadaşlar olabilir. Bunların farkındayız. Ben ne seçildiğim süreçten sonra ne de siyaset anlayışı olarak ‘şu kişi başarısızdır’ diye bir CHP’li aleyhinde söz etmedim. Bizler aynı şey için mücadele veriyoruz. Basın yoluyla, ‘il başkanı başarısızdır’ demenin çok doğru bir tarz ve yöntem olduğunu düşünmüyorum. Siyaset tarzı olarak birilerini kötüleyerek, karalayarak kendilerinin bir yerlere geleceğine düşünen arkadaşlarımız olabiliyor. Belli kesimlerde böyle bir alışkanlık var. Ama bu tarzdan, yöntemden medet umanlar kendilerine ve partiye fayda sağlayamazlar.