Sındır, Süs bitkileri sektörünün gelişmesi, ihracat potansiyelinin arttırılması, ithal ürünlerin azaltılması, yerli üretim ve tüketimin teşvik edilmesi için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi. Türkiye’nin ekolojisi ve doğal varlıkları, uygun iklimsel ve coğrafi koşulları, pazar ülkelere yakınlığı ve stratejik konumuna rağmen süs bitkileri pazarından yeterli payı alamadığını ifade eden Sındır, araştırma önergesine tüm siyasi partilerden destek istedi. Sındır, önlem alınmaz ise sektörün hızla daralacağını da vurguladı.

“STRATEJİK ADIMLARIN ATILMASI GEREKİYOR!”
Türkiye’nin süs bitkileri sektörünün, ülke ihtiyaçlarını karşılayabilmesinin öneminin altını çizerek açıklamasına başlayan Sındır, “Türkiye’deki süs bitkileri sektörü genç ve dinamik bir sektör. Ülkemiz, ekolojisi ve doğal varlıkları, uygun iklimsel ve coğrafi koşulları ve pazar ülkelerine yakınlığıyla önemli avantajlara sahiptir. Bu avantajların katma değere dönmesi ve sektörün dünya pazarında hak ettiği yere ulaşması, mevcut bazı problemlerin çözümüyle mümkün. Sektörün genç ve dinamik yapısı, ekolojik ve lojistik avantajları ve kaliteli üretimi ile bir araya geldiğinde, ülkemizi süs bitkileri sektöründe en önemli merkezlerden biri haline dönüşebilir. Fakat bu aşamaya ulaşılabilmesi için stratejik adımların atılması gerekiyor. Süs bitkileri sektöründe en büyük ithalat kalemlerinin başında üretim materyali fide, fidan gelmektedir. Özellikle sektörün en büyük alıcısı konumunda olan belediyelerin tercih ettiği büyük ağaçlar başı çekmektedir. Ancak tercih edilen bu ağaçların yetişmesi için üretimde en az 10 yıl finans desteği verilmesi gerekmektedir” dedi.

“TEŞVİK VE TEDBİRLER İHRACAT RAKAMLARINI HIZLA YUKARI TAŞIYACAKTIR”
Sektördeki kayıt dışılığa dikkat çeken ve süs bitkileri üretiminden Türkiye’nin ihracatla önemli bir döviz girdisi elde edebileceğini belirten Sındır, “bugün maalesef tarım desteklemeleri içinde süs bitkileri yetiştiricileri iyi tarım uygulamaları ve alan bazlı destekler dışında özel bir destekleme kapsamında değil. Ayrıca sektör içinde devletin vergilendirmediği ve haksız rekabete sebep olan kayıt dışı üretim mevcut. Süs bitkileri üretimde kullanılan arazilerin büyük bölümü de kiralık. Bu durum gerekli altyapı yatırımlarının yapılmasını engellediği gibi; çok yıllık dış mekan süs bitkileri üretimi için uzun dönemli kiralamalar yapılmasının güçlüğü, üretim yapılan bölgelerin çoğunun imar planlarının içinde kalması gibi sorunlar, üretim artışını engellemekte. Yerel yönetimler başta olmak üzere doğru planlamalar ve verilecek destekler ile ithalatın önüne geçilebilir; yabancı ülke üreticisine verilen milyonlarca dolar ülkemize kalabilir. Sektörün ihracat potansiyeli de dikkate alınarak yapılacak teşvik ve tedbirler, süs bitkilerinde ihracat rakamlarını hızla yukarı taşıyacaktır” dedi.  

“SEKTÖR 40 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜKLÜĞE SAHİP”
Süs bitkilerinin, dünyada öneminin her geçen gün arttığını ifade eden Sındır, “sektör 40 milyar dolarlık büyüklüğe sahip, göz ardı edemezsiniz. Süs bitkileri sektörü tohumculuk kanunu kapsamında faaliyet göstermekte. Bu yasa kapsamında faaliyet gösteren tohum, fide, fidan sektörlerin ürünlerin de KDV oranları, %1 ile %8 oranında değişmektedir. Süs bitkilerinde ise bu oran %18’dir. Farklı KDV oranlarının yeniden düzenlenmesi üreticilerimize rahat bir nefes aldıracaktır” dedi.