İzmir Milletvekili Serter, yaptığı konuşmada İzmir’in olası bir depreme altyapı anlamında hazır olması noktasında ilgili tüm bakanlıkların ve muhalefetin yönettiği yerel yönetimlerin bir arada çalışmasının önemine değindi. “Deprem, insan hayatına dair ve siyaset üstü bir meseledir ve siyasetten bağımsız ele alınmalıdır” diyen İzmir milletvekili Serter, muhalefet partisi olarak önceliklerinin halkın can ve mal güvenliği olduğunu vurguladı.

“DEPREM ÇALIŞMALARI VALİLİK KOORDİNASYONUNDA YÜRÜTÜLÜYOR”

İzmir Milletvekili Bedri Serter, merkez yönetimin temsilcisi olan valinin koordinasyonunda, İzmir’in “deprem master planı projesi”nin Ekim 2019’da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulayıcılığında hayata geçirildiğini söyleyerek “İzmir halkı uzun yıllardır yerel yönetimin idaresi için şeffaf, insan odaklı bir anlayışı olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni tercih etmiştir. Bizim, muhalefet partisi olarak önceliğimiz her zaman özellikle yerel yönetimlerde halkımızın can ve mal güvenliğidir” dedi. Depreme dair bu çalışmaların koordinasyon başkanlığını Valiliğin yaptığını tekrar hatırlatan ve sorumlu kurumların başında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın geldiğini söyleyen Serter, TBMM kürsüsünden İzmir’e dair yapılan kentsel çalışmalara ilişkin bilgileri de paylaştı.

“İMAR AFFI YANLIŞTI”

Serter, yüzde 65’lere varan kaçak yapıya sahip İzmir’de jeolojik çalışmalar kapsamında, iddia edildiğinin aksine, 20 bin 714 hektar alana ait mikro bölge çalışmalarının tamamlandığını belirterek, “2020 Haziran ayı itibariyle de kentsel dönüşüm 200 milyon TL’ye mal olmuş ve tümüyle İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesinden karşılanmıştır. Bu çalışmalar devam ederken, kentsel dönüşüme merkezi hükümet tarafından destek verilmesi gerekirken imar affı çıkarıldığını gördük. İmar afları çıkarılırken yerel yönetimlerin çabalarına katkı koymayacak politikaların hayata geçirilmemesi gerekmektedir. İktidarı da halkın can ve mal güvenliğine sahip çıkmaya ve insan odaklı ve can güvenliğini sağlayacak kent politikaları oluşturmaya davet ediyorum” dedi.

Serter, konuşmasında, AKP’li vekillerin dediği gibi İzmir’in herhangi bir koku problemi olmadığına da değindi ve “İzmir’in bir su problemi vardır, bunun da en önemli sorumlusu Tarım ve Orman Bakanlığı’dır. Aylardır söylediğimi tekrar ediyorum, Gediz Barajı’nı su tutar hale getirin, yedek su havzası oluşturun” diye konuştu.