Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile Genel Başkan Başdanışmanı, MYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Örgüt ve Örgüt Yönetiminden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Sedredil Coşkuner, Aliağa İlçe Başkanlığı'nda Brezilya donanmasına ait uçak gemisi NAe Sao Paulo gemisine yönelik açıklamada bulundu. Geminin çevre ve insan sağlığı açısından zararlarına dikkat çekilen basın açıklamasının açılış konuşmasını yapan CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan, "Gelecek olan Nau Sao gemisiyle ilgili partimizin görüşünü aktaracağız. Gelecek geminin insan ve çevre sağlığına zararının farkındayız, gelmesine karşıyız. Gerek genel merkezimiz gerek il başkanlığımız bu konuda çok duyarlı" dedi.

POLAT: "ANAYASAL HAKKIMIZLA DİRENECEĞİZ"

CHP'li Mahir Polat ise, asbestin kansorejen etkisine vurgu yaparak, "Asbestin kansorejen etkisini bilmeyen yok. Tüm dünya bunu değerlendiriyor. Asbest, havaya yayılmasıyla insanların akciğerlerine ulaşıp kansere ve ölüme sebep olabiliyor. Asbestin kanser yaratma riski, 5 kat fazla, yani asbeste maruz kalan bir insanın kansere yakalanma riski asbeste maruz kalmayan insana göre 5 kat fazla. Asbestin kansere olan etkisi sigaradan 10 kat daha fazla. Asbest ve sigara ile birlikte bu oran çok yüksek oluyor. Aliağa'da insanların soluduğu hava çok kötü, Aliağa'da sigara içen insanın maruz kaldığı oksijensiz havayla karşı karşıyayız. Biz kimsenin sanayisine karşı değiliz, sermaye düşmanı değiliz ancak bunun belli kuralları olmalı. 2003 yılında bu geminin ikizinin gelmesi söz konusu olmuş, kamuoyu tepkisiyle Bakanlık geri adım atmış. Elimizdeki verilere göre bu gemiyle ilgili yapılan analizler geminin yüzde 12'sinde yapılmış, bu oranda da 9 ton civarında asbest var. Geminin tamamını ele aldığınızda oranın ne kadar olduğunu tahmin edebilirsiniz.  Ciddi şekilde toprağı, suyu, havayı kirletecek. Aliağa açısından çok ciddi riskleri taşıyan bir durumla karşı karşıyayız. Biz bu gemiye karşı direneceğiz. Anayasamızdan aldığımız yetkiyle bu gemiye direneceğiz. Biliyoruz ki ortalama 30 yol sonra kanser vakaları ortaya çıkacak. Partimizle, il başkanımızla, Büyükşehir belediye başkanımızla çeşitli eylemselliklerle bu geminin burada sökülmemesi için elimizden geleni yapacağız. Mücadelede çevre örgütleriyle ortaklaşacağız. Bu sıradan bir gemi söküm vakası değil, sonuna kadar mücadeleye hazırız" diye konuştu. 

“BU ÇÖPÜ VE ZEHİRİ KABUL EDECEK TEK ÜLKE KALDI O DA TÜRKİYE”
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, yaptığı açıklamada Aliağa’da çocukların asbest soluyarak büyümesine izin vermeyeceklerini kaydetti. Yücel, “Aliağa, çevresi, doğası, denizi ve huzur için de yaşayan insanlarıyla anılmak isteyen bir ilçe. Aliağa, çocuklarının asbest soluyarak büyümesini, ilçenin havasının zehirle doldurulmasını ve üç beş kuruş için ilçe halkının hayatının hiçe sayılmasını istemiyor.    Brezilya’ya ait Asbest Yüklü Gemi NAe São Paulo’nun Aliağa’da Sökülmesini ne Aliağalılar ne de İzmirliler istiyor. Bu konuda dünyada zehir çöplüğü olarak kullanılan 2 ülkeden diğeri olan Hindistan bile, bu geminin ikizi olan ve 760 ton asbest barındırdığı tespit edilen geminin sökümünü, Yüksek Mahkeme kararıyla reddetti. Geriye bu çöpü ve zehiri kabul edecek tek ülke kaldı o da Türkiye. Peki, bu zehir dolu ve söküldüğü takdirde ortaya çıkacak tüm zehrin  doğaya ve havaya karışacağı kesin olan geminin sökümünü yapmak zorunda mıyız?” diye konuştu.
Yücel’in açıklamalarının satır başları şöyle; 

“ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK…”
Bu geminin sökümünden firmanın elde edeceği gelir veya devletin alacağı vergi, Aliağalılar ve İzmirlilerin hayatından, doğamızın bozulmasından ve kirletilmesinden daha mı kıymetli? Bize göre cevap kocaman bir Hayır!Bu gemide, hiçbir mantıklı yanı olmadığı halde, diyelim ki Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’un söylediği gibi, 900 ton değil de 9 ton asbest olsun. Bu açıklama bile başlı başına sorunludur. Yani şunu diyorlar, “Bu gemi tonlarca zehir yüklü ama sizin dediğiniz kadar değil..”Özrü kabahatinden büyük bir açıklama daha. Yani Sayın Bakan Aliağa’ya tonlarca zehir yüklü bir geminin geleceğini ve bunu Türkiye dışında hiçbir ülkenin kabul etmediği gerçeğini itiraf ediyor.  Üstelik bu itirafı da, Sanki bu geminin söküm için Türkiye’ye getirilmesi büyük bir başarıymış gibi anlatıyor. Neresinden tutsanız elinizde kalan, sorunlu, zararlı ve sorumsuz bir açıklama.  Aliağalıları ve tüm İzmir’i cahil yerine koyan bu açıklamayı da, Bu tonlarca zehir yüklü geminin, bakanın güzellemeleri arasında ilçemize getirilmesine de karşıyız. 

“TÜRKİYE’YE ÇÖPLÜK MUAMELESİ YAPMALARINI KABUL ETMİYORUZ”
Dünyanın birçok ülkesinin, özelliklede Avrupa ülkelerinin kendi ürettikleri zehirli atıkları, çevre ve insan sağlığına zarar vereceği için kendi ülkelerinde bertaraf etmeyerek, Türkiye’ye çöplük muamelesi yapmaları, Türk halkının sağlığının hiçe sayılmasını asla kabul etmiyoruz.Aliağa’da yapılan gemi sökümlerinde, özellikle zehirli atıklar içeren sökümlerin ve sonrasında bu atıkların bertaraf işlemlerinin yeterince denetlenmeden yapıldığı, zaten kamuoyu tarafından bilinen bir gerçek.  AKP iktidarı döneminde, tüm ilgili odaların, çevre örgütlerinin, muhalefet milletvekillerinin ve ilçe örgütümüzün bu konudaki uyarılarına ve çağrılarına kulak tıkanmıştır.  Zaten mevcut durum işçi sağlığı ve vatandaşlarımızın sağlığı açısından son derece zararlıyken; Tüm bunların üstüne şimdiye kadarki en büyük zehir yükü barındıran bir geminin ilçeye getirilmek için diretilmesi, bilimle, doğayla ve insan sağlığıyla inatlaşarak bu işin iktidar tarafından ısrarla savunulması, ancak bir akıl tutulmasıyla açıklanabilir. 

“BİLİMSEL ÇALIŞMALAR GEMİNİN ALİAĞA’YA GELMESİNİN BİR FACİAYA YOL AÇACAĞI KONUSUNDA HEMFİKİR”
Asbest akciğer Zarlarında ölüme sebep verebilecek rahatsızlıklara ve akciğer yapısında doku tahribatına neden oluyor.  Asbest ayrıca akciğer kanseri, gırtlak kanseri ve sindirim sisteminde kanser oluşumuna neden oluyor. Asbest eklemlerde kireçlenmelere yol açıyor. Bu zehrin ilk solunduğu andan itibaren, 50 yıl sonra bile, bu belirtiler ve hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Başta Aliağa halkı olmak üzere,   Bu konuda bilimsel çalışmalar yapmış odalar,  Ortaya çıkmış vakaları inceleyen doktorlar, Doğada yol açtığı tahribatı görmüş çevreciler de, bu geminin Aliağa’ya gelmesinin bir faciaya yol açacağı konusunda hemfikir. Üstelik bu gemiyle gelen tek tehlike Asbest zehiri değildir. Bu gemide asbestin dışında kansere yol açan, çevre ve insan sağlığına zararlı 1.300 ton daha farklı kimyasal madde olduğu bilinmektedir. Bu, adeta zehir bombası halinde Aliağa’ya doğru gelen geminin bu yolculuğunu savunanlar, bir tek AKP iktidarı ve onun Çevre Bakanı Sayın Murat Kurum’dur. 

“ DAĞ VE ACAR'IN SESİ ÇIKMIYOR…”
Sayın Çevre Bakanına ve AKP iktidarına buradan bir kez daha sesleniyoruz. Aliağalıların sağlığını, nefesini, doğasını önümüzdeki 50 yıl boyunca etkileyecek bu Zehir Ticaretinden yol yakınken dönün! Bu zehir Bombasını Aliağa ve İzmir’in ortasında patlatmayın. Bu ülke, Çernobil faciasından sonra Karadeniz’deki çayların radyasyondan etkilenmediğini göstermek için, radyasyonlu çay içen bakanlar gördü. O felaket sonrası Türkiye’nin bazı bölgelerinde kanser vakalarında 3 kata kadar artışlar yaşanmıştı.  Sayın Bakan’da tarihte bu şekilde anılmak istiyorsa, bu zehir dolu geminin zararsız olduğunu düşünüyorsa, kendisini gemi sökümü tamamlanıncaya kadar, söküme yerinde eşlik etmeye çağırıyoruz.  Ancak biliyoruz ki, bu davete icabet etmeyecek. Çünkü kendisi de bu zehri solumak istemiyor. Bu sökümden gelecek para, bir çocuğumuzun, bir işçimizin, bir yaşlımızın sağlığından, nefesinden veya hayatından daha değerli olamaz. Aliağa Belediye Başkanı ve  AK Parti milletvekillerinin sesi çıkmıyor, Her konuda bir fikri olan Hamza Dağ’ın  da sesi çıkmıyor kendilerine bir kez daha sesleniyorum bu karardan dönün. 

“HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından izin verilen, Halk sağlığı açısından büyük risk oluşturan geminin ülkemize sokulmaması için,  her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi kamuoyuna bir kez daha duyuyoruz. Zehirlenmek istemiyoruz. Çocuklarımızın Gelecekte Bile Bile Kanser Olmasına yol açacak bu zehir dolu gemiyi İzmir’de ve Türkiye’de istemiyoruz.  İzmir hiç kimsenin zehirli atıklarını kabul edecek bir çöplük değildir. Tüm bu uyarılara rağmen, halkımızın, çocuklarımızın, doğada yaşayan tüm canlıların ve çevremizin sağlığını hiçe sayanlardan, iktidarımızda hesap soracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

“BU GEMİNİN TÜRKİYE’DE SÖKÜLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Yücel, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel'in, "Sivil itaatsizlik" çıkışını değerlendirerek, "İzmir Barosu Başkanının yaptığı çağrı demokratik bir tepki yöntemidir, hukuk çerçevesinde yapılan her eylem ve tepki CHP tarafından da desteklenecektir. Bu geminin Aliağa’ya getirilmemesi noktasında hukuk kuralları çerçevesinde ve herkesle birlik olarak her türlü tepki ve eylemi gerçekleştireceğiz. Yargı yoluna başvurmakta bir yöntemdir ve bunu da değerlendiriyoruz. İzmirliler bu konuda çok duyarlı ve birileri para kazanacak diye insan sağlığını tehdit eden bir şeye göz göre göre sessiz ya da tepkisiz kalmamız beklenemez. Evet, bu sektörden ekmek yiyen bir kitle vardır ama hem o işçilerin hem İzmirli hem de Aliağalı hemşehrilerimizin sağlığından daha önemli değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinin kabul edilmediği bir geminin Türkiye’de sökülmesi kabul edilemez. Biz bu geminin Aliağa’da sökülmesine izin vermeyeceğiz" dedi. 

“BÖYLE BİR TESPİT YOK”
Yıkımı süren İzmir Büyükşehir Belediyesi eski binasında asbest olup olmadığı yönündeki soruları yanıtlayan Başkan Yücel, “İzmir Büyükşehir Belediye Binası yıkılan ilk bina değil ve birçok yerde binalar yıkılıyor. Bunlar da gerekli kaidelere uyularak yapılıyor. Büyükşehir Belediye binasında bir asbest olduğu yönünde bir tespit yok. Bu konuda bir hassasiyet varsa bunu da Büyükşehir Belediyemiz ile paylaşırız, ben bunu araştırdım ve Büyükşehir Belediye Binası’nda böyle bir veri olduğuna dair bir tespit yok” diye konuştu.

“KEYFİYET İLE MECBURİYET ARASINDA FARK VAR”
Konuya ilişkin konuşan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ise zorunluluk ile keyfiyetin farklı bir şey olduğunu kaydetti. Polat, “Zorunluluk ile keyfiyet arasında büyük bir fark var. Kar amaçlı doğanın katliamına neden olacak bir gemiyi kabul etmek ile yıkılan bir bina da asbest olması ve zorunlu bir yıkım olması aynı şey değildir, yani karla zorunluluk arasında bir fark var” dedi.

SOYER'İN MİTİNGİNE ÇAĞRI

Öte yandan İl Başkanı Deniz Yücel, 4 Ağustos Paerşembe (yarın) günü saat 18:00'de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Aliağa Demokrasi Meydanı'nda yapacağı miting için katılım çağrısında bulundu.