Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP Genel Başkan Başdanışmanı, YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Anadolu illerinde ve İzmir'de yaptığı saha çalışmalarına yönelik gözlemlerini anlattı. Milletvekillerinin Anadolu programları kapsamında CHP İzmir İl Başkanlığı'nın İzmir'de sahayı doldurduğunu kaydeden Polat, "İzmir İl Başkanı Deniz Yücel başta olmak üzere tüm il yönetimine sonsuz teşekkür ediyorum. Bizler Anadolu'da olduk, İzmir'de sahada olamadık ama bizim yokluğumuzu hiç aratmadılar. Sağ olsunlar. İzmir'de basılmadık yer bırakmadılar. Herkese inat, inanılmaz derecede güzel çalışmalar organize ediyorlar. Başta Deniz Yücel olmak üzere tüm yönetimine teşekkür etmek gerekiyor" dedi. 

"TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE SORUNLAR AYNI"

Türkiye genelinde esnaftan memura, emekliden çiftçiye, gençten yaşlıya sorunların ortaklaştığını aktaran Polat, "Giresun'dan, Trabzon'dan, Rize'den, Nevşehir'e, Elazığ'a, Ordu'ya, Trakya'ya, Sakarya'ya Türkiye'nin neresine giderseniz gidin sorunlar ortaklaşmış. Hayat pahalılığı, ülkeye duyulan güvensizlik, siyasal otoriteye karşı ciddi bir tepki, gençlerin Türkiye'de yaşamaktan duyduğu mutsuzluk, emeklinin 'Artık hayatın sonu gelse de kurtulsak' dediği bir noktadan bahsediyoruz. Doğuda bir vilayette çalışma yaparken dinlediğim gencin düşüncesiyle Giresun'da dinlediğim gencin düşüncesi aynı. Türkiye'nin her yerinde çiftçilerin yakındıkları aynı, sorun ortaklaşmış. Hayat pahalılığı, satın alma gücünün her geçen gün daha da düşmesi, geleceğe ümitsizlik, işsizlik, devletin geleceğine olan kaygı... Sorunlar ortaksa çözümler de ortak. 'Defalarca bu hükümete oy verdim elim kırılsın', diyen onlarca yurttaşımız var. Bizim onların hayatına somut katabileceklerimizi dinlediler. İş dünyası ekonomide güven ve istikrar arıyor. Bu iktidar gelirken, 'İstikrar devam etsin' sloganlarıyla iş dünyasını ikna etmişti fakat bugünkü iş dünyası geleceğinden bu iktidar devam ederse kaygılı durumda. Birçok yatırımları var, parasını bu ülke için seferber etmiş insanlardan bahsediyoruz ve onlar da geleceklerinden kaygılılar" açıklamasında bulundu. 

"ÜRETEN TÜRKİYE OLMALIYIZ"

CHP'li Polat açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla biz öyle bir düzen kurmalıyız ki Türkiye'nin her alanında insanlara şunu vadediyoruz: Üretmek istiyoruz, sanayide, hizmet sektöründe, bilimde, sanatta, kültürde, topraklarımızda üretmek istiyoruz. Üreten bir Türkiye olmamız gerekiyor. Bugün üretemezsek yarın hiç üretemeyeceğiz. Türkiye yaş ortalaması yükselen bir ülke haline geliyor. SGK'ların zenginleşebilmesi ve gelecekteki biz yaşlı kuşaklara hizmet edebilmesi için bugünden birikim ve zenginliğimizi artırmamız gerekiyor. Bu treni kaçırmadan Türkiye'nin üretebileceği ve adilce paylaşabileceği bir düzeni nasıl kurabiliriz diye düşünmeliyiz. 6'lı masanın gayesi de bu, insanlar da bizden bunu bekliyor." 

"ELEKTRİK MALİYETİ İŞÇİLİĞİN ÜZERİNE ÇIKTI"

Gaziantep'te büyük bir sanayici ile konuşuyorum; 'Elektrik maliyetim 3 milyon doları geçti, işçiliğimin üzerine çıktı' diyor. Enerjinin işçilik maliyetinin üzerine çıktığı bir Türkiye var. Nasıl üretecekler? Dolayısıyla üretmiyor ve tesisi kapatıyor insanlar. Üretmeden, parayı döviz korumalı mevduat hesabına yatırarak insanlar daha çok zenginleşebiliyor. O insanların zenginleşmesi altta yaşayan bizler için daha fazla fakirlik getiriyor. Türkiye'nin bu düzenden hızlıca çıkması gerekiyor ve yarınlar için zenginleşen bir ülke kurmak zorundayız. 

"YALANLAR İKTİDARIYLA KARI KARŞIYAYIZ"

AK Parti tarafından uygulanan faiz indirimine dayalı ekonomi politikası için yapılan "Paradan para kazanmayı değil üretimi tercih ediyoruz" açıklamasını değerlendiren Polat, "Yanlış ve cambaza bak politikası. Şarlatan bir açıklama bu. Reel faizle merkez bankasının faizi arasında dağlar kadar uçurum var. Merkez Bankası faizi düşürüyor fakat reelde insanların gidip kullanmak istedikleri faizde düşme değil yükselme var. Bankalar, Merkez Bankasından düşük faizle para alıp, yüksek faizle insanlara satıyorlar. Bankaların, bir avuç zenginin tekrar zenginleştiği bir düzen. Türkiye'nin üretiminden bahsedersek belli parametreler var. Örneğin ihracat rakamlarına bakalım; 'Büyüyoruz' bir safsata, bilerek söylenmiş yalanlar iktidarıyla karşı karşıyayız. İleri teknoloji ürünlerinde pay gelişmiş ülkelerde yüzde 20'lerin üzerinde biz 3,2'deyiz. Biz üçüncü dünya ülkeleri gibi ihracat yapıyoruz. İhracat rakamları milyar dolar açıklanıyor, bu verilerin altyapısına bakalım: Türkiye 1 kilo ihracatı kaç liraya yapıyor? 2 küsurlarda... Buna baktığınızda Türkiye'nin üretmediğini kaynak ve işgücünü ucuz fiyata sattığını görüyoruz. Ağaç ve ağaç işleri kalemi var, tarım ürünleri... İnsanlar burada meyve sebze alamazken ucuz fiyata ihraç ediyorsunuz. Burada Romanya örneğini hatırlamak lazım, Romanya borçlarını ödeme için tarım ürünlerini satmış, kıtlıkla karşı karşıya kalmış ve sonra da sosyal patlamaya gitmişti. Mücevher ürünleri ihracatı artmış. Nitelikli olarak sadece Savunma Sanayi'nin 1 kaleminde artış var, onun dışında nitelikli ihracat yok. Mermer, maden ihraç ediyorsunuz. Gelecek nesillerin kullanma hakkını ucuz, yok pahasına geleceğimizi satıyoruz. Böyle bir ihracat politikası ile Türkiye'nin kalkınması mümkün değil. Sen yazılım teknolojisinde, yapay zekada neredesin buna bakmak lazım. Türkiye'nin dünyaya kattığı bir teknoloji yok. 

"O ÇOCUKLAR BU ÜLKEYE GERİ DÖNECEK"

Polat açıklamasına şöyle devam etti.

Bizim gelişmiş beyinlerimiz Türkiye'den hızlıca kaçıyor. Pandemide dünyaya umut olan çocuklar bu ülkenin çocuklarıydı. Ben onlarla sonsuz gurur duyuyor ve eksikleniyorum. Keşke bu topraklarda buluşlarını yapsalardı. Bu çocukları bu ülkede tutmamız ve bu buluşları ihraç etmemiz koşulu ile mutlu olabiliriz. O çocuklar bu ülkeye geri dönecekler bir gün, geri döndüklerinde onların üretme, bilgisini hayata geçirebilecekleri teknolojiyi CHP iktidarında sunacağız.

"SAHADAN EVE BİTKİN DÖNÜYORUM"

Sahaya çıktığımda dehşet moralim bozuk ve bitkin vaziyette evime dönüyorum. Döndüğümde eşimle, çocuklarımla konuşmuyorum, hemen kapatmak istiyorum kendimi çünkü yaşadığımız tablo hoş değil. Onların dertleriyle dertlenmediğimiz zaman onların vekili olmanın bir anlamı yok ki... 

"GÜMRÜKLERDEKİ SORUNLAR DEVAM EDİYOR"

Türkiye gümrüklerinin personele dair problemleri devam ediyor. Hala ülkemize kaçak malların girişi devam ediyor. Hala uyuşturucu sevkiyatının devam ettiğine dair duyumlar alıyoruz. Şeffaf olmayan bir süreç yönetiliyor. Belli genelgeler var, özellikle Suriye ticareti ile ilgili bir genelgemiz var o hala hayatta. Yandaşa imtiyazlar tanımaya Ticaret Bakanlığı devam ediyor. Bunlar için hazırlanıyoruz, bütçe konuşmamızda dokunacağız bunlara. 

"İZMİRLİLER İKTİDAR İÇİN ÇALIŞMALI"

Türkiye, İzmir gibi olsun sevdamız vardı, Türkiye'nin büyük çoğunluğunu yerelde İzmir gibi yaptık. Türkiye'nin büyük çoğunluğu artık sosyal demokratik belediyecilik anlayışı içinde yönetiliyor. Bundan sonraki hedefimiz iktidar olmak, iktidarda İzmir'i görün diyorum. İktidar için İzmirlilerin tamamının tıpkı birer adaymış gibi çalışması gerektiğine inanıyorum.