Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Murat Bakan, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin İzmir İl Danışma Kurulu'nda yaptığı "Deprem konutları" ve "Büyükşehir Belediyesi ne yaptı" sözlerine sert yanıt verdi. Rezerv alanda yapılan konutların İzmirli İş İnsanlarının desteğiyle yapıldığını anlatan Bakan, Erdoğan'ın onların ismini anmamasını esefle karşıladığını kaydederek, "Rezerv alanda yaptıkları konutlar imece usulü yapıldı. İzmirli sanayicinin, iş insanlarının katkılarıyla yapıldı. Sanayi ve Ticaret Odalarının katkılarıyla yapıldı. İzmirli iş insanları ciddi anlamda yardım ettiler, onların isminin anılmamasını esefle karşılıyorum. Çok ayıp. Bu bir toplumsal dayanışma örneğidir. İzmirli iş insanlarının desteğiyle yaptılar orayı ve kaldı ki; çok büyük problemler var yaptıkları yerde, insanlar taşınmıyor" dedi.

"SON KONUŞACAK KİŞİ ERDOĞAN"

Yaşanan depremde evleri yıkılanların yanı sıra ağır-orta ve hafif hasarlı binaların olduğunu hatırlatan CHP'li Bakan, "Bu insanlar da evlerine giremiyor ve problemleri de çözülmedi. Bu insanlar kendi evlerini kendi ekonomik koşullarıyla yapabilecek durumda değiller, uzun vadeli faizsiz kredi de verilmiyor. Halbuki devletin bu imkanları vardı, 1999 Marmara Depremi'nden sonra özel iletişim vergisi geldi, 2000 yılında da deprem yönetmeliği çıktı. 2002'den sonra toplanan tüm para ve öncesinde toplanan paranın tamamı, bu rakam milyarlarca liraya tekabül ediyor. Bu parayı insanlar depremzedelerin evleri dönüşebilsin ya da deprem olmadan dönüşebilsin diye ödedi. Bu paraları şu an kimsenin geçmediği otoyollar hiç uçağın kalkmadığı havaalanları, kimsenin geçmediği köprüler için harcadılar. Çok ciddi veballeri var, insanların haklarını yediler. O paraları genel bütçeye dahil ettiler ve o paraları kullandılar. Bu konuda son konuşacak kişi Sayın Recep Tayyip Erdoğan. İnsanların depremde evlerini yenilemek için ödediği vergileri başka alanlarda kullandı" diye konuştu.

"KOOPERATİFLEŞME MODELİ TÜRKİYE'YE ROL MODEL OLACAK"

Bakan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kooperatifleşme yöntemiyle Türkiye'ye rol model olacağını dile getirerek, "Ankara'dan Tekirdağ'a, Çorlu Tren Katliamı'nın duruşmasına giderken Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden tek başıma geçtim. Kuzey Otoyolunda benim dışımda araç yoktu. Gerçekten araç geçmiyor hem insanların cebinde aracına benzin koyabilecek parası yok hem de o köprülerin parasını ödeyecek durumda değil ama tüm kamu olarak ödüyoruz bunu. 'Burada şu kadar konut yaptık' diyorlar, bu tamamen bir algı oyunu, göz boyama, illüzyon her zaman yaptıklarını yapıyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise; kentsel dönüşüm konusunda Türkiye'nin rol model kenti olmaya aday. Çünkü burada geliştirildiği model vatandaşın bir araya gelerek kooperatif sistemiyle kentsel dönüşüm yapma sistemi. Türkiye'de ilk defa burada geliştirildi" ifadelerini kullandı.

"BÜYÜKŞEHİR'DE İZBETON'DA HUKUKA AYKIRI ADIM ATMAZ"

AK Parti kanadından gelen "Kooperatifleşme modeli hukuka aykırı, İZBETON ihalesiz yetki devri yapamaz" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine konuşan Bakan, "Hem Büyükşehir Belediyesi hem İZBETON hukuka son derece saygılı hareket eden yerel yönetim ve belediye iktisadi teşebbüsü. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin geçmişine döner bakarsanız, FETÖ terör örgütünün en güçlü olduğu, hakimlerinin, savcılarının, müfettişlerinin ve bunların tamamının AK Parti kadrolarıyla birlikte hareket ettiği dönemde Sayıştay denetçilerinin, mülkiye müfettişlerinin istilasına uğrayan bir yerel yönetim. Dolayısıyla burada en ufak hukuka aykırı bir adım atılmaz. Hatta gereğinden fazla katı disiplinli bir şekilde hareket edilir. Eğer bir yerde suistimal arıyorlarsa dünyada kamu ihalelerini en çok alan 5 şirkete bakacaklar. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan 5 şirket, Türk şirketi, biz bunları 5'li çete diye adlandırıyoruz. Bunlara ihaleler doğrudan veriliyor ve bunun kredisini devlet temin ediyor. Bu krediye de hazine garantisini veriyor. Bir soygun yani. Eğer bir usulsüzlük arıyorlarsa şehir hastanelerine bakacaklar. Maliyetinin 2 katına yapılan şehir hastanelerine. Kamu özel işbirliği projeleriyle Türkiye resmen soyuluyor" açıklamasında bulundu.

"KOOPERATİFLEŞMEDE BİRKAÇ ŞİRKET ZENGİN EDİLMİYOR"

AK Parti'yi de kooperatifleşme modeliyle kentsel dönüşüm yapmaya davet eden Bakan, "Kooperatif dediğiniz şey ise yarı kamudur. Kooperatifin başkanları, yönetim kurulu üyeleri devlet memuru gibi yargılanırlar bir suistimal halinde. Kooperatif dediğiniz şey; İzmirli iş insanlarının bir araya gelerek kurduğu bir organizasyon, 1 ya da 5 şirket zengin edilmiyor. Birilerinin cebine para aktarılmıyor. 2 tarafında da halk var. Kooperatif tarafından da İzmirli var, kentsel dönüşümden yararlanacak olan insanlar da halk. Dolayısıyla burada rantın tek kuruşu birilerinin cebine gitmiyor. Bakıyorsunuz AKP'nin Afet Yasası ile yaptığı kentsel dönüşümde TOKİ ihaleyle büyük şirketlere veriyor bu kentsel dönüşüm işini. 1000-2000 konutluk büyük inşaat şirketleri zengin ediliyor. Dolayısıyla burada AKP'lilerin bunu model olarak alıp, kendi belediyelerinde, yerel yönetimlerinde uygulaması gerekir eğer gerçekten halktan yana bir iş yapmak istiyorlarsa..." dedi.

"ALKIŞLAMAK, ALNINDAN ÖPMEK LAZIM"

Bakan açıklamasını şöyle sürdürdü:

Türkiye'de bugün yoksulluğun geldiği noktayı düşünürsek, insanlar zaten konut sahibi olabilecek durumda değil. Emtia fiyatlarındaki artış ortada. TUİK; Türkiye'de enflasyon oranını şu an yüzde 73,5 olarak açıkladı ama Enflasyon Araştırma Kurulu'nun açıkladığı rakam yüzde 150'lerde. Gerçek enflasyon bu. Dolayısıyla Türkiye'de artık orta sınıf diye bir şey kalmadı. Orta sınıfın ev sahibi olması mümkün değil. Tüm bu bakımlardan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin geliştirdiği model Türkiye'ye kentsel dönüşüm noktasında rol model olabilecek bir model. Bu kadar zor koşullarda, müteahhitlerin inşaat yapmaktan imtina ettiği bir noktada inşaat maliyetlerinin bu kadar arttığı bir noktada kooperatifle kentsel dönüşümü yapan insanları alkışlamak, alnından öpmek lazım. Bunu da genel idarenin desteklemesi lazım. Neticede hepimiz aynı devletin, aynı ülkenin parçasıyız.

"AZİZ NESİN YAŞASAYDI HİKAYESİNİ YAZARDI"

Aslında kooperatifleşmeyi eleştirerek oradaki yüzlerce iş insanını töhmet altında bırakıyorlar, bunu doğru bulmuyorum. Kanunu her noktada delen, Anayasa'yı hiçe sayan, hatta 'Ben Anayasa Mahkemesi kararını uygulamam' diyen adamı Adalet Bakan Yardımcısı yapacaksınız, İrfan Fidan'ı İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nı Yargıtay'da tek dosya açmadan, Yargıtay üyeliğine, orada yaptığınız siyasi baskıyla Anayasa üyeliğine atayacaksınız, Türkiye'de yargıyı tamamen siyasallaştıracaksınız, devlet sistemini yozlaştıracaksınız sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tamamıyla şeffaf, hesap verebilir yaptığı kentsel dönüşümü eleştireceksiniz. Bu fıkra gibi... Aziz Nesin yaşasaydı bunların söylediklerinin hikayesini yazardı, söylemleri komik"