Arslan, “Çevre hakkı bir yaşam hakkıdır, bahse konu olan nükleer atığın yarattığı tehlike ortada. 14 yıldır bu tehlikenin ortadan kaldırmak için ciddi bir adım atılmamış. Gaziemir ve İzmir’i tehdit eden bu alana acilen müdahale edilmelidir.” diyerek, Bakanlığı ve ilgili kurumları göreve çağırdı. 

“Ülkemizin neresinde olursa olsun bir çevre sorunu yaşanıyorsa vatandaşlarımız orada havasına, suyuna, toprağına sahip çıkıyor, geleceğine sahip çıkıyor, bu duyarlılık umut verici. Vatandaşımız ısrarla doğasına sahip çıkıyor hükümet ise beton ekonomisinde ranta dönük uygulamalarında ısrar ediyor.  Vatandaşımız tepki göstermese bir tek yeşil alan bırakmayacaklar. Bizler ise Mecliste, Çevre Komisyonunda, örgütümüz ise yurdun her köşesinde çevre sorunları ve çözümü için çetin bir mücadele veriyoruz. 

SÖZ KONUSU OLAN NÜKLEER ATIK FARKINA VARIN ARTIK 

Gaziemir yıllardır akıllara durgunluk veren bir çevre sorunu ve büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Gaziemir’de uzun yıllar faaliyet gösterirken bir akü fabrikasının bulunduğu alan şikâyete konu oluyor. 2007 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından yapılan incelemede Gaziemir Emrez Mahallesi Sakarya mevkiinde 70 dönümlük arazide 200 tona yakın radyoaktif atık olduğu tespit ediliyor. Yapılan değerlendirmede sadece nükleer santrallerde açığa çıkan uranyumun ayrışması sonucu oluşan Europium 152-154 izotopu tespit ediliyor. 

Nükleer atıkların verebileceği zararın sonuçlarını, tehlikenin büyüklüğünü, 26 Nisan 1986 tarihinde meydana gelen Çernobil kazası sonrasında yaşadık, gördük.  Gaziemir’de yaşanan büyük büyük çevre felaketinde önlem almak için insanların hayatını kaybetmesi, daha büyük zararların ortaya çıkması mı bekleniyor.

Aradan geçen 14 yıla karşın insan, toplum ve çevre sağlığını tehdit eden sorunla ilgili bir çözüm yaratılmadı. Daha da vahimi 2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından radyoaktif cürufun tespiti teyit edilerek yer altı sularına karışmasından mütevelli sorunlara dikkat çekildi. Sonuç sadece tespit, alınan bir önlem yine yok. 

Konuyu Meclis gündemine taşıdık, takipçisi olmaya devam edeceğiz. Umarız ilgili kurumlar karşı karşıya olunan tehlikenin farkına varır bir an önce gerekli adımları atarlar. Buradan tekrar dile getiriyoruz; söz konusu olan nükleer atık, farkına varın artık!”

Arslan önergesinde şu sorulara yer verdi;

Gaziemir’de tespit edilen nükleer atığın sadece nükleer santrallerde açığa çıkan uranyumun ayrışması sonucu oluşan ve ülkeye girişi yasak olan Europium 152-154 izotoplarını içerdiği iddiası doğru mudur? Doğru ise bu atığın kaynağı konusunda bir çalışma yapılmış mıdır? 

Bu atığın bertaraf edilmesi ve ilgili alanın temizlenmesi için 2007 yılından bugüne kadar neden somut bir adım atılmamıştır? 

Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir? Nerede bertaraf edilecektir?

Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?

Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır?

Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir?

İnsan ve çevre sağlığı için tehlike oluşturan, geri dönüşü mümkün olmayan zararlara yol açabilecek atığın bertaraf edilmesi ilgili alanın temizlenmesi için bundan sonra ki planlama nedir? Çalışma takvimi ve bu iş için ayrılan bütçe nedir? 

Söz konusu atıkla ilgili olarak işletme sahiplerine kesilen ceza tutarı ve tarihi nedir? Bu ceza tahsil edilmiş midir? Tahsil edilmediyse bunun gerekçeleri nedir? Ne zaman tahsil edilecektir? 

2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından radyoaktif cürufun tespiti teyit edilerek yer altı sularına karışmasından mütevelli sorunlara dikkat çekilmiştir. Bu saptama kapsamında Nükleer Düzenleme Kurumu ve ilgili kurumlarca bölgede yer altı suları üzerinde bir inceleme yapılmış mıdır? Yapılmadıysa insan ve çevre sağlığını doğrudan etkileyecek bu durumla ilgili ivedi olarak hangi çalışmalar yapılacaktır? 

Gaziemir’de faaliyet gösteren kurşun fabrikasının ortakları tarafından İzmir İli sınırları içerisinde açılan aynı mahiyette firma var mıdır? Hangi ilçede faaliyet göstermektedir? 

Gaziemir örneği dikkate alınarak yeni çevre sorunlarına yol açılmaması için hangi önlemler alınmaktadır?