Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ- CHP Buca İlçe Başkanı Hacer Taş, yol haritasını Gündeme Bakış’a anlattı.

Ülkemizde ve siyasette kadın olmakla başlayalım. Buca gibi tartışmanın bol olduğu bir ilçede başkan oldunuz. Neler söylersiniz?
Siyasette kadın olmanın zorlukları var. Ülkemizde ‘’kadın ve siyaset’’ kavramları yan yana söyleniyor. Biz kadınlar olarak mücadele ederek ne zaman ki bunu kaldırdık, işte başarı o zaman gelecektir. Kadınlar siyasette çoğunluğu sağlasa bile, kadın değerlerine dayalı bir siyaset tarzı güdülmediği sürece, kadın bakış açısı yerleşmediği sürece, kadınlar siyasette başarı elde etti diyemeyiz. Çünkü bu durum niteliksel bir dönüşüm olmaz. Bizler kadın bakış açısını yerleştiremezsek sadece sayısal olarak çoğalmış oluruz. Siyasette kadın değerlerine uygun bir çalışma ve anlayış yerleştiremezseniz bu sadece veriden ibaret olur. Yine eril değerlerin siyaseti şekillendirmesi devam etmiş olur. Ülkemizde barışa, hoşgörüye dayalı, insan merkezli bir siyaseti var etmek istiyorsak, bunu uygun dil, üslup ve kadın bakış açısını yerleştirmeliyiz. Ben böyle bakıyorum. Kısaca zor ama imkansız değil. Nasıl gerçekleşir dersek, bir araya gelerek gerçekleşir. ‘’Hak verilmez, alınır’’ diyerek gerçekleşir. Bu mücadeleyi sonuna kadar götürerek gerçekleşir. Bu bir kavgayla değil, bu kadın bakış açısı ve değerlerini ciddi anlamda ortaya sunmakla olabilecek bir olgudur. Çünkü taşı delen suyun gücü değil, suyun devamlılığıdır. Durmayacağız, devam edeceğiz. Bu mücadele sonunda ‘’kadın ve siyaset’’ söylemi ortadan kalktığı zaman bizler başarmış olacağız.

Buca’da parti içi barışı yani örgüt barışını nasıl sağlayacaksınız?
Kadın bakışı gerçekten yerleşirse barış ve hoşgörü de gelir. Çünkü kadınlar beyniyle yüreği arasındaki  bağlantıyı yıkamamış, yıkmamış varlıklardır.  Bir şekilde duyguları öne çıkacak ve barışa yönelecektir. Barış, duyguyla, hümanizm ile ilgili bir şeydir. Daha çok kadınlarda ve çocuklarda var olan bir duygu. Beni kimse yanlış anlasın istemem, bu bir gerçek, gerçeğimiz. Ben ‘’Bu kişi bana oy verdi ya da oy vermedi’’ diye bakmadım hiçbir zaman. Ben ilçe başkanı olabilirim ama bütün partililerin benim kadar ve milletvekilleri, belediye başkanları, üst düzey siyaset yapan arkadaşlarımız kadar bu partide hakları var. Eleştirecekler tabi ki… Eleştiri kötü bir şey değil ancak bundan pay çıkartıp düzeltebiliyorsak aslında bu bir artı değerdir. Eleştiriyi artı değere çevirmek bizim elimizde. Ben bu eleştirileri çok hakaret ve yıkıcı duruma gelmediği sürece olumlu bir şekilde alıp, değerlendirmek istiyorum. Bunu değerlendirip, dinlersem ve doğru olana ‘’evet, sizin dediğini doğru’’ dersem, düzeltmeye çalışırsam, o barışın ilk adımını atmış olurum. Bu partiye üye, emek vermiş herkesin, her şeyi dile getirme hakkı var. Talep etme, aday olma hakkı da var. ‘’Ya senin ne işin var’’ gibi bir dil kullanırsan, sen o barışı sağlayamazsın. Kendinden muktedir diye bilirsen her şeyi o barışı sağlayamazsın. Ben yapı olarak zaten buna müsait değilim. Benim aldığım bir görev var. Bu görevle ben bir temsil yetkisi kullanıyorum. Bunu parti adına en iyi şekilde kullanmaya kararlıyım. Yereldeki iktidarımızı korumak, örgütümüzle birlikte hareket etmek ve yereldeki iktidara genele taşımak benim amaçlarım. Başka bir amacım yok, amacım, hedefim örgütüm adına doğrusunu yapmak. Böyle olunca da barışı sağlayabiliriz. Ben bu doğrultuda ilerledikçe belki bir, belki iki defa görmezden gelinir ama ben eminim ki bir yerden eleştiren arkadaşım da aramıza dahil olacak. ‘’Evet bak, bu arkadaşım da bunu düzeltme için bir adım atıyor’’ diyecektir. Çünkü yarışlar olabilir. Bizim partimizde kongreler çok dinamik, aktif, hareketli süreçler. Bu süreçlerde ajite edici, demagojik diller kullanılabilir, söylemler olabilir ama biter. Kimse burada baki değil. Dalgalar geçicidir, denizler bakidir. Örgüt denizdir, öyle kalacaktır. O yüzden ben ilçemizde barışı, örgütümüzle birlikte, örgütün talepleri doğrultusunda sağlayacağıma inanıyorum.

Kongreler dinamik ve hareketli süreçler’’ demişken, Kadın Kolları İl Kongresini geride bıraktık. Gerginlikler yaşandı, itirazlar oldu. Bu konuda kadın ilçe başkanı olarak siz ne düşünüyorsunuz?
Bizim ilçemizde de kadın kolları seçimimiz yapıldı. Kadın kolları ilçe başkanımız ve yönetimimiz var. Ben daha çok onların kararlarının  arkasında oldum. Sonuçta oy kullanacak arkadaşlarımız belli, onlar da bir yarıştan çıktılar ve buna hakları var. Ben aday Kadın Kolları Başkanlığı için yarışan 2 arkadaşımızın da çok değerli insanlar olduğunu biliyorum. 2’sini de tanıyorum, 2’sinin de Cumhuriyet Halk Partisi içindeki geçmişten günümüze mücadelelerini biliyorum. Çok taraf olduğum söylenemez. 2’si de kadın, 2’si de bunu yapabilecek özelliklere sahip. Oradaki bir yarıştı. Bu yarışın kavgaya dönüşmesi huzursuzluk verici bir şey oldu. Biz kadınlar olarak ‘’Barış’’ diyerek farklı tartışmalara girince, söylemlerimiz inandırıcılığını yitiriyor. Fakat bu o atmosferde yaşanan bir olay. Bunu da genişletmek, üzerine çok konuşmak doğru olmaz diye düşünüyorum. Seçilen kadın kolları başkanıma da buradan tebriklerimi iletiyor, başarıların devamını diliyorum. Diğer arkadaşıma da kaybeden diye bakmıyorum. Çünkü siyasette 1 saat bile çok uzun bir süre. Ne olacağı, kimin ne şekilde nereye geleceği belli olmaz. Ben eminim ki aynı kararlılık ve aynı emekle devam ettiği sürece herkes bir gün emeğinin karşılığını alacaktır. Bu 2 arkadaşım için de geçerlidir.

CHP Buca İlçe Başkanı seçildiğiniz günden bu yana neler yaptınız?
Süreç çok hızlı gelişti. Kongreler bitmedi. İlçe yönetimi içinde görevlendirmelerimiz oldu. Göreve gelen arkadaşlarımızla planlamalar yaptık, onlar çalışmalarını devam ettiriyorlar. Örgütten sorumlu ilçe başkanlığını 2’ye böldük. Daha aktif ve daha rahat çalışılabilmesi için 2 bölgeye ayırdık. Mahalle temsilcilikleri ve mahallelerde yapılacak çalışmalarla ilgili program hazırlıyoruz. Kısa süre içinde mahallelerde partili arkadaşlarımıza program sunumu yapacağız. Biz halkayı genişletmekten yanayız. Yıllardır ’’Yeni ilçe başkanlığı’’ söylemi vardı. Biz bununla ilgili ciddi bir adım attık. Gelir gelmez bir komisyon kurduk. Bu komisyon yönetim kurulu arkadaşlarımızdan oluşuyor. Buca’da fiziki şartları siyaset yapmaya uygun, kadın kollarının, gençlik kollarının, mahalle temsilcilerinin gelip, çalışmalarını yapabileceği bir bina arayışına girdik. Engelli arkadaşlarımızın ulaşımına, erişimine uygun bir ilçe binası almak adına bir komisyon kurduk. Komisyonumuz çalışmalarını tamamladı. İlçe binası bulduk. Konu ile ilgili Genel Merkezimizle görüşmelerimizi yaptık. O binayı da almaya karar verdik. Bunun yüzde 50 adımını atmış durumdayız. Sanırım 15 – 20 gün içinde yeni ilçe binamıza kavuşacağız.

Yeni ilçe binası nerede?
Şirinyer’de merkezi bir konumda yeni binamız. Ana cadde üzerinde bulmak çok mümkün olmadı. Çünkü bulacağınız yer, bırakacağınız yerden çok daha iyi olmalı. Bu ilçe binasının anıları çok. Bu ilçe binasını bize kazandıran Mehmet Süne ilçe başkanımız ve yönetimine de buradan teşekkür ediyorum. Kendilerini de ziyaret edeceğim. Onlardan da nezaketen izin alacağım ve kendilerini bilgilendireceğim. Onlara da buradan çok teşekkür ediyorum. Çünkü yeni binaya kavuşmanın sebebi de bu binadır. Bu da benim için çok önemlidir. Bunun dışında yaptıklarımız kapsamında örgütten insanlarımızla görüşüyoruz. Partililerimizin, partili olmayan ama partiye sempatisi olan vatandaşlarımızın dertlerini, sorunlarını dinledik. Çözebildiklerimizi çözdük. En kısa zamanda da sokaklardayız, bununla ilgili de çok ciddi çalışmalarımız var.

Vatandaşın talepleri ne doğrultuda?
En çok istihdam konusunda talep alıyoruz. Henüz ‘’Böyle bir projem var, bunları yapmalıyız’’ diyen çok az arkadaşa denk geldim. Bunun dışında hep istihdam talebi var. Bu da ülkenin sorunu… İnsanlar haklı, herkes canının yandığı yerden hareket ediyor. İlk ulaşabildiği kimse, ondan bunu talep ediyor. Sizin de bunu yapabileceğiniz düşünülüyor. Keşke her talebe cevap verebilsek, keşke işsizlik sorununu ortadan kaldırabilsek ama bu da pek mümkün olmuyor tabi ki. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu sorun da çözülecek. Tabi ki araya girdiğimiz, yapmaya çalıştığımız oluyor. Başarabildiğimiz ya da başaramadığımız oluyor. Dinliyoruz insanları biz. Biraz da oradan çıkarak siyasetimizi biçimlendireceğiz. İnsanların gerçek sorunu, sıkıntısı ne bunu her siyasetçinin bilmesi gerekir. Bu ülkenin en büyük sorunu yoksulluk, işsizlik… Toplum çoğunluğu olarak açlık sınırının altında yaşıyoruz. Ben açıkçası gelene ‘’Partili misin?’’ diye sormam. Bu soruyu sorma  gereği duymuyorum. Elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Bize talepler daha çok belediyeler üzerinden geliyor. Çünkü ülkede satıla satıla fabrika kalmadı. Vatandaş bakıyor çalışmak için fabrika yok, bacası tüten sadece belediye kalmış. Doğal olarak belediye doğrultusunda iş istiyor. Belediyelerin de istihdam edebileceği sayı belli. Biz özelde de bazı işler, işe alımları takip edip, duyurusunu yapıyoruz. Şartları uygun olanlar gidip iş başı yapabiliyor.

Buca’da CHP 2009 yılından beri seçim kazanıyor. Son yerel seçimlerde ise makas biraz daraldı. Oy alamadığınız yerlere gidiyor musunuz? Bu konuda çalışma modeliniz nedir?
Biraz evvel bahsettiğim programımız buna dayalı bir program aslında. Tabi ki en fazla risk gördüğümüz bölgelerde ve oy oranımızın az olduğu bölgelere yönelik çalışmalarımız olacak. Yani lokal çalışmalarımız olacak. Bu şunu getirmiyor tabi ki, ‘’Biz burayı aldık, o yüzden burada çalışma yapmayalım’’ gibi bir durumumuz yok. Ağırlıklı çalışmalarımız riskli bölgelerimizde diğer bölgelerimizde de ziyaret ve rutin çalışmalarımız olacak, oluyor. Geniş katılımlı ziyaretler noktasına henüz gelmedik. Bunun için bir örgütlenme çalışmamız var. Biraz evvel bahsettiğim çalışma, bittiği zaman ortaya başarılı işler çıkacağını düşünüyorum. Mahallelerimizle sürekli irtibat halindeyiz. Eski mahalle temsilcilerimizle de görüşme halindeyiz. Yeni atamalarımız olacak. Bazı değişiklikler olacak. Bundan sonrası çok daha iyi olacak diye düşünüyorum. Benim herkesle kucaklaşmak ve yol yürümek gibi bir derdim var.

Dünyada ve ülkemizde paniğe neden olan korona virüsü ile ilgili bir çalışma yaptınız mı, ne tür önlemler aldınız?
Öncelikle küresel bir salgından bahsettiğimizi söylemeliyiz. Kaybetmiş olduğumuz vatandaşlarımızın üzüntüsünü hala yaşıyoruz. Bu virüsün ne kadar kişiye zarar verebileceği konusunda kesin bir fikre sahip değiliz. Çünkü hala tedavisi veya ortadan kaldırmanın yolu bulunmamış bir virüsten bahsediyoruz. Düşmanımızı tam olarak tanımadan ona karşı alabileceğimiz önlemleri de tam olarak bilemeyiz. Bu yüzden daha geniş önlemler almakla mükellefiz. Bizler de ilçemizde virüsün ilk çıktığı günden beri çok dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Özellikle geçtiğimiz günlerde ilçe binamızı dezenfekte ettik. İlçe binamızı Genel Merkezimizin aldığı kararla beraber ziyaretçilerimize ve partililerimizin ziyaretine kapattık. Bu süreç sona erinceye kadar da bu önlemi almaya devam edeceğiz. Buca Belediyemiz de sürecin başından itibaren ilçemizde gerekli çalışmaları titizlikle yapmaktadır. Dezenfekte çalışmaları ve alınacak tedbirlerle ilgili uyarıları vatandaşlarımızla paylaşıyor. Benim de tüm vatandaşlarımıza önerim bu süreçte lütfen evde kalınız. Özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımızın evde kalmasını ve onlarla birlikte yaşayanların da daha dikkatli davranmasını öneriyorum. Ülke olarak bilinçli davrandığımız takdirde geçmişte olduğu gibi bu zorluğun da üstesinden geleceğimize inancım tamdır.