GÜNDEME BAKIŞ - Arslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Birinci derecede deprem bölgesinde bulunan bir ilin milletvekili olarak deprem ve depreme ilişkin önlemler sürekli gündemimizde oldu. Hem bilgi edinme hem de TBMM Başkanlığına verdiğimiz soru önergeleri yoluyla konuyu yakından takip ettik.
Bu yasama döneminde TBMM Başkanlığına deprem ve alınması gereken önlemler konusunda 23 soru önergesi verdim. Bununla da yetinmeyip bilgi edinme talebi yoluyla aynı soruları tekrarladık. 23 önergeden 6 önergemize yanıt verilmedi. Yanıt verilen önergelerin büyük bir kısmında ise bu sorular nasıl yanıtsız bırakılır, açıklama yapılmadan geçiştirilir kabilinden sadece mevzuat bilgisine yer verildiğini gördük. Bu durum bile tek başına hükümetin deprem konusunda vurdumduymazlığını göstermeye yetiyor. Bizler milletvekilleri olarak halkımızın bize verdiği görevimizi yapmak için bu soru önergelerini veriyoruz ve bu hem hükümeti denetleme yetkisi hem de aksayan yönlerin açığa çıkması ve düzeltilmesi için bir fırsat. Maalesef hükümet bu fırsatı kullanmıyor verdiğimiz soru önergelerini cevaplamak yerine geçiştirmeyi tercih ediyor. Ama görüyorsunuz ki bu yanlış bir deprem halinde insanların canına mal oluyor.

2 BİN 235 OKULA DEPREM TAHKİKİ YOK
Depremde alınan her önlem kurtarılan bir can demektir. Daha önce de kamuoyu ile paylaştık ama tekrar altını çizmekte fayda görüyorum. İzmir’de Milli Eğitim Bakanlığına verdiğimiz okullarında depreme karşı alınan önlemlere ilişkin 3 Eylül 2018 tarihli bilgi edinme talebimizi 18 Eylül 2019 tarihinde yanıtladı. İzmir’de 2017-2018 öğretim yılında 2 bin 579 okul bulunuyor. Yanıtta 2011 - 2017 yılları arasında İzmir’de 222 okulda deprem tahkiki yapıldığı, 69 okul için güçlendirme projesi hazırladığı buna rağmen 46 okulda güçlendirme yapıldığı bilgisi yer alıyor. Geriye kalan 2 bin 235 okulun durumu nedir? Yanıt yok. Bakanlık 2011-2017 yılları arasında yani 6 yılda İzmir’de bulunan okullara deprem önlemleri için 10 milyon 660 bin lira ayırmış. Bu bütçeyle önlem almak mümkün mü?

HASTANELERİN YÜZDE 51’İ DAYANIKSIZ
29 Ağustosta 2018 Sağlık Bakanlığı’na bilgi edinme talebi ile sorduk, İzmir’de bulunan hastanelerin depreme ilişkin durumu nedir, önlemler için ne kadar kaynak ayırdınız?
Bakanlığın yanıtında, “Haziran 2018 itibariyle İzmir genelinde Sağlık Bakanlığına ait binaların yüzde 49’u depreme dayanıklı. Depreme dayanıklı hale getirilmesi gereken bina sayısı yüzde 51. Bunların yüzde 20’sinin depreme karşı güçlendirilmesi mümkün değil, yanı yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Yüzde 31’i ise güçlendirme ile kurtarılabilecek binalar.” bilgisi yer almaktadır.
Hal böyle olunca 20 Şubat 2019 tarihinde Sağlık Bakanlığına bir soru önergesi daha verdik, İzmir’de Sağlık Bakanlığına ait binaların hastaneleri yüzde 51 deprem riski altındaydı geçen sürede hangi çalışmaları yaptınız diye sorduk. Neredeyse aradan iki yıl geçti hala yanıt yok.
Derhal hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de Sağlık Bakanlığı İzmir İli özelinde son iki yılda bu tablonun değiştirilmesi için hangi çalışmaları yaptılar kamuoyu ile paylaşmalıdır.”

HER BİNANIN GİRİŞİNE DEPREM DAYANIKLILIK DURUM TABELASI ASILSIN
"Bundan bir yıl önce kamu kurumları kendi web sayfasından kurumuna ait binaların depreme karşı dayanıklılığını içeren bilgiyi paylaşsın, hatta binaların girişinde bu bilgilerin bulundurulması zorunluluğu getirilsin önerisinde bulundum. Şimdi o öneriyi genişletmek istiyorum ve deprem bölgesinde bulunan her bina için bu zorunlu hale getirilsin. Radikal önlemler alınmadığı, etkin denetim yapılmadığı sürece hiçbir şeyin değişmeyeceği ortadadır. İktidar, muhalefet demeden gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı bugüne kadar ihmali olanlardan hesap sorulmalıdır. Kaybettiğimiz her can alınmayan bir önlemin sonucudur. Artık depremlerde böylesi ağır bilançolar yaşanmasın. Kaybettiğimiz insanlarımızı ve enkaz altında kalan yakınlarını bekleyen acılı yakınlarını görmek istemiyorsak zaman bu zamandır deyip hemen önlem almaya başlamalıyız. Bir kez daha İzmir depreminde canla başla çalışan tüm kurtarma ekiplerine, destek olan sivil toplum kuruluşlarına, kamu kurum ve kuruluşlarımıza ve başarılı çalışmaları için belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Kaybettiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. İzmir’imizin başı sağolsun. Tekrar aynı acıyı yaşamamak için çalışmalı, gerekli ve yeterli önlemleri almalıyız. Yarın değil şimdi."