GÜNDEME BAKIŞ - AK Parti İzmir İl Başkanı kerem Ali Sürekli, beraberindeki heyetle birlikte uzun süredir toprak kayması yaşanan Çiğli Harmandalı’nda yerinde incelemelerde bulundu. İlçedeki çöp sorununa dikkat çeken Sürekli, “Çöp, dendiğinde, İzmir’in en kronik biçimde kanayan yarası Harmandalı’ndayız. İzmir’in çöp kâbusunun odağındayız. Öyle bir yara ki; artık ne günlük ilaçlarla ne de pansumanla akan irini durdurmak mümkün. Sorumlular ise ağır ameliyat ve hava değişimi gerektiren bu ölümcül yara karşısında ne yazık ki kayıtsız! İnsan sağlığı tehlikede, doğa tehlikede, Çiğli ve İzmir çöple iç içe, felaketle burun buruna! Deve kuşu misali… 30 yıllık çöp bertaraf hikâyesinin hazin hikâyesi… Harmandalı CHP 30 yıldır İzmir’in çöpünü buraya bırakıp, başını kuma gömüyor. Harmandalı çöplüğünün nasıl yola çıktığını ve üzerinden geçen 30 yıllık hikâyesine baktığımızda durumun vahameti gözler önüne seriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1992 yılında, bulunduğumuz bu yeri; İzmir’in Çiğli ilçesi Harmandalı Köseler Mevkiini açık çöp döküm alanı olarak kullanmaya başladı. İzmir’in evsel atıkları, sanayi ve hastane atıkları, arıtma çamurları, hayvan ölüleri, pil vb. tüm çöpü bu bölgeye getirildi.  Çöpü kontrolsüz ve dönüşümsüz biriktirirken, yeni yerleşim alanlarına, toplu konutlara da izin verdiler. Yıllar içinde biriken çöplerin yarattığı tehlike, çevredeki mahallelerin yanı sıra Menemen Ovası’na kadar uzandı. Her gün yüzlerce çöp kamyonu, Çiğli sokaklarında ilerleyerek çöp depolama alanına ulaşıyor. Sızan zehirli sular, derelere oluk oluk akıyor. Derelerden çevredeki bağ ve bahçelere oradan da körfeze akan çöp suları, doğayı ve insan sağlığını tehdit ediyor” açıklamasında bulundu.  

“YARIKLAR BÜYÜYOR” 

CHP’li Çiğli Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Harmandalı’nda yaşanan sıkıntılara sessiz kaldığını savunan Sürekli, “Hiçbir yalıtım sistemi uygulanmadan yola çıkarılan bu tesisin yarattığı kâbus; 2013’te başlayan eğim hareketleri ile tavan yaparken, CHP’li yerel idarenin başı yine kumdaydı. Yoğun yağmurlar ve 30 Ekim İzmir depremiyle birlikte artan kaymalarla tehlike büyüdü. CHP’li yerel idare bir zahmet, sorunun ne olduğunu araştırmaya girişti, ön rapor hazırladı.   –meli, -malı’dan; -ecek, -acak’tan öteye geçemeyen sorumlular; yıllardır göz göre göre buradaki hezimetin felakete dönüşmesinde artan riske seyirci kalıyor. Zehirli su artarak yayılıyor, Yarıklar büyüyor, insanlar korkuyor… Tesis çoktan iflas etmiş, çözüm arayan yok! Yeniden doğuş değil, ölüm döşeği ve son duaya çeyrek var. Harmandalı yeniden doğuyor; iddiasıyla hayata geçirdikleri, metan gazını elektriğe dönüştürmeyi vadettikleri biyogaz tesisinin işleyişi ve çözüme katkısı ise tam bir muamma. Hastayı iyileştirmediği ortada. Burada yeniden doğuşu bırakın, ölüm döşeği ve son duaya çeyrek kalmış. Günde ortalama 4 bin 500 ton, çöpün bırakıldığı, 40-50 metrelik çöp dağlarının oluştuğu, çöplerden sızan zehirli sularla 4-5 metreyi bulan yarıkların oluştuğu alanda bırakın yeniden doğuşu, ölüm döşeği ve son dualık bir durum söz konusu. Kendilerinin, en başında 20 yıllık ömür biçtiği, ancak hazin sonu bile bile kıllarını dahi kıpırdatmadıkları ortada. Son olarak, istinat duvarları örmek, kazık çakmak gibi, günlük ve göstermelik çözümlerle bugüne kadar geldiler ama görünen o ki, bundan sonrası tufan… Zehirli su artarak yayılıyor, yarıklar büyüyor, kaymalar artık bir deprem hissi yaşatıyor, insanlar korkuyor… Tesis çoktan iflas etmiş, kalıcı çözüm arayan yok! Hatta kimsenin umurunda değil” ifadelerini kullandı.  

“RAPORLARI İTİRAF GİBİ” 

AK Partili Sürekli açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Raporları, yeterli tedbiri almadıklarının itirafı gibi… Harmandalı, yeniden keşfedilecek bir mesele değildir.  Sorun Alsancak’a ulaşınca mı çözecekler? Geçtiğimiz aylarda; bölgenin güney batısındaki çatlaklar ve heyelanlara ilişkin bir ön izleme ve öneri dosyası hazırlayan Büyükşehir’in bu raporu; aslında bir itirafname gibi. Bugüne kadar gerekli tedbirlerin alınmadığının, adımların atılmadığının itirafı gibi.. Bir bölümü katı atık depolama sahası içinde bulunan 150 hektarlık heyelan bölgesinde atık depolama yapılmamalıdır diyen; kazı işlemi yapılmamalıdır diyen; ama yine de yapan kendileridir. Harmandalı meselesi, yeniden keşfedilecek bir mesele değildir. Sorun, bugün ortaya çıkmamıştır. İhmaller, yanlış ve eksik adımlar silsilesinin bir sonucudur. Büyükşehir Belediyesi; Harmandalı Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi’nin faaliyetine kademeli olarak son verileceğini de beyan etmektedir ki; bu çoktan yapılmış olmalıydı!  

“UMURSAMAZLIĞA SON VERİLMELİ” 

200 binin üzerinde yaşayanıyla; uzun yıllardır “çöpten bir hayat istemiyoruz” diye haykıran Çiğli’ye kulaklarını tıkayan Büyükşehir Belediyesi; bu sorunu Alsancak’a ulaşınca mı çözüm üretecek? Önce arka sıradakileri göreceğini, pelikanların da başkanı olduğunu; İzmir’i dünya kenti yapacağını söyleyen Soyer, neyi bekliyor? Arka sıradakilerin kendilerini imha etmesini mi? Ön izleme, öneri derken, bir faciaya kucak açan umursamazlıklarına bir son vermeliler!  Halkın eylemleri, isyanı sürüyor. Uzmanlar uyarmaya devam ediyor… “Neyi bekliyoruz? Bir facia yaşanmasını mı?”  Yıllar önce; “Çöpten bir hayat” belgeseli yapıldı… Düşünün; Akdeniz’in incisi İzmir’deki çöp sorununa dikkat çekmek için bir belgesel yapıldı. Siyasetçiler, uzmanlar Harmandalı’nı kendilerine yol yaptı. Uyarılarda bulundu. Halkın eylemleri sürüyor, muhtarlar, sivil toplum ve meslek kuruluşları yıllardır konuşuyor. Peki neyi bekliyoruz? Bir facia yaşanmasını mı? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kyoto protokolü hükümleri doğrultusunda vahşi depolama alanlarını yasaklamasıyla birlikte bazı adımlar atılmışsa da yetersiz.  Neredeyse 10 yıldır yapılan, çöpün toprağın altına gömülmesi ve devrim olarak niteleseler de sorunu ortadan kaldırmayan biyogaz tesisi…  

“İNSANLARIN GÜNAHI ONLARIN BOYNUNA” 

Katı atık sahasını ilk projelendirilmesinden günümüze kadar olan süreçte katı atık sahası genişlemiş ve ilave izolasyon ve drenaj sistemleri uygulanmıştır, doğrudur. Ayrıca; 500 metreküp/gün sızıntı suyu oluştuğu ve drenaj toplama sistemi ile toplanarak, İZSU kanalizasyon şebekesi aracılığı ile Çiğli İleri biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’ne (10 km mesafede) gönderildiğini belirtiyorlar.  Ancak tüm bunlar; ihtiyacı karşılayacak, sorunu ortadan kaldıracak boyutta çalışmalar değildir. Giderek yükselen çığlığı duymayan CHP’li yerel idare, büyük vebal altındadır... En köklü çözüm; 15 yıl önce iflas eden ve hiçbir önlem alınmayan Harmandalı çöplüğünün kapatılması. Aynı zamanda bir suç olan vahşi depolamaya, buraya çöp taşınmasına bir son vermeliler. Çöplerden sızan zehirli atık suların sızmasına engel olunmalı, bu suların drenaj boruları ile tahliye edilerek bir havuzda toplanması şart. Aksi halde, yağmur sularıyla birlikte artması ve temiz yer altı sularını da zehirlemesi, kaymaların felakete dönüşmesi oldukça muhtemel. Ekolojik denge hızla bozuluyor. Bugün gereği yapılsa ki zor görünüyor; telafisi 20 yılda mümkün olamayacak bir tahribatla karşı karşıyayız. Ayrıca, imar planları, burası güllük gülistanlıkmış gibi ele alınmamalı. Yıllarca bu bölgeye yerleşen, burada yaşayan insanların günahı da onların boynunda.  

“DEPREM BİLE DERS OLMADI” 

Kimse, görmek istemeyenler kadar kör değildir… Taş üstüne taş değil, çöp üstüne çöp…  İzmir’in ortasında “pimi çekilmiş bir bomba” duruyor! Çöpü yıllardır bertaraf etmek yerine depolamayı tercih eden, tüm dünyanın artı kaynağa dönüştürdüğü çöpü, çileye dönüştüren ve yanlışındaki ısrarını 30 yıldır sürdüren bu zihniyetin İzmir’i kalkındırma niyeti yoktur. İbni Sina’nın dediği gibi; kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Aksi halde, buradaki çöp dağlarını görmemek, kokuyu fark etmemek mümkün değil. Harmandalı, İzmir’in ortasında pimi çekilmiş bir bomba! Ama onlar kulaklarını tıkıyor. 1993'te İstanbul Ümraniye faciası hiç yaşanmamış gibiler. Hekimbaşı Çöplüğü'nde meydana gelen 27 kişinin öldüğü, 12 kişinin de kaybolduğu patlamanın benzerinin yaşanması içlerine hiç mi korku salmıyor?  Harmandalı’da Ümraniye’nin acı kaderini mi yaşasın...! 92 yılında hiçbir araştırma, etüt yapmadan Harmandalı’nı açık çöp sahası ilan eden CHP’li Büyükşehir Belediyesi; aralıksız yönetimde olduğu 30 yıl boyunca sadece elini kolunu bağlayıp seyretmiş; taş üstüne taş değil, çöp üstüne çöp koymuş; ama buraya kadar. Bu gidişata göz yummayacağız. Yerinde inceleme ve açıklamalara devam… İzmir; buradaki manzara gibi… Perişan… Geçtiğimiz haftalarda körfeze açıldık… Orada da tablo aynıydı. Her gün işlerimize gidip geliyoruz… Trafikteyiz… Orada da aynısı… Yıllardır kentsel dönüşümde sınıfta kaldılar diyoruz… Deprem bile ders olmadı. Kış kapıda… Esnaf ve vatandaş sel baskınından tedirgin, nöbet hazırlığında… 

“BÜYÜK FOTOĞRAF ORTADA” 

Bir belediye; alt yapısını yenileyemiyor, halkına günlük hayatında konfor sağlayamıyorsa; yani en temel hizmetlerini veremiyor; hatta çöpünü toplayamıyor, öğütemiyor; böylesi bir çileye, tehdide dönüştürüyorsa ne işe yarar? Lamı cimi yok… Verecekleri hiçbir yanıt; üzerinde durduğumuz tehlikeyi bertaraf edemez! Hiçbir gemi lafla yürümez. Çiğli için bıçak kemikte… İzmir’in dört bir yanında sorunlar boyu aşmış. Elbette, eleştirilerimiz ve çözüm önerilerimiz devam edecek… İzmir hak ettiğini alana kadar sözümüzü söyleyeceğiz. Yerinde incelemelerimize, açıklamalarımıza devam edeceğiz… Son sözümüz şudur ki; büyük fotoğraf ortada… İzmir ne yaşıyorsa onu dile getiriyoruz… Ne söylüyorsa onu tekrar ediyoruz…