İzmir'de 30 Ekim'de yaşanan ve 116 vatandaşımızın canına mal olan deprem sonrasında binaların sağlamlığına ilişkin gündem devam ederken, Karşıyaka'da ise vatandaşlar kentsel dönüşümün gerçekleştirilemeyişine isyan etti. Karşıyaka Atakent Mahallesi'nde yer alan Emlak Bankası Konutları'nda ikamet eden vatandaşlar, binalarının 47 yıllık olduğunu ve bu nedenle hızlı bir şekilde kentsel dönüşüme ihtiyaç olduğunu, buna karşın 0.40 büyüme hakkıyla kentsel dönüşümün sağlanmasına talebine Karşıyaka Belediyesi'nin izin vermediğini belirtti.

CAN GÜVENLİĞİNDEN DAHA DEĞERLİ NE VAR?

Konuya müdahil olan AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Didem Dereboylu Keseli, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'a seslenerek, "Bu vatandaşların deprem korkusuyla yaşamasından ve can güvenliğinden daha değerli ne var ki, hakları verilmiyor?" diye sordu. AK Partili Keseli, "Atakent'te vatandaşlarımızın planlı alanlar tip yönetmeliğinde taban inşaat alanlarının 0.40'a büyüme hakkı varken ve bölgede bu yönetmelikle üç bina yapılmışken, bugün bu hakkın teslim edilmeyişini anlamak oldukça güç. Bir yanda kentsel dönüşüm ve deprem konularında basına sürekli 'ilgileniyoruz' mesajı veren bir Karşıyaka Belediyesi var, diğer tarafta kentsel dönüşüm yapmak isteyen vatandaşların önüne engel çıkaran bir Karşıyaka Belediyesi var." dedi.

BİR AN ÖNCE MAĞDURİYETİN GİDERİLMESİ, VATANDAŞIN HAKKININ VERİLMESİ ELZEMDİR

Karşıyaka Belediyesi'nin geri adım atmamakta diretmesi durumunda vatandaşların mevcut koşulda kentsel dönüşüm yapacak bütçesinin olmadığını söyleyen Keseli, "Bu konutlarda ikamet eden vatandaşlarımızın 400-500 bin liraları bulan masraflarla kentsel dönüşüme dahil olma şansının olmadığı açık. Dolayısıyla bu vatandaşlarımıza 'Ya git, ya da depremi bekle' denmektedir. Bugünün teknolojisiyle ne zaman gerçekleşeceğini bilemediğimiz fakat olacağını bildiğimiz bir depremden bahsederken, bir gün hatta bir saatin dahi çok önemli olduğu gerçeğini unutmamak lazım. Eğer istenen buradaki birçoğu emekli yahut sabit gelirli vatandaşları buradan göndermekse, bu durum kan dondurucudur. Bir an önce mağduriyetin giderilmesi, vatandaşın hakkının verilmesi elzemdir." dedi.