Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, Buca'nın merkezinde bulunan cezaevinin kaldırılmasına ilişkin alınan karardan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın mevcut "Taralı ticaret alanı" planlarını kaldırarak yeni yaptığı planlara uzanan süreci anlattı. Cezaevinin kentin merkezinde bulunmasının İzmir'in kronik sorunlarından biri olduğunu kaydeden Kaya, süreçte AK Parti'nin siyaset üstü davrandığını aktardı.

"SÜRECE ERHAN KILIÇ BEY'İ DAHİL ETTİK"

Kaya, "Buca Cezaevinin, İzmir'in en büyük ilçesinin göbeğinde kalması ve hala faaliyet yürütmesi İzmir'in 5 tane kronik sorununun bir tanesiydi. Biz de 2019 yerel seçimlerinden sonra 'İzmir'in kronik sorunlarının çözümü için birlikte harekete edelim. Bu sorunların başında Buca Cezaevi geliyor, gelin bunu siyaset üstü bir mesele olarak görelim ve kaldıralım' dedik. Bizim  çağrımıza İstemezükçü Odalardan hiçbiri, Tabip Odası, Baro, TMMOB, İzmir Büyükşehir Belediyesi cevap vermedi. Kentin faydasına olan hiçbir işte bu arkadaşları zaten göremiyoruz. Sadece Buca Belediye Başkanı Erhan (Kılıç) Bey, 'Benim üzerime düşen bir şey varsa yaparım' dedi. Ben Erhan Bey'i ziyaret ettim ve görüşlerini aldık. Cezaevi Bakanlığın, bu konuda hükümetin yapacağı bir iş varken biz işin içine yerel yönetimleri de katarak, Buca Belediye Başkanı ile birlikte süreci yönettik" dedi.

"ADALET BAKANLIĞI'NIN EN KIYMETLİ ARAZİSİ"

Kaya açıklamasını şöyle sürdürdü:

Erhan Bey ile birlikte Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül Bey'i ziyaret ettik. Orada Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'ın bunu 2014'te ifade ettiğini anlattık. Sağ olsun Sayın Bakanımız da 2021 yılı içinde talebimize karşılık verdi ve cezaevinin oradan kaldırılmasına karar verildi. Burası Adalet Bakanlığı'nın İzmir'deki en kıymetli arazisi, hakim ve savcıların lojman ihtiyacı var, burayı kaldırınca başka bir yerde cezaevi yapacaksınız. Biz bu konuda İzmirliler olarak kendilerine yardımcı olacağımızı da ifade ettik. İller Bankası'nın Uzundere'de yapmış olduğu ama kentsel dönüşümde kullanılamayan alanlar, daireler vardı. Vatandaşlarımız biz yerinde dönüşüm istiyoruz, oraya taşınmak istemiyoruz' demişlerdi. Alan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na geçti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı'na hem hakim ve savcılar için lojmanlar hem de cezaevi yapmak üzere protokol imzaladı

"İZMİR BAROSU TÜRKİYE'NİN ALEYHİNDE NE VARSA ORADA"

Cezaevinin yıkımı aşamasına gelindi ve karşımızda ilk olarak İzmir barosunu gördük. Hukukla bir işi yok İzmir barosunun, Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde ne varsa orada İzmir Barosu'nu görürsünüz. Yıkıma gidip dava açtılar, yönetmelikleri bilmiyorlar. İhaleyi alan firma, yıkım işlemine başlamadan önce teknik raporları, asbest raporlarını alarak Buca Belediyesi'ne başvurup yıkım yapacak. Baro yıkımı engellemek için uğraştı ve dava açtı. İzmir barosu şehrin merkezindeki cezaevi yıkımına dava açarak tarihe geçti. Yıkım gerçekleşti ve 80 metrekare alan çıktı.  

"YIKIM GERÇEKLEŞİNCE SOYER VE İSTEMEZÜKÇÜLER ORTAYA ÇIKTI"

Biz 2021 yılında Buca Belediye Başkanı Erhan Bey, Genel Başkan Yardımcımız Hamza (Dağ) Bey ve ilçe Başkanımız Hakan (Kalfaoğlu) Bey ile birlikte Çevre, Şehircilik Bakanlığımızın Mekânsal Planlama Müdürlüğü'nde görüşme gerçekleştirdik. Hani diyor ya CHP İzmir İl Başkanı (Deniz Yücel) 'Oldu bitti bir plan yaptılar' İzmirlinin aklıyla alay etmeye çalışıyorlar... Bakın 2021 yılından bahsediyorum, bu toplantıyı gerçekleştirdik, neler istediğimizi ifade ettik. 80 bin metrekare alanın Buca'nın ve kamunun olması yönündeki talebimizi ilettik. Buca Belediye Başkanı orada hem rekreasyon alanı hem de kendisi için pazar yeri yapılması noktasında taleplerde bulundu. Belediyenin o alanda 1 metrekare yeri yoktu. Genel Müdürlük talepler noktasında çalıştı, 2021 yılı Ağustos ayında da yazılı olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne orayı planlayacağını ve taleplerini sordu Bakanlık. Belediye de yazılı olarak cevap verdi. 'Haberimiz yoktu' diyorlardı ama belgelerini kamuoyuyla paylaştık. Şu anki söylemlerinin hiçbiri o yazılı cevapta geçmiyor. Yıkım yapılana kadar Tunç Soyer'in konuya ilişkin bir tek cümlesi, hamlesi yok. Her olumlu işte olduğu gibi, zaten kendisinin başlayıp bitirebildiği bir tane iş yok. Ne zaman ki yıkım gerçekleşti, Bucalılar mutlu, ortaya Tunç Soyer ve istemezükçü çevreler çıktı.

"BAKANLIK BURAYI AVM İMARLI SATABİLİRDİ"

Genel iktidar ve yerel iktidar birlikte bir süreç yürüttü ve aslında buna karşı çıkıyorlar. Genel iktidarla yerel iktidarın uzlaşarak iş yapmasını istemiyor bu çevre, İzmir'de hiçbir iş çıksın istemiyorlar. Çatışmadan besleniyorlar, huzursuzluktan keyif alıyorlar. İzmir'e hiçbir şey yapılmasın istiyorlar. Biz yerel ve genel iktidar şeffaf bir iş yaptık. Biz 2019'da da İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu alanı AVM yaptığını biliyorduk ama işi siyaset malzemesi yapmak istemedik. Soruyorum, Bakanlık hiçbir plan değişikliğine gitmeseydi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı burayı Adalet Bakanlığı'ndan devraldıktan sonra AVM imarlı satsaydı... Satabilirdi değil mi kamuya açmak yerine... Satışa çıkarırdı ve AVM olarak satılırdı. CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kesinleşmiş AVM planı vardı. Tunç Soyer konuştukça biz çıktık ve gerçeği söyledik. Gerçekler Soyer'i daha zor duruma soktu ve Tunç Soyer kendi imajını kurtarmaya çalışıyor.

"44 BİN 442 METREKARE ALAN BUCA BELEDİYESİ'NE GEÇECEK"

1 lira kamulaştırma bedeli olmaksızın çok doğru bir iş yapıldı orada. Nasıl İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Belediye binasını yapmak için Konak Belediyesi'nin arazilerini alıyor. Kamu malı verimli kullanılmalı çünkü. Soyer ve yanındakiler kendi söylediklerinin gerçek olmadığını ve olmayacağını biliyorlar. Aslında CHP İzmir İl Başkanı da hukukçu, bunları çok iyi bilmesi lazım ama girdiği her davayı kaybettiği için; bir yeri kamulaştırmadan orada çalışma yapabilir misiniz! Biz 1 TL kamulaştırma bedeli olmaksızın sosyal donatı alanları ayırdık. Yoksa popülist bir söylemle 'Her yeri yeşil alan yapalım', yap Tunç Soyer, seni tutan mı var. Basmane çukurunu da yap, belediye binası alanını da yap. Seni kim tutuyor! Ama yapamazsın kamu malı bunlar. Bunların etkin ve verimli kullanılması lazım. 'Ben burayı yeşil alan yaptım' demekle iş bitmiyor ki kamulaştırma yapması lazım. Milyarlarca TL tutar. Zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin mali durumu belli. Biz 44 bin 442 metrekarenin kimsenin cebinden 1 kuruş çıkmadan, Bakanlıkta sınırları zorlayarak Buca Belediyesi'ne terkini sağladık. İller Bankası burada gerçekleştireceği plan için ruhsat alacak. Ortada bir hakikat var, CHP'nin AVM planı vardı biz bunu kaldırdık ve 44 bin 442 metrekarelik sosyal donatı alanı yarattık.

"BUCA'DAKİ FERYAT URLA'YI GİZLEMEK İÇİN"

Urla planlarına yönelik İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in "Bu hakkı eline almış bir vatandaş karşımıza geldiğinde 'Burada bina yapılmasın' demek keyfiyet. Böyle bir şey diyemem ben. İmar hakkı var" açıklamasının sorulması üzerine konuşan AK Partili Atilla Kaya, "Depremzedelerin hakkı değil miydi, emsal konusunda onları ne kadar uğraştırdı, zorladı. Şimdi bir vatandaş gitse, 'Benim 2 katlı yerim var ama yan taraftaki 3 katlı hadi Tunç Soyer bana da 1 kat ver' dese verir mi! Bu açıklama abesle iştigal, akıl tutulması. Milyarlık rant verdin sen orada. Satılsa 30-40 milyon lira edecek arazi şu an milyarlık değere ulaştı. Ben hafta sonu oradaydım dağın başında bir yer. Bunu gizlemek için 'Buca' diyorlar. Buca'da açık, şeffaf, muazzam bir iş yapılmış. Buca'daki feryat Urla'daki milyarlık rantı gizlemek için. Bunlar aynı gün geçti meclisten, Buca'yı konuşarak Urla'yı gizlemeye çalıştılar. 'Cambaza bak cambaza' diyerek aşağıda başka şey yapmak istediler. CHP'li Soyer ve istemezükçü odalar 'cambaza bak cambaza' oyunu oynadılar. Ben ondan 'Rant kardeşliği' diyorum" dedi.

"MİLYARLIK RANT SAĞLANMIŞ"

Kaya konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:

CHP kanadından gelen "Kurul sit derecesini düşürdüğü için Büyükşehir bunun gereğini yaptı" açıklamasını da değerlendiren Kaya, "SİT derecesinin düşürülmesi ayrı bir şey, milyarlık avantajla planlanması ayrı. Orada çok sit değerlendirmesi var ve başkasına verilmiş böyle bir plan yok. Milyarlık rant sağlanmış, olabilir mi böyle bir şey! Burası kültürel bir sit alanı, burada belediye çivi çaktırmaz, belediye orada vatandaşın kanalizasyonunu yapmıyor. Oradaki hemşerilerimizin kanalizasyonu yok, 'Burası sit, ben sana kanalizasyon getiremem' diyor ama başkasına milyarlık rantı veriyor. Burada çok büyük çelişki var. CHP İl Teşkilatı oraya bir gitsin vatandaşı dinlesin. Vatandaşın 1 numaralı gündemi Urla Planları, vatandaş, 'Ben belediye hizmetlerini alamıyorum, kanalizasyonumu bağlamıyor, burasının sit alanı olduğunu söyleyerek ama milyarlık rantı veriyor' diyor.

"ODALAR, MERCAN VE CANGI NEREDE?"

Ben baroya, istemezükçü odalara 'Urla'ya bakın' dedim. Dediler ki; 'Daha plan askıya çıkmadı.' Cuma günü çıktı askıya planlar ama yine tık yok. Burada ortaklar hepsi, süreci birlikte yürütüyorlar. Hakikat şu, kültürel sit alanına hançer saplandı ve şahsa milyarlık rant sağlandı. Odalar nerede, çevreci olduğunu söyleyen avukatlar Şehrazat Mercan ve Arif Ali Cangı nerede? Neden sesleri çıkmıyor? Urla'da cambaza bak cambaza oynanıyor”

"SOYER TAŞERON KULLANDI"

Şehir Plancıları Odası'nın Karabağlar'daki 540 hektarlık kentsel dönüşüm alanına dava açmasının ardında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in olduğunu iddia eden Kaya, "Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz" sorusunu yanıtlayarak, "Uzundere'ye bakın. Başlayıp bitirebildiği bir iş yok. Beceriksizliğini gizlemek, Urla'daki rant planını gizlemek amacıyla kamuoyu gündemini değiştirmeye çabalıyor. Odalarla bunlar rant kardeşi. Uzundere'de vatandaşlar Kemal Kılıçdaroğlu'nun yolunu kesti ve bu İzmir'de CHP belediyeciliğinin bittiği gündür. Vatandaşlar, Kılıçdaroğlu'na 'Bu Soyer kentsel dönüşümü yapamıyor' diyerek Soyer'i şikayet ettiler. Kılıçdaroğlu da 'Hükümet yapsın' dedi. Biz 'yapalım' dedik ama Soyer 'ben yapacağım' dedi. Orada vatandaşları topladı ama yine yapamadı. Bu beceriksizliğini gizlemek için bu itirazı yaptırıyor. Oda dava için ortaya gerekçe koyamıyor, sadece dava... Deprem kuşağındayız, depremler yaşıyoruz. Kentsel dönüşüm siyaset üstü tutulmalı. Ortada gerekçeleri bile yok, gerekçesiz şekilde dava açıyorlar. Ben muhtar arkadaşlarımızdan duydum, 'Her şeye dava açan Muhittin Selvitopu bile 540 hektara dava açmayacakmış' dediler. Tabi şu da var; Selvitopu nereye gitse vatandaş 'Artık yeter Selvitopu, ona dava buna dava, stada, kentsel dönüşüme, diş hastanesine, TOKİ'ye dava' diyorlar. Onlar da Soyer ile birlikte taşeron kullanıyorlar.