Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İş insanı, eğitmen, milli sporcu ve ödülden ödüle koşan otomobil yarışçısı Ümit Ülkü, yarışlara ilgi duyması ile zirveye giden yolda neler yaşadığını anlattı. 12 yaşından beri araba kullandığını, yarışlara açılan kapının da tesadüfen eline tutuşturulan bir broşürle aralandığını kaydeden Ülkü, "İzmir Fuarı'nda dolaşıyorum bana bir tane broşür veriyorlar. Kırmızı Palio yarış arabası var, yatay olarak da 'ileri sürüş eğitimi' yazıyor. Ben Almanya'da doğdum, babam Almanya'da Audi Fabrikası'nda çalışıyordu. Otomobilleri seviyorum, merakım var. 12 yaşından beri araç kullanıyorum. İlgimi çekti, telefon açtım. İzmir'de yaşamama rağmen, o güne kadar İzmir'de bir yarış pisti olduğundan haberim yoktu. Pınarbaşı Yarış Pisti ismindeki yeri aradım, randevu aldım. Ancak bu randevu 5 defa alındı ve ben 5 defa gidemedim, iptal ettim. Çünkü siparişler var, kendim de çalıştığım için, işin başında da durmam gerektiği için randevuları iptal ettim" dedi.
"BANA EĞİTİM VEREN HOCAM İLE AYNI TAKIMDA YER ALDIK
Yoğun iş hayatı nedeniyle randevularını iptal eden Ülkü'nün, ikna edilmesiyle başlayan serüvenine ilişkin açıklamaları şöyle:
“O dönem yarış pistinden 6. kez aradılar. 'Ümit Bey lütfen artık sizi bekliyoruz, yeni bir grubumuz var 15 kişilik, siz de gelirseniz 2 tane grup olacak' dediler. Sırf emeğe saygı olsun diye 'Peki' dedim. Çünkü çok ısrar etmişlerdi. Gittim bir Pazar sabahıydı saat 8 civarındaydı, ilk defa pistle orada tanıştım. Gençler vardı, ben 33 yaşındaydım. İlk eğitimimi aldım. Eğitim veren hocaya ‘Bak hocam benimle ilgilen, ben yaparsam bu işi tam yaparım, benimle ilgilen' diye 20 defa söylemişim’ ki ben bunun farkında değildim, günler sonra aynı takımda yer aldık. O zaman anlattı bunu bana, o zamana kadar farkında değildim.
"İLK KUPAMI EĞİTİMİN SONUNDA ALDIM"
O gün eğitim sonunda zamana karşı yarış yapılıyor, ben o gün ilk birincilik kupamı aldım. 16 kişi içinde ben eğitimde birinci oldum. Bu işi çok sevdim. Eğitimi aldım ve 'bu kadar mı yani' diyorum. Yapım gereği kafamda bu işin sonuna kadar gitmem lazım benim. Hoca, 'Yarışlar olacak ben sana araç kiralarım' dedi. Ben de, 'Ben öyle anlamam, sen bu işin kuralı neyse bir araç belirle ben alayım. Kendi aracımla, kendi koltuk ayarımı yapayım' dedim. 1 hafta içinde bir tane kırmızı Palio bulduk, aldık.
"KENDİMİ ANLATAMAYINCA MAKSİ GRUBA GEÇTİM"
Ben piste gidiyorum, antrenman yapıyorum, bir mahalli yarış oluyor, Türkiye Şampiyonası oluyor. Yavaş yavaş yarışlara katılıyorum. Başladım 1,2,3,4,5,6 yarış ve ben hepsinde birinci oluyorum. Bizimle birlikte BMW'ler yarışıyor, Opel'ler var, Porsche'ler var onlar da aynı grupta start alıyor ve yarışıyor. Arkadaşlarım da bana 'Bak bunlar sana tur atıyorlar, seni geçiyorlar' diyor. 'O Porsche benimle bir değil, ben kendi kategorimde birinci oluyorum' diyorum ama anlamıyorlar. Baktım anlatamadım kendimi. Bu işin son noktası nedir, maksi grup. Körfez Pisti'nde bir yarış sonrasında İstanbullu bir yarışçıyla, tulumlarla kaldırıma oturduk, el sıkıştık ve onun Porsche'unu aldım.
Porsche alınca iş şöyle ciddiye biniyor, yedek parça... Araç 10 liraysa 30 liralık yedek parça alman lazım, servisin, ekipmanın olması lazım. Eğitimin olması lazım. Çünkü normal araba kullanmak gibi değil, 400 beygir gücünde, çok üst seviyede ve onu da yönetmek için çok antrenman gerekiyor. Ben yine 10 gün boyunca pistin işletmecisine kiralar ödedim. Garaj kiraladım, mekanik ekip kurdum, ustayla anlaştım, yedek parçalar, ekipman getirttim, garajımı donattım derken, antrenman yapacağım ama 'Yapamazsın bugün bisiklet var, bugün başka bir problem var' diyorlar. Tam çıkacağım, bu kez mekanik arıza var, onu ustanın yapması 3-4 saat sürüyor ve süre bitiyor.
"PİSTİ KULLANAMAYINCA SATIN ALDIM"
Bu işe girmişiz, antrenman yapmamız lazım, pist lazım, bu başka bir yerde kullanabileceğim bir otomobil değil ki; caddede kullanamazsın bu otomobili. Sonra baktım pist ihaleye çıkıyor, ihaleye katıldım. 2010 yılı başlarıydı, ihaleye 7 tane holding girdi, Mümtaz Tayincioğlu, Süleyman Memnun da katıldı. İkisi de federasyon başkanı. Bir de Çeyizci Ümit var. İhaleyi biz aldık.
" ÇOK YATIRIM YAPTIK"
Sonra Mümtaz Tayincioğlu, MTK'ya beni ziyarete geldi, 'Yanlış bir karar verdin, iş adamı için yanlış bir yatırım' dedi. Ben de 'Başkan, yatırım için almadım, ben bu sporu sevdim, yapmak istiyorum, yapamıyorum. Federasyon ayrı, işletmecisi ayrı her şeye olmaz diyorsunuz. En azından istediğim zaman antrenman yapacağım, sevdiklerimi de istedikleri zaman piste sokacağım’ dedim. Tabi böyle olmadı, piste girdik tabi durmadık içine restoran yaptık, çocuk oyun alanları yaptık, tribünleri yeniledik. Birçok yatırım yaptık.
"ÜMİT ÜLKÜ AKADEMİYİ KURDUM"
Ümit Ülkü Akademiyi kurdum. Nerede yarış arabası var buldum aldım. 60'ın üzerinde yarış arabasına sahip oldum bu süreçte. İnsanlara burayı anlatmak gerekiyordu. Ben 25 sene İzmir'de yaşayan birisi olarak pisti bilmiyordum, pisti nasıl tanıtacağımı düşündüm. Bir tane Ferrari aldım, bir tane Lamborghini aldım. 99 liraya Ferrari ve Lamborghini kiralamaya başladım. Özel günler için Ferrari turu düzenledim. Bundan para kazanmak için değil insanların ilgisini çekelim, insanlar piste gelsin diye yaptık.
"AVRUPA'DA YARIŞLARA ÇIKMAYA BAŞLADIK"
Ardından Ülkü Motor Spor'u kurduk, hafta sonları ben full eğitim veriyorum. İş duyuldukça Bakanlıklara eğitim verdim, Odalar, şoförler, makam şoförlerine, eğitimler verdim. İş büyüdü ve 2015 yılında 'Avrupa'ya çıkalım' dedim. Avrupa'da arenaya çıkmaya karar verdik ve BMW yarış aracı aldık, yeni Porsche'ler aldık. Ben yurtdışında 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019'a kadar her yıl full yarıştım. Hem Avrupa'da hem Türkiye'de yarışıyorum ve 3'er ayrı organizasyonda yarışıyorum. Normal değil.
"3 AYRI KATEGORİDE AYNI SENEDE ŞAMPİYON OLDUM"
Bugün ismini bildiğiniz herhangi bir yarışçı 1 şampiyonada 1 sezon yapar ve bu müthiş bir başarıdır. Yani tırmanmada 1 sezon 1 kategoride yarışır, rallide 1 sezon 1 kategoride yarışır ya da pistte kategoride yarışır veya karting'de yarışır. Sezon yapmak büyük emektir, başarıdır. Ben ise aynı sene tırmanma şampiyonası, aynı sene maxi grupta yarışıyorum, aynı sene süper grupta yarışıyorum. 3 ayrı kategoride Türkiye'de yarışıyorum, aynı sene 3'ünde de şampiyon oluyorum. Dünyada rekor bu.
"HER ŞEY HAKKIYLA YAPILMALI"
Bu işte bütçe gerekiyor, çok sevmeniz gerekiyor. Çok vakit harcamanız, çok çalışmanız gerekiyor. Almanya'dan dünyanın en iyi pilotunu 3 günlüğüne buraya getirdim ve ondan eğitim aldım. Bunlar hep sıra dışı şeyler. Ben bir şeyin hakkıyla yapılmasından yanayım.
"AVRUPA ÜÇÜNCÜSÜ OLDUM"
Türkiye'de 3 ayrı kategoride yarışarak şampiyon olduğum yıl, 3 ayrı kategoride de Avrupa'da yarıştım. ITS şampiyonası, Porsche Cup, Benelüks Cup... 1 şampiyonada sezon yapmak büyük bir başarıyken ben Türkiye'de 3 tane yapıyorum ve Avrupa'da da 3 ayrı şampiyonada yarışıyorum aynı yıl. Orada da Avrupa 3'üncüsü oldum, birçok birincilik elde ettim.
"150 YIL YARIŞAN BENİM KADAR YARIŞABİLİR"
İlk 5 sene 25 senelik yarışçıdan daha fazla yarış yaptım. 10 sene sonra ise 50 senelik yarışçıdan daha fazla yarış yaptım, şu an itibariyle birisi 150 yıl yarışsa benim kadar yarışabilir. 500 civarında kupam var. Pistte, depolarda, işyerimde, evimde kupalarım var. 17 yıldır yarışıyorum.
"YAPACAĞIN İŞİ İYİ ÖĞREN, ARAŞTIR, İÇİNE SİNDİR, ÇOK ÇALIŞ"
MÜSİAD Başkanlığı sürecimde üniversitelerde tecrübe paylaşımları yaptım. Konuştuğumuz koşullar girişimcilik ve gençlerin çekinmemeleriydi ama bu da şu yanlışa yol açıyor; bir şeyi yapmanın doğru seçeneği de var, yanlış seçeneği de var. Başarmanızla başarmamanızı belirleyen şey o işi yapıp yapmamak değil, o işe karar verip vermemek değil. Nasıl yaptığınız! Gençlere 'girişimci ol' demek doğru bir tarif olmaz. Ne yaparsan yap, önce yapacağın işi iyi öğren, iyi araştır, içine sindir. İnanıyor musun, içine sıcak geliyor mu, o zaman bu işe cesaret et, mücadele et, çok çalış, zorluktan da yılma. Hani nasihat ederken 'Ya korkma' derler ya; öyle bir şey yok!
"PİSTİ ALIRKEN HERKES 'DELİ MİSİN' DEDİ"
Ben pisti alırken eşim, dostum, herkes 'Deli misin, yapma, başına iş mi alacaksın, ne alakası var seninle' dedi. Ben buna inanmıştım. Piste gitmişim, antrenman yapmışım, sevmişim. Bende şöyle bir inanç var, bir şey benim içime sıcak geliyorsa; 'Benim içime sindi, ben bu işi kendim uğraşır yaparım' diyorsam; ben o işte başarılı oluyorum. O iş istediği kadar zor olsun. Benim için zor yok, inanıyorsan ve biliyorsan her şey kolaydır. Çok kolay bir şeydir ve ben onu bilmiyorsam benim için kolay değildir, girmem o işe. Sevmişsem o işi araştırır, öğrenir ve inanıyorsam da girerim ve başarılı da olurum.
"PİSTE GİRMEYEN İNSANLAR PİSTE GELMEYE BAŞLADI"
Bana 'Bu işe girme' diyen bütün arkadaşlarla pisti aldıktan 1 sene sonra pistteki kafeteryada oturuyoruz, 'Ya ne iyi yaptın, şurası kafa dinleme yeri' demeye başladılar ve hepsini ben daha sonra sporcu yaptım. Galip Atar, Bilal Saygılı, Ahmet Mutlubaş... Mutlubaş'ın pistin karşısında Volvo'nun bayisi, TIR şirketi var, daha piste girmemişti ömründe. Ve biz pisti aldığımızda 'Git önce kasada paranı öde, fişini al' yapmadık. Bizim işletmemizde hiçbir zaman öncelik para olmadığı için insanları yanımıza oturttuk, direksiyona geçirdik, eğitim verdik. Sevdin mi, sevdiysen eğer tarifesi bu, bundan sonra devam et diyerek böyle kazandık insanları.
"PİSTİ BOŞALTMAMIZI İSTEDİLER"
Pist bulunduğu alanın belediye tarafından geri alınmasına ilişkin soruları yanıtlayan Ülkü sürece dair şu açıklamalarda bulundu:
Biz pisti ihaleye katılarak Özel İdare'den almıştık. İhaleden 5 -6 yıl sonra Türkiye genelinde özel idareler kapandı. Özel idareye ait mülklerin büyük çoğunluğu belediyelere, bazıları da Milli Emlak'a geçti. Pist ise mahkemelik oldu. Bizim kiracısı olduğumuz pist alanının mülk sahibi belediye oldu. Burası sporun, sporcunun merkeziydi ama belediye bize 'Burayı boşalt. Biz buraya otobüs durağı yapacağız' dedi. Son 6-7 senemiz belediye ile bu şekilde geçti.
"DAHA GÜZELİNİ YAPTIK"
Biz pazarlık yaptık, her şeyi seferber ettik ve oturduk o dönem Aziz Kocaoğlu ile anlaştık. İBB'deki Genel Sekreter, Daire Başkanları da zaten 'Bu pist kalmalı, çok kıymetli' diyorlardı. 250 dönümlük alanın 50 dönümünü onlara verdik, 'kalan 200 dönümlük alana yeni bir pist, parkur yapacağız' dedik. 200 dönüme, 250 dönümde olandan daha güzel bir pist, daha güzel bir parkur yaptık. Daha uzun, daha profesyonel bir parkurumuz oldu. Eskiden 5 virajlı olan pist 10 viraja çıktı çok daha zevkli bir pist oldu. Bu arada onların aldığı o 50 dönümlük yer için halk ayağa kalktı ve oraya otobüs durağı yapılmadı. Orası atıl kaldı ve çöplüğe döndü.
Aradan 1- 2 sene daha geçti Aziz Başkan gitti ve Tunç Soyer geldi. Burayı boşaltın' demeye başladılar. Neden, çiçek bahçesi yapılacakmış, 'EXPO 2026'yı aldık boşalt' demeye başladılar. Bir gün baktık ki, tahliyeye gelmişler. Biz Spor Bakanını, Hamza Dağ'ı aradık, 1 sene daha atlattık. Sonra tekrar geldiler tahliye için, biz 1 kez daha tahliye kararını kaldırdık ve yine geldiler. Yani artık bize eziyet başlamıştı. Bu süreçte de hep yazışmalar devam etti.
"7 MİLYON 759 BİN TL'Lİ ECRİMİSİL GÖNDERDİ"
Bu arada pandemi yaşandı. O süreçte biz yine belli yarış ve eğitimlerimize devam ettik. Ama rahatsızlık boyutu artarak devam etti. Biz çıkmamak için hep mücadele etmiştik, 14 senedir de oraya kira ödüyorduk. Bizden önce pisti işletenler ayda 2 bin TL kirayı ödeyemiyordu, ihale edilmesinin sebebi de oydu. Biz 15 bin TL'ye tuttuk ve 40 bin TL'ye kadar kira arttı, o süre içinde de her ay bunu ödedik. Belediyeye geçince kira sözleşmemiz düştü ve ödeme şekli ecrimisile döndü. Çıkalım diye en son bize 7 milyon 759 bin TL ecrimisil çıkardılar. Ödeme emri gönderdiler.
"ZATEN İŞLETMEK İÇİN HER AY 250 BİN TL HARCIYORDUM"
2021 yılındaydık, sonlarına doğru, biz bu rakama itiraz ettik, mahkeme bizi haklı gördü ve ecrimisili 7 milyon 759 bin TL'den 2 milyon 800 bin TL'ye düşürdü. Ben zaten buraya ticari olarak bakmıyorum, buradan para kazanmıyorum. Ben her ay 200 - 250 bin TL burayı işletmek için cebimden para harcadım. 14 yıl boyunca ben oraya 6,5 Milyon Dolar para yatırmışım. Tribünü, garajı, asfaltı, tamiratı, gideri, işletmesi, maaşı, temizliği... Çim kesmek bile ciddi para 250 dönümde.
"27 TIRLIK MALZEMELERİMİZİ SÖKEREK PİSTİ TESLİM ETTİK"
Sonra piste yakın yerlerdeki 'komşular şikayet ediyor' diye bahane buldular. Yok meclis üyeleri gündeme getiriyor falan, baktım bu kadar emek, bu kadar risk, elimize bu kadar faturalar geliyor ve bunu benden başka ödeyecek kimse de yok. Ben de 'Tamam, alın' dedim. Aralık ayında... Oraya yaptığım bütün yatırımları, 27 TIR’lık malzemeleri söktük ve 12'nci ayda teslim ettik.
"PORSCHE TESTLERİNE BİZ GİDİYORUZ"
Yeni pist hedefim var tabi, arsa bakıyoruz. Spor Bakanına gittim, anlattım, dosyaları götürdüm. Olayın bu kadar önemli olduğunu anlatınca anladılar ve 'Sen arsa bul, biz destek olalım' dediler. Bulduğumuz 3 yer ormana ait çıktı. Tabi oralarda tesis yapamazsınız, bu yüzden yer arayışımız, hayalimiz devam ediyor. Biz bu arada yine tırmanma yarışlarına, Avrupa yarışlarına devam ediyoruz. Portekiz'e gidiyoruz. Bu arada Porsche'nin tüm araçlarının testine de biz gidiyoruz. Burada da, Körfezde yarışıyoruz. İzmir için belediyeye müracaat ettik, sağ olsun belediye bu senenin yarışlarının İzmir'de yapılmasına müsaade etti.
"ÜLKÜ YARIŞ PİSTİ ARALIK AYINDAN BERİ BİZDE DEĞİL"
Sosyal medyada bazı paylaşımlar yapılıyor, 'Ülkü yarış pistinin içler acısı hali' gibi. Halbuki biz Aralık ayında belediyeye teslim edip, tüm malzemelerimizi taşıdık.
"ATLETİZM ALANINDA MİLLİ SPORCU OLDUM"
Atletizmde de milli sporcu oldum. 3 ay önce 3 ayrı branşta Türkiye şampiyonu oldum. Gülle, çekiç ve disk atmada Türkiye şampiyonluğu kazandım. Balkan üçüncüsü olduk, spor denince karşımıza çıkan ilk fırsatı değerlendirdik ve antrenmanlara başladım. Dışarıya gülle sahası yaptım, ciritte Türkiye ikincisi diğer iki branşta da Türkiye şampiyonu oldum. Atletizme de bu vesileyle girmiş olduk.
