Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İZSU’da uzun yıllar görev yaptıktan sonra emekli olan Çevre Mühendisi Faruk İşgenç, Harmandalı Katı Atık Depolama Sahası ve Yamanlar’da yapılması planlanan tesisle ilgili süreci detaylarıyla anlattı. İzmir’in katı atık yönetimi konusunda yıllar içinde nasıl bir yol izlediğini ve bugün gelinen noktayı değerlendirdi.
İşgenç, “Harmandalı Katı Atık Depolama Sahası’nı İzBB meclisinin aldığı bir kararla 9,5 – 10 yıl İZSU olarak biz işlettik. Yamanlar’daki yerin bulunması çalışmalarında bizim arkadaşlarımızla uğraşlarımız sonucu ortaya çıktı. Yamanlar’ın Harmandalı’ndan bir farkı var. Türkiye’de geçmişte katı atık bertarafında ana yaklaşım depolamaydı. Depolama alanının düzenli depolama olmasına özen gösterildi, mevzuatta buna işaret ederdi. Yeraltı sularını kirletmesin, üzeri açık kalmasın, kokuya yol açmasın, trafik gibi önlemlerdi. Zaman içinde atığın çoğalması, bileşeninin değişmesi hem de mevzuatın değişmesine bağlı olarak depolama birincil öncelikli bertaraf yöntemi olmaktan çıktı” dedi.
“DEPOLAMA DEĞİL DEĞERLENDİRME TESİSİ OLACAKTI”
Yamanlar’da planlanan tesisin bir depolama alanı değil, ileri teknolojiye sahip bir değerlendirme tesisi olduğunu vurgulayan İşgenç, “Katı atık değerlendirme tesisi olacak Yamanlar’daki tesis yani depolama tesisi değil. Nedir farkı; depolama alanına çöpler ayrık olmadan getirilir, yığılır, üzeri kapatılır, baca gazlar oluşturulur, oluşan gazlar ekonomikse elektrik üretiminde kullanılır, yakılır. Yamanlar için öngörülen tesis, kağıtların, metallerin, camların, plastiklerin ayrıştırılması, organik içeriklerin oksijensiz ortamda çürütülerek biyogaz ve elektrik üretimi yapılmasını öngören bir yaklaşımdı. Kalan organik maddenin de depolanarak, toprak iyileştirici yani kompost olarak kullanılması hedeflenmişti” diye konuştu.
“KAYNAK SUYUNA ETKİSİ OLMAYACAĞI TESPİT EDİLDİ”
Yer seçimi ve çevresel etkilerle ilgili olarak da açıklamalarda bulunan İşgenç, “Yeraltı suyu için gerekli çalışmalar yapıldı. Yamanlar kaynak suyuna kesinlikle etkisi olmayacağı tespit edilmişti. Daha aşağıda birtakım küçük çeşmeler vardı, vatandaşların su aldığı, bunlar çok küçüktü ve büyük bölümü de kirliydi. Zeminde de sentetik koruma tabakası da hedeflenmişti” ifadelerini kaydetti.
“SOYER YAPMAYA GEREK DUYMADI”
Tesisin aynı siyasi partiden olan yöneticiler tarafından dahi desteklenmediğini hatırlatan İşgenç, sürecin yargıya taşındığını belirterek, “Bu tesisi yoğun bir tepki de vardı, aynı partiden olmasına rağmen Karşıyaka Belediyesi’nde de, politikacılardan da tepkiler vardı. Sonuçta yargı bu tesisin burada yapılmasına ve ÇED raporundaki önlemlerin yeterli olduğuna karar verdi. Ancak 2019’dan sonra Aziz Kocaoğlu zamanında başlatılarak ÇED çalışması yapılan bu işin Tunç Soyer döneminde yapılmasına gerek duyulmadı. ‘Başka bir yerde yaparız, bu tepkileri de almayız’ diye düşündüğünü sanıyorum. Ancak Büyükşehir’deki teknik arkadaşların bulduğu Menderes’teki yere de tepkiler geldi, istemeyenler oldu ve orada da yapılamadı. Böyle olunca Harmandalı’na gelen günlük atık miktarı arttı, kuzeyde ve güneyde yapılmış 2 tesis Bergama ve Ödemiş tesislerine rağmen giderek arttı, ne kadar özel firmaya işletim verilse de, buradan elektrik de üretilse, yöre insanlarının araç trafiğinden kaynaklı mevcut depo sahasının problemlerine yönelik yargı süreci başladı. Danıştay Harmandalı’nı kapatma kararı aldı” ifadelerini kullandı.
“YARGI KARARININ ANLAMI KALMIYOR”
Danıştay kararının uygulanmamasını eleştiren İşgenç, “Geçici süreyle Bakanlığın izin verdiğini duyduk, kısa bir süre, bu sürede bir şey yapılması mümkün değil ama iznin 1 gün olması ya da 1 yıl olması bu işin tali kısmı. Eğer Danıştay kararı da uygulanmayacaksa ülkede, yürütme yargının önüne geçecekse o zaman hiçbir yargı kararının anlamı da kalmıyor demektir. 66 yaşında bir vatandaş olarak ben ilk kez Danıştay kararının etrafından dolanıldığı, yok sayıldığı bir durumla karşılaşıyorum” dedi.
“KISA VADELİ SİYASİ HIRSLAR”
İzmir’in geçmişte kompost üretiminde geldiği noktayı da hatırlatan İşgenç, bugün gelinen durumun düşündürücü olduğunu vurgulayarak, “1965’ten sonraki dönemde İzmir merkezinin küçük bir nüfusu vardı ve kişi başı atık da bugünkünün yarısı kadardı, 600 gram civarındaydı. O günlerde İzmir’in 2 tane kompost tesisi vardı. Bu tesisler İzmir merkezinde oluşan çöplerin yarısını işleyecek durumdaydı. 250 tondu her birinin kapasitesi, bu 2 tesis yerine Uzundere’de 500 tonluk bir tesis yapıldı ve bu 2 eskiyen tesis kapatıldı. Geçmişte ürettiği katı atığın yüzde 90’ını kompost yani toprak iyileştirici materyale dönüştüren İzmir kenti aradan geçen 55 yıl sonunda atıklarını depolayacak yer bulamayan bir kent durumunda. Bu her İzmirlinin, İzmir’i yönetecek olanların dikkatlice değerlendirmesi gereken bir durumdur. Bu kent bu noktaya nasıl geldi, kısa vadeli siyasi hırslar, sizden öncekinin yaptıklarına yanlış demek kenti nereye getiriyor hepimizin değerlendirmesi gereken bir husustur” çıkışında bulundu.
İşgenç o yıllarda Yamanlar Tesisinin planlamasını anlatan video hazırladıklarını belirtti.